Partiden yapılan açıklamada bu olayları Başbakana mal etmek gibi bir iddiada bulunulmak istenmediğini fakat Fethullah Gülen’in ve camianın panik ve telaş havası içerisinde suçlamalarına da anlamakta zorlandıkları belirtildi. Aynı zamanda daha dün Hizmet Hareketi’nin organize ettiği Türkçe Olimpiyatları’nda Gülen ve cemaatini övenlerin bugün ağza alınmayacak laflar kullanmalarını onaylamadıkları da dile getirildi.
Demokrat Parti tarafından yapılan açıklama şu şekilde oldu:
“17 Aralık operasyonundaki ‘Yolsuzluk, iddiaları bir anda ülkemizin siyasi gündeminin en önemli konusu haline geldi. Olay iktidar kanadında da önemli bir tahribata yol açmış olmalı ki Sayın Başbakan bir kabine değişikliğine gitti ve 9 bakanı koltuğundan etti. Bir banka genel müdürünün evinde yapılan aramada ayakkabı kutuları içinde 4,5 milyon dolar olduğu söylenen paralar bulundu. Bazı bakanlar ve çocukları ile ilgili çok önemli iddiaları ortaya atıldı.
Tabii biz burada ülkemizde iki dönem boyunca çok önemli hizmetlerde bulunmuş AK Parti ve sayın Başbakana bütün bu olayları mal etmek gibi bir iddiada bulunmak istemiyoruz. İnşallah yargı süreci doğruları ortaya çıkaracaktır. Fakat durum böyle iken sayın Başbakanın olaylar patlak verir vermez hiçbir somut delile dayanmadan, hiçbir yasal soruşturmaya gerek duymadan bir telaş ve panik havası içinde Sayın Fethullah Gülen Hocaefendi’yi ve tüm camiayı örgüt ve çete suçlamalarıyla itham etmesini de anlamakta zorlanıyoruz. Daha dün Hizmet Hareketinin organize ettiği ‘Türkçe Olimpiyatları’na gidip orada Hocaefendiye ve camiaya hak edilmiş bir övgüyü dile getirenlerin (Sn.Başbakan, Sn.Meclis Başkanı, Sn.Bakanlar, Sn.Belediye Başkanları, Sn.Milletvekilleri) bugün ağza alınmayacak hakarette bulunmalarını onaylamıyoruz.
Fakat ne yazık ki çok yakın zamanda o zaman HAS Parti Genel Başkanı olan Sn.Numan Kurtulmuş’un:
“AKP liler Harun olmaya geldiler ama yoldan çıkıp Karun oldular….”
“Biz AKP gibi Firavunlaşmayacağız..
“Erdoğan gibi Amerika’nın ve İsrail’in vagonu olmayacağız.”
Lafları ortadayken;
Ve yine daha dün eski DP genel başkanı Sn. Süleyman Soylu’nun Başbakan Erdoğan’ın Adnan Menderes’e benzetilmesine de:
“Rahmetli Menderes ile kendini kıyas ediyorsun, Yedi yıldır bu milleti oyalıyorsun, Yedi yıldır bu milleti kandırıyorsun.” Diyerek isyan ediyordu…
Yine aynı Süleyman Soylu’nun 20Nisan 2008’de “ Bu ülkenin herkese çatan bir başbakanı var ki akşam eve gittiğinde karısının ve çocuklarının yüzüne nasıl bakıyor? AKP iktidarından önce işsizlik %6 idi, bugün %11,3’e çıktı. Başbakan at üzerinde durmayı beceremediyse ülkeyi yönetmeyi de beceremedi.” Diyordu.
Şimdi bu eski genel başkanlar AK Parti genel başkan yardımcılığı koltuğunda oturuyorlar ve genel başkanlarına gerçek AK partililerden daha çok methiyeler düzüyorlar.
Sayın Başbakan pek çok konuşmasında “Zamanında Menderes’e yapılanlar şimdi bize yapılmak isteniyor” diyor. İktidar kanadından ortalıktaki kaynağı belli olmayan birtakım paralar için “Hayır parasıydı” türünden açıklamalar yapılıyor.
Söz burada rahmetli genel başkanımız ve “Hayır” ile ilgili konudan açılmışken rahmetlinin başbakan iken yaşanmış bir olayı aktarıp gerçek “hayır” yapmanın ne olduğunu ve rahmetliyle mukayese edilmenin o kadar kolay olup olmadığını milletimizin takdirlerine bırakıyoruz
Başbakanlık yaptığı 10 yıl boyunca cami yapımına ve onarımına özel bir önem verdi. En büyük ideallerinden biri de başkent Ankara’da büyük bir cami yaptırmaktı. Bugünkü Kocatepe Cami’nin bulunduğu alanı 1956’da bu iş için tahsis ettirdi. Ertesi yıl da temel atma zamanı yaklaşmıştı. Son durum hakkında bilgi vermek için yanına gelen Diyanet İşleri Başkanına sordu:
“Babamın hayrı için temele bir şeyler koymak istiyorum.En helalinden ne yapsak uygun olur?”
Diyanet Reisi sorusuna devam etti:
“Babanızdan intikal eden araziniz dışında başka neler var?”
“Atlar var” dedi Menderes.
Aldığı cevap üzerine çiftliğindeki safkan İngiliz atlarından bir kısmını sattı. 14 Şubat 1957’ de 100 bin lirayı cami yaptırma demeğine bağışladı. Temel atma töreninden sonra bir grup milletvekili teşekkür için Menderes’in yanına gitmişti. Menderes, uzun zamandır sakladığı 1931’e ait Ahmet Emin Yalman’ın yazdığı bir makaleyi çıkarıp milletvekillerine okudu. Makalede şu yazılıydı:
“Bütün başkentler büyük bir mabedin etrafında kurulmuştur. Bu hurafeden kendini kurtaran tek başkent Ankara’dır.”
Menderes makaleyi okuduktan sonra şu yorumu yaptı:
“Kocatepe Camii’ni vücuda getirebilirsek Ahmet Emin Yalman’ı fiilen tekzip etmiş olacağız.”
İşte 50 küsur yıl geçmesine rağmen Gönüllerde hala onun bitmez sevgisinin nedeni bu olsa gerek. Allah Rahmet eylesin…”
