• İmsak 00:00
  • Güneş 00:00
  • Öğle 00:00
  • İkindi 00:00
  • Akşam 00:00
  • Yatsı 00:00
  • İFTARA KALAN SÜRE 00:00:00
İMSAKİYE 2024 - Bilecik

GENÇLER İÇİN GÖREV BAŞINDALAR

 

Bu kapsamda Bilecik’te 2012-2013 eğitim-öğretim yılının ikinci yarısında lise dengi okullarda okuyan 300 öğrenciye “Madde Bağımlılığı, Okullarda Şiddetin Önlenmesi ve Zorbalık, Güvenli İnternet Kullanımı” konularında bilgilendirme yapıldı. Verilen eğitim sırasında “Hayır” demenin önemine vurgu yapıldı.

Eğitim öncesinde konuşan İl Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürü Erdoğan Baydemir öğrencilere hitaben, “Buradaki amacımız Milli Eğitim Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı arasında imzalanan protokol çerçevesinde okullarda güvenli eğitimin sağlanması. Bu kapsamda bir dizi eğitim ve söyleşi yapıyoruz. Burada yer alacak konular sizlerin karşılaşabileceğiniz, belki de karşılaştığınız hem bu lise düzeyinde hem de belki daha sonraki yıllarda karşılaşacağınız konular. Umarım anlatılanlardan kendinize bir pay çıkarırsınız. ‘Benim başıma gelmez’ diye düşünmeyin, hangimizin başına geleceği hiç belli olmaz. Burada alacağınız bilgileri beyninizin bir bölümüne yazın, ömür boyu da unutmayın.” dedi.

İlk sunum Çocuk Şube Müdürlüğü’nde görevli Polis Memuru Emine Yalçın tarafından yapıldı. Yalçın sunumunda, okullarda ne tür şiddet olaylarının yaşandığı, bu konularda dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgi verdi. Yalçın şunları aktardı:

“Okul şiddetinin bir ucunda küçük düşürüp aşağılama gibi çok masum sayılabilecek davranışlar varken diğer ucunda da ölümle sonuçlanabilecek bir durum var. Şiddet masumdan masum olmayan doğru gidiyor. Alay etmek, sataşmak, küçük düşürmek, aşağılamak, hakaret etmek, psikolojik boyutlu eylemlerin hatta haraç almak, cinsel tecavüz, taciz gibi suç kapsamına giren bir takım eylemlerde şiddetin kapsamı içerisinde.

Her zaman birilerine bir şeyler diyoruz. Sözlü iletişimi yazmaktan daha çok kullanıyoruz belki. Günlük hayatta küfür ediyoruz, karşıdakini utandırıyoruz, rengi, saçı, görünüşü veya aksanıyla dalga geçiyoruz. Bu sözel şiddet oluyor. Fiziksel şiddette kesici aletle korkutma, saldırma, tekme, tokat, yumruk atma, sopayla dövme, omuz atma, çelme takma, yerine düşürme, üzerine bir şeyler fırlatma, el kol şakası olabiliyor. Haraç almak işin artık biraz daha profesyonel kısmına giriyor.

Zorbalık şiddetin hareketlere dönüştüğü bir zemin. Bir öğrenciye, bir başka öğrenci veya öğrenci grubu tarafından bilerek, isteyerek onun hoşuna gitmeyecek veya ona rahatsızlık verecek şekilde davranılmasına zorbalık deniyor. Zorbalar problemli davranışları konusunda beğeni topladıklarını düşünürler. Zorbaları aslında diğer insanlardan, diğer arkadaşlarınızdan ayıran durum şu, hepimiz öfkelenebiliyoruz ama öfkemizi farklı yollardan gösteriyoruz. Ama bu zorbalar öfkelerini fiziksel şiddet olarak gösteriyorlar. zorbalar kurallara uymazlar. En problemli zorbalar da fiziksel olarak şiddet gösterenlerdir. Zorbalığı alışkanlık haline getirmiş olanlar maalesef diğer öğrencilere göre zihinsel becerileri geride kalmış olanlardır. Zorbalar genel olarak kendilerinden fizik olarak daha güçsüzleri hedef alıyorlar. Arkadaşı daha az olanlarda zorbaların hedefidir. Zorba şiddeti daha çok erkeklere yöneliktir deniyor ama biz görüyoruz ki, zorbalar erkektir diye bir şey yok. Kızlarda zorba olabiliyorlar ya da zorba şiddetine maruz kalabiliyorlar.

Sözel olarak rahatsız edildiğimiz zaman sessiz kalıyoruz. Sonra sözel rahatsızlık dozunu arttırdığı zaman şakaya vuruyoruz daha sonra teşekkür ediyoruz. Çok saçma geliyor. Sana sözel şiddet uygulanıyor, teşekkür ediyorsunuz. İşte bu şaşırtıcı bir davranış aslında. Karşı tarafı şaşırtmak için yapılıyor. O size kötülük yapıyor ve böyle bir davranış beklemiyor. Beklenmedik bir hareketle karşınızdaki şiddet uygulayıcısını şoka uğratıyorsunuz.

 

‘Hayır demeyi bilin’

 

Bizi kötü alışkanlıklara sevk eden arkadaş ortamlarından uzak durmamız gerekiyor. Eğer yaşadığınız kötü durunlar varsa ailenizle paylaşmaktan çekinmeyin. Ailenize ya da öğretmenlerinize bildirin. Zamanınızı boşa harcamayın. En önemlisi bu. Zamanı çok olan vakti çok olan insanların aklı başka başka şeylere çalışıyor. Boş vakti olan insan boş işler yapar. Yapacağanız her davranışın önce sonuçlarını düşünün. İnsanlardan ve olaylardan çabuk etkilenmeyin, birileri istiyor diye bir şeyler yapmayın. Hayır demeyi bilin. ‘Hayır ben kopya çekmeyeceğim, hayır okulu asmayacağım.’

Yalçın’ın sunumunun ardından Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde görevli Polis Memuru Ramazan Avseven madde bağımlılığı ile ilgili yaptığı sunumunda gençleri özellikle uyuşturucu madde bağımlılığı konusunda dikkatli olmaları konusunda uyardı. Avseven “İşimiz madde, maddeyi anlatmak. Maddede düşünmeden hareket ettiğiniz zaman sonu olmayan, sonu ölüm olan yola girersiniz.

Madde tıp içinde ve dışında bedene zarar veren kimyasallardır. Bağımlılık sadece madde kullanıldığında iyi olma hali. Madde kullanılmadığı zaman da kötü olma haline düşen kişilere bağımlı diyoruz. Aynı zamanda bağımlı kişi maddeye karşı hassas olan kişidir. Yoksunluk, uzun süre madde kullanımı sonrası madde kullanımı bırakıldığı zaman ortaya fiziksel ve ruhsal çöküntüler meydana gelmesi. Yoksunluk belirtileri kullanılan maddenin kullanım süresine ve miktarına göre değişiklikler gösterir. Tolerans, aynı etkiyi elde edebilmek için daha fazla miktarda madde alınmaya başlanmasıdır. Bağımlılık kişinin fiziksel, ruhsal, psikolojik durumuna göre, maddenin de cinsine, miktarına, alınma şekline, alınma sıklığına göre sürekli olarak değişiklik göstermektedir.

 

‘Bir kereden bir şey olmaz demeyin’

 

Maddelere karşı düşünerek hareket edeceğiz. Madde size verildği zaman düşünmeden hareket edersek o maddenin kurbanı, esiri oluruz ve dönüşü olmayan bir yola gireriz. Dönüşü var ama izler bırakır. Hayatınızda ailenizde çevrenizde çok büyük izler bırakır. ‘Belki kullanabilirim’ dedik, korku ve merak saldık. ‘Bir kereden bir şey olmaz’ dedik ve maddeye başladık. Ne oldu öksürdük, vücut kabul etmiyor ama biz ne yaptık devam ettik. Ben bağımlı olmam dedik artık maddenin bağımlısı olduk ama devam ettik. İstersem bırakırım dedik ama bırakamadık. Bağımlılık yapan maddeler vücuda ilk alındığında vücut tepki gösteriyor, kabul etmiyor ama kişi devam ediyor. Devam edince çok miktarda almaya ya da alınan ortamda bulunmaya devam ettikçe artık hücresinin içine x maddesi de yerleşiyor. Zaman geliyor ki şekerde önce, sudan önce, tuzdan önce önemli olan x maddesi oluyor.

Zaaflarınızı bilen kişiler sizi madde kullanmaya zorlayabilirler o yüzden en yakın arkadaşlarınız dışında kimseye her şeyi anlatmayın. Maddeyi ilk kez verirken bedava veriyorlar sonra sizi esaret altına alıyorlar. Maddeyi elde edebilmek adına her türlü suç işlenebilir. Adam öldürülüyor, amaç adam öldürerek maddeyi alacak parayı kazanmak.

Bu maddelerden kendimizi ilaç, sigara ve alkol kullanmayarak koruyabiliriz. Arkadaşlarımızın bize ilaç verdiği zamanlar oluyor. Hap veriyorlar, alkol veriyorlar. İlacı sadece doktorumuza yazdırıp eczaneden alacağız. Niçin sigara kullanmayacağız çünkü tütün ve tütün mamülleri içerisine madde karıştırılaraka verilebiliyor. 

‘Beni kurtarır mısınız?’ diye emniyet ya da jandarma kolluk kuvvetine başvurduğunuzda cezai işlem uygulanmadan gelen kişiyi tedavi merkezlerine yönlendiriyoruz.” dedi.

Çocuk Şube Müdürlüğü’nde görevli Polis Memuru Levent Kolcu, liselerde en çok işlenen suçların yaralama, haraket ve tehdit olduğunu söyledi. öğrenciler arasında yaşanan en önemli konuların bunlar olduğunu belirten Kolcu, adli işlemler başladıktan sonra dönüşü olmadığını kaydetti. Kolcu konuşmasının devamında işlenen suçların cezaları hakkında öğrencilere bilgiler verdi.

Program son olarak Bilecik Valiliği Bilgi İşlem Şube Müdürlüğü’nde görevli Mehmet Tüfenk’in “Güvenli İnternet Kullanımı” sunumuyla sona erdi. ZEYNEP KILBAHRİ

 


Reklam
Mustafa Cilali


E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir