CUMA SOHBETİ…

 

 
 
Hz. Peygamber (S.AV.) Sahabe-i Kiram için; “Ashabım gökteki yıldızlar gibidir. Hangisine uyarsanız hidayeti bulursunuz” buyuruyor. Bu gün sizlere bu yıldızların hayatından birkaç örnek sunacağım: Sehl bin Sa'd (R.A) şöyle anlatır: "Bir kadın dokuduğu bürdeyi (hırkayı) Efendimiz (S.A.V.)'e getirip verdi ve: -Bunu giyesin diye kendi ellerimle dokudum, dedi. Böyle bir elbiseye ihtiyâcı olan Allah Resûlü onu aldı ve giyinip yanımıza geldi. Bunu gören bir kimse Efendimiz'e: – Ne kadar da güzelmiş! Bunu ver de ben giyeyim, dedi. Resûl-i Ekrem: « Peki» dedi. Orada biraz oturduktan sonra evine döndü. Kumaşı katlayıp adama gönderdi. Ahab-ı Kiram o sahâbîye: Hiç de iyi yapmadın. Resulullah ihtiyacı olduğu için onu giymişti. Üstelik sen Efendimiz'in kendisinden bir şey isteyeni geri çevirmediğini bile bile istedin, dediler. O şahıs:  Vallahi ben onu giymek için değil, kendime kefen yapmak için istedim, dedi. Daha sonra o kumaş bu zatın kefeni oldu."(Buhari) 
Hz. Ömer'in şehit olan sahabe eşine karşı cömertliği: Eşlem'den (R.A.):"Ömer'le beraber (çarşıya) çıktım, kendisine genç bir kadın yaklaşıp şöyle dedi: “Ey müminlerin emiri! Kocam öldü, benim ondan küçük çocuklarım var. Vallahi ne yiyecek koyun, ne sığır paçaları vardır; ne ekin tarlaları ve ne de sağılacak hayvanları vardır. Onları yırtıcı hayvanların parçalamasından (yani ölmelerinden) korkuyorum. Ben Hufâf bin Eyma el-Gifari'nin kızıyım. Babam Hudeybiye'de Peygamber (A.S.) ile hazır bulunmuştur.” Ömer bunları duyunca durdu, yürümedi ve şöyle dedi: 'Merhaba, ey yakın nesep!' Sonra avluda bağlı olan kuvvetli bir deveye gitti ve ona buğday dolu iki çuval yükledi. (Çuvalların) aralarına da yiyecek ve elbiseler koydu, getirip kadına teslim etti. “Al şimdilik bunlarla idare et! Sana şimdilik yeter. Sonra Allah bize bir taraftan bir şeyler ihsan ederse yine sana veririz” dedi. Orada bulunanlardan bir adam şöyle dedi: “Ey müminlerin emiri, çok verdin!” Bunun üzerine Ömer: “Annen seni yetim bıraksın! Vallahi şu anda ben onun babası ile kardeşini bir kaleyi kuşattıklarını ve onu fethedinceye dek canla başla savaştıklarını görür gibiyim. Sonra sabahleyin onların elde ettikleri ganimetlerden istifade eder olmuştuk” dedi. (Buhârî)  
Ebuddeddah'dan (R.A) cömertlik örneği: “Kim Allah'a güzel bir borç verecek olursa, Allah da onun karşılığını kat kat verir ve ayrıca onun çok değerli bir mükâfatı da vardır.”(Hadid-11) Kim Allah'a güzel bir borç verirse.. Yani kim, Allah rızası için O'nun yolunda malını harcarsa, Allah, onun harcamasının karşılığını kat kat verir. Bununla beraber onun için değerli büyük bir mükâfat yani cennet vardır. İbn Kesîr şöyle der: Yani onun için güzel bir mükâfat ve büyük bir bağış yani cennet vardır. Bu ayet inince Ensar'dan Ebuddeddah dedi ki: "Ey Allah'ın Rasulü! Gerçekten Allah bizden borç mu istiyor?" Resulullah (A.S.) "Evet, ey Ebuddeddah" buyurdu. Bunun üzerine O: "Ey Allah'ın Resulü! Elini bana göster" dedi. Resulullah (S.A.V.) elini ona verdi. Ebuddeddah dedi ki: "Ben bağımı Rabbime borç verdim." Ebuddeddah'ın bu bağda 600 hurma ağacı vardı. Hanımı Ümmüd-dehdah ve çoluk çocuğu da bağda İdi. Ebuddeddah gelip "ey Ümmüddeddah!" diye seslendi. Hanımı, "buyur" diye cevap verdi. Ebuddeddah: "Bağdan çık. Ben onu Yüce Rabbime borç verdim" dedi. 
Hanımı: "Ey Ebuddeddah! İyi bir alışveriş yapmışsın" dedi ve oradan mal ve çocuklarını alıp çıktı. (İbn-i Kesir)
Hz. Ali (r.a.) peygamberimizin cömertliğini şöyle anlatıyor: "O insanların en çok eli açık olanı, sıkıntılara göğüs germe bakımından göğsü en geniş olanı, en doğru sözlüsü, üzerine aldığı işi en güzel şekilde yerine getirendi. O, en güzel ve yumuşak tabiatlı olup kabile ve akrabasına en çok ikramda bulunan bir kişi idi. O'nu ilk gören O'ndan heybet duyar, sohbetinden bulunanlar ise O'nu severlerdi. O'ndan birşey istendiğinde varsa verir bulma imkanı varsa bulmaya çalışırdı."(Buhari)
Abdulkadir Geylani der ki; “Dünyayı kalbinden çıkarır, eline alırsan sana zarar vermez.” Hz. Mevlana'nın da ders olacak şu sözleri hiç hatırdan çıkarılmamalıdır: “Dünya Hayatı Bir Rüyadan İbarettir. Dünyada Servet Sahibi Olmak, Rüyada Define Bulmaya Benzer. Dünya Malı Nesilden Nesile Aktarılır. Ama Hep Dünyada Kalır” Bugünkü yazıma Kutlu Nebi (S.A.V.)'in şu mubarek hadisleriyle noktalayalım: “Cömert kişi Allah'a yakın, cennete yakın, insanlara yakın ve cehennem ateşinden uzaktır. Cimri ise Allah'tan uzak, cennetten uzak, insanlardan uzak ve cehennem ateşine yakındır. Cömert câhil, ibadet eden cimriden Allah'a daha sevimlidir.”(Tirmizî, Birr, 40)
Cum'anız mubarek olsun efendim…
 
Nihat KAYA –  İl Müftü Yardımcısı


E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir