“Çocuklarınızı Ödüllendirin”

Birimde görevli Çocuk Gelişimi Uzmanı Sedef Akdoğan, “Çocuğunuzu ödüllendirerek olumlu davranışlarını pekiştirebilirsiniz.” dedi. 0-18 yaş aralığındaki çocuklara yönelik çalışmaların yapıldığı birimin amacının erken teşhis koymak olduğu belirtildi.

Birim hakkında gazetemize açıklamalarda bulunan Çocuk Gelişimi Uzmanı Akdoğan, “Birimimiz Mayıs ayında çalışmalarına başladı. Daha önce Bilecik’te böyle bir birim bulunmuyordu. Birimimizde 0-18 yaş arasındaki çocukların gelişim değerlendirmesini ve psikolojik yönden değerlendirmesini yapıyoruz. Mesela ergenlik dönemleri oluyor ya da aile arası çatışmalar yaşanıyor. Biz aile ve çocukla görüşerek, önerilerde bulunarak bu çatışmaları çözmeye çalışıyoruz.

 

Amaç erken teşhis

 

Çocuk gelişimi denildiğinde genellikle akıllara 0-6 yaş geliyor. 0-6 yaş aralığı da aslında önemli bir aralık. Çünkü beyin gelişiminin en hızlı olduğu dönem. Burada küçük bir sorun yaşandığında aileler kabullenmek istemiyor. Çocuk 6 yaşını geçiyor. 7’ye, 8’e geldiğinde bir problem olduğunu fark edip geldiklerinde birazcık geç oluyor. Çocuk Gelişimi Birimimizin aslında en büyük amacı erken teşhis. Daha sonra tedavisi için de gerekli yerlere yönlendiriyoruz.

Birimimiz Perşembe ve Cuma günleri randevu usulüyle hizmet vermekte. Geri kalan günlerde projelerle uğraşıyoruz. Şimdiye kadar yaklaşık 35 hastayla görüştük. Hastalarımız genellikle yine 0-18 yaş arasındaydı. Bu çocuklarımızdan 3 tanesinde hiperaktivite, 1 tanesinde otizm, 2 tanesinde de dikkat eksikliği teşhisi şüphesi görüp ilgili yerlere gönderdik. Daha sonra ailelerden geri dönüş yapıldığında rahatsızlıkların gerçekten teşhisinin konulduğunu gördük. Bu da bizim için sevindirici oldu. Otizm tanısı alan çocuğumuz gerçekten çok küçük. Rahatsızlığı daha başlangıç aşamasında. Ailesi de çok şaşırdı ama erken teşhis edilmesi iyi oldu. Çünkü ilerleyen dönemde çocuk yaşıtlarına yakın seviyede ilerleyecek. Yani yaşına uygun şeyleri yapmaya başlayacak. Şu an yaşıtlarından geride ama bunu fark ettiğimiz için gerekli rehabilite yapılınca çocuk ilerlemiş olacak.

 

Testler uygulanarak ailelere önerilerde bulunuluyor

 

Birimimizde uyguladığımız testler var. Genellikle 0-6 yaş arasındaki çocuklara Denver2 denilen bir gelişim testi var onu uyguluyoruz. Buna yönelik de kişisel, sosyal alanda, dil alanında ne kadar eksiği varsa bunu görüyoruz. Bunun neticesinde de ailelere önerilerde bulunuyoruz. Durumun ciddi olduğunu gördüğümüzde, nörolojik ya da fizyolojik bir problem olduğunu fark ettiğimizde gerekli yerlere yönlendirmelerde bulunuyoruz. Tuvalet eğitimi konusunda aileler bu eğitimi ne zaman vereceklerini bilmiyorlar. Tam ya da doğru bir eğitim verilmediği zaman çocuk 4-5 yaşına kadar altına yapmaya devam ediyor. Çünkü 2 yaşında başlaması gereken eğitimde aile çocuğuna korkutup, vurup eğitmeye çalıştığında bu durum 5 yaşına kadar uzamış oluyor. Bunları önlemeye çalışıyoruz.

 

Kardeş kıskançlığı önemli bir sorun

 

Gelen en büyük sorunlardan bir tanesi de kardeş kıskançlığı. Genellikle eve bir çocuk geldiğinde diğer çocuk da psikolojik olarak problemler görülüyor. Bununla ilgili sıkıntılarımız çok fazlaydı. Bunları da ailelerle konuşup aşmaya çalışıyoruz. Özgüven eksikliği de büyük bir problem. Bunun dışında çok genel problemlerden biri de ergenlik. Genellikle ergenler ve aileler bu dönemde çatıştıkları için çocuk bıkmış, aile bıkmış vaziyette geliyor. Bu durumu çocuk ve aileyle konuşarak düzeltmeye çalışıyoruz. Yanlışları düzeltiyoruz önerilerde bulunuyoruz. Olması gereken neyse onları söylüyoruz. 1 ya da 2 ayda bir tekrar görüşmeye çağırıyoruz. Eğer ilerleme varsa o şekilde devam ediyoruz. Aileler için farklı bir öneride bulunup onu uygulamalarını istiyoruz.

 

‘Fizyolojik olmadığı sürece problem çevre veya aileden kaynaklıdır’

 

Görüşmelerimiz sohbet ortamında geçiyor. Her çocuğumuza ayrı bir dosya tutuyoruz. Ailemiz ilk olarak geldiği zaman bir görüşme yapıyoruz. Görüşme sırasında çocukla ilgili, aileyle ilgili bilgi alıyoruz. Çünkü çocuktaki problem evdeki durumdan kaynaklanıyor olabilir. İlla çocuktan kaynaklanmayabilir. Gelen ailelere zaten bu konudan bahsediyorum. Çocuk anne karnındayken bir şeyleri bilmeden doğuyor. Doğduktan sonra anne ve babadan bir şeyleri görerek yavaş yavaş kendisini yapılandırıyor. Eğer bu çocukta bir problem varsa fizyolojik bir problem olmadığı sürece mutlaka çevreden veya aileden kaynaklıdır. Ondan dolayı ailelerle görüşüp aileleri düzeltmeye çalışıyoruz. Aileler düzeldiği zaman zaten çocuklar yavaş yavaş düzeliyorlar.” dedi.

 

Görüşme sıklığımız probleme göre değişiyor

 

Görüşmelerin sıklığının probleme göre değiştiğini kaydeden Çocuk Gelişimi Uzmanı Akdoğan, “Ergenlerin genellikle birkaç defa gelmeleri gerekiyor. Küçük çocuklarda aile tuvalet eğitimi için geliyor. Tuvalet eğitiminde yapmaları gereken şeyleri söylüyorum. Eğer ailede sıkıntı hala devam ediyorsa aile tekrar geliyor yaptıklarının faydalı olmadığını söylüyor ben de yeni önerilerde bulunuyorum. Ama bu konuda geri dönütte bulunan çok olmadı. Ergenlerde takip etmemiz gerekiyor. Ergenler küçük çocuk değiller artık, gençliğe adım atıyorlar. Burada hem ergenle konuşuluyor hem aileyle görüşülüyor. Ailedeki bir sıkıntı çocuğun değişmemesine neden oluyor. Bu yüzden her ay tekrar çağırdığımda değişiklik olup olmadığını soruyorum ve değişiklik yoksa farklı önerilerde bulunuyorum.

 

‘Çocuklarda rahatsızlık olmadan da birimimize gelebilirler’

 

Şu anda birimimiz çok fazla tanınmıyor. Broşür ve afişleri aile hekimliklerine gönderiyoruz. Orada genellikle bebekli aileler görür diye bu şekilde birimimizin tanıtımlarını yapıyoruz. Aileler çocuklarında sorun olduğu için gelebileceklerini düşünüyorlar. Sorun olmayadabilir. Çocuğunda herhangi bir sorun olmadan gelen aileleri ben daha çok seviyorum. Kişilerin neden geldiğiyle ilgili bir not tutmam gerekiyor. Neden geldiğini sorduğum da kişi, ‘Ben çocuğumun gelişiminin takibini yapmak istiyorum.’ diyor. Bu çok güzel bir şey. Çünkü bir sorun olduğu için gelmiyor. Sadece çocuğunun gelişimi normal mi değil mi merak ediyor. O kişilere ayrıca teşekkür ediyorum. Bu durum çocuklarını gerçekten düşündüğünü gösteriyor. Ben çoğu aileye,  ‘Çocuğunuz şunu yapıyor mu?’ diyorum. Anneyle baba birbirine bakıyor. Yapıyor mu yapmıyor mu bilmiyorlar, gözlemlememişler.” şeklinde konuştu.

 

“Çocuklarınızı ödüllendirin”

 

Türk halkının çocuklarını eğitirken cezayı çok fazla kullandığını belirten Çocuk Gelişimi Uzmanı Akdoğan açıklamasına şöyle devam etti:

“Biz farkında değiliz. Aslında çocuklara ödül verdiğimizde o davranışı pekişiyor. Yani çocuk iyi bir şey yaptığında onu takdir ederseniz çocuk bu davranışın iyi bir şey olduğunu bilip gelecek sefer kendiliğinden gerçekleştirecek. Çocuklar biraz ödülle çalışıyor. Çocukları ödüllendirerek davranışlarını pekiştirebilirsiniz. Vurduğunuz zaman acısı 5 dakika sonra geçiyor. Çocuk bu şekilde düzeltilemiyor. Olumsuz bir davranışta bulunduğu zaman onun için kıymetli olan bir şeyden onu mahrum bırakarak ceza verebilirsiniz, ceza vermemiz gerekiyorsa tabi. Yoksa çok ceza kullanmayacağız. Önemli olan nokta, ödülü kullanıp olumlu davranışı pekiştirmemiz.

 

‘5 yıllık bir davranışın 1 ayda değişmesini bekleyemeyiz’

 

Genellikle problemler psikolojik olduğu için çocuklarda eğer düzelme yoksa aile tekrardan geliyor. Çocuk tırnak yiyorsa 3 ay sonra aile gelip çocuğunun tırnak yemeye devam ettiğini söylüyor. O zaman farklı bir yöntem kullanıyoruz. Çocuk 5 yaşında, bir problemli durum var aileden kaynaklı. Şimdi 5 yıldır çocuk aileden bir şeyler gördükten sonra o davranışı edindiyse biz o davranışın 1 ayda değişmesini bekleyemeyiz. Çünkü 5 yıldır çocuk aileden bir şeyler görüyor ve o şeyi 2 ayda düzeltelim gibi bir durum olmuyor. Sorunlar psikolojik olduğu için yavaş yavaş düzeliyor. İnsan davranışları çok çabuk değişmez zaten. Umarım faydalı oluyoruzdur.

 

‘Gelin en azından bir bakalım’

Otizmi ailemiz geldiği zaman ilk önce durumu kabullenmeme oldu. Aileler görmek istemiyor. Gerekli uzman kişilerle görüşüldüğünde çocuk için durum daha faydalı oluyor. Aileler her zaman diyorum, ‘Gelin en azından bir bakalım.’ Gelişimine bakalım, normaldir çok güzel. Normal olsa bile ailelere birkaç öneri de bulunuruz.

 

‘İlaç yazmıyorum’

 

Gelenler genellikle ilaç yazıp yazmadığımı soruyor. Ben ilaç yazmıyorum. Önerilerde bulunuyoruz. Eğer ilaç yazılması gereken hiperaktivite gibi bir durum varsa zaten biz çocuk psikiyatrisine yönlendiriyoruz Eskişehir ya da Bursa’ya.”

Birime çocuklarını götürmek isteyen kişiler 0 228 212 62 70 numaralı telefonu arayarak Perşembe veya Cuma günü için randevu alabilirler. ZEYNEP KILBAHRİ



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir