BAŞKAN YAĞCI’YLA YAPILAN RÖPORTAJ

Normal
0
21

false
false
false

MicrosoftInternetExplorer4

/* Style Definitions */
table.MsoNormalTable
{mso-style-name:”Normal Tablo”;
mso-tstyle-rowband-size:0;
mso-tstyle-colband-size:0;
mso-style-noshow:yes;
mso-style-parent:””;
mso-padding-alt:0cm 5.4pt 0cm 5.4pt;
mso-para-margin:0cm;
mso-para-margin-bottom:.0001pt;
mso-pagination:widow-orphan;
font-size:10.0pt;
font-family:”Times New Roman”;
mso-ansi-language:#0400;
mso-fareast-language:#0400;
mso-bidi-language:#0400;}

M.TEKELİOĞLU: Sayın Başkan 2004 yılında yapılan yerel seçimlerde halkımızın teveccühleri ile göreve başlayıp, beş yıl Bilecik ilimizde hizmet ettiniz. Beş yıllık belediye başkanlığı görevinde yaptığınız hizmetlerden halkımız memnun kalmış olacak ki 2009 yılında yapılan yerel seçimlerde yeniden Adalet ve Kalkınma Partisinden (AK Parti) Belediye Başkanı seçildiniz. İkinci dönem itibariyle yaklaşık 18 aydır yani 1,5 yıldır belediye başkanızısınız.

 

         Müsaade ederseniz 1,5 yılık süre içinde yaptığınız belediye çalışmalarınızı aktarmadan önce 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan referandum sonuçları hakkında kısaca bir değerlendirme yapabilir misiniz?

 

         S.YAĞCI: Öncelikle bir hususu hatırlatmak isterim. Bizim toplum yapımız ve tarihimiz “işte talih” diyerek öğüneceğimiz, başkalarının da imreneceği seviyeler üstü bir yapıya sahiptir. Biz millet olarak tarihler boyunca kendi ruhundaki dinamiklerden güç alan, kendi öz kaynaklarından beslenen ve kendi olarak asırlar ve asırlar ayakta durmasını başaran, başaracak olan bir millettir. Millet olarak kendi öz kaynaklarımızdan biri de Bilecik'in cazibesini artıran Şeyh Edebalı'nın fikirleridir. Yöneticilerin kendilerine kılavuz olarak kabul etmeleri gereken bir sözü vardır Şeyh Edebalı'nın, “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” der. Zaten hukuk tarihi incelenirse devletlerin kuruluşu da insan odaklıdır ve insan içindir.

 

         İnsanların tercihlerinin her zaman için ön planda tutulması gerektiği bir gerçek. Zaten demokratik rejim de bunu için kurulmuştur. Demokrasilerde referandumlar, aslında doğrudan demokrasinin gerçekleştiği en doğru araçtır. Hal böyle olunca Anayasa değişikliğinin referandum yolu ile yapılması aslında bu yönüyle güzel oldu. Vekiller yerine doğrudan asillerin karar vermesi ve kararın 'evet' çıkması sonucunda, bazı marjinal aykırı sesler dışında, halk içindeki tartışmanın bitmesi gösterdi ki; bu millet bazılarının dediğinin aksine demokratik olgunluğa erişmiş bir millettir.

 

         Referandum sonucu çıkan 'evet' ile halkımız aslında ciddi bir mesaj verdi. Bu mesajı iyi anlamak için değiştirilen 1982 Anayasa'sının yapılışını ve yapılan değişiklikleri dikkate almak lazım. 1982 Anayasası bir ihtilaldan sonra yapılan ve halkoyuna sunulduğu süreçte de eleştirilmesi yasaklanan bir anayasa idi. Bu durum karşısında halkın iradesinin hürce gerçekleştiğinden bahsedebilmek elbette zor. İşte halkımız 'evet' demekle; milli iradeyi kısıtlayan her şeye karşı olduğunu anlatmıştır aslında.

 

         Değişikliklerle getirilen yeniliklerden referandum sürecinde çok bahsedildi. Bunlar bir sürü platformda tartışıldı. Bunları yeniden tek tek saymaya gerek yok. Ancak bir hususa temas etmek isterim. Demokrasi ve kuvvetler ayrılığı ilkesinin uygulandığı bir ülkedeyiz. Yasama, yürütme, yargı ayrı kuvvetler. Yargı kuvvetinde HSYK'ya üye seçilmesinde, Hâkim ve Savcılara da söz hakkı verilmesi aslında demokrasinin bir gereğiydi ve bu yapıldı. Böylece HSYK'da kendi içerisinde demokratik bir yapıya kavuşmuş oldu.

 

         Bazı marjinal düşünceler 'evet' denirse ülkemizin karanlığa sürükleneceğini iddia ederken halkımız 'evet' demeyi tercih etti. İlimizde ise az bir farkla 'hayır' çıktı. Tabi biz ilimizde veya ülkemizde evet diyene de hayır diyene de saygı ile aynı mesafede yaklaşım sergilemeyi ilke edinmiş kişileriz. Referandum sonucunun evet olmasının iyi olduğunu düşünüyorum. Gereken bir değişiklikti ve halkın tercihi ile de yapılmış oldu. Marjinal düşünce sahiplerinin referandum sürecinde çizdiği karanlık tablolar da birer 'muhalefet senaryosu' olarak izlenmeyen bir film olarak tarihe geçmiş oldu.

 

         M.TEKELİOĞLU: 18 Aylık Belediye Başkanlığı görevi süresi içerisinde basından, belediye sitesinden ve hemşerilerimizden takip ettiğimiz kadarıyla güzel çalışmalara imza atıyorsunuz. 2004 – 2009 yılları arasındaki başkanlığınız döneminde önemli bulduğunuz, iyi ki yaptım dediğiniz çalışmaları özetler misiniz?

 

         S.YAĞCI: Öncelikle şunu söylemek isterim. Bilecik'e ve Bilecikliye hizmet etmek çok ayrı bir keyif. İnsanlara hizmet etmeyi bir onur olarak görüyorum. Bu yüzden çok sevdiğim Bilecik'e, Bilecik halkına, bana bu görevi vermesinden dolayı bir kez daha teşekkür ederim. Yapılan hizmetlerin tamamı aslında halkımızla birlikte imza attığımız hizmetlerdir.

 

         Bilindiği gibi şehircilikte alt yapı sistemleri bir vücudun damarları gibidir. Altyapı bir şehrin olmazsa olmazıdır. Aslında üzücü bir durumdur ama genelde alt yapı çalışmaları çok fazla girilmek istenmeyen işler olarak karşımıza çıkar. Sebebi ise yapımı oldukça maliyetli,  yerin altında kaldığı için göze hitap etmeyen ve yapım sırasında da gerçekten halka rahatsızlık veren dolayısıyla da halktan çok şikâyet gelmesine neden olan işlerdir bunlar. 2004 Yılında göreve başladığımızda, biz bütün bu olumsuzlukları göğüsleyerek ilimizin altyapı çalışmalarını tamamlamak için kolları sıvadık. Çünkü bahsettiğim gibi bir şehrin en önemli konularından biridir altyapı işleri. Bu gün itibariyle ise ilimizin altyapı çalışmaları yüksek ölçüde bitirilmiştir.

 

         Yine biraz altyapıyla da ilişkin olan su probleminin çözümü beni hep mutlu eder. İnsan çeşmesinden akan suya güvenmeli ki yüzünü rahat yıkasın suyunu doya doya içsin. Göreve geldiğimizde ilimizin su şebekesindeki hatların tamamını yeniledik. 1990 lı yıllarda fizibilitesi başlayan Karasu İçme ve Kullanma Suyu Projesi göreve geldiğimizde bir kangrendi. Hükümet ile gerekli görüşmeleri acilen yaptık, Karasu Birliği olarak Karasu içme ve kullanma suyu şebekesini hayata geçirdik. Böylece Türkiye'nin en iyi içilebilir suyunu halkımıza sunma fırsatını bulduk. Tabi aslında yaptığımız bütün hizmetler ayrı bir önem arz etmektedir. Ancak bu hizmetler biraz da şehrin genel sağlığını ilgilendirdiği için iyi ki yapmışız diyoruz.

 

         M.TEKELİOĞLU: Bahsettiğiniz gibi, yerleşim birimlerinde en fazla ihtiyaç duyulan şey altyapı çalışmaları ve bunun yanında çevre düzenleme çalışmalarıdır. Mali yönden de en masraflı yatırım yine altyapı çalışmalarıdır. Bu konuda ikinci döneminizin ilk 18 aylık döneminde neler yapabildiniz?

 

         S.YAĞCI: Kısaca bahsettim yukarıda, biz 2004 – 2009 yılları arası çalışmalarımızla altyapı sorununu büyük ölçüde zaten çözmüştük. Tabi bu anlamda işler bitmeyecektir. Sürekli yeni işler çıkması doğaldır. Bu çerçevede çıkan arızlar süratle giderilmektedir. Bunun dışında da hızla gelişen ve büyüyen ilimizde ihtiyaç duyulan yerlerdeki altyapı çalışmaları da yapılmaya devam etmektedir. Örneğin bu kapsamda Şeyh Edebalı bölgesinde bulunan ve dışarı akarak hoş olmayan bir görünüm oluşturan kanalizasyon probleminin çözümü için gerekli çalışmalar yapılmış, Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu ile durum görüşülerek 400.000.-TL civarında bir ödenek ayrılması sağlandı. Bu yöndeki çalışmalarımız da devam etmektedir.

 

         Çevre düzenlemesi konusunda halkımızdan olumlu yönde tepki aldığımız çalışmalarımızdan bir örnek vermek isterim. 2. Jandarma Er Eğitim Tugayı'nın yanında bulunan yaya kaldırımının genişletilmesi ve Tugayı çevreleyen eski duvarın yıkılarak yerine tarihi dokuya uygun, kale duvarı tazında bir duvar yaptık, bu günlerde de ikinci etabını bitireceğiz.

 

         Göreve ilk geldiğimiz zamanda Bilecik genelinde 3 – 5 park vardı. Çocuklar bizim geleceğimiz. Çocuklara, 'Bu gün onlar bize, yarınsa biz onlara emanet' gözüyle bakıyorum. Bu itibarla hem çevre düzenlemesine katkıda bulunacağı hem de çocuklarımızın hoşça vakit geçirmesini sağlaması amacıyla toplamda 40'a yakın park ve spor kompleksi yaptık ve çocuklarımızın kullanımına sunduk.

 

         Çevre anlamında yeni bir şeyler yaparken evvelce yaptığımız işlerin de devamını sağlamak çok önemlidir. Bu çerçevede de bakım, onarım ve yeşillendirilmiş bölgelerin yeşil kalmasını sağlamak için rutin çalışmalarımız da aralıksız devam ettiriliyor.

 

         M.TEKELİOĞLU: Karasu Projesi ile kaliteli içme suyunu hemşehrilerimizin hizmetine sundunuz. Suyun daha sağlıklı bir biçimde evlere ulaşabilmesi için içme suyu borularını yenilediniz. Bilecikli hemşerilerimize 81 ilin en iyi içme suyunu hizmetlerine sundunuz. Bu konuda neler diyeceksiniz?

 

         S.YAĞCI: Sağlık Bakanlığı'nın yaptığı araştırma ve tahlil neticesinde ilimizin içme suyu, içilebilirlik düzeyi en iyi olan su olarak tespit edildi.

 

         Bu başarıya; içme suyu şebekesini tamamen yenileyerek, kaçakların ve şebekeye farklı suların dahil olmasını engelleyerek ulaştık. Karasu içme suyu hattı projesinin bitirilmesi de Bilecik'in gelecek yıllarda su sıkıntısı yaşaması ihtimalini ortadan kaldırmıştır.

 

         Bu aslında Bilecik için bir gurur kaynağı. Hemşerilerimizin her zaman hizmetin en iyisine ve en güzeline layık oldukları inancını taşıyorum. Biz böyle güzel sonuçlarla karşılaştıkça hizmet etme arzumuz artmaktadır.

 

         M.TEKELİOĞLU: 2009 Yılı Mart ayında yapılan yerel seçimlerde vatandaşlarımızın seçim bildirgenizde 11 büyük projeden bahsettiniz. Yerel basında ve bazı kişilerce bir yıl geçmesine rağmen Hiçbir projenin tamamlanmadığı yönünde yazılar yazıldı ve konuşuldu. Söz verdiğiniz projeleri incelediğimizde 6 ayda, 1 yılda yapılabilecek projeler olmadığı kanaatindeyiz. Bu projelerin akıbeti hakkında bilgi verebilir misiniz?

 

         S.YAĞCI: Öncelikle şunu ifade edelim bu projeler gerçekten büyük ölçekli projeler olup Bilecik'in ufkunu açma kapasitesine sahip projelerdir. Sizin de ifade ettiğiniz gibi 6 ayda 1 senede bitirilebilecek projeler değildir.

 

         Her işin bir ön hazırlığı vardır. Bu projelerin de muhakkak ki ön hazırlığı var. Bunları da yasal çerçevede yürütmek durumundasınız. Prosedüre aykırı iş yapmanız hukuk devletinde asla kabul edilemez. Biz de şu anda bu projeler ile ilgili olarak bitirilmesi gereken prosedürleri bitirmeye çalışıyoruz. Çıkan haberler tamamen yanlı, yıpratma, moral ve motivasyonu düşürmeye yönelik haberlerdir. Bizi bu projelere dönük çalışmalarımıza kararlılıkla devam etmekteyiz.

 

         Kültür ve Kongre Merkezi ile ilgili projemizin ihale işlemleri tamamlanmış olup ihale iş ve işlemlerinin kesinleşmesi beklenmektedir. Kesinleşmesinin akabinde çalışmalara hızlı bir şekilde devam edilecek ve Kültür ve Kongre Merkezi halkımızın hizmetine sunulacaktır.

 

         Hamsu Vadisi projesi ile ilgili olarak birinci etaplık kısmı için ihale işlemleri yapıldı. Bunun da kesinleşme süreci beklenmektedir. Eski Belediye binası yerine yapılacak olan Ticaret Merkezi ile ilgili olarak, Bilecik İl Özel İdaresi ve Bilecik Belediyesi Müşterek Yatırım ve Hizmetler Birliği ile gerekli anlaşma sağlanarak Tapu Sicilindeki tevhit işlemleri tamamlanmış ve iş ihale aşamasına getirilmiştir. İhalenin yapılarak kesinleşmesinden sonra inşa işleri başlayacaktır.

 

         Otogar projesi ile ilgili olarak tespit edilen yerde kamulaştırma işlemlerimiz devam hızla devam etmektedir. Bu güne kadar yaklaşık 100 dönüm yer üzerindeki kamulaştırma işlemlerinde uzlaşma sağlanmıştır.

 

         Diğer projelerimiz ile ilgili çalışmalarımızda hızla devam etmektedir. Amacımız 2011 yılını yatırım yılı olarak geçirmek ve sonrasında da kalan 3,5 yıllık görev süremizde söz verdiğimiz projelerimizi halkımızın kullanımına sunmaktır.

 

         Siyasi nedenlerle yapılan bahsettiğiniz tarzdaki haber ve eleştirilere halkımızın kulak asmamasını isterim. Bizim bunlara cevabımız, halkımızla beraber kurdele keserek olacaktır.

 

         M.TEKELİOĞLU: Kardeşlik bağlarımızın ve yardımlaşma duygularımızın en yoğun yaşandığı ramazan ayında ihtiyaç sahiplerine ne gibi hizmetler yaptınız ?

 

         S.YAĞCI: Muzaffer Bey malumunuz olduğu üzere Ramazan ayı manevi duyguların en yüksek yaşandığı bir aydır. Oruç ibadeti insanların aç kalmakla imtihana tabi tutulduğu bir ibadettir. Konu açlık olunca da ilk ihtiyaç yiyecek ihtiyacıdır. Tabi bu anlamda ihtiyaç sahibi olan insanlarımız da mevcuttur. Biz de buradan hareketle göreve geldiğimizden itibaren aralıksız olarak her ramazan ayında ihtiyaç sahiplerine gıda yardımında bulunduk. Bu gıda yardımları dağıtılırken ihtiyaç sahiplerinin rencide olmaması için akşamları dağıtılmasına özen gösterdik.

 

         İftar vakti geldiğinde bazı insanlarımız işinden dolayı bazı insanlarımız da ihtiyacından dolayı iftar yapabilecek bir yer aramakta olduğu bir gerçek. Bu da farklı bir ihtiyaç. Bu ihtiyacı karşılamak için yine göreve geldiğimiz 2004 yılından bu yana aralıksız her sene Belediye Kültür Sitesi'nde her gün 500 kişilik iftar yemeğini hayırsever işadamlarımızın destekleri ile verdik.

 

         Her ramazan ayının geçtikten sonra güzel hatırlar bırakmasını önemsiyorum. Bunun için geçtiğimiz yıllarda belediyemiz tarafından kurulan mehter takımının ilimiz mahallelerinde mehter konseri vermesini sağladık. Yine geçtiğimiz yıllarda Semazen gösterileri gibi etkinlikler sergiledik. Geçtiğimiz ramazan ayında ise bir sivil toplum kuruluşuyla birlikte Ramazan Çarşısı kurduk ve bu mekanda halkımızın güzel bir ramazan geçirmesi için ramazan ayının ruhuna da uygun etkinlikler sergiledik.

 

         Muzaffer Bey bildiğiniz gibi bayram akşamlarında mezarlık ziyareti güzel bir kültür örneğimizdir ve bu da Bilecik’te önemsenmektedir. Biz de bu ihtiyaca cevap verebilmek için arefe günü şehir mezarlığımıza ücretsiz olarak belediye otobüs seferleri düzenlemekteyiz. Bu vesile ile önümüzdeki kurban bayramı arefesinde de bu seferlerin devam edeceğini halkımızın bu hizmetten ücretsiz faydalanabileceğini duyurmak isterim.

 

         M.TEKELİOĞLU: Eğitimdeki başarı o ülkenin her konuda ilerlediğinin göstergesidir. Milli eğitim camiasında 36 yıl çalışan bir kişi olarak gözlemlerim ,siz Belediye Başkanı Selim Yağcı, hatta vatandaş Selim Yağcı olarak eğitime gönül vermiş bir kişisiniz. Bunu her fırsatta dile getiriyorsunuz. Uygulamasını da yapıyorsunuz. Her öğretim yılında olduğu gibi bu eğitim-öğretim yılında da merkez ve köy okullarımızda okuyan 1. sınıf öğrencilerine eğitim setleri dağıttınız. Öğrencilerimizden, öğretmenlerimizden ve velilerimizden nasıl bir tepki aldınız. Bunun dışında eğitim kurumlarına ne gibi katkıda bulundunuz?

 

         S.YAĞCI: Evlatlarımızı bütün olumsuzluklara karşı koyabilecek bir iç mukavemetle güçlü yetiştirmemiz gerektiğine inanmış bir insanım. Gelecekte yerinde sayan bir millet olmamak için hür düşünen nesiller yetiştirmemiz gerekmektedir. Her fırsatta insanın kendini yenilemesi gerekiyor. Zira dünya ülkeleri ile yarışta sürekli dinamik ve azimli nesiller başarılı olabilir. Tabi bütün bunlar bana göre fazlasıyla okumaya da bağlı. Küçük yaşlarda edinilen alışkanlıkların zamanla vazgeçilmez prensipler haline döneceği düşüncesindeyim. İşte bu düşüncelerle çocuklarımızın okuma alışkanlığı edinmesini çok önemsiyorum. Bu düşüncelerle 2008 yılından bu yana her sene başında 1. sınıflara ilk okuma seti diye tabir edilen kitapları ücretsiz dağıtıyoruz.

        

         Amacımız böyle hassas bir amaç olunca sloganımız da “her okula değil, her öğrenciye bir set” oluyor. Burada amaç çocuklarımızın eğitimine katkıda bulunmak. Okul hayatına yeni başlayan biraz ürkek ama bir o kadar da heyecan ve ümit dolu gözlerin, hediye aldıklarındaki pırıltıları bana göre bu işin de ücreti oluyor. Anne, baba ve öğretmenler de çocukların okuma iştiyakını artıran bu hediyelerin verilmesinden çok memnunlar. Bir çok veli ve öğretmen, şahsıma, bu hizmetimizi takdir ettiğini defalarca iletmiştir.

 

         Bu hizmet bir yönüyle de ihtiyaç sahibi kişiler açısından maddi bir destek anlamına da geliyor elbette. Ama bizim buradaki esas amacımız eğitim tabi… Eğitim konusunda, ihtiyaç sahibi ailelerin  her zaman yanında olduk ve olacağız.  Örneğin Milli Eğitim tarafından tespit edilmiş ihtiyaç sahibi bazı öğrenciler var. Biz bunlara da bir eğitim öğretim dönemindeki ihtiyaçlarının büyük kısmını karşılayabilecek çeşitlilikte ve miktarda kırtasiye yardımı yaptık.

 

         İlimizde bulunan her ilköğretim okuluna bir oyun grubu kurulması için Milli Eğitim Müdürlüğü ile bir protokol imzaladık. Her ilköğretim okuluna oyun grubu kuruyoruz ve bunun maliyetinin tamamını da Bilecik Belediyesi olarak karşılıyoruz. ilköğretim seviyesindeki çocuklarımız malum olduğu üzere oyun çağındaki çocuklardır. Eğitim ve öğretimi onlar için zevkli hale getirmeyi, 'okuldan kaçan değil okulu özleyen öğrenciler' olmalarını sağlamayı amaçlayarak bu projeleri gerçekleştiriyoruz.  İlköğretim okullarının tamamına yakınında bu oyun grupları kuruldu. Diğer okullar ile ilgili olarak da çalışmalarımız devam etmektedir.

 

         Okul artık biliyorsunuz ana okulu ile başlıyor. Okulu sevdirmek ve anaokulu öğrencilerinin dağarcıklarına bir şeyler katabilmek maksadı ile tiyatro festivali çerçevesinde anaokullarımızda çocuk oyunları sergiliyoruz.

 

         Eğitim bilimciler, eğitimde moral ve motivasyonunun önemini çok iyi bilirler. Başarının takdiri moral ve motivasyon için önemli bir etkendir. Genel sınavlarda dereceye giren öğrencilerimizi takdir ederek, onları hediyelendirmek suretiyle öğrencilerimizin moral ve motivasyonuna katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Böylece öğretmenlerimizin bu yöndeki çalışmalarına da destek sağlamış oluyoruz.

 

         Ayrıca öğrencilerimizi teknoloji ile buluşturma noktasında her okulumuza bir akıllı tahta projesi üzerinde çalışıyor ve pek yakında onu da gerçekleştireceğiz. Her şey çocuklarımız ve halkımız içindir.

 

         M.TEKELİOĞLU: Çocuklarımızı gerçekten çok seviyorsunuz. Okullara çeşitli vesilelerle gittiğinizde öğrenciler başkan amcalarını görebilmek, sizinle konuşabilmek hatta kucaklayabilmek için birbirlerini tabiri caizse eziyorlar. Röportajımızın başlarında onlara yaptığınız hizmetlerden bahsettiniz. Gelecekte belirli makam ve mevkilere gelip, memleketin yönetimine sahip olacak gençlerin şimdiden alışmaları için Çocuk Meclisleri kurdunuz. Birbirleri ile kaynaşıp, dostluk bağlarını pekiştirmek ve gönüllerince eğlenmelerini sağlamak için çocuk festivalleri düzenliyorsunuz. Bu çalışmalar hakkındaki duygu ve düşüncelerinizi aktarabilir misiniz?

 

         S.YAĞCI: İlimizde çocukların olduğu her noktaya bir park ve spor tesisi yaptık. Çocuk Meclisi kurduk. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda Çocuk Festivali düzenliyoruz. Eğitim alanında çocuklarımızın önünü açmak adına gayretlerimiz var. Amaç açıkça çocuklarımız.

 

         Tarihsel sürecin getirdiği bir sonuçmudur yoksa bilinçli bir karar mıdır bilemiyorum ama baktığımızda Ulusal Egemenliğimiz ile Çocuk Bayramını birlikte kutlamamız bana hep manidar gelmiştir. Çacuklara, 'Bu gün onlar bize, yarınsa biz onlara emanet' gözüyle baktığımı söylemiştim. İki bayramı birleştirerek kutlamamızda bana göre saklı mana bu. Rahatlıkla diyebiliriz ki, yarınlardaki ulusal egemenliğimiz çocuklara emanet.

 

         Değişen ve gelişen dünyada her alanda devletlerarası bir yarışın olduğu ve sürekli de devam edeceği bir gerçek. Çocuklarımızı geleceğe donanımlı olarak hazırlamamız gerekmektedir. Onların sosyal, özgüveni olan, girişimci ruhlu ve hür düşünceli insanlar olarak yetişmesini sağlamalıyız. Bunun için çocuk meclisi kurulmasının gerektiğini düşündük ve kurduk. Çocuk denilince eğitim elbet çok önemli ama onların oyun ihtiyaçlarını unutursak eğitim çocuğun kaçmak istediği bir zorluk olacaktır. Bunun da önüne geçmek düşüncesi ile onların rahatlıkla oyun oynayabileceği parklar ve spor sahaları oluşturma gereğini duyuyorum. Bu amaçla da park, spor sahası gibi tesisler kuruyoruz.

 

         Japonlar nasıl Hiroşima ve Nagasaki'yi çocuklarına unutturmuyorsa biz de; bir Kurtuluş Savaşını, bir Çanakkale Zaferini çocuklarımıza unutturmamamız gerektiği inancındayım. Bu amaçla Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda unutulmayan bir 23 Nisan hatırası olarak kalması için çocuk festivali düzenliyoruz.

 

         Çocuklarımızın her yönüyle yetişmesi için imkanlar çerçevesinde biz de hizmet etme çabasındayız. Bu hizmetlerde benim ayrı bir mutluluğum var aslında o da; çocuklarımızın gülen yüzleri ve pırıldayan gözleri. Doğrusu bu beni çok mutlu ediyor.

 

         M.TEKELİOĞLU: Her işin başı sağlıktır. Vatandaşımızın sağlıklı bir yaşam sürdürebilmesi için neler yapabildiniz?

 

S.YTAĞCI: Elbette sağlık her kes için vazgeçilmez. Sağlık her işin önüne geçer. Sağlık konusunda son yıllarda devletimiz tarafından çok ciddi adımlar atılmaktadır. Belediyecilik hizmetlerinin de genel sağlığa bakan yönleri vardır.

 

         Hastalık saçan bir takım unsurlar vardır ki, bu unsurların önüne geçilmemesi halinde salgın hastalıkların ortaya çıkabileceği bir gerçektir. Bir şehrin altyapısının sorunlu olması, kanalizasyon hatlarında, içme suyu şebekelerinde sorun olması halinde genel sağlığın bozulması işten bile değildir. Biz bunun tedbirini göreve geldiğimiz ilk dönem aldık. İçme suyu şebekelerinin tamamını yeniledik. O dönemler de içme suyu şebekesinde değiştirdiğimiz eski boruların fotoğrafları var görmüşsünüzdür belki, içler acısıydı. Şimdi ise çeşmelerimizden akan su ülkemizin içilebilirliği en iyi olan suyu. Bunun genel sağlık açısından alınması gereken en önemli tedbirlerden bir olduğu bir gerçek ve biz bunu hep birlikte başardık.

 

         Yine göreve ilk geldiğimiz zamanlarda bir çok sokağımızda kanalizasyon hattı yoktu, fosoptik çukurları kullanılıyordu. Yine buna ilişkin gözümün önünden gitmeyen bir fotoğraf da bu atıkların içinde oynayan çocukların bir fotoğrafı. Şu anda ise kanalizasyon hattı bulunmayan sokağımız yok. Bunlar genel sağlık için çok önemli yatırımlardı ve yine hep birlikte bu işi de başardık.

 

         Sağlık için önemli diğer bir hususta gıda denetimleridir. Zabıta ekiplerimiz bakkal ve marketlerde gerekli denetimi rutin olarak yapmaktadırlar. Denetimler sırasında sağlığı etkileyecek gıdaların, örneğin son kullanma tarihi geçmiş gıdaların, tespiti halinde gerekli yasal işlemler yapılarak bunların satışı engelleniyor.

 

         Belediyemizden ihale ile temizlik işlerini almış şirketin çalışmaları da sürekli denetlenmektedir. Zira şehrimizin temizliği genel sağlık açısından çok önemlidir. Çöplerin zamanında alınması sağlanmakta ve ayrıca belirli noktalar da zaman zaman yıkanmaktadır.

 

         Bir de ücretsiz olarak sunduğumuz sağlık taramalarımız oldu. Bu kapsamda halkımıza açık ve ücretsiz olarak; göz taraması, kulak (duyma) testi, kalp testi gibi muayeneler yaptırıldı. Böylece bu hizmetleri halkımızın ayağına getirmiş olduk.

 

         M.TEKELİOĞLU: Bilecik Belediyesi olarak ve Bilecik üniversiteliler topluluğu derneği ile birlikte Bilim, Ekonomi ve Kariyer Zirvesi gerçekleştirdiniz. Zirvenin Bilecik'imize katkılarından bahsedebilir misiniz?

 

         S.YAĞCI: Üniversitenin ilimize yıllar sonra gelmesi, konferans, seminer gibi ilmi çalışmaların anlatıldığı programların ilimizde eksik kalmasına sebep olmuştur. Çünkü bu tarz çalışmalar genel itibariyle üniversiteler tafaından daha fazla yapılmaktadır. Biz de bu eksikliğin giderilmesine bir katkı sağlamak maksadı ile böyle bir organizasyona imza attık.

 

          Bu tarz programlarda sunumcular belirli bir konu hakkındaki düşüncelerini ve tecrübelerini aktarırlar. Diyebiliriz ki bu tarz programlar aslında bir uzmanın meslek tecrübesinin özeti niteliğindedir. Yıllarca edinilmiş bilgi birkimi ve tecrübenin katılımcıya aktarılmasıdır. Bu tarz programların tabii ki en birincil faydası bu aslında. Dinleyicilerin kendilerini geliştirme, yeni bilgiler ve tecrübeler öğrneme imkanını bulmasıdır. Ben bu yönüyle bu zirvenin çok faydalı olduğu inancındayım.

 

         Bunun dışında da bu tarz organizasyonlar ilimizin tanıtılmasına katkı sağlayacaktır. Zira sunumu yapan kişiler ilimiz dışından gelen ve bir çok yerde bu tarz seminerlere imza atan kişilerdir. Bu kişiler geldiklerinde Bilecik'in belli başlı yerlerini de geziyorlar ve inanıyorum ki gittikleri yerlerde Bilecik için gezilip görülmesi gereken bir yer olarak bahsedeceklerdir.

 

         M.TEKELİOĞLU: Zeytinburnu Belediyesi'nin de katkıları ile kuruluştan kurtuluşa kültür ve tarih yolculuğu kapsamında yanılmıyorsam 6000 kişinin ecdadımızın bulunduğu yerleri ziyaret etmesini sağladınız. Neler söyleyeceksiniz?

 

         S.YAĞCI: Belediyecilik anlayışımızda sadece il içine hapsolmuş bir belediyecilik yapmak yoktur. Değişik yerler ve kuruluşlar ile işbirliği yaparak, ilimizin her yönden gelişmesini sağlamak durumundayız. Bu çerçevede yapmış olduğumuz bir çalışmaydı bu.

 

         İlimiz aslında önemli bir il. Çünkü kuruluşun ve kurtuluşun beşikliğini yapmış, ciddi tarihi olaylara sahne olmuş topraklarda bulunuyor. Burada herkese bir görev düştüğünü düşünüyorum. O da ilimizin, bu yönüyle tanıtılmasını sağlamak. Çünkü yıllarca bu yönde çalışmalar hep eksik kalmıştır. İlimizin bu yönüyle bir cazibe merkezi haline getirilmesi ancak tanıtmakla olacaktır. Bu tarz tanıtımların ilimize sosyal ve ekonomik anlamda katkı sağlayacağını düşünüyorum.

 

         M.TEKELİOĞLU: Toplu olarak yaşanan yerlerde sosyal, kültür ve sportif faaliyetleri yapmak, toplumların birbirlerine olan sevgi, saygı, hoşgörü ve kardeşliğini kısacası bağlılığını artırmaktadır. Belediye olarak sosyal alanlarda, kültür ve sanat etkinlikleri ve sportif faaliyetlerle ilgili neler yapabildiniz?

 

         S.YAĞCI: Muzaffer Bey, her ortamda söylediğimiz gibi belediyecilik sadece çöp toplamak, su, kanalizasyon gibi altyapı işlerinden ibaret değildir. Belediyecilik anlayışımızda her alanda hizmet vermeye çalışmak vardır. Kültürel ve sportif faaliyetlerin bir toplumun gelişmesinde ne derece önemli olduğunu sorunuzda vurguladınız. Biz de bu amaca hizmet etmek için bu güne kadar bir çok etkinlik ve organizasyon yaptık.

        

         Göreve geldiğimiz günden itibaren her yıl düzenli olarak tiyatro festivali düzenlemekteyiz. Bu tiyatro festivalinde ulusal düzeyde isim yapmış tiyatrocularımız rol almaktadır. Bunun yanında 19 Mayıs haftasında Gençlik Festivali, 23 Nisan haftasında Çocuk Festivali düzenlenmektedir. Yine tarihimizi unutmamak için kurduğumuz Bilecik Belediyesi Şeyh Edebalı Mehteran takımımız var bu da zaman zaman konserler vermektedir. Kurtuluş Festivalimiz de kültürel etkinliklerimizden biri. Yine her yıl kitap fuarı düzenleyerek kültürel bir hizmet veriyoruz.

 

         Göreve geldiğimiz zaman çocukların gidebileceği bir sinema ilimizde yoktu. Bu eksikliği gidermek için bir cep sineması yaptık. Ayrıca bağlama, ney, gitar kursları açtık. Türk Halk Müziği Korosu kurduk.

 

         Spor alanında da bir çok organizasyonumuz var. Gençlerimizin zararlı alışkanlıklardan uzak tutularak sportif alanlarda faaliyet göstermeleri politikasını güderek Bilecik Belediyesi Spor Kulübü Derneği'ni kurduk. Bu dernekte Basketbol alanında başarılı çalışmalar gerçekleşti. Yine çocuklarımız için Yaz Spor Okulu açtık. Bu güne kadar yüzlerce genç bu okullara katılarak sertifikalarını aldılar.  Bunların dışında da Köyler arası Futbol müsabakaları, Sokak Basketbol turnuvaları, Motokros Ayrışları, Rahvan At Yarışları, Kurtuluş Şenlikleri çerçevesinde Güreş Müsabakaları gibi bir çok organizasyona imza attık.

 

         M.TEKELİOĞLU: Kendinizden bahsedilmesini pek istemezsiniz ama sormak durumundayım, Politikim Dergisinin düzenlediği Türkiye'nin örnek insanları seçiminde yılın belediye başkanı seçildiniz duygularınızı aktarabilir misiniz?

 

         S.YAĞCI: Evet. Bilecik Belediyesi olarak yaptığımız hizmetleri diğer belediyelerin yaptığı hizmetleri kıstas alarak yaptıkları incelemede yılın belediye başkanı seçildik. Tabi bu hoş bir şey. Bunu hak edip etmediğimize esas karar verme yetkisi Bilecik halkına aittir. Onlar böyle düşünmüşler elbetteki teşekkür ederim.

 

         Tabi şu da bir gerçek Bilecik Belediyesi olarak çok işler yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. Hani mütevazilik yapıp bir şeyler yapmaya çalıştık da denebilir belki ama bu seferde bu hizmetlerde katkısı olan arkadaşların haklarını ihlal etmiş oluruz. Bir de Bilecik halkına bir şeyler yapabilmek aslında yapan kişi için bir lutuftur. Bu lutfu da inkar etmemek gerekir. Bu nedenle de yapılan işi hak yememek ve lutfu da inkar etmemek adına söylemek gerekiyor.

 

         Politikim Dergisi hizmetleri baz alarak yılın belediye başkanı dedi bize. Fakat esas takdir ve esas mutluluk Bilecik halkına yapılan hizmet neticesinde geliyor. Demiştim ya başta; bir çocuğun gülen yüzü, pırıldayan gözü en güzel hediye ve teşekkür şekli benim için.

 

         M.TEKELİOĞLU: Yukarıda açıklamaya çalıştığınız çalışmaların dışında ne gibi çalışmalarınız oldu? 

 

         S.YAĞCI: Belediye Başkanlığı dışında, Bilecik Belediyeler Birliği, Karasu İçme ve Kullanma Suyu Birliği gibi birliklerde de başkanlık görevini yürütüyorum. Bunların dışında da Marmara ve Boğazlar Birliği ile Türkiye Belediyeler Birliği'nde de görevlerim var. Buralarda da farklı alanlarda çalışmalarımız oluyor. Tabi buralarda da yakaladığımız fırsatları Bilecik ve Bilecikli adına nasıl kullanabiliriz bunu da gözlüyoruz.

 

         Anlattığımız çalışmalarımız dışında, göreve geldiğimizden bu yana 30'un üzerinde hizmet aracını belediyemize kazandırdık. Ayrıca Mahalle Konakları yaptık. Beşiktaş Mahallesi'ndeki mahalle konağımız da yapım aşamasında ve bitmek üzere.

 

 

         Ayrıca merkezi idare tarafından yapılan TOKİ Konutları, Çevre Yolu, Bilecik Üniversitesi'nin kuruluşu, Karasu İsale Hattı Projesi, Pelitözü Çevre Düzeni Çalışmaları, İstanbul – Eskişehir yolu üzerindeki asfaltlama çalışmaları gibi çalışmalarda ilimize fayda sağlamak amacı ile gerekli görüşmelerde bulunarak taleplerin iletilmesi hususunda rol aldık.

        

         Altyapının önemine değinmiştik. Bir çok ilde farklı kurumlar farklı zamanlarda altyapı çalışması yaparlar ve defalarca yolları kazarlar. Bu Bilecik'te böyle olmadı TEDAŞ, BEYGAZ, Türk Telekom ile de kontak kurarak altyapı çalışmalarımız sırasında bu kurumların yapacağı Yer altı hat çalışmalarının da yapılmasını sağladık. Böylelikle Belediyemizle beraber bu kurumlar da yer altı hat çalışmalarını tamamladılar. Cadde ve sokaklarımız defalarca kazılmaktan kurtulmuş oldu.

 

         Şehit Asker Anıtı, Osmanlı Arması, Osman Gazi Heykeli gibi anıtlar yaparak hem tarihimize ve kültürümüze katkıda bulunmak hem de şehrimizin niteliklerine uygun görsel güzellikler kazandırmayı hedefledik. Gibi birçok çalışmalar yaptık.

 

         M.TEKELİOĞLU: Yapılan hizmetlerin tek başına yapılamayacağının bilincindesiniz, kısa sürede yapılan çalışmalarda sizler kimler destek veriyor bu desteği verenlere söylemek istedikleriniz nelerdir?

 

         S.YAĞCI: Elbetteki insanın tek başına böyle işleri yapabilmesi mümkün değil. Belediyecilik ekip işidir. Bana göre bu ekibin esas aktörü Bilecik halkıdır. Onlar tercihlerini yaparlar biz de bu tercihleri yerine getiririz. Halkımızın güveni bize verilen en büyük destektir. Yapılan çalışmalara özveri ile katılan Belediye Meclis Üyeleri başta olmak üzere tüm çalışma arkadaşlarıma teşekkür ederim.

 

         M.TEKELİOĞLU: Sayın Başkan, bizleri kırmadınız. Sorularıma samimi ve gerçekçi bir şekilde cevap verdiniz. Sizlere sonsuz teşekkürler ve başarılar dilerim. Şeyh Edebalı'nın diyarı güzel Bilecik'imize yapacağınız her hizmette yanınızda olacağız.

 

         S.YAĞCI: Muzaffer bey, belediyemizin çalışmalarını ve yapılan hizmetleri  hemşerilerimize anlatma fırsatı verdiğiniz için başta Değişim Gazetesine ve sizlere teşekkür ederim.



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3 Yorum

  1. 2 Kasım 2010, 00:00

    Teşekkürler… – Başkanımız selim YAĞCI’ya yaptığı hizmetlerden dolayıkkür ederim. Bilecil için bu kadar hizmet yapıldığını yeni öğrendi. Zaman zaman yaptıklarınızı internette açıklarsanız sevirim. Vatandaşlar da öğrenmiş olur. Allah muvafk etsin

    Cevapla
  2. 6 Kasım 2010, 00:00

    Hem tebrik hem teşekkür – Başkan Selim Yağcı’nın hizmetleri takdiri gerektiriyor. Bir vatandaş olarak hem teşekkür ediyorum hem de başkanı veekibimin takdir ediyorum.

    Cevapla
  3. 10 Mart 2011, 00:00

    tedaş – bence deginilmeyen en büyük bilecigin sorunu sehrin ortasından gecen en büyük tehlike olan yüksek gerilim hattıdır bu nun bir an önce kalkması gerekir 21. yüzlılda böyle bir tehlikenin sehrin ortasından geçmesine ve buna herkesin segirci kalmasına anlam veremiyorum bu konuda dahada duyrlı olmaya davet ediyorum sayın başkanı ve vali beyi tesekür ederim

    Cevapla