BİR EVLAT PİR OLSA DA ANA’YA MUHTAÇ İMİŞ

 

Cenab-ı Hakk bütün kâinatın yaratıcısıdır Anne ve babamız ise dünyaya gelişimizin sebebidirler Şüphesiz yeni doğan çocuk hayatını devam ettirebilmek için zorunlu olan en tabii ihtiyaçlarını bile karşılamaktan acizdir Uzun bir süre himayeye ve şefkate muhtaçtır  Bu çocuğa en iyi bakacak onu kendi hayatını bile riske ederek muhafaza edecek olan yegâne varlık “anne”dir. O anne ki; gerektiğinde yemez yedirir, giymez giydirir, içmez, evladına içirir. İşte çekilen bu sıkıntılar sebebiyledir ki Yüce Rabbimiz anne-babanın çocukları için katlandığı meşakkatlere ve onlar için çektikleri çilelere karşılık onları mükafatlandırmışAllah'ın rızasının kazanılmasını  ebeveynlerin rızasına bağlamıştır.

Nitekim Cenab-ı Hakk Kur’anı Mubininde; “Biz insana, ana ve babasına iyi davranmayı emrettik. Özellikle de anası nice sıkıntılara katlanarak onu karnında taşımış; emzirmesi de iki yıl sürmüştür. İşte bu sebeple, bana, ana ve babana şükret, diye tavsiye ettik.” buyurmuşlardır.  Bir başka ayette ise mealen şöyle buyruluyor. “Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya, ellerinizin altında bulunanlar (köle, cariye, hizmetçi ve benzerlerine) iyi davranın; Allah kendini beğenen ve daima böbürlenip duran kimseyi sevmez.”                                         

Ana babaya karşı haksızlık şiddetle yasaklanmış, “şirke davet etmeleri hariç” her konuda onlara itaatsizlik haram kılınmıştır. Konu ile ilgili Cenab-ı Zülcelalin ferman-ı ilahisi şöyledir: “De ki: Gelin Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana-babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin -sizin de onların da rızkını biz veririz-; kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayın ve Allah'ın yasakladığı cana haksız yere kıymayın! İşte bunlar Allah'ın size emrettikleridir. Umulur ki düşünüp anlarsınız.”

Anne ve babaya saygı insanı cennete götürdüğü gibi, orada en yüce makamları elde etmeye vesile olmaktadır. Bir hadisinde Sevgili Peygamberimiz (S.A.V.) şöyle buyuruyor: “Anne ve babasına veya onlardan sadece birine yaşlılık günlerinde yetişip de cennete giremeyen kimse’nin burnu yerde sürünsün.. (perişan olsun, perişan olsun, perişan olsun)”

Anne babaya karşı gelmek büyük günahlardan sayılmıştır. Nitekim Hz. Peygamber (S.A.V.)  “Büyük günahların en ağırını size haber vereyim mi?” diye üç defa sormuş, yanında bulunan ashab-ı kiramda evet, ya Resûlallah, diye cevap vermişlerdir. Resûl-i Ekrem: “Allah’a şirk koşmak, ana babaya itaatsizlik etmek” buyurduktan sonra, yaslandığı yerden doğrulup oturmuş ve “iyi dinleyin, bir de yalan söylemek ve yalancı şahitlik yapmak” buyurmuşlardır.

Bir diğer rivayette Hz. Ebu’d-Derda’nın (R.A.) şöyle dediği ifade edilmiştir: Ben Allah Resulü’nün (S.A.V.) şöyle buyurduğunu işittim: “Anne-baba, cennet’in orta kapısıdır. Artık sen o kapıyı ister zayi et, ister muhafaza et.”

İşte kulaklarımızda sürekli çınlaması gereken Nebiler Nebisinden (S.A.V.) tavsiyelerden bir başkası: Muâviye ibn Câhime’nin anlattığına göre; Câhime (R.A.) Hz Peygamber’e gelir ve: “Ey Allahın Resulü, ben gazveye (cihad) katılmak istiyorum, bu konuda sizinle istişare etmeye geldim” der. Allah Resulü (S.A.V.): “Annen var mı?” diye sorar. “Evet” deyince, “Öyleyse ondan ayrılma, zira cennet onun ayağının altındadır” buyurur. Evet cennet anaların ayakları altındadır, yani onun rızasına bağlıdır bir anlamda….

Evet sevgili okurlarım; yazımı şu anlamlı ve düşündürücü dizelerle bitiriyor, bir haftaya sığdırılamayacak kadar değerli annelerimizin kıymetlerinin hayatımızın her anında bilinmesini diliyorum.

Ana Başa Taç İmiş / Her Derde İlaç İmiş /                Bir Evlat Pir Olsa da/ Ana’ya Muhtaç İmiş

Ağlarsa Anam Ağlar / Gerisi Yalan Ağlar
Sen Ağlama Anacığım / Sesin Yüreğim Dağlar

Cum’anız mübarek olsun, kalın sağlıcakla değerli dostlar…

Nihat Kaya

İl Müftü Yardımcısı



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir