Bu konunun savcılığa intikal ettiğini belirten Senger bu tür olayların son bulması için ellerinden geleni yapacaklarını belirtti. Ayrıca bu tür vahşettin bir daha yaşanmaması için konuşamayan bu canlıların sesi olmaya çalışan Senger, şu soruları yöneltti:
– Ne oldu? Bu hayvanları neden şikâyet ettiniz?
– Hayvanların barınağa alınınca çok sağlıklı yaşadıklarını falan mı düşünüyorsunuz?
– Hayvan iki havlayınca mı ses çıkıyor?
– Ne demek bu rahatsızlık, bu bencillik, bu vicdansızlık?
– Türk halkı ne zamandan beri böyle duyarsız oldu?
– Siz hiç barınaklara gittiniz mi?
– Neden hayvanlara mama yerine hala kuru ekmek verilmeye devam ediyor?
– Neden yavruların gençlik aşıları yapılmıyor?
– Gelen kaynaklar nerede?
– Neden esir kamplarında yaşatıyoruz onları?
Bilecik Hayvanları Koruma Derneği Başkanı Esma Sühendan Senger’in yaptığı açıklama şu şekilde:
“Şuanda savcılığa intikal etmiş durumda”
“Birkaç gün önce mahalledeki insanlar köpekler için şikâyette bulunmuşlar. Bunun üzerine belediyenin barınaktaki çalışanlar bu köpekleri barınağa alıyoruz diye götürmüşler. Bana o gece köpeklerimiz alındı diye haber geldi. Belediyeyi aradım, veteriner hekimi aradım cevap veren olmadı. Telefonları kapalıydı. Bunun üzerine köpekleri görmek için Cumartesi ve Pazar barınağa gidiyorlar. 4 tane köpek alınmış 1 tanesi orada ama 3 tanesi barınakta yok. Tabi ki insanlar peşine düşüyor belediyeye gidiyorlar ve cevap alamıyorlar. Camiliyayla köyünün ormanlık arazisinde 2 köpeğin cesedine rastlanıyor ama 1 tanesi hala faili meçhul. Bunun üzerine Dodurga jandarma karakoluna suç duyurusunda bulunuyorlar. Bunu üzerine belediyeye gidiyorlar, belediyede işler karışınca başkan bu birime bakan kişilere iç soruşturma başlatıyor. Konu böyle devam etmekte şuanda savcılığa intikal etmiş durumda.
“ O şikâyet eden insanlara şimdi soruyorum…”
Ne oldu? Bu hayvanları neden şikâyet ettiniz? Hayvanların barınağa alınınca çok sağlıklı yaşadıklarını falan mı düşünüyorsunuz? Barınak ölüm kampı, orada hayvanlar ölüyor. Bu kadar cani, katil, hırsız ortalıkta dolaşırken 4 ayaklı hayvanların peşine düştük. Yok, o rahatsızlık ediyor, yok bu havlıyor yapmayın insanlar konuşuyor bağrışıyor her gün kıyamet kopuyor ses çıkmıyor da hayvan iki havlayınca mı ses çıkıyor? Ne demek bu rahatsızlık, bu bencillik bu vicdansızlık? Türk halkı ne zamandan beri böyle ve bu kadar duyarsız oldu?
“Vicdanen ben rahatsızlık duyuyorum…”
Çünkü Bozüyük – Bilecik arası çok uzun mesafe değil ama benim aracım yok. Aradığım hiçbir kurum cevap vermiyor telefonlar ya meşgul ya da tamamen kapalı bu da beni rahatsız ediyor. Burada hayvanları koruma derneği olmuşuz olmamışız bir şey ifade etmiyor. Önce insan olmak gerekiyor bana göre canlara saygı duymak gerekiyor. Şimdi o onun üstüne atacak, o onun üstüne.
“Neden esir kamplarında yaşatıyoruz onları?”
Belediyeler görevlerini tam mı yapıyor, hayır yapmıyorlar. Orada ne kadar cani varsa onlar çalışıyor siz hiç barınaklara gittiniz mi? Köpeklerin nasıl ürkek olduğunu içeri girdiğin zaman nasıl kaçtığını gördünüz mü acaba. Ne yapılıyor o köpeklere dövülüyor mu, tekmeleniyor mu? Belediye başkanları mama alıyor. Neden veteriner hekimler, sorumlu müdürler hayvanlara mama yerine hala kuru ekmek vermeye devam ediyor? Neden yavruların gençlik aşıları yapılmıyor? Devlet belediyelerimize kaynak sunuyor, orman bakanlığı kaynak sunuyor peki neden hayvanlara bakılmıyor? Neden esir kamplarında yaşatıyoruz onları?”
MEHMET SELİM SAÇTI
