Bilecik geometrinin ustalarını ağırlıyor

Türkiye’nin çeşitli üniversitelerindeki bilimsel çalışmalar ile geometri dünyasına değerli katkı sağlayan bilim insanlarını bir araya getirerek, bilgi ve deneyimlerin paylaşılmasına olanak sağlamak amacıyla gerçekleştirilen sempozyum 23-26 Haziran 2014 tarihleri arasında düzenlenecek.

Yapılan sempozyuma Türkiye’nin farklı üniversitelerinden toplam 149 akademisyen katılacak. Ayrıca sempozyumda toplam 6 adet çağrılı konuşma, 106 adet sözlü bildiri ve 16 adet poster bildiri sunumu da gerçekleştirilecek.

Bilecik Şeyh Edebali Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen sempozyumun açılış törenine, Bilecik Valisi Ahmet Hamdi Nayır, Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı, Söğüt Belediye Başkanı Halil Aydoğdu, Bilecik Milli eğitim Müdürü İsmail Altınkaynak, Jandarma Tugay Komutanı Alper Sır, İl Emniyet Müdürü Eyüp Özüdoğru, Şeyh Edebali Üniversitesi Matematik Bölümü kurucusu Hasan Hilmi Hacısalihoğlu ve diğer ilgililer katıldı.

Sempozyum, Bilecik Belediyesi Kültür ve Kongre Merkezi’nde yapılan açılış konuşmalarıyla başladı. Açılış programında konuşan Vali Ahmet Hamdi Nayir,“İlimizde bu ölçekte birçok üniversitenin katıldığı bir sempozyum yapılmasının açılış programında sizlerle birlikte olmaktan duyduğum mutluluğu belirtmek istiyorum.”dedi.

Kendi geometri hocasından örnekler veren Nayir, “Hocam dersini seven, kendini de sevdiren bir öğretmenimizdi. İlk girdiği geometri dersinde ‘Ders yapmayacağız, ben size önce bir geometriyi anlatacağım, sonra diğer konularımızı, müfredatımızı takip edeceğiz.’ demişti. 

Bir göz için birçok gözler sevilirmiş, o hocamı sevdiğim için ben de artık bütün geometricileri, bütün matematikçileri seviyorum desem yanlış olmaz.

İlimizde bu ölçekte düzenlenen ve son olmamasını temenni ettiğimiz bir çalışmada emeği geçen herkesi, başta üniversitemizin rektörlüğünü ve bu hususa emek veren bütün kuruluşları tebrik ediyor, çalışmalarınızda başarılar diliyorum.”ifadelerinde bulundu.

“Bilecik bir tarih şehri ama aynı zamanda bir ilim şehri”

Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Azmi Özcan ise Bilecik’in bir tarih şehri olmasının yanın da bir ilim şehri de olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Ben bir sosyal bilimciyim dolayısıyla sizin uğraşı alanınızı hakkıyla takdir ve idrak edemem ama kâinatın dili ve bu dile aşina olan insanlar bu sanat, bu ustalık, bilgi ve beceri karşısında elbette hayranlıklarını gizleyemiyorlar.

O yüzden belki kamuoyu bizi sosyal alanlardaki programlarla hatırlıyor fakat biz aynı zamanda tabii bilimlerde de çok istikrarlı yürümek azmindeyiz. Bu program büyük bir katılımın, büyük bir paydaş grubun eşgüdüm içerisinde hareket etmesiyle ortaya çıktı. Üniversitemiz, vilayetimiz, belediyelerimiz, Fen-Edebiyat Fakültemiz, Matematik Bölümü’nün değerli mensupları ve siz değerli Türkiye’nin her tarafından gelen bilim insanları. Ümit ediyorum bu tarihin, bu coğrafyanın bize yüklediği mesuliyeti ilim alanında sağlayacağımız başarılarla yerine getirmeye çalışacağız.

Burada bulunduğunuz süre içerisinde lütfen bir misafir gibi değil bu toprakların asıl sahiplerinin mirasçıları, asıl sahiplerinin torunları gibi davranın. Gördüğünüz eksiklikleri bize bildirin, biz o eksiklikleri gidermeye çalışırız. Muhtaç olduğumuz teşvik bu topraklarda elde edilen başarılarda ziyadesiyle mevcuttur. Biz de onları yakalamaya çalışacağız.”dedi.

“Eminim ki bir elimiz tarihte, diğer elimiz gelecekte olacak”

Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı, misafirleri selamlayarak başladığı konuşmasında “Öncelikle taşı mermer, toprağı seramik, yaprağı ipek, kuruluş ve kurtuluşun beşiği Ertuğrul ve Osmanlı sancağı Bilecik’imize hoş geldiniz diyorum.” İfadelerinde bulundu.

Yağcı konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:

“Bir tarafta köklü bir medeniyet, kuruluş ve kurtuluşun beşiği olan bir şehir, diğer taraftan da genç, dinamizmi yüksek bir eğitim-öğretim kurumu. İşte bu ikisinin birleşimi inşallah bu önümüzdeki süre içerisinde bize çok güzel ürünlerin, hâsılaların, başarıların oluşmasını temin edecek. Bu anlamda matematiksiz bir yaşamın, matematiksiz bir dünyanın, geometrisiz bir bakış açısının da olması mümkün değil. İşte hep bu birlikteliklerimizi bir araya getirdiğimizde ve bunları böyle akademik kadrolarla bir noktada yoğurduğumuzda eminim ki bir elimiz tarihte, diğer elimiz gelecekte olacak. Geçmişiyle övünen, geleceğe emin adımlarla yürüyen marka şehri oluşturmak noktasında adım adım koşarak ilerleyeceğimize eminim. Ben bu anlamda sempozyumumuzu düzenleyen tüm öğretim görevlilerimize, katkısı olan herkese canı gönülden teşekkür ediyorum. Hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum ve katılımlarınızdan dolayı teşekkür ediyorum”

Söğüt Belediye Başkanı Halil Aydoğdu ise kısa bir selamlama konuşması yaparak “Bu sempozyumun bilim dünyası için hayırlar getirmesini Cenab-ı Allah’tan temenni ediyorum. Tabi ki hocalarımızı kuruluş ve kurtuluşun beşiği Osmanlı Devleti’nin kurulduğu o ulu çınarın kök salıp filizlendiği bu topraklarda görmekten büyük gurur duyduk. İnşallah hocamızın da ifade ettiği gibi bu ilk olmaz, son olmaz ve bundan sonra değişik alanlarda da sempozyumlarla sizleri bu topraklarda misafir etmekten gurur duyarız.”dedi.

“Tanrı’nın önümüze koyduğu çok güzel örnekler var”

 Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümü Kurucu Başkanı Prof. Dr. Hasan Hilmi Hacıosmanoğlu yaptığı konuşmada doğa içerisinde var olan matematiğin dengesinden ve matematiğin gelişimine katkıda bulunan kişilerden örnekler verdi.

Hacıosmanoğlu, şu ifadelerde bulundu:

“Bu üniversitenin ilk sempozyumu kabul ettiğim için, müsaadenizle bir besmele var onu okuyacağım: Şol gökleri kaldıranın, donatarak dolduranın, ol deyince olduranın, doksan dokuz adı ile… Hayırlı olsun, daha nice sempozyumlar bu güzel şehirde, bu güzel binada, bu güzel insanlarla beraber yapılacak inşallah.

Biz insanlar bir şeyler yapmaya çalışıyoruz, Tanrı’nın önümüze koyduğu çok güzel örnekler var. Mesela arılar. 60-70 bin arı bir kovanın içine petek örerlerken hiçbir formülü önlerine koymazsınız. Kim onlara o formülü nasıl verirse, kovanın her tarafından örmeye başlarlar. En son, düzgün altıgeni koyacakları yer kalır, onu da koyarlar. Hiçbir deneme yanılma yapmaksızın.

“Evrenin çok büyük bir mimarı var”

Şu yaşadığımız evrene bakalım. Sadece güneş sistemini ele alalım. Yer güneş etrafında döner, kendi ekseni etrafında döner, kendi ekseni ekvator düzlemine göre 63 derece 27 dakika bir eğim açısıyla oturur. Bu çok önemlidir. Bu açıdan dolayıdır ki, epliktik eksen üzerinde dünya dönerken 6 ay bir kutup güneşe doğru durur, 6 ay sonra diğer kutbu durur. Kendi ekseni etrafında döner çünkü gece ile gündüze ihtiyacımız vardır. Güneş etrafında dönerek mevsimleri, kendi ekseni etrafında dönerken gece ile gündüzü oluşturur. Bu ne büyük üstattır, bu ne büyük mimardır, bu ne büyük öğretmendir… Biz bunları kolay kolay öğrenemedik. Çoğu zaman biz, kaç binlerce yıl güneşin dünya etrafında döndüğünü zannettik. Ama böyle değilmiş. Dünya güneş etrafında dönüyormuş. Kepler, ömrünü harcadığı 3 kanun buldu. Daha nice kanunlar var… Bütün gezegenler, odaklarından birinden güneşin bulunduğu birer elips çizerler.

“Tanrı matematiği kullanıyor ve hata yapmıyor”

Böyle bir boşluğa bu gezegenleri, güneşi, yeri serpseniz, bir serpişte bu kadar isabetli konumlara oturtamazsınız. Çok büyük bir usta var. O usta onları yerleştirdi. Şunu demek istiyorum ki, o usta hep matematik kullanıyor. Sadece ve sadece matematik kullanıyor. Hiç hata yapmıyor. Arılara verdiği sır da odur. Arılar da hiç deneme yanılma yapmaksızın, hata yapmaksızın sonuçları alıyorlar.

Çok daha özellikleri var, birkaç tanesinden bahsedeceğim: Yerkürenin çapı 672×106 metre. Benzerliklere çok önem verir bu büyük usta. Bir ağaç yaprağındaki hücreye bakarsanız gelişigüzel değil, o da bunun gibidir. O da 672×10-6 metre. Hiçbir şeyi tesadüfe bırakmamış. Her şeyi matematik esaslara bağlamış. Yüzümüz simetrilerle doludur. Bir aslanın yüzüne bakın, ne kadar güzel motifler ve simetrilerle bezenmiştir. Çirkindir, yırtıcıdır, ama o güzellikleri esirgemeden ona vermiştir. Burnumuz simetri ekseninde, gözlerimiz simetri ekseninde, kollar ve ayaklar ve daha nice simetrilerle bezenmiştir. Ve diyor ki Tanrı, “Bir gün işimi bitirir ve yeryüzüne inersem daha çok yapacağım işler var. Daha işlerimin yarısına bile gelmedim.” Saymakla bitiremeyeceğimiz bu özelliklerin içerisinde Tanrı hep matematiği kullanmış. Bize de, “Siz de matematik kullanın” diyor.

 

 



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir