CANER ALKAN – Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yusuf Yazgan Kent Ormanında düzenlenen toplantıda Bilecik Büro Memur-Sen üyeleriyle bir araya geldi.
Toplantıya İl Genel Meclis Başkanı Oğuz Sertler, İl Planlama ve Koordinasyon Müdürü İbrahim Bektaş, Bilecik SGK il Müdürü Celalettin Ateş, Bilecik 112 Acil Çağrı Merkezi İl Müdürü Mehmet Bahadır, Büro Memur-Sen’in ilçe ve il temsilcileri ile üyeleri katıldı.
“Büro Memur-Sen Olarak 60 Bin Üyeyi Aştık”
Yazgan, 2001 yılında 4688 sayılı kamu görevlileri sendikaları kanununa göre yakmış oldukları ateşin bugün 10 binleri bulduğunu, Büro Memur-Sen olarak 60 bin üyeyi aştıklarını kaydederek, Büro Memur-Sen olarak hedeflerinin 100 bin ve Memur-Sen Konfederasyonu olarak 1 milyon üye olduğunu dile getirdi.
11 hizmet kolunun 11 inde de yetkili ve Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütü ve en büyük konfederasyonun bir parçası, bir üyesi olmaktan mutluluk duyduğunu ifade eden Yazgan, 2001 yılından bu günlere gelmelerinin kolay olmadığını Bilecik’te dahil olmak üzere Türkiye’nin 81 ilini defalarca ziyaret ettiklerini anımsattı.
Büro hizmet kolunda 12 bakanlığın, başbakanlığın ve 57 kurumun olduğu adeta devletin mihenk taşı kurumların yer aldığı hizmet kolunda sendikal mücadele verdiklerini belirten Yazgan, bu anlamda büro hizmet kolunda yetki almak kolay olmadığını, sendikacılığa başladıkları günlerde Büro Memur-Sen’e ve Memur-Sen’e üye olanların adeta fişlendiğini hatırlattı.
“Memur-Sen adeta öcü gösterilmekteydi”
Yazgan, ”Memur-Sen e üye olursanız çocuğunuz askeri okullara giremez, Memur-Sen adeta öcü gösterilmekteydi.” ifadesinde bulundu.
Türkiye’de demokratik bir ortamın oluşmasıyla birlikte herkesin istediği sendikaya özgürce üye olabildiğini, istediği sendikayı özgürce seçebildiğine vurgu yapan Yazgan, sendika üyeliği konusundaki engellerin kaldırıldığını söyledi.
Yetkili sendika olarak toplu sözleşme masasına oturdukları günden bu yana sürekli kazanımlar elde ettiklerini geriye doğru bakıldığında alınan kazanımların önemli olduğunu vurguladı.
“Bu kazanımlar kamu çalışanları lehine döndürüldü”
Banka promosyonlarının kamu çalışanlarına verilmediğini, kurum amirleri tarafından kullanıldığını kaydeden Yazgan, Memur-Sen’in toplu sözleşme masasında banka promosyonları konusunda ağırlığını koyduğunu ve bankalarla artık kamu çalışanları sözleşme yaptığını, bu kazanımların kamu çalışanları lehine döndürüldüğünü anlattı.
Yazgan konuşmasına şöyle devam etti:
“Hizmet kolumuzda olsun, konfederasyon bünyesinde olsun 4B’li çalışanlarımız kadrodan yoksundu ve 4B’li çalışanlarımız kadroya alındı. Biz illeri ziyaret ettiğimizde Gençlik Spor Hizmetlerinde çalışan arkadaşlarımız şunu her zaman ifade ediyorlardı; spor uzmanı ve antrenör arkadaşlarımız yanımıza gelerek biz kadro istiyoruz diyorlardı. Büro Memur-Sen olarak, bu arkadaşlarımızında kadrosunu aldık ve arkadaşlarımız kadrolarına kavuştular. Hizmet kolumuzda 4C’li kardeşlerimizin dışında kadrosuz personel kalmadı. Yine bir miktar 4B’li arkadaşımız birikti bunlar ile ilgili de kadro çalışmamız devam ediyor.
4C’lilerinde kadro alması aşamasında son aşamaya gelmiş durumdayız.
4C’lilerinde kadro alması aşamasında son aşamaya gelmiş durumdayız. Diğer taraftan kurumlarımızla ilgili, bu 57 kurumla ilgili çalışmalarımız devam ediyor.
Ülkemiz hassas bir süreçten geçiyor. Türkiye’de yaşamanın bir bedeli var.Bu bedeli bizler Türk milleti olarak ödemeye her zaman hazırız ve ödemekteyiz.
“Memur-Sen olarak sessiz kalmamız mümkün değil”
Türkiye hassas bir süreçten geçiyor. Ülkemiz hassas bir süreçten geçiyor. Memur-Sen milli ve manevi değerlerine bağlı vatanını ve bayrağını önceleyen bir konfederasyon ve elbette yaşananlara karşı Memur-Sen olarak sessiz kalmamız mümkün değil. Tarafsız kalmamız mümkün değil. Onun için ülkemizin birliğini ve bütünlüğünü bozmak isteyen ve ülkemizde bir kaos ortamı oluşturmaya çalışan terör örgütünün, PKK’nın eylemlerini şiddetle kınıyorum. Milletimizin ve güvenlik güçlerimizin bu anlamda yanlarında olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Türkiye hakikaten bir çok konuda bir geçiş noktası ve dünyada coğrafi konum olarak parmakla gösterilen bir ülke ve Türkiye’de yaşamanın bir bedeli var. Bu bedeli bizler Türk milleti olarak ödemeye her zaman hazırız ve ödemekteyiz. Etrafımızdaki ülkelerin dünya ülkelerinin süper güçlerin bu coğrafya üzerinde hesapları var. Allah bu hesapları inşallah boşa çıkarır ve bizim yine Türkiye Cumhuriyeti içerisinde kardeşçe yaşamımız devam eder.”
