Atatürk Anıtı’na sırasıyla Bilecik Valiliği, Garnizon Komutanlığı, Belediye Başkanlığı ve Bilecik Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği Başkanlığı’nın çelenk koymasıyla başlayan tören saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile devam etti.
Törende konuşma yapan Bilecik Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği Başkanı Hayati Durak, “Muharip Gazi, harbe katılıp harpten sağ olarak dönen düşman kuvvetleriyle savaşmış kahramanlardır. Gazilik unvanı devlet tarafından verilir. Vatanın kurtarıcısı ve kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türk milletinin en büyük gazisidir.
Gaziler bu vatan ve ulus için düşman kuvvetleriyle savaşmış bu yüzden GAZİ unvanı ile onurlandırılmışlardır.
Gazilik alınıp satılan, devredilen bir unvan olmayıp ömür boyu taşınacak bir değerdir.
Biz gaziler bu unvanı alırken, süngünün ucunda, merminin vızıltısında, bomba dehşetinin içinde bulunduk. Çok sıkıntılı günler geçirdik, acı çektik, ulusumuz gözümüzün önüne geldi acılarımızı unuttuk. Hep vatan, ama hep vatan dedik. ‘Helal olsun akan ve akacak kanlarımız vatana’ dedik.
Kollarımız arasında şehit olan arkadaşlarımızı, erlerimizi, askerlerimizi, komutanlarımızı kucakladık.
Zaman geldi şehitlerimizin gözlerini ellerimizle kapattık, kefen olduk. ‘Niye ben de şehit olmadım?’ diye gözyaşı döktük. Hiç pişmanlık duymadık. Pişman da değiliz. Sonunda gazamız mübarek oldu. Uğrunda savaştığımız Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bizleri unvanların en asil, en şereflisi ile onurlandırdı. Siz artık bir ulusal değersiniz, siz ‘GAZİSİNİZ’ dedi.
Biz Gaziler şimdi bir ulusal değer olmanın onuru ve gururu içindeyiz. Dış düşmanlara ve onların içteki işbirlikçilerine karşı şerefle vatanını korumuş mücadele etmiş ve gazi olmuş tüm gazilerimizin gaziler gününü kutluyor onlara saygı ve selamlarımı sunuyorum.” dedi.
Günün anlam ve önemini belirten konuşma da Jandarma Üsteğmen Melih Yasin Korkmaz tarafından yapıldı. Korkmaz konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Bugün, özgürlük ve bağımsızlığı uğruna, canını seve seve feda etmeye ant içmiş, ancak şehit değil gazi olmuş vatan evlatlarını anmak, Türk milletinin yüceliğini bir kez daha dünyaya haykırmak ve tarihe geçenlerin ebedileşen hatıraları önünde saygıyla eğilmek için toplanmış bulunuyoruz.
Bugün bizler için, kahraman gazilerimize olan minnet ve şükran duygularımızı dile getirme ve canımız pahasına yürütmekte olduğumuz vatan görevini aynı azim ve kararlılıkla sürdüreceğimizi bir kez daha ifade etme günüdür.
Hepimizin çok iyi bildiği gibi vatan aşkı her Türk’ün en büyük tutkusudur. Vatan için her Türk genci, vatanına ve milletine olan kutsal borcunu ödemek maksadıyla, sadece Türk milletine has bir gelenekle ellerine kına yakarak ve davul zurna çalarak asker olur ve ettiği yemine sadık kalarak ‘icabında vatan, cumhuriyet ve vazife uğrunda seve seve hayatını feda eder.’
Vatan ve millet sevgisiyle dolu olan Türk insanının, tek düşüncesi, tam bağımsızlık ve ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğüdür. Bunu sağlamak için de gerektiğinde şehit olacağını bilir ve buna tüm benliğiyle inanır. Fakat bazen bu amaç uğruna gazi olurlar. Bağımsızlık uğruna başlatılan İstiklal Harbi’nin parolasının ‘Ya İstiklal Ya Ölüm!’ olduğu düşünülürse bu sonuç kaçınılmazdır. Dünyada eşi görülmeyen bir zaferle sonuçlanan harbin sonunda Atatürk, ‘Türk askeri gerektiğinde şehit olmasını bilmiştir. Harp kazanmanın sırrı da işte bundan ibarettir.’ Sözü ile icabında vatan ve millet için yaralanmanın, gazi veya şehit olmanın gerekli olduğunu ifade etmiştir.
Türk milleti tarih boyunca istiklal ve birliğine kasteden gerek dışarıdan gerekse içeriden gelen her türlü tehdit ve saldırıyı yok etmesini başarmış, 1. Dünya Savaşı’nda, Kore’de, Kıbrıs’ta, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da kahramanlık destanları yazarak, birçok şehitler ve gaziler vermiştir. Bunun sonucu olarak da, bütün dünya uluslarına özgürlük meşalesi olan ve her Türk çocuğunun şerefle yad edeceği şanlı Kurtuluş Savaşı ve cumhuriyet tarihini yazmıştır. Yurdumuzu ve bizleri bu günlere getirmiş olan asil ecdadımızla ve kahraman gazilerimizle gurur duyuyoruz.
Vatanın bölünmez bütünlüğü için hayatlarına daha zor şartlar altında devam etmeyi göze alan bu kahraman gazilerimizin tekrar aynı durumda kalmaları halinde, aynı kahramanlığı ve yiğitliği göstereceklerinden hiç kimsenin şüphesi yoktur. Bu ruha sahip kahraman gazilerimize ne kadar minnet ve şükran duysak azdır.
Yüce Türk milletinin birer ferdi olarak, bizler aziz ve kahraman gazilerimizin bilmelerini isteriz ki, onlardan bizden sonra gelecek olan nesillere de aynı gururla devretmek için son nefesimize kadar yılmadan çalışacak, icabında vatan ve bayrak uğrunda, gözümüzü kırpmadan vücudumuzu siper edeceğiz.
Her Türk evladı atalarından devraldığı bu şanlı, kutsal emaneti daha mükemmel olarak gelecek nesillere teslim etmek, düşünce kararlılığındadır.
Amacımız, bu güzel vatan topraklarında insanca yaşamak ve çocuklarımıza da yine insan gibi yaşayabilecekleri güzel bir ortam bırakmak hatta ülke sınırlarını aşarak imkanlarımız ölçüsünde dünya barışına katkıda bulunmaktadır.”
Konuşmaların ardından Bilecik Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencilerinden Ezgi Çelik ve Mustafa Yıldırım şiir okudular. Sonrasında ise gazi eşi Güldenur Aktürk kendi yazdığı şiirini okudu. Tören 2. Jandarma Eğitim Tugay ve Garnizon Komutanlığı Bandosu’nun verdiği konserle sona erdi.
Gaziler daha sonra Vali vekili Metin Çınar’ı, 2.Jandarma Eğitim Tugay ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Halis Zafer Koç ve Belediye Başkanı Selim Yağcı’yı ziyaret ettiler.
Kutlamalar çerçevesinde Bilecik Valiliği tarafından şehit aileleri ve gazilere Polisevi’nde yemek daveti verildi. Gerçekleşen davete Vali Vekili Metin Çınar, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Azmi Özcan, Belediye Başkan vekili Kadri Şentürk, Kurmay Başkanı Yarbay İsmail Özcan, Vali Yardımcıları Süleyman Deniz ile Ekrem Ballı, İl Emniyet Müdürü Eyüp Özüdoğru, İl Genel Sekreteri Halis Nalbant ve daire müdürleri katıldı. Yemek İl Müftüsü Necati Akkuş tarafından yapılan dua ile sona erdi. ZEYNEP KILBAHRİ
