• İmsak 00:00
  • Güneş 00:00
  • Öğle 00:00
  • İkindi 00:00
  • Akşam 00:00
  • Yatsı 00:00
  • İFTARA KALAN SÜRE 00:00:00
İMSAKİYE 2024 - Bilecik

Çaltı Sera Günleri Katılımcılarını Bekliyor

Bilecik Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü, Çaltı Belediyesi, Ziraat Ajansı, Tarım Kredi Kooperatifleri Bölge Birliği Başkanlığı ve Ziraat Odaları Başkanlıkları işbirliği ile gerçekleştirilecek olan organizasyon öncesinde İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü Sosyal Tesislerinde bir toplantı yapıldı. Toplantı sırasında tanıtımın önemine değinen konuşmacılar yeni teknik ve teknolojinin üretim ve pazarlama aşamasında çiftçilere yardımcı olacağı belirtildi. Kadın çiftçilerin bu tür etkinliklere katılımının arttırılmasının gerekliliğinin de görüşüldüğü toplantıda konuşan İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Alparslan Dankaz gerçekleşen etkinlik hakkında bilgiler verdi. Dankaz yaptığı konuşmada şunları aktardı:

“Biz Bilecik Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü, Ziraat Ajansı organizasyon firması, Çaltı Belediye Başkanlığı Tarım Kredi Bölge Birliği Başkanlığı ve Ziraat Odaları Başkanlıkları olarak ilimizde 23-24 Ağustos 2013 tarihleri arasında Çaltı Sera Günleri yapalım arzu ettik. Buraya ayrıca Kadıköy Hal Esnafını da özellikle davet ettik. Zira son yıllarda çiftçimizin en çok zorlandığı şey üretimini yapmış olduğu malları pazarlamak. Üretimini yapmış olduğu malları pazarlayamadığı için baya sıkıntı yaşamakta.

Doğrudan Kadıköy Hal Esnafının da gelmesi gelmesiyle esnafın istediği tarz ürünü yetiştirmek yani ürün çeşidi konusunda daha aydınlatıcı fikir vererek bilgi alışverişi olarak biz bunları ürettiğimiz takdirde daha iyi alışveriş yaparız diyerek onlarla görüşmelerde bulunmak açısından faydalı olacak.

Fuarımıza ayrıca 20 firmamız katılacak. Bu 20 kadar katılımcı firmadan Antalya bölgesinde fide üretimi yapan, Antalya’da son çeşitleri Türkiye çapında giden çeşitliliği tanıtacak artı sera malzemeleri, ilaçlama malzemeleri, gübreleme malzemeleri çiftçinin en son teknolojiyi kullandıklarını anlatacakları ürünleri getirecekler. Bunun yanında da Tarım Kredi Kooperatifleri Birliğimizin seralar için özel olarak üretmiş olduğu naylonlar ve malzemelerle ilgili stantlarda yer alacak.

 

‘Çaltı kendi havzası dışına açılmamış’

 

Çaltı Beldesi bölgemizdeki sebze üretiminde çok ciddi katkıları olan İstanbul, Ankara, Eskişehir hallerine iyi oranda mal gönderen meyve sebze bölgemiz. Kendi havzasında fakat dışarıya çok açılmamış. Orada kalmış. Zira biz Gölpazarı’nda, Gölpazarı’nın Sakarya havzasındaki Gemici Köyü’nde, Osmaneli’nin Sakarya havzasındaki köylerimizde de bu seracılığın daha güzel gelişmesi ve birlik içinde hareket ederekten ürünü kaliteli fiyattan satılmasını istiyoruz. Bu düşünceyle yola çıkarak bu Çaltı Sera Günlerini bu sene başlatalım dedik.

Biz ilçelerimizden gelen insanlarımızın en yakın çevrede en kısa mesafede sadece serayla alakalı spesifik özel seçilmiş bir mini fuarla çok uzak yerlere yolculuk etmeden, işinden gücünden kalmadan son teknolojiyi ayağında göstermek için bunu düzenledik. Hep birlikte inşallah çiftçimize geleceği göstermek üretimle birlikte pazarlama sorunlarını da aşmak için bu mini fuar oldu. Ama Çaltı kendi nevi şahsına has öyle bir bölge ki organik tarım içinde sera tarımcılığı için de ayrılmış biçilmiş bir kaftan. Çünkü gizli vadileri var. O vadilerin daha birçoğunda tarım başlamamış, yol ve elektrik olmadığı için.

O gün gelecek olan tüm misafirlere Söğüt’ün şifalı pilavından da ikram edilecek.”

Ziraat Ajansı Müdürü Sedat Kolcuoğlu, çiftçilerin ürettikleri ürünleri pazarlamakta sıkıntı yaşadıklarına değindi. Kolcuoğlu şöyle konuştu:

“Bizler Antalya’dan geldik. Aslında Antalya bugün Türkiye’de tarım sektöründe gelişmiş bir merkez. Türkiye’nin en önemli tarım sektörü Antalya’da konuşlanmış. Bütün Türkiye’ye hatta Ortadoğu ülkelerine, Balkan ülkelerine buralardan bilgi ve yatırım yapılan bir merkez.

1. Çaltı Sera Günleri projesinin mantığında biz şu düşünceyle yola çıktık. Ben kendimde Tarım Bakanlığı kökenliyim. Benim de 25 yılım kırsalda geçti. Sürekli kırsalda yaşanmış bir sürü deneyimlerimiz var. Tarımın bir gerçeği var. Tarımda iki ana kol var. Birisi üretim diğeri ticaret, ikisi birbirinden aslında kopmayan iki kol. Ülkemizde bir gerçek var. Tarımsal üretim politikalarını tarım bakanlığı belirler. Tarımsal ticaretin politikalarını gümrük ve ticaret bakanlığımız belirler. Tabi biz bu özellikleri gördükten sonra her iki tarafında isteklerini taleplerini gördükten sonra şunu gördük. Tarımda ciddi bir teknik ve teknoloji var. Bugün hangi sektöre bakarsanız tıp sektörüne bakın, eğitim sektörüne bakın, sanayi sektörüne bakın, tarım sektöründe yapılan çalışmalar hiçbir sektörde yok. Bu arge çalışmaları sonucunda elde edilen bilgiler üreticilerimiz tarafından ne kadar kullanılıyormuş? Bakanlıktaki bitme süremiz tamamlandıktan sonra sektör içerisine girdikten sonra özellikle bu işin ticaretin yapıldığı bölgelerde ciddi görevler aldık. Onlarla birlikte çalışmaya başladık ve şu gerçeği gördük. Maalesef üretimle ticaret birbirinden tamamen kopuk bir şekilde çalışıyor. Dolayısıyla biz bunu nasıl entegre ederiz. Nasıl bir tarımsal organizasyonla bir araya getirebiliriz düşüncesiyle bu tip projeler geliştirmeye başladık. Biz bu tip projeleri yaklaşık Antalya da 3 yıldır yapıyoruz. 3 yıl olmasına rağmen bazı bölgelerde ciddi değişimler olmaya başladı. Aslında klasik bir organizasyon gibi gözüküyor ama birkaç yıl sonra bu tür organizasyonlar o bölgelerin kalkınmasını tetikliyor. Çünkü bu organizasyonlar bir araya gelme fırsatını veriyor.

 

‘Kaliteli ürün üretebilmek için teknik ve teknolojinin iyi şekilde kullanılması lazım’

Bu organizasyonlarda bir gerçek var. Üretim ayağında da çalıştım ticaret ayağında da çalıştım. Tarımsal organizasyonlar anlamında birbirinden yeteri kadar haberdar değiller. Ticaret kısmına gidiyorsunuz ‘İstenilen kalitede yeterli ürün tedariki yapamıyoruz.’ diyorlar ve şikayetçi oluyorlar. Üretim kesimine gidiyorsunuz ‘Ürettiğim mala pazar bulamıyorum’ diyor. Tabi bunları oturup sorgulamak lazım. Bu organizasyonlar kırsal kalkınmada tetikleyici rol üstleniyor. Burada en önemli şey biz aslında köy ortamında mini bir fuar yapıyoruz. Şimdi bugün bin 500 çiftçimiz var Çaltı’da. Olaya şöyle bakalım. Hiçbir güç hiçbir imkan buradaki bin 500 çiftçimizi alıp da bir fuara götürmez. Fuar ortamı nedir? Tarımda yeni gelişen teknik ve teknolojilerin sergilendiği yerlerdir. Çiftçimiz üreticimiz bu teknolojiden yeteri kadar haberdar olmazsa bunları nasıl uygulayacak? Dolayısıyla biz de bu mantıktan yola çıkarak biz bin 500 çiftçiyi o ortamlara taşımak yerine biz firmaları çiftçimizin ayağına getiriyoruz. Çünkü teknik ve teknoloji sektörde. Çünkü sektör yeni bir teknoloji geliştirirken araştırma kayıtlarından kopamıyor. Yeni bir teknoloji geliştirirken üniversitelerden kopamıyor yeni projeler geliştiriyorlar. Ama bu çıkmış olan teknik ve teknolojiyi birilerinin profesyonel şekilde kullanması gerekiyor ki o teknoloji kullanıldığı zaman kaliteli ürünü uygun maliyetlerle üretip daha sonra bunlara pazar bulmak o kadar da zor değil.

 

‘Çaltı önemli bir üretim merkezi haline gelecek’

 

Ben Çaltı’yı şöyle görüyorum. Gittim gezdim o bölgeyi yaşadım. Çaltı’nın gelecekte şöyle bir avantajı var. Çaltı gelecekte emek harcanırsa bu tip tarımsal organizasyonlarla bunların arkasından çeşitli gelebilecek tarımsal yatırımlarla işin peşi bırakılmazsa çok uzun sürmez yakın bir zaman da Çaltı Marmara Bölgesi’nin önemli üretim merkezi olur diye düşünüyorum. Çünkü Çaltı’nın en büyük avantajı Bayrampaşa haline yakın, Ankara haline yakın, Eskişehir haline yakın büyük şehirlere yakın bir noktada.”

Tarım Kredi Kooperatifleri Kütahya Bölge Müdür Yardımcısı Taner Ezgü de projenin çok doğru bir proje olduğuna değindi. Ezgü yaptığı konuşmada şunları aktardı:

“Adı her ne kadar Çaltı Sera Günleri olsa da bu bölge geniş. Potansiyeli olan ve gayet güzel mikroklimaya sahip olan bir bölge. Tabi Çaltı dediğimiz zaman benim aklıma da Osmaneli geliyor, İnhisar geliyor, Söğüt geliyor, Gölpazarı geliyor. Çok güzel potansiyel var burada. Firmaların bir araya gelmesiyle yeni ürünlerle yeni girdilerle yeni teknolojilerle tanışmış olma imkanı yakalayacağız. Ortaklarımızda böyle bir imkandan faydalanmış olacaklar. Bu bakımdan kaliteli üretim için yeni doğru girdi kullanımı ve uygun kullanım çok önemli. Bunları ortaklarımız çiftçilerimiz daha ziyade burada görme imkanı elde edecekler. Biz de daha ziyade belki burada yeni ürünler tanıyacağız. Bizim aracılığımızla hiç olmazsa çiftçilere ulaşma imkanı olacak bu ürünlerin. Bizde kendi bilgilerimizi tazeleyeceğiz.

 

‘Sadece üretmek yetmiyor’

 

Ayrıca pazarlama kanalının da bu organizasyonun içerisinde yer alması çok önemli. Sadece üretmek yetmiyor. Onu pazarlamak üretmekten daha önemli aslında. Çünkü üretip de pazarlayamadıktan sonra hiçbir anlamı yok. İnanıyorum ki bu organizasyon yeni açılımlara sebep olacak. Yeni pazarlama kanallarının oluşmasına yeni ikili ilişkilerin gelişmesine vesile olacak. Biz de geniş miktarda ürün alımı oluyor. Dilerim bu tür organizasyonlardan sonra buralara da yaygınlaşacak.”

Çaltı Belediye Başkanı Osman Yılmaz ise, “Çaltı Marmara Bölgesi’nde coğrafi yapısıyla avantajlı bir beldemiz. Mikroklima özelliği olan parselleri küçük ama yılda 3 ürün aldığımız bir bölge. O yönden çok avantajlıyız. Seracılık şu anda komşu köylerimizle birlikte 5 bin dönümlere yaklaşmış durumda. Ve masrafsız kış aylarında da yeşillik ürettiğimiz için vatandaşın geliri bir hayli yükseldi. Benim 2004 yılında gittiğimde 200 bin dönüm vardı kendi imkanlarıyla kurulmuş kaymakamlık kanalıyla kurulmuş. Devletimizin, hükümetimizin 2004-2005 yılında başlatmış olduğu yatırım kredileriyle şu anda 5 milyon liraya varmış durumdayız. Çaltının evveliyatına bakacak olursak atalarımızın dedelerimizin kendi tohumuyla kendi eriştirdiği fidesiyle bahçesinde yılda bir sefer ne yaparsa onu üretip daha önceleri atıyla, merkebiyle sarıp gittiği daha sonra ortak kamyonlarla doldurup pazarlara Bursa pazarına, Eskişehir, Bilecik il-ilçe pazarlarında tükettiği bir yerdi. 90lı yıllarda hibrit tohumuyla tanışılması artık 2000li yıllarda seracılıkla tanışılmasıyla bu patladı.

 

‘Ürün fazlalaşınca pazar arayışına girildi’

 

Tabi ki ürünün çıkması fazlalaşmasıyla pazar aranmaya başlandı. Pazar aranırken iyi pazar aranıyor. Bir de zaman zaman ben dönemim içinde 3-5 araba tahsis ettim gönderdiğimiz 100-150 kişidir Antalya’ya fuarlara ama herkesi götüremedik. Herkes görmek istiyor. Bunun burada düşünülmesi ve çaltıda yapılması için. Biliyorsunuz tarımda bayanları rolü çoktur. Hepinizin köyünde hele Çaltıda % 70-80 ablalarımın, bacılarımın katkısı büyük. Onların da tohumcuyla buluşması, ilaççıyla buluşması çok önemli. Bir de şu var. İnsan emeğinin karşılığını almak istiyor. Verimi yüksek, yanında kalitesi yüksek. Şimdi tabi birçok çantasını alıp gelenler var. Ticari olarak bakanlar var. İnşallah bu birincisi olacak. Çaltı’da düşünülmesi Çaltı’da olması tabi bizi daha çok sevindiriyor. Bunun için biz de yerel yönetim olarak elimizden geleni yapacağız. Halkımız yeniliğe açık. Daha modern seralar yapmak istiyorlar.”

Osmaneli Ziraat Odası Başkanı Ertuğrul Ünver de, “Gerçekten örtü altı yetiştiriliciliği çok önemli olmaya başladı. Yazın yağmurla birlikte korumakta zorluk oluyor. Bugün açık arazide yetişen domatesle şu an serada yetişen domatesin fiyatı bir değil. Örtü altı daha  fazla tercih ediliyor. Onun için bu yerinde düzenlendiği için teşekkür ederiz.

 

‘Seraya üvey evlat gözüyle bakılıyor’

 

Bizim Osmaneli Sakarya boyu gerçekten bu sera için çok önemli bir yatırım yeri ama biz Osmaneli çiftçileri tonaja alışmışız. Tonaj yani ‘Ertuğrul 500 ton pancar yetiştirdi 300 ton karpuz yetiştirdi’ desinler diye. Bizim Osmaneli de ara ara köylerimizde de seralar var. Seraya sadece üvey evlat gözüyle bakılıyor. Onun için ben sadece eğitime ağırlık verilmesini düşünüyorum. Eğitim çok önemli bir de birlik beraberlik yok köylüde.

 

‘Bayan çiftçilere ağırlık vermemiz gerekiyor’

 

Köylünün işi iyi olursa kimseye selam vermez. Eğer sana borcu varsa dikilir başına böyle uzaktan atar. Ama işi iyi değilse ezilir büzülür benim başım yok der benim sorumlu bulunduğum yer yok der. Ama ne yapacağız? Bu insanlar bizim insanımız biz tabi ki uğraş vereceğiz emek vereceğiz. Ama bununla beraber de eğitimlere biraz ağırlık vermemiz gerekiyor. Geçen bayan çiftçilerimize eğitim verdik. Çiftçiler şimdiye kadar boşuna çiftçilik yaptıklarını daha fazla yorulduklarını ifade ettiklerini söylediler. Çiftçi menfaati varsa yanaşıyor. Bayan çiftçilere ağırlık vermemiz gerekiyor. Zaten evde hizmet yapan bayan, arazide çalışan bayan traktörü kullanan bayan ilacı yapan bayan.”

Konuşmaların ardından Ziraat Ajansında görevli Ziraat Mühendisi tarafından çalışmaları ile ilgili bir sunum yapıldı. ZEYNEP KILBAHRİ

Bilecik Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü, Çaltı Belediyesi, Ziraat Ajansı, Tarım Kredi Kooperatifleri Bölge Birliği Başkanlığı ve Ziraat Odaları Başkanlıkları işbirliği ile gerçekleştirilecek olan organizasyon öncesinde İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü Sosyal Tesislerinde bir toplantı yapıldı. Toplantı sırasında tanıtımın önemine değinen konuşmacılar yeni teknik ve teknolojinin üretim ve pazarlama aşamasında çiftçilere yardımcı olacağı belirtildi. Kadın çiftçilerin bu tür etkinliklere katılımının arttırılmasının gerekliliğinin de görüşüldüğü toplantıda konuşan İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Alparslan Dankaz gerçekleşen etkinlik hakkında bilgiler verdi. Dankaz yaptığı konuşmada şunları aktardı:

“Biz Bilecik Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü, Ziraat Ajansı organizasyon firması, Çaltı Belediye Başkanlığı Tarım Kredi Bölge Birliği Başkanlığı ve Ziraat Odaları Başkanlıkları olarak ilimizde 23-24 Ağustos 2013 tarihleri arasında Çaltı Sera Günleri yapalım arzu ettik. Buraya ayrıca Kadıköy Hal Esnafını da özellikle davet ettik. Zira son yıllarda çiftçimizin en çok zorlandığı şey üretimini yapmış olduğu malları pazarlamak. Üretimini yapmış olduğu malları pazarlayamadığı için baya sıkıntı yaşamakta.

Doğrudan Kadıköy Hal Esnafının da gelmesi gelmesiyle esnafın istediği tarz ürünü yetiştirmek yani ürün çeşidi konusunda daha aydınlatıcı fikir vererek bilgi alışverişi olarak biz bunları ürettiğimiz takdirde daha iyi alışveriş yaparız diyerek onlarla görüşmelerde bulunmak açısından faydalı olacak.

Fuarımıza ayrıca 20 firmamız katılacak. Bu 20 kadar katılımcı firmadan Antalya bölgesinde fide üretimi yapan, Antalya’da son çeşitleri Türkiye çapında giden çeşitliliği tanıtacak artı sera malzemeleri, ilaçlama malzemeleri, gübreleme malzemeleri çiftçinin en son teknolojiyi kullandıklarını anlatacakları ürünleri getirecekler. Bunun yanında da Tarım Kredi Kooperatifleri Birliğimizin seralar için özel olarak üretmiş olduğu naylonlar ve malzemelerle ilgili stantlarda yer alacak.

 

‘Çaltı kendi havzası dışına açılmamış’

 

Çaltı Beldesi bölgemizdeki sebze üretiminde çok ciddi katkıları olan İstanbul, Ankara, Eskişehir hallerine iyi oranda mal gönderen meyve sebze bölgemiz. Kendi havzasında fakat dışarıya çok açılmamış. Orada kalmış. Zira biz Gölpazarı’nda, Gölpazarı’nın Sakarya havzasındaki Gemici Köyü’nde, Osmaneli’nin Sakarya havzasındaki köylerimizde de bu seracılığın daha güzel gelişmesi ve birlik içinde hareket ederekten ürünü kaliteli fiyattan satılmasını istiyoruz. Bu düşünceyle yola çıkarak bu Çaltı Sera Günlerini bu sene başlatalım dedik.

Biz ilçelerimizden gelen insanlarımızın en yakın çevrede en kısa mesafede sadece serayla alakalı spesifik özel seçilmiş bir mini fuarla çok uzak yerlere yolculuk etmeden, işinden gücünden kalmadan son teknolojiyi ayağında göstermek için bunu düzenledik. Hep birlikte inşallah çiftçimize geleceği göstermek üretimle birlikte pazarlama sorunlarını da aşmak için bu mini fuar oldu. Ama Çaltı kendi nevi şahsına has öyle bir bölge ki organik tarım içinde sera tarımcılığı için de ayrılmış biçilmiş bir kaftan. Çünkü gizli vadileri var. O vadilerin daha birçoğunda tarım başlamamış, yol ve elektrik olmadığı için.

O gün gelecek olan tüm misafirlere Söğüt’ün şifalı pilavından da ikram edilecek.”

Ziraat Ajansı Müdürü Sedat Kolcuoğlu, çiftçilerin ürettikleri ürünleri pazarlamakta sıkıntı yaşadıklarına değindi. Kolcuoğlu şöyle konuştu:

“Bizler Antalya’dan geldik. Aslında Antalya bugün Türkiye’de tarım sektöründe gelişmiş bir merkez. Türkiye’nin en önemli tarım sektörü Antalya’da konuşlanmış. Bütün Türkiye’ye hatta Ortadoğu ülkelerine, Balkan ülkelerine buralardan bilgi ve yatırım yapılan bir merkez.

1. Çaltı Sera Günleri projesinin mantığında biz şu düşünceyle yola çıktık. Ben kendimde Tarım Bakanlığı kökenliyim. Benim de 25 yılım kırsalda geçti. Sürekli kırsalda yaşanmış bir sürü deneyimlerimiz var. Tarımın bir gerçeği var. Tarımda iki ana kol var. Birisi üretim diğeri ticaret, ikisi birbirinden aslında kopmayan iki kol. Ülkemizde bir gerçek var. Tarımsal üretim politikalarını tarım bakanlığı belirler. Tarımsal ticaretin politikalarını gümrük ve ticaret bakanlığımız belirler. Tabi biz bu özellikleri gördükten sonra her iki tarafında isteklerini taleplerini gördükten sonra şunu gördük. Tarımda ciddi bir teknik ve teknoloji var. Bugün hangi sektöre bakarsanız tıp sektörüne bakın, eğitim sektörüne bakın, sanayi sektörüne bakın, tarım sektöründe yapılan çalışmalar hiçbir sektörde yok. Bu arge çalışmaları sonucunda elde edilen bilgiler üreticilerimiz tarafından ne kadar kullanılıyormuş? Bakanlıktaki bitme süremiz tamamlandıktan sonra sektör içerisine girdikten sonra özellikle bu işin ticaretin yapıldığı bölgelerde ciddi görevler aldık. Onlarla birlikte çalışmaya başladık ve şu gerçeği gördük. Maalesef üretimle ticaret birbirinden tamamen kopuk bir şekilde çalışıyor. Dolayısıyla biz bunu nasıl entegre ederiz. Nasıl bir tarımsal organizasyonla bir araya getirebiliriz düşüncesiyle bu tip projeler geliştirmeye başladık. Biz bu tip projeleri yaklaşık Antalya da 3 yıldır yapıyoruz. 3 yıl olmasına rağmen bazı bölgelerde ciddi değişimler olmaya başladı. Aslında klasik bir organizasyon gibi gözüküyor ama birkaç yıl sonra bu tür organizasyonlar o bölgelerin kalkınmasını tetikliyor. Çünkü bu organizasyonlar bir araya gelme fırsatını veriyor.

 

‘Kaliteli ürün üretebilmek için teknik ve teknolojinin iyi şekilde kullanılması lazım’

Bu organizasyonlarda bir gerçek var. Üretim ayağında da çalıştım ticaret ayağında da çalıştım. Tarımsal organizasyonlar anlamında birbirinden yeteri kadar haberdar değiller. Ticaret kısmına gidiyorsunuz ‘İstenilen kalitede yeterli ürün tedariki yapamıyoruz.’ diyorlar ve şikayetçi oluyorlar. Üretim kesimine gidiyorsunuz ‘Ürettiğim mala pazar bulamıyorum’ diyor. Tabi bunları oturup sorgulamak lazım. Bu organizasyonlar kırsal kalkınmada tetikleyici rol üstleniyor. Burada en önemli şey biz aslında köy ortamında mini bir fuar yapıyoruz. Şimdi bugün bin 500 çiftçimiz var Çaltı’da. Olaya şöyle bakalım. Hiçbir güç hiçbir imkan buradaki bin 500 çiftçimizi alıp da bir fuara götürmez. Fuar ortamı nedir? Tarımda yeni gelişen teknik ve teknolojilerin sergilendiği yerlerdir. Çiftçimiz üreticimiz bu teknolojiden yeteri kadar haberdar olmazsa bunları nasıl uygulayacak? Dolayısıyla biz de bu mantıktan yola çıkarak biz bin 500 çiftçiyi o ortamlara taşımak yerine biz firmaları çiftçimizin ayağına getiriyoruz. Çünkü teknik ve teknoloji sektörde. Çünkü sektör yeni bir teknoloji geliştirirken araştırma kayıtlarından kopamıyor. Yeni bir teknoloji geliştirirken üniversitelerden kopamıyor yeni projeler geliştiriyorlar. Ama bu çıkmış olan teknik ve teknolojiyi birilerinin profesyonel şekilde kullanması gerekiyor ki o teknoloji kullanıldığı zaman kaliteli ürünü uygun maliyetlerle üretip daha sonra bunlara pazar bulmak o kadar da zor değil.

 

‘Çaltı önemli bir üretim merkezi haline gelecek’

 

Ben Çaltı’yı şöyle görüyorum. Gittim gezdim o bölgeyi yaşadım. Çaltı’nın gelecekte şöyle bir avantajı var. Çaltı gelecekte emek harcanırsa bu tip tarımsal organizasyonlarla bunların arkasından çeşitli gelebilecek tarımsal yatırımlarla işin peşi bırakılmazsa çok uzun sürmez yakın bir zaman da Çaltı Marmara Bölgesi’nin önemli üretim merkezi olur diye düşünüyorum. Çünkü Çaltı’nın en büyük avantajı Bayrampaşa haline yakın, Ankara haline yakın, Eskişehir haline yakın büyük şehirlere yakın bir noktada.”

Tarım Kredi Kooperatifleri Kütahya Bölge Müdür Yardımcısı Taner Ezgü de projenin çok doğru bir proje olduğuna değindi. Ezgü yaptığı konuşmada şunları aktardı:

“Adı her ne kadar Çaltı Sera Günleri olsa da bu bölge geniş. Potansiyeli olan ve gayet güzel mikroklimaya sahip olan bir bölge. Tabi Çaltı dediğimiz zaman benim aklıma da Osmaneli geliyor, İnhisar geliyor, Söğüt geliyor, Gölpazarı geliyor. Çok güzel potansiyel var burada. Firmaların bir araya gelmesiyle yeni ürünlerle yeni girdilerle yeni teknolojilerle tanışmış olma imkanı yakalayacağız. Ortaklarımızda böyle bir imkandan faydalanmış olacaklar. Bu bakımdan kaliteli üretim için yeni doğru girdi kullanımı ve uygun kullanım çok önemli. Bunları ortaklarımız çiftçilerimiz daha ziyade burada görme imkanı elde edecekler. Biz de daha ziyade belki burada yeni ürünler tanıyacağız. Bizim aracılığımızla hiç olmazsa çiftçilere ulaşma imkanı olacak bu ürünlerin. Bizde kendi bilgilerimizi tazeleyeceğiz.

 

‘Sadece üretmek yetmiyor’

 

Ayrıca pazarlama kanalının da bu organizasyonun içerisinde yer alması çok önemli. Sadece üretmek yetmiyor. Onu pazarlamak üretmekten daha önemli aslında. Çünkü üretip de pazarlayamadıktan sonra hiçbir anlamı yok. İnanıyorum ki bu organizasyon yeni açılımlara sebep olacak. Yeni pazarlama kanallarının oluşmasına yeni ikili ilişkilerin gelişmesine vesile olacak. Biz de geniş miktarda ürün alımı oluyor. Dilerim bu tür organizasyonlardan sonra buralara da yaygınlaşacak.”

Çaltı Belediye Başkanı Osman Yılmaz ise, “Çaltı Marmara Bölgesi’nde coğrafi yapısıyla avantajlı bir beldemiz. Mikroklima özelliği olan parselleri küçük ama yılda 3 ürün aldığımız bir bölge. O yönden çok avantajlıyız. Seracılık şu anda komşu köylerimizle birlikte 5 bin dönümlere yaklaşmış durumda. Ve masrafsız kış aylarında da yeşillik ürettiğimiz için vatandaşın geliri bir hayli yükseldi. Benim 2004 yılında gittiğimde 200 bin dönüm vardı kendi imkanlarıyla kurulmuş kaymakamlık kanalıyla kurulmuş. Devletimizin, hükümetimizin 2004-2005 yılında başlatmış olduğu yatırım kredileriyle şu anda 5 milyon liraya varmış durumdayız. Çaltının evveliyatına bakacak olursak atalarımızın dedelerimizin kendi tohumuyla kendi eriştirdiği fidesiyle bahçesinde yılda bir sefer ne yaparsa onu üretip daha önceleri atıyla, merkebiyle sarıp gittiği daha sonra ortak kamyonlarla doldurup pazarlara Bursa pazarına, Eskişehir, Bilecik il-ilçe pazarlarında tükettiği bir yerdi. 90lı yıllarda hibrit tohumuyla tanışılması artık 2000li yıllarda seracılıkla tanışılmasıyla bu patladı.

 

‘Ürün fazlalaşınca pazar arayışına girildi’

 

Tabi ki ürünün çıkması fazlalaşmasıyla pazar aranmaya başlandı. Pazar aranırken iyi pazar aranıyor. Bir de zaman zaman ben dönemim içinde 3-5 araba tahsis ettim gönderdiğimiz 100-150 kişidir Antalya’ya fuarlara ama herkesi götüremedik. Herkes görmek istiyor. Bunun burada düşünülmesi ve çaltıda yapılması için. Biliyorsunuz tarımda bayanları rolü çoktur. Hepinizin köyünde hele Çaltıda % 70-80 ablalarımın, bacılarımın katkısı büyük. Onların da tohumcuyla buluşması, ilaççıyla buluşması çok önemli. Bir de şu var. İnsan emeğinin karşılığını almak istiyor. Verimi yüksek, yanında kalitesi yüksek. Şimdi tabi birçok çantasını alıp gelenler var. Ticari olarak bakanlar var. İnşallah bu birincisi olacak. Çaltı’da düşünülmesi Çaltı’da olması tabi bizi daha çok sevindiriyor. Bunun için biz de yerel yönetim olarak elimizden geleni yapacağız. Halkımız yeniliğe açık. Daha modern seralar yapmak istiyorlar.”

Osmaneli Ziraat Odası Başkanı Ertuğrul Ünver de, “Gerçekten örtü altı yetiştiriliciliği çok önemli olmaya başladı. Yazın yağmurla birlikte korumakta zorluk oluyor. Bugün açık arazide yetişen domatesle şu an serada yetişen domatesin fiyatı bir değil. Örtü altı daha  fazla tercih ediliyor. Onun için bu yerinde düzenlendiği için teşekkür ederiz.

 

‘Seraya üvey evlat gözüyle bakılıyor’

 

Bizim Osmaneli Sakarya boyu gerçekten bu sera için çok önemli bir yatırım yeri ama biz Osmaneli çiftçileri tonaja alışmışız. Tonaj yani ‘Ertuğrul 500 ton pancar yetiştirdi 300 ton karpuz yetiştirdi’ desinler diye. Bizim Osmaneli de ara ara köylerimizde de seralar var. Seraya sadece üvey evlat gözüyle bakılıyor. Onun için ben sadece eğitime ağırlık verilmesini düşünüyorum. Eğitim çok önemli bir de birlik beraberlik yok köylüde.

 

‘Bayan çiftçilere ağırlık vermemiz gerekiyor’

 

Köylünün işi iyi olursa kimseye selam vermez. Eğer sana borcu varsa dikilir başına böyle uzaktan atar. Ama işi iyi değilse ezilir büzülür benim başım yok der benim sorumlu bulunduğum yer yok der. Ama ne yapacağız? Bu insanlar bizim insanımız biz tabi ki uğraş vereceğiz emek vereceğiz. Ama bununla beraber de eğitimlere biraz ağırlık vermemiz gerekiyor. Geçen bayan çiftçilerimize eğitim verdik. Çiftçiler şimdiye kadar boşuna çiftçilik yaptıklarını daha fazla yorulduklarını ifade ettiklerini söylediler. Çiftçi menfaati varsa yanaşıyor. Bayan çiftçilere ağırlık vermemiz gerekiyor. Zaten evde hizmet yapan bayan, arazide çalışan bayan traktörü kullanan bayan ilacı yapan bayan.”

Konuşmaların ardından Ziraat Ajansında görevli Ziraat Mühendisi tarafından çalışmaları ile ilgili bir sunum yapıldı. ZEYNEP KILBAHRİ

Bilecik Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü, Çaltı Belediyesi, Ziraat Ajansı, Tarım Kredi Kooperatifleri Bölge Birliği Başkanlığı ve Ziraat Odaları Başkanlıkları işbirliği ile gerçekleştirilecek olan organizasyon öncesinde İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü Sosyal Tesislerinde bir toplantı yapıldı. Toplantı sırasında tanıtımın önemine değinen konuşmacılar yeni teknik ve teknolojinin üretim ve pazarlama aşamasında çiftçilere yardımcı olacağı belirtildi. Kadın çiftçilerin bu tür etkinliklere katılımının arttırılmasının gerekliliğinin de görüşüldüğü toplantıda konuşan İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Alparslan Dankaz gerçekleşen etkinlik hakkında bilgiler verdi. Dankaz yaptığı konuşmada şunları aktardı:

“Biz Bilecik Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü, Ziraat Ajansı organizasyon firması, Çaltı Belediye Başkanlığı Tarım Kredi Bölge Birliği Başkanlığı ve Ziraat Odaları Başkanlıkları olarak ilimizde 23-24 Ağustos 2013 tarihleri arasında Çaltı Sera Günleri yapalım arzu ettik. Buraya ayrıca Kadıköy Hal Esnafını da özellikle davet ettik. Zira son yıllarda çiftçimizin en çok zorlandığı şey üretimini yapmış olduğu malları pazarlamak. Üretimini yapmış olduğu malları pazarlayamadığı için baya sıkıntı yaşamakta.

Doğrudan Kadıköy Hal Esnafının da gelmesi gelmesiyle esnafın istediği tarz ürünü yetiştirmek yani ürün çeşidi konusunda daha aydınlatıcı fikir vererek bilgi alışverişi olarak biz bunları ürettiğimiz takdirde daha iyi alışveriş yaparız diyerek onlarla görüşmelerde bulunmak açısından faydalı olacak.

Fuarımıza ayrıca 20 firmamız katılacak. Bu 20 kadar katılımcı firmadan Antalya bölgesinde fide üretimi yapan, Antalya’da son çeşitleri Türkiye çapında giden çeşitliliği tanıtacak artı sera malzemeleri, ilaçlama malzemeleri, gübreleme malzemeleri çiftçinin en son teknolojiyi kullandıklarını anlatacakları ürünleri getirecekler. Bunun yanında da Tarım Kredi Kooperatifleri Birliğimizin seralar için özel olarak üretmiş olduğu naylonlar ve malzemelerle ilgili stantlarda yer alacak.

 

‘Çaltı kendi havzası dışına açılmamış’

 

Çaltı Beldesi bölgemizdeki sebze üretiminde çok ciddi katkıları olan İstanbul, Ankara, Eskişehir hallerine iyi oranda mal gönderen meyve sebze bölgemiz. Kendi havzasında fakat dışarıya çok açılmamış. Orada kalmış. Zira biz Gölpazarı’nda, Gölpazarı’nın Sakarya havzasındaki Gemici Köyü’nde, Osmaneli’nin Sakarya havzasındaki köylerimizde de bu seracılığın daha güzel gelişmesi ve birlik içinde hareket ederekten ürünü kaliteli fiyattan satılmasını istiyoruz. Bu düşünceyle yola çıkarak bu Çaltı Sera Günlerini bu sene başlatalım dedik.

Biz ilçelerimizden gelen insanlarımızın en yakın çevrede en kısa mesafede sadece serayla alakalı spesifik özel seçilmiş bir mini fuarla çok uzak yerlere yolculuk etmeden, işinden gücünden kalmadan son teknolojiyi ayağında göstermek için bunu düzenledik. Hep birlikte inşallah çiftçimize geleceği göstermek üretimle birlikte pazarlama sorunlarını da aşmak için bu mini fuar oldu. Ama Çaltı kendi nevi şahsına has öyle bir bölge ki organik tarım içinde sera tarımcılığı için de ayrılmış biçilmiş bir kaftan. Çünkü gizli vadileri var. O vadilerin daha birçoğunda tarım başlamamış, yol ve elektrik olmadığı için.

O gün gelecek olan tüm misafirlere Söğüt’ün şifalı pilavından da ikram edilecek.”

Ziraat Ajansı Müdürü Sedat Kolcuoğlu, çiftçilerin ürettikleri ürünleri pazarlamakta sıkıntı yaşadıklarına değindi. Kolcuoğlu şöyle konuştu:

“Bizler Antalya’dan geldik. Aslında Antalya bugün Türkiye’de tarım sektöründe gelişmiş bir merkez. Türkiye’nin en önemli tarım sektörü Antalya’da konuşlanmış. Bütün Türkiye’ye hatta Ortadoğu ülkelerine, Balkan ülkelerine buralardan bilgi ve yatırım yapılan bir merkez.

1. Çaltı Sera Günleri projesinin mantığında biz şu düşünceyle yola çıktık. Ben kendimde Tarım Bakanlığı kökenliyim. Benim de 25 yılım kırsalda geçti. Sürekli kırsalda yaşanmış bir sürü deneyimlerimiz var. Tarımın bir gerçeği var. Tarımda iki ana kol var. Birisi üretim diğeri ticaret, ikisi birbirinden aslında kopmayan iki kol. Ülkemizde bir gerçek var. Tarımsal üretim politikalarını tarım bakanlığı belirler. Tarımsal ticaretin politikalarını gümrük ve ticaret bakanlığımız belirler. Tabi biz bu özellikleri gördükten sonra her iki tarafında isteklerini taleplerini gördükten sonra şunu gördük. Tarımda ciddi bir teknik ve teknoloji var. Bugün hangi sektöre bakarsanız tıp sektörüne bakın, eğitim sektörüne bakın, sanayi sektörüne bakın, tarım sektöründe yapılan çalışmalar hiçbir sektörde yok. Bu arge çalışmaları sonucunda elde edilen bilgiler üreticilerimiz tarafından ne kadar kullanılıyormuş? Bakanlıktaki bitme süremiz tamamlandıktan sonra sektör içerisine girdikten sonra özellikle bu işin ticaretin yapıldığı bölgelerde ciddi görevler aldık. Onlarla birlikte çalışmaya başladık ve şu gerçeği gördük. Maalesef üretimle ticaret birbirinden tamamen kopuk bir şekilde çalışıyor. Dolayısıyla biz bunu nasıl entegre ederiz. Nasıl bir tarımsal organizasyonla bir araya getirebiliriz düşüncesiyle bu tip projeler geliştirmeye başladık. Biz bu tip projeleri yaklaşık Antalya da 3 yıldır yapıyoruz. 3 yıl olmasına rağmen bazı bölgelerde ciddi değişimler olmaya başladı. Aslında klasik bir organizasyon gibi gözüküyor ama birkaç yıl sonra bu tür organizasyonlar o bölgelerin kalkınmasını tetikliyor. Çünkü bu organizasyonlar bir araya gelme fırsatını veriyor.

 

‘Kaliteli ürün üretebilmek için teknik ve teknolojinin iyi şekilde kullanılması lazım’

Bu organizasyonlarda bir gerçek var. Üretim ayağında da çalıştım ticaret ayağında da çalıştım. Tarımsal organizasyonlar anlamında birbirinden yeteri kadar haberdar değiller. Ticaret kısmına gidiyorsunuz ‘İstenilen kalitede yeterli ürün tedariki yapamıyoruz.’ diyorlar ve şikayetçi oluyorlar. Üretim kesimine gidiyorsunuz ‘Ürettiğim mala pazar bulamıyorum’ diyor. Tabi bunları oturup sorgulamak lazım. Bu organizasyonlar kırsal kalkınmada tetikleyici rol üstleniyor. Burada en önemli şey biz aslında köy ortamında mini bir fuar yapıyoruz. Şimdi bugün bin 500 çiftçimiz var Çaltı’da. Olaya şöyle bakalım. Hiçbir güç hiçbir imkan buradaki bin 500 çiftçimizi alıp da bir fuara götürmez. Fuar ortamı nedir? Tarımda yeni gelişen teknik ve teknolojilerin sergilendiği yerlerdir. Çiftçimiz üreticimiz bu teknolojiden yeteri kadar haberdar olmazsa bunları nasıl uygulayacak? Dolayısıyla biz de bu mantıktan yola çıkarak biz bin 500 çiftçiyi o ortamlara taşımak yerine biz firmaları çiftçimizin ayağına getiriyoruz. Çünkü teknik ve teknoloji sektörde. Çünkü sektör yeni bir teknoloji geliştirirken araştırma kayıtlarından kopamıyor. Yeni bir teknoloji geliştirirken üniversitelerden kopamıyor yeni projeler geliştiriyorlar. Ama bu çıkmış olan teknik ve teknolojiyi birilerinin profesyonel şekilde kullanması gerekiyor ki o teknoloji kullanıldığı zaman kaliteli ürünü uygun maliyetlerle üretip daha sonra bunlara pazar bulmak o kadar da zor değil.

 

‘Çaltı önemli bir üretim merkezi haline gelecek’

 

Ben Çaltı’yı şöyle görüyorum. Gittim gezdim o bölgeyi yaşadım. Çaltı’nın gelecekte şöyle bir avantajı var. Çaltı gelecekte emek harcanırsa bu tip tarımsal organizasyonlarla bunların arkasından çeşitli gelebilecek tarımsal yatırımlarla işin peşi bırakılmazsa çok uzun sürmez yakın bir zaman da Çaltı Marmara Bölgesi’nin önemli üretim merkezi olur diye düşünüyorum. Çünkü Çaltı’nın en büyük avantajı Bayrampaşa haline yakın, Ankara haline yakın, Eskişehir haline yakın büyük şehirlere yakın bir noktada.”

Tarım Kredi Kooperatifleri Kütahya Bölge Müdür Yardımcısı Taner Ezgü de projenin çok doğru bir proje olduğuna değindi. Ezgü yaptığı konuşmada şunları aktardı:

“Adı her ne kadar Çaltı Sera Günleri olsa da bu bölge geniş. Potansiyeli olan ve gayet güzel mikroklimaya sahip olan bir bölge. Tabi Çaltı dediğimiz zaman benim aklıma da Osmaneli geliyor, İnhisar geliyor, Söğüt geliyor, Gölpazarı geliyor. Çok güzel potansiyel var burada. Firmaların bir araya gelmesiyle yeni ürünlerle yeni girdilerle yeni teknolojilerle tanışmış olma imkanı yakalayacağız. Ortaklarımızda böyle bir imkandan faydalanmış olacaklar. Bu bakımdan kaliteli üretim için yeni doğru girdi kullanımı ve uygun kullanım çok önemli. Bunları ortaklarımız çiftçilerimiz daha ziyade burada görme imkanı elde edecekler. Biz de daha ziyade belki burada yeni ürünler tanıyacağız. Bizim aracılığımızla hiç olmazsa çiftçilere ulaşma imkanı olacak bu ürünlerin. Bizde kendi bilgilerimizi tazeleyeceğiz.

 

‘Sadece üretmek yetmiyor’

 

Ayrıca pazarlama kanalının da bu organizasyonun içerisinde yer alması çok önemli. Sadece üretmek yetmiyor. Onu pazarlamak üretmekten daha önemli aslında. Çünkü üretip de pazarlayamadıktan sonra hiçbir anlamı yok. İnanıyorum ki bu organizasyon yeni açılımlara sebep olacak. Yeni pazarlama kanallarının oluşmasına yeni ikili ilişkilerin gelişmesine vesile olacak. Biz de geniş miktarda ürün alımı oluyor. Dilerim bu tür organizasyonlardan sonra buralara da yaygınlaşacak.”

Çaltı Belediye Başkanı Osman Yılmaz ise, “Çaltı Marmara Bölgesi’nde coğrafi yapısıyla avantajlı bir beldemiz. Mikroklima özelliği olan parselleri küçük ama yılda 3 ürün aldığımız bir bölge. O yönden çok avantajlıyız. Seracılık şu anda komşu köylerimizle birlikte 5 bin dönümlere yaklaşmış durumda. Ve masrafsız kış aylarında da yeşillik ürettiğimiz için vatandaşın geliri bir hayli yükseldi. Benim 2004 yılında gittiğimde 200 bin dönüm vardı kendi imkanlarıyla kurulmuş kaymakamlık kanalıyla kurulmuş. Devletimizin, hükümetimizin 2004-2005 yılında başlatmış olduğu yatırım kredileriyle şu anda 5 milyon liraya varmış durumdayız. Çaltının evveliyatına bakacak olursak atalarımızın dedelerimizin kendi tohumuyla kendi eriştirdiği fidesiyle bahçesinde yılda bir sefer ne yaparsa onu üretip daha önceleri atıyla, merkebiyle sarıp gittiği daha sonra ortak kamyonlarla doldurup pazarlara Bursa pazarına, Eskişehir, Bilecik il-ilçe pazarlarında tükettiği bir yerdi. 90lı yıllarda hibrit tohumuyla tanışılması artık 2000li yıllarda seracılıkla tanışılmasıyla bu patladı.

 

‘Ürün fazlalaşınca pazar arayışına girildi’

 

Tabi ki ürünün çıkması fazlalaşmasıyla pazar aranmaya başlandı. Pazar aranırken iyi pazar aranıyor. Bir de zaman zaman ben dönemim içinde 3-5 araba tahsis ettim gönderdiğimiz 100-150 kişidir Antalya’ya fuarlara ama herkesi götüremedik. Herkes görmek istiyor. Bunun burada düşünülmesi ve çaltıda yapılması için. Biliyorsunuz tarımda bayanları rolü çoktur. Hepinizin köyünde hele Çaltıda % 70-80 ablalarımın, bacılarımın katkısı büyük. Onların da tohumcuyla buluşması, ilaççıyla buluşması çok önemli. Bir de şu var. İnsan emeğinin karşılığını almak istiyor. Verimi yüksek, yanında kalitesi yüksek. Şimdi tabi birçok çantasını alıp gelenler var. Ticari olarak bakanlar var. İnşallah bu birincisi olacak. Çaltı’da düşünülmesi Çaltı’da olması tabi bizi daha çok sevindiriyor. Bunun için biz de yerel yönetim olarak elimizden geleni yapacağız. Halkımız yeniliğe açık. Daha modern seralar yapmak istiyorlar.”

Osmaneli Ziraat Odası Başkanı Ertuğrul Ünver de, “Gerçekten örtü altı yetiştiriliciliği çok önemli olmaya başladı. Yazın yağmurla birlikte korumakta zorluk oluyor. Bugün açık arazide yetişen domatesle şu an serada yetişen domatesin fiyatı bir değil. Örtü altı daha  fazla tercih ediliyor. Onun için bu yerinde düzenlendiği için teşekkür ederiz.

 

‘Seraya üvey evlat gözüyle bakılıyor’

 

Bizim Osmaneli Sakarya boyu gerçekten bu sera için çok önemli bir yatırım yeri ama biz Osmaneli çiftçileri tonaja alışmışız. Tonaj yani ‘Ertuğrul 500 ton pancar yetiştirdi 300 ton karpuz yetiştirdi’ desinler diye. Bizim Osmaneli de ara ara köylerimizde de seralar var. Seraya sadece üvey evlat gözüyle bakılıyor. Onun için ben sadece eğitime ağırlık verilmesini düşünüyorum. Eğitim çok önemli bir de birlik beraberlik yok köylüde.

 

‘Bayan çiftçilere ağırlık vermemiz gerekiyor’

 

Köylünün işi iyi olursa kimseye selam vermez. Eğer sana borcu varsa dikilir başına böyle uzaktan atar. Ama işi iyi değilse ezilir büzülür benim başım yok der benim sorumlu bulunduğum yer yok der. Ama ne yapacağız? Bu insanlar bizim insanımız biz tabi ki uğraş vereceğiz emek vereceğiz. Ama bununla beraber de eğitimlere biraz ağırlık vermemiz gerekiyor. Geçen bayan çiftçilerimize eğitim verdik. Çiftçiler şimdiye kadar boşuna çiftçilik yaptıklarını daha fazla yorulduklarını ifade ettiklerini söylediler. Çiftçi menfaati varsa yanaşıyor. Bayan çiftçilere ağırlık vermemiz gerekiyor. Zaten evde hizmet yapan bayan, arazide çalışan bayan traktörü kullanan bayan ilacı yapan bayan.”

Konuşmaların ardından Ziraat Ajansında görevli Ziraat Mühendisi tarafından çalışmaları ile ilgili bir sunum yapıldı. ZEYNEP KILBAHRİ


Reklam
Mustafa Cilali


E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir