Beş Nimet’in Kıymetini Bilmek

Sayısını riyazi rakamlarla ifade etmeye gücümüzün yetmeyeceği bu nimetlerin bir kısmı vardır ki onlar diğerlerine nazaran daha farklı anlam taşır. Bu meyanda Sevgili Peygamberimiz (S.A.V.)’in Buhari’de yer alan şu hadisi şerifi çok dikkat çekicidir: 

“Beş şey gelmeden beş şeyin kıymetini biliniz” 
1) Hastalık gelmeden önce sıhhatin  
2) Yaşlılık gelmeden önce gençliğin  
3) Fakirlik gelmeden önce zenginliğin  
4) Meşgûliyet gelmeden önce boş vaktin  
5) Ölüm gelmeden önce dünya hayatının 
Yüce dinimiz İslam; hayatın ve nimetlerin her zaman doğru ve yerinde kullanılmasını tavsiye ve telkin eder bizlere. Hz. Kur’anın ve Efendimiz (A.S.)’ın cihanşümul mesajları hayattan kopmayı, ona sırt çevirmeyi değil, bilakis hayatın gerçek anlamını kavramayı ve o doğrultuda yaşamayı emreder. Hz  Mevlana’nın; elindekine sımsıkı sarılan ve servetini, onun gerçek sahibi olan Cenab-ı Hakk’ın rızası için infak etmeyen insanlara ders verir nitelikteki hayata dair şu sözleri manidardır: "Dünya hayatı bir rüyadan ibarettir  Dünyada servet sahibi olmak rüyada define bulmaya benzer  Dünya malı nesilden nesile aktarılır ama hep dünyada kalır " 
İnsanoğlu nankörlüğünün ve nisyanının bir neticesi olarak çoğu zaman elindeki nimetin kadrini bilmemektedir. Ancak nimet elinden gidince kaybettiğinin kıymetini anlar veya anlamaya çalışır, ama bir fayda vermez. Kıymetini bilmemiz tavsiye edilen nimetlerden “sağlık nimeti” şüphesiz çok önemlidir. Beden canda emanet, can bedende emanet… Sağlıkta O’ndan, hastalık da. Yunus Emre diliyle de "Gelse celalinden cefa yahut cemalinden vefa, her ikisi de cana safa, lütfun da hoş kahrın da hoş.”  İkisine de şükür ve sabır samimi müminin yapması gereken şeydir. Ömrü hayatımızda elimize bir kez geçen “gençlik nimeti” heder edilmemesi gereken bir lütuftur. Geçen geçmiştir ve bir daha geri gelmez. 
Pir-i fani geçmiş aynanın karşısına ve şöyle demiş; “Keşke gençlik geri gelseydi” Sanki aynadan bir ses. “Heyhata, heyhat”geri dönüş yok.. 
Şair diyor ki;  
Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden, Eteklerinde güneş renkli bir yığın yaprak
Ve bir zaman bakacaksın semaya
Ağlayarak…
Nitekim insanlar ömür merdivenlerinden ağır ağır çıkınca, aşağıya baktıkları zaman ömür ağacından dökülmüş, hazan olmuş yaprak yığınları görüyorlar. Ağlıyorlar ama, iş işten geçmiş oluyor. 
Zenginlik; Allahın dilediğine ikram ettiği ve bu nimet rıza-ı bari için kullanıldığında kişiyi cennete götürecek bir nimettir. Ama isyana, tuğyana vesile olacak bir zenginlik kişinin hem dünya ve hem de ukbasını heder eder. Mülkün mutlak ve yegane sahibi Allah’tır. Malı ve serveti elinde bulundurulanlar ancak emanetçidir. Tirmizi’de nakledilen şu hadisi şerif unutulmamalıdır: “Her ümmetin bir imtihanı vardır, benim ümmetimin imtihanı da mal’dır” 
Şüphesiz “vakit nimeti” bizim için çok önemlidir. Bir kelam-ı kibar vardır. Denilmiştir ki; “Vakitlerle yakutları satın alabilirsiniz. Ama yakutlarla vakitleri satın alamazsınız.” Yine “vakit nakittir” özdeğişi çok şey anlatır bizlere… Zamanın kıymetini bilmek için bu sözü çok iyi etüd etmek ve anlamak gerekir. Bir Arap şairi de: "Zamanı bir gemi gibi görüyorum, bizimle ölüme doğru akıp gidiyor, fakat hareketlerini göremiyoruz." diyor. Nihayet bütün nimetlerin elden gideceği güne, ölüm saatine, emaneti teslim vaktine hazırlık çok önemli.  O gün gelip çatmadan hayatın kıymetini bilmeli, bize emanet olan ömür sermayesini hakkıyla değerlendirmeli ve hesabı verebilecek bir hazırlık yapmalıyız. Bu konuda Efendimiz (S.A.V.)’in; “Ey İnsanlar! Ölmeden önce ölünüz.” (İbn-i Mace, Salat, 117) hadis-i şerifleri bize ölçü olmalıdır.
Değerli okurlarım; 16 Haziran Cumartesi günü “Miraç Kandili” ni idrak edeceğiz. Bilvesile bütün kardeşlerimizin kandilini tebrik ediyor, bu müstesna gecenin tüm insanlığın miracına ve kurtuluşuna vesile olmasını Cenab-ı Haktan dua ve niyaz ediyorum.
Cum’anız ve Kandiliniz mubarek olsun.
 
Nihat KAYA
İl Müftü Yardımcısı


E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir