Atatürk’ün Bilecik’e gelişinin 94. yıl dönümü kutlandı.

Bilecik Şeyh Edebali Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşen kutlama programına, Bilecik Valisi Ahmet Hamdi Nayir, 2. Jandarma Eğitim Tugay Komutan Vekili Alpay Alper Sır, Belediye Başkanı Selim Yağcı, Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Azmi Özcan, İl Emniyet Müdürü Eyüp Özüdoğru, Vali Yardımcıları, daire müdürleri, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile öğrenciler katıldı.

Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programda öğrenciler tarafından şiir okundu.

Programda, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Araştırma Görevlisi Ali Okumuş, “Milli Mücadelede Bilecik ve Çevresi” konulu bir konferans verdi. Okumuş konuşmasında, Bilecik için, kuruluş ve kurtuluşun şehri tanımının çok isabetli olduğuna değindi. Kuruluş tarihimizde ve Bilecik’in şehir tarihinde çok önemli bir dönüm noktasını tarif eden 5 Aralık 1920 Bilecik mülakatı görüşmelerinin 94’üncü senesinde olduğumuzu kaydeden Okumuş konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

“Ben ilimiz Yunan mezalimi gibi şehrimizi alt üst eden yakıp yıkan böyle bir zulmün ve mezalimin yeniden yaşanmaması duası ve temennisiyle sözlerime başlamak isterim. Bilecik dediğiniz zaman Milli Mücadeledeki Bilecik bugünkü Bilecik sınırlarıyla aynı değildir. Milli mücadeledeki Bilecik Hüdavendigar vilayetine yani bugünkü Bursa vilayetine bağlı Ertuğrul Sancağı’nın merkez kazasıydı. Bu kazaya ilaveten Yenişehir, İnegöl ve Söğüt kazaları Bilecik’i yani Ertuğrul Sancağı’nı meydana getiriyordu. Tabi geçmişten bugüne çok önemli bir geçiş noktasında bulunmasından dolayı ve bu özelliğine Abdülhamit’in inşa ettiği demiryolunu da ilave edersek şehrin önemi daha da artmış Bizans’tan, Roma’dan ve Osmanlı’dan cumhuriyete kadar bu önemini korumuştur. Milli mücadele döneminde de Bilecik yine geçiş noktasını oluşturması hasebiyle son derece önemli bir konumdaydı. Bu özelliğini milli mücadeleyle muhafaza eden Bilecik bugünde aynı özelliğini devam ettirmektedir. Burada şunu hatırlatmakta fayda var. Osmanlı Devleti 1. Dünya Savaşı’ndan yenik çıkmış bir devlettir. 30 Ekim 1918’de itilaf devletleri Osmanlı Devleti’yle bir mütarekename imzalamışlardır. Fakat bu mütarekenin henüz mürekkebi kurumadan 13 Kasım 1918’de itilaf devletleri İngilizler başta olmak üzere İstanbul’u işgal etmişlerdir. Fransızlar Anadolu’nun farklı bir bölgesini işgal etmiş, İtalyanlar farklı bir bölgesini işgal etmiştir. Halk bu işgallere karşı tepkiliydi. Fakat asıl mücadele bu işgallerin neticesinde olmamıştır. İzmir’e Yunan’ın ayak basmasıyla meydana gelmiştir. 15 Mayıs 1919’da yunan askerleri İzmir’e ayak basmış ve bunun neticesinde bizim bugün milli mücadele dediğimiz bu milletçe topyekün mücadele başlamıştır"

 



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir