DEHB HASTALIK DEĞİL BİR BOZUKLUKTUR

Pamukkale Üniversitesi Çocuk Psikiyatrisi Doç. Dr. Ahmet Büber’in konuşmacı olarak katıldığıo program

Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezinde gerçekleşti. Eğitime, Vali Ahmet Hamdi Nayir, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Azmi Özcan, İl Milli Eğitim İl Müdürü İsmail Altınkaynak, Pamukkale Üniversitesi Çocuk Psikiyatrisi Doç. Dr. Ahmet Büber ve rehber öğretmenler katıldı.
“BU PROJE TÜRKİYE ÇAPINDA BİR İLK OLACAK”

Yapılan eğitimde konuşma yapan Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Azmi Özcan,:”Gerçekleştirilen projenin Türkiye çapında bir ilk olacağını belirterek “Yaptığımız işin ne kadar farkında olursak, elde ettiğimiz sonuçlar da o kadar güzel olur diye düşünüyorum. Bu çapta yapılmış projelerin ilki. Sizler de , bizler de bu konuya ne kadar önem verirsek sonuçta elde edeceğimiz dönütler, öğrencilerimize, şehrimize ve ülkemize o kadar kakıda bulunacak diye düşünüyorum”dedi.

Özcan şöyle konuştu:

“Öyle bir işyapacağız ki beraberce yapmadığımız zaman hiç kimse neden böyle bir şey yapmadınız diye sormayacak. Çünkü resmi anlamda böyle bir sorumluluğumuz yok. Ama insani anlamda bu ülkeye olan, bu çocuklara olan sevgimiz anlamında bizim önem verdiğimiz her ne varsa onları sonsuzluğa taşıyacak çocuklarımızı henüz vakit geçmeden tespit edip onların ihtiyaçları olan donanımları kazandırmak için hem bizim açımızdan hem ülkemiz açısından hayati bir konu. Bu örnek, bizi başka alanlarda da ülke çapında taramalar götürmeye teşvik edecek. Böylelikle bizi bekleyen tehditler ve tehlikeleri önceden fark edip, onlra yönelik tedbir alma imkanı sağlayacak bizlere.

Hiperaaktivite ve dikkat eksikliği bir hastalık değildir. Bunu hocalarımız özellikle vurguluyorlar. Bir farklılıktır. Bu çocukların dürtüleri ve enerjileri çok kuvvetli ama bulundukları yaş itibariyle o dürtü ve enerjilerini kontreol edebilecek mekanizmalardan uzaklar. Buna bir de modern hayatın onlara sağladığı denetimsizlik, aile, sosyal yapı ve eğitim hayatındaki uyaranların kontrolsüzlüğü eklendiği zaman bu çocuklarımız, bu yaş grubunda edindiği alışkanlıklarla daha sonraki hayatlarında istenildiği gibi devam ettirememe tehlikesiyle karşı karşıya. Ç ünkü 20 yaşına kadar ne aldılarsa aldılar, ondan sonraki 50,60,70 seneyi onunla götürecekler. Aslında bu çocuklar dediğimiz, bizim geleceğimiz, bizim hayatımız.

“Belki de kurtaracağımız bir çocuk bu ülkenin kaderini değiştirecek”

Bu işin teknik boyutu ama bir de insani ve ibadet  boyutu var. Kim bilir belki de kurtaracağımız bir çocuk bu ülkenin kaderini değiştirecek. O yüzden bizim kültürümüzde her geleni Hızır bil diye bir şey var. Kerametin nerede ve kimde olduğu, geleceğin hangi çocuğa bağlı olduğunu hiçbirimizin bilmesi mümkün değil. İşte böyle bir hayati fonksiyona sahibiz. Ben bu ifadeleri aynı zamanda sayın valimizin izniyle onların da adına söylüyorum. Çünkü sağlık durumu şu anda hitap etmeye imkan vermiyor. Ama bana özellikle tembih ederek hocam müşterek duygularımızı hocamızla bitlikte aktarırsınız diye. Bu birliktlik ülkemize örnek olacak. Şu ana kadar ülkemizde hiç bir yerde olmayan bir şey. Ahmet Bey mutlaka söyleyecektir; toplanan veriler kesinlikle sağlık hukuku çerçevesind ekimseyle paylaşılmayacak. Sadece ilgili olan rehber hocalarımız bilecek. Projenin bizdeki temsilcisi Yrd.Doç.Dr. Sevinç Hocamız olacak. Aynı taramı kendi öğrencilerimiz için de organize edeceğiz. Bu ülkemizin profilinin çıkmasına da yardımcı olacak. Bunun sonunda sadece fedakarlık var ama inanılmaz bir duygu zenginliği yaşatacak hepimize. Lütfen heyecanımızı kaybetmeyelim. Bütün dikkatimizle, emeğimizle, ciddiyetimizle işi sahiplenelim ve ortaya çıkabilecek güzel tabloları ve bir şeyleri yapmış olamanın huzurunu ve mutluluğunu yaşayalım. Hepinize çok teşekkür ediyorum. Sayın Milli Eğtim Müdürmüze ve ekibine çok teşekkür ediyorum bu kadar kısa sürede bu organizasyonu yapabildikleri için. Bu işbirliğimizi de inşallah başka alanlarda devam ettiririz.”

“YAŞAM BOYU DİKKAT ÇOK GÜZEL BİR SLOGAN”

İl Milli Eğitim Müdürü İsmail Altınkaynak ise yaptığı konuşmada projenin sloganı olan c sözünden çok hoşlandığını belirterek konuyu Bilecik’in gündemine taşıyan herkese çok teşekkür ettiğini belirtti.

Altınkaynak şöyle konuştu:

“Sayın valimizin önderliğinde, sayın rektörün yapılan toplantılarda dile getrimesiyle Bilecik’in gündemine alınan dikkat bozukluğu ve hiperaktivite konusu için buradayız. Az önce gördüm, yaşam boyu dikkat sloganı çok hoş olmuş. Bu konuyu Bilecik’in gündemine alan başta sayın valimiz, sayın rektörümüz olmak üzere hepsine çok teşekkür ederim. Az önce sohbet ederken de gündeme geldi, bu Türkiye çapında bir ilk olacak. Yaptığımız işin ne kadar farkında olursak, elde ettiğimiz sonuçlar da o kadar güzel olur diye düşünüyorum. Bu çapta yapılmış projelerin ilki. Sizler de , bizler de bu konuya ne kadar önem verirsek sonuçta elde edeceğimiz dönütler, öğrencilerimize, şehrimize ve ülkemize o kadar kakıda bulunacak diye düşünüyorum. İlk toplantıya katılan arkadaşlarımız da var. Bun toplantıların bundan sonraki aşamaları da olacak. Ben şu anda yapılan toplantıya arkadaşlarımızın yoğun ilgisini görmekten son derece memnun oldum. İnşallah bunların neticeleri ortaya çıkmaya başladıkça memnuniyetimiz daha da artacaktır. Şu anda kendisi olmasa da başta Pamukkale Üniversitesi Dekanımız Hasan Herken Bey’e ve yine Ahmet Büber Bey’e çok teşekkür ediyorum. İnşallah bundan sonraki süreçleri de hep beraber değerlendirip, Bilecik’teki bütün öğrencilerimize bunun Türkiye’ye de örnek olmasını dileyerek şimdiden hayırlar getirmesini diliyorum. Bu projenin mimarı olarak sayın rektö

rümüze ve bize yol gösteren sayın valimize de çok teşekkür ediyorum. Şimdiden hayırlı olsun diliyorum.

Konuşmaların ardından Pamukkale Üniversitesi Pamukkale Üniversitesi Çocuk Psikiyatrisi Doç. Dr. Ahmet Büber Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) ile ilgili olarak bilgilendirmelerde bulundu. DEHB’i tanımlayarak konuşmasına başlayan Büber, “Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) kalıcı ve sürekli olan dikkat süresinin kısalığı, engellemeye yönelik denetim eksikliğine bağlı olarak davranışlarda ya da bilişte ortaya çıkan ataklık ve huzursuzlukla seyreden, bu belirtiler nedeni ile bilişsel, akademik, davranışsal, duygusal ve sosyal işlevsellik alanlarında bozulmaların görülebildiği bir rahatsızlıktır. DEHB gelişim düzeyiyle uygunsuz dikkatsizlik ya da aşırı hareketlilik ve ataklıkla karakterizedir. Belirtiler sıklıkla işlevsellikte bozulmaya, yaralanmalara, kazalara, kişiler arası ilişkilerde gerginliğe, kavga ve geçimsizliğe davranış sorunlarına neden olur.”dedi.

“DEHB HASTALIK DEĞİL BİR BOZUKLUKTUR”

Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun  bir hastalık değil bir bozukluk olduğunun altını çizen Büber, şöyle konuştu:

“ Bu bozukluğu isimlendirirken dikkat ve aktivite bozukluğu demek çok daha doğrudur. Çünkü hareketli olmayanlarda bu bozukluğun olmadığı ve olmayacağı gibi bir kanaat oluşmaktadır ama bu doğru değildir. Özellikle ergenlik ve erişkinlikte hiperaktivite olmadan hatta bırakın hiperaktiviteyi aşırı tembel davranışlar sergileyenlerde bile bu bozukluk bulunmaktadır. Burada sorun olan dikkatin eksikliği değil, dikkatin odaklanması ve başka bir alana kaydırılmasındadır. Başka bir önemli nokta da dikkatin zevk ve haz veren aktivitelerde oldukça sorun olmaması ama sorumluluk ve görevleri olan aktivitelerde sorun yaşamasıdır. Bilgisayarda veya internette oyun oynarken veya eğlenceli işler yaparken dikkatinin çok iyi olması ama okul ödevi, ders çalışma projeler veya gündelik mesleğindeki işleri yaparken dikkat sorunları yaşamasıdır. Hayat oyun ve eğlenceli işlerden ibaret olsa ve her iş zevkli olsa DEHB’li kişiler dikkat sorunu yaşamazlar.”



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir