• İmsak 00:00
  • Güneş 00:00
  • Öğle 00:00
  • İkindi 00:00
  • Akşam 00:00
  • Yatsı 00:00
  • İFTARA KALAN SÜRE 00:00:00
İMSAKİYE 2024 - Bilecik

İL MÜFTÜ YARDIMCISI AHMET TOKGÖZ; “5 BİN ÇOCUĞUMUZA KUR’AN HİZMETİ VERİYORUZ”

featured

İl Müftü yardımcısı Ahmet Tokgöz 2016 yılı Yaz Kur’an Kurslarıyla ilgili gazetemize açıklamalarda bulundu. 20 Haziran’da başlayan ve 2 ay sürecek olan Yaz Kur’an Kurslarına ilgiden memnun olduklarını belirten Tokgöz sadece merkez ve köylerle birlikte 2 Bin 200, ilçelerle birlikte ise 5 Bin öğrenciye ulaştıklarını ifade etti. Sınıf sayısının 109’a ulaştığını, hiçbir öğrencinin hocasız kalmadığını, öğrencilerin motivasyonunu arttırmak için çeşitli tedbirler uyguladıklarını, kurslarda görev alacak öğreticilerde aradıkları kriterleri vurgulayan İl Müftü yardımcısı Ahmet Tokgöz Ramazan ayındaki çalışmalarını da anlattı. Tokgöz şunları ifade etti;

“20 Haziran itibariyle yaz kuran kurslarımız açıldı devam ediyor”

“Bu sene 2016 yılı okulların kapanmasıyla beraber bizim Diyanet İşleri Başkanlığı illerdeki temsilcilerimiz, İl Müftülükleri, Müftülüklerin bünyesinde bulunan bütün camiler ve Kur’an Kursuları yazın vatandaşlarımızın çocuklarını okutmak, onlara dini bilgiler öğretmek, onlara namaz kılmasını öğretmek, camiye gelme alışkanlığını öğretmek gibi konularda hizmet vermek amacıyla 20 Haziran itibariyle yaz kuran kurslarımız açıldı devam ediyor.

“Bunların planlaması yapıldı, hazırlık aşaması tamamlandı”

Bu kurslarımız açılmadan önce nerede, kaç sınıf açılacak, oradaki sınıfların başında görev yapacak hocalar yeterli mi, değil mi onların bir hazırlık çalışması yapıldı. Bazı camilerimizde iki sınıf açıldı, bazı camilerimize beş sınıf açıldı, bazı camilerimizde dört sınıf açıldı. Cami görevlilerimizin sayısı iki olduğu için bu fazla sınıfların görevlerini de ya camisinde çocuk olmayan sınıf teşekkül etmeyen camilerin görevlilerinden görevlendirdik. Yahutta özellikle camiler için mümkün olmuyor. Kur’an Kursları için de aynıları geçerli. Kur’an Kurslarında da görevli hoca sayısından fazla sınıf oluşması durumunda oralarda da ilave hocalar görevlendirdik. Bunlara biz geçici, ek ders ücreti karşılığı çalışan elemanlar diyoruz, veya fahri öğretici diyoruz. Bunlardan istifade ettik. Bunların planlaması yapıldı, hazırlık aşaması tamamlandı.

“Camilerimiz adeta çocuk bahçesine dönmüş”

Bir de görevlilerimize seminer çalışması yaptık. Yaz kurslarında nasıl davranacaklar, hangi faaliyetleri yapacaklar, çocukların kayıtları nasıl alınacak, sınıfları nasıl oluşturulacak onunla ilgili seminer çalışması yaptık. Hazırlıklarımız kusursuz, noksansız bir şekilde tamamlandı. Bu hazırlıklardan sonra 20 Haziran’dan itibaren devam ediyoruz. Çocuklarımız camilerimizi doldurmaya başladılar. Bu camilerimizin bazılarını kontrol ettik, gözden geçirdik, sınıf ortamlarını da kontrol ettik nasıl vaziyet diye. Camilerimiz adeta çocuk bahçesine dönmüş. Böyle rengarenk kıyafetleri yaş sınırı olmadığı için 4 yaşından 15 yaşına kadar veya daha yüksek yaşlarda da görmek mümkün. Camilerimiz dolmuş, taşmış. Bazı camilerimizde de, camilerin dört köşesinde dört tane hoca çocukları toplamışlar başına onlarla güzel güzel dersler yapıyorlar, sohbetler yapıyorlar. Tabi imkanlar nispetinde onlara yardımcı olmaya çalışıyorlar.

“Haftada 15 saat ders uygulamaktayız”

Yaz kurslarında bizim günlük ders saatimiz 3 saattir, haftada 5 gündür. Haftada 15 saat ders uygulamaktayız. Cumartesi, Pazar tatile çıkıyorlar hepsi, hocalar dahil. Sınıflarımızdaki öğrenci sayısı da asgari 15’tir. 15’ten yukarı olabiliyor, aşağı olmuyor. 15’ten yukarı 29 çocuğa kadar bir sınıfta müsaade ediyoruz. 29’u geçtiği zaman çocuk sayısı 30’u bulduğu zaman onun öyle kalmasına müsaade etmiyoruz  iki sınıf yapıyoruz onu. Yani 15-15 iki sınıf yapıyoruz. Böylece çocuklarımız kalabalık ortamlarda olmasın. Bir hoca fazla çocukla ilgilenmek zorunda kalmasın diye. İdeal sayımız 15 ile 20 arasıdır. Bazı camilerde bu sayı aşılabiliyor ama ideal sayımız budur ve bir görevlimizin de ders saatleri içerisinde verimli bir şekilde ilgilenebileceği öğrenci sayısı da normaldir.(20) Buna azami dikkat ediyoruz.

“Çocuklar kendi emsalleriyle daha rahat oluyorlar”

Bir yandan bunları takip ederken bir yandan da çocuklarımızın seviyelerini göz önünde bulunduruyoruz. Çünkü 4 yaşından 15 yaşına kadar ve daha yukarı yaşlara kadar çocuklar camiye gelebiliyorlar. Bunların seviyelerini hocalarımıza seminerde tarif ettik. Dedik ki küçük yaşta olanlar bu grupta olsun, orta yaşta olanlar yani 4-6 yaş gibi olanlar bir grup olsun, 6-11 yaş olanlar bir grup olsun, 11-14 yaş olanlar bir grup olsun, 14 yaş ve üstü olanlar bir grup olsun. Böyle grup grup ayıralım dedik. Küçük çocuklar büyük çocukların arasında olduğu zaman orada da uyumsuzluk oluyor. Çocuklar kendi emsalleriyle daha rahat oluyorlar, daha uyumlu oluyorlar. Sadece yaş itibariyle değil de bir de bunların bilgi seviyesi itibariyle de gruplandırılmasına azami dikkat ediyoruz. Buna kurs sistemi diyoruz.

“Seviye itibariyle…”

Bazı çocuklarımız geçtiğimiz senelerde de devam ettikleri için, Kur’an-ı Kerim’i, Kur’an alfabesini, Kur’an öncesi okunması gereken Elif cüzünü daha çabuk tamamlayabiliyor, daha çabuk çözebiliyor, bazı çocuklarımız daha geç çözüyor. Seviye itibariyle durumu iyi olanlar yani geçmiş senelerde de devam etmiş olanlar, onların grubu başka oluyor sıfırdan başlayanların grubu başka oluyor. Çünkü onların da karışık olması uyumsuzluk getiriyor. Çocuklar kendi aralarında kendilerinden daha iyi bilenlerin olduklarını gördükleri zaman onlar mahcup oluyorlar ve içine kapanıyorlar “niye biz onun gibi değiliz” vs. Ona da dikkat ettik, onu da sağlamaya çalıştık.

“Artan talepler karşısında yine aynı metodu uygulayacağız”

Kurslarımız bu şekilde devam ediyor. İlgiden çok memnunuz. Çünkü dolaştık, bazı kursları kontrol ettik. Orada bizim planladığımız sınıflar sanki yetmeyecek, ilave sınıflara ihtiyaç olacak. Camilerimizden ve Kur’an Kurslarımızdan öğrenci sayısı arttıkça oradaki görevlilerimiz bizi haberdar ediyorlar. Diyorlar ki “bizim bir hocaya daha ihtiyacımız var, onu bir zahmet bize görevlendirebilir misiniz?” diyorlar. Biz özellikle bayanlar konusunda herhangi bir sıkıntı yok. Daha kolay görevlendirebiliyoruz. Erkekler konusunda da zaten sıkıntı olmayacak. Çünkü özellikle yakın köylerde öğrenci az olduğu için öğrencisi olmayan arkadaşları da merkeze görevlendirdik. Hiçbir öğrenci grubumuz hocasız kalmamış oldu. Bundan sonra artan talepler karşısında da yine aynı metodu uygulayacağız ve onları da başlarında hocaları olmak suretiyle eğitime devam etmelerine yardımcı olmuş, fırsat vermiş olacağız.

“2 Bin 200 civarında öğrenciye ulaşmış oluyoruz”

Bir yandan böyle devam ederken bir yandan da biz katılımı gözden geçiriyoruz katılım nasıl oldu diye. Bilecik Merkez itibariyle söyleyelim. Merkez ve köylerimiz itibariyle geçmiş senelerden bu tarafa yakaladığımız bir sayı var. Onu aşağı düşürmemeye çalışıyoruz. 100 sınıf ile 110 sınıf arasında geçmiş senelerden bu tarafa bir sınıf ortamı oluşuyor. Bu senede şu an itibariyle sınıf sayımız 109’a ulaştı. Tabi biz sayıyı da kontrol ediyoruz. Bu 109 sınıfta ortalama 20 öğrenci bulunsa kaç öğrenciye hizmet vermiş olacağız. Bakıyoruz ki bizim ulaşabildiğimiz öğrenci sayımız 110 olarak kabul edersek 2 Bin 200 civarında sadece merkez ve köyleri için söylüyorum. 2 Bin 200 civarında öğrenciye ulaşmış oluyoruz ki bunu biz yeterli bulmuyoruz. Bu halen mevcut öğrenci sayısının %20’sine falan tekabül ediyor. Çünkü biliyoruz ki merkezimizde ve köylerimizde öğrenci sayısı 10 Binlere yakın. Diğerleri hala bu hizmetten yararlanamıyorlar veya müsait değiller ya da fırsat olmadı. En kısa zamanda onların da bu hizmetten yararlanabilmeleri için çeşitli duyurular yapıyoruz.

“Çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla ortak faaliyetler yaptık”

Her tarafa afişler astık. Camilere, köylere, Kur’an Kurslarına, ilgi çekecek olan yerlere. Bazı yerlerde billboardlar, bazı yerlerde raketler, camilerde görevlilerimiz Cumalarda konuşmalarında duyurdular. Daha geniş kitleye duyuralım, daha geniş kitleye ulaşalım büyük bir seferberlik içerisinde bu çalışmalarımız devam ediyor. Bunları yaparken bir de ilginin ve devamsızlığın olmaması için bir tedbir alalım diye düşündük, ne yapabiliriz diye. Çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla ortak faaliyetler yaptık. Mesela bunlardan bir tanesi Türkiye Gençlik Vakfı diye burada vakıf var, Türkiye genelinde de çalışıyorlar. Onlar bizimle ortaklaşa dediler ki biz yaz Kur’an Kurslarına devam eden öğrencilerin özellikle yaşları müsait olanları tabi sabah namazlarına devam etmelerini istiyoruz ve takip edeceğiz. Bizim istediğimiz performansı yakalayanlara çeşitli hediyeler vereceğiz, bisiklet başta olmak üzere diye.

“Dönem sonunda bir kapanış programı yapacağız”

Bunu öğrencilerimize duyurduk. Onlara dedik ki böyle böyle bir hazırlık var. Eğer camilere, namaza devam ederseniz çünkü oradaki cami görevlilerimiz bunları takip edecekler geldi, gelmedi diye yoklama yapacak. Belli bir sayıyı yakalayanlara çeşitli verecekler onlar. TÜGVA adını verdiğimiz Türkiye Gençlik Vakfı. Bununla beraber biz kendimiz de Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Müdürlüğü aracılığı ile okullara ve okul faaliyeti yapan değişik kurumlara bisiklet verilmesi konusunda bir çalışma yapmış. Onlarla da görüştük, onlar da dediler ki biz size 100-110 arası bisiklet verebiliriz. Kriterleri siz belirleyin. Biz de dedik madem öyle her sınıf başına bir bisiklet verelim, kriter belirleyelim. Öğrencilerimizin en az devamsızlığı olan ve başarılı olanlara sınıftan bir kişiye bisiklet verelim. Bunu nasıl seçelim? Sınıflarda görevli olan hocaları bilgilendirdik, onlara dedik ki öğrencilerimizin devam durumunu takip edin. En az devamsızlığı olan, derslerini günlük verebilen, ezberlerini yapabilen çocuklarımıza sınıf başına bir tane bisiklet vereceğiz dedik. Ama ne zaman vereceğiz? Dönem sonunda bir kapanış programı yapacağız, orada vereceğiz dedik.

“Öğrencilerimizi sportif faaliyetlere yönlendirmeyi planladık”

Çocuklarımıza, hocalarımıza bunu duyurduk. Diyelim bir sınıftan aynı şartları taşıyan 3-5 kişi var. Bu durumda ne yapacağız? Bu durumda da hocalara dedik ki siz onlar arasında kura çekin. Böyle öğrencilerimizin motivasyonunu arttırmak için de çeşitli tedbirler uygulamaya başladık. Kur’an Kursu faaliyetlerinin yanında ilgisi olan öğrencilerimizi sportif faaliyetlere yönlendirmeyi de planladık. Gençlik Spor İl Müdürlüğü’nün ortak bir çalışma platformunda bu yaz kurslarına devam eden öğrencilerimizden bir turnuva düzenliyoruz. Futbol turnuvası, onların yapabilecekleri değişik turnuvalar düzenliyoruz. O turnuvalar da devam ediyor bir yandan. Çocuklarımız aynı zamanda sportif faaliyetlere de katılmış oluyorlar ilgisi olanlar. Tabi tüm 2 Bin 200 tane çocuğun hepsini sportif faaliyetlerde aktif şekilde değerlendirmek mümkün olmuyor. İlgisi olanlar bu turnuvalara katılıyorlar. Onların da turnuva sonunda dereceye girenlere çeşitli ödüller veriliyor. Öyle çalışmalar devam ediyor.

“Kayıtlar esnek, her yerde kayıt yapılabiliyor”

Bu yaz kurslarının karakteristik özelliği şöyledir. Bunun süresi 2 aydır yani 8 haftadır. Bu 8 haftayı biz 3 döneme ayırıyoruz. Birinci dönem(3 hafta), ikinci dönem(3 hafta), üçüncü dönem(2-3 hafta). Bazen uzuyor 9 hafta olabiliyor. Bu dönemlere müstakil kayıt yapılıyor. Yani birinci 3 hafta için ayrı bir kayıt yapılıyor. Öğrencimiz 3 haftayı bu kursta, bu sınıfta tamamladığı zaman belli bir seviyeyi yakalamış oluyor. Diyelim ki ondan sonra bayram tatiline çıktılar, başka bir yere gittiler. Gittiği yerde ikinci döneme kayıt olabiliyor. Diyelim oradan başka bir yere, memleketine gitti, köye gitti, başka bir şehir de mümkün. Orada da üçüncü döneme kayıt olabiliyor. Yani ben birinci dönemi şurada tamamladım, ikinci dönemi şurada tamamladım, üçüncü dönemi de burada tamamlayacağım diyebiliyor. Ona da imkan veriyoruz. Kayıtlar esnek, her yerde kayıt yapılabiliyor.

“Biz bayramdan sonra sayının artmasını ümit ediyoruz”

Kendi aramızda çalışmalar, değerlendirmeler yapıyoruz. “Acaba diyoruz Ramazan çocukları devam konusunda olumsuz mu etkiledi, yoksa olumlu mu etkiledi? Bayramdan sonra ne olur acaba devam azalır mı, artar mı?” diye çalışmalarımız var. Biz ümit ediyoruz ki bayramdan sonra sayının artması. Sayı artarsa biz çok memnun oluruz ama artmazsa bunu da normal karşılayacağız. Çünkü bayram sonrası herkes memleketine tatile gidebilir vs. Onları da normal karşılıyoruz ama gittikleri yerlerde istifade etmeleri için de imkan var. Bunu onlara bildiriyoruz. Bunun yanında Yaz Kur’an Kurslarımızda  takip ettiğimiz kitaplar ve çeşitli etkinlik kitaplarımız var. Yaş gruplarına göre ayarlanmış onlar. Yani 4-6 yaşlar için ayrı 7-11’ler için ayrı 11-14’ler için ayrı 14’ten yukarı olanlar için ayrı çeşitli kitaplar var. Onlar ders ortamlarında takip ediliyor.

“60 civarında erkek, 50 civarında da bayan görevli”

Bu arada bu kurslarda görev alan öğretici sayılarımızı da şöyle bir gözden geçirdik. Öğretici sayılarımız 60 civarında erkek, yani imamlarımız, müezzinlerimiz. 50 civarında da bayan görevli. Bayanların yarısı kadrolu yarısı da fahri görevli. Kadrolular zaten onların resmi görevleri. Onlarda herhangi bir özel ayrım yapılmıyor ama fahri görevlendirme yapacağımız kişiler de aradığımız kriterler var. Onlar da şunlardır;

Bunların bir kere Kur’an Kursu hocası olma şartını taşıyor olmaları gerekli. O da nedir? En az İmam hatip mezunu olmak, KPSS’ ye girmiş olmak. KPSS’nin içerisinde Din Hizmetleri Alan Bilgisi diye bir test var ona katılmış olmak ve o testten de en az 100 üzerinden 50 almış olmak. Ondan sonra biz bunlar için bir sınav açıyoruz Müftülüklerde, İl Müftülüklerinde. Yani kadroluların dışında fahri görevlendireceğimiz Bayan ve Erkekler için sınav açıyoruz. Bu açtığımız sınavdan da en az 70 almaları lazım. O sınavda da Kur’an-ı Kerim’i yüzünden okuma,  Kur’an-ı Kerim’den ezbere bilmesi gereken müfredatı kontrol ediyoruz ne kadarını ezbere biliyor. Bir de tabi bunları düzgün yani hocalık yapabilecek vasfı var mı, yok mu onu tespit ediyoruz.

“2015 yılında sınava girmiş, başarılı olanları bir daha sınava tabi tutmadık”

Diyelim bunları da tespit ettik. Bunun dışında şöyle yeni bir uygulama yapıldı, Başkanlıkta bunu getirdi. Türkiye genelinde bu böyle. Geçen sene kış döneminde biz de görevli olan ve önceki sene 2015 yılında sınava girmiş, başarılı olanları bir daha sınava tabi tutmadık. Bunu fahriler için söylüyorum geçici öğreticiler için. Onları tabi tutmadık sınava. Onların 2015 yılında girdikleri sınav hakkı olmuş oldu. Bizim köylerimizde kış döneminde görevli olan arkadaşlarımız vardı. Onlar köylerde yaz döneminde öğrenci bulamadıkları için boşta kaldılar. Merkezde ihtiyacımız olan yerleri tespit ettik. Kışın görevli olup da boşta kalanları tespit ettik. Bunlar kaç kişiydi? Aşağı yukarı 9 tane Merkezde ihtiyacımız vardı. Başlangıç için söylüyorum. 9 tane de boş kalanlar vardı. Bunlara kura çektik. Dedik ki boş yerlerimiz şunlar, taliplilerde şunlar. Yerlerini kura ile belirlediler.

“Onların da bunu kabullenmeleri gerekiyor”

Bundan sonra talep olan yerleri şöyle yaptık; Bu sınavlarda hem 2015’teki sınavda hem bu sene yaptığımız sınavda bunların dereceleri, puan seviyesi oluştu 100’den 70’e doğru. Diyelim bugün bir yere ihtiyaç var. En yüksek puanı olanı çağırdık. Dedik seni falan yere görevlendiriyoruz. Gidiyorsa, görevi kabul ediyorsa mesele yok. Kabul etmiyorsa kendinden dilekçe alıyoruz. “Ben falan yerdeki bana verilen görev için müsait değilim, devam edemeyeceğim” diye dilekçe alıyoruz listenin sonuna kalıyor. Peşindekini çağırıyoruz, ona teklif ediyoruz, o gidiyorsa mesele yok. Gitmiyorsa ondan da aynı. Bu şekilde olduğu kadar görev almak isteyenlerin de haklarını adaletli bir şekilde korumuş olmaya çalışıyoruz. Onlara da fırsat veriyoruz. Gösterdiğimiz yeri feragat eden bir daha kendine liste bittikten sonra sıra gelecek. Bunu da söylüyoruz. Tabi bu konularda da baya sızlanma var. İşte ben uzağa gitmek istemiyorum, yakın bir yere gitmek istiyorum diyenler var. Onu bu şekilde ölçüye tabi tutmuş oluyoruz. Çünkü herkesin istediği yerde görev bulmak mümkün değil. Onların da bunu kabullenmeleri gerekiyor. Böyle bir sistem uyguladık.

“Ayrıca ilgililere teşekkür ediyoruz”

25 tane fahri bayan çalıştırıyoruz. Onlara böyle bir sistem uyguladık. Onlar bu sistemden devam ediyorlar. Şu anda halen bu sistem devam ediyor. Yeni açılan sınıflara sıradakini davet ediyoruz. Bunların dışında İşkur’dan Kur’an Kurslarımızda hizmet vermek üzere düzenli eleman talebinde bulunuyoruz. Geçmiş senelerde de bulunduk, kış döneminde de bulunduk, yaz döneminde de bulunduk. Onlar da eksik olmasınlar, sağ olsunlar bize belli sayıda İşkur’dan eleman görevlendiriyorlar. Bunların görevlendirmeleri 6 ay, 6 ay oluyor. Onlar da Kur’an Kurslarımızda ve camilerimizde öğrencilerimizin yoğunluğundan dolayı meydana gelen temizlik ihtiyacını karşılıyorlar, onlara hizmet ediyorlar. Böyle bir imkan da doğmuş oldu. Onun için de ayrıca ilgililere teşekkür ediyoruz.

tokgöz

“İlçelerimizle beraber 5 bin civarında çocuğumuza Kur’an hizmeti vermiş oluyoruz”

Tabi şimdiye kadar anlattıklarım sadece İl Merkezi ve köyleri için. Ama bizim ilçelerimizde de aynı faaliyetler devam ediyor. Merkezde nasıl faaliyet varsa ilçelerimizde de aynı faaliyet devam ediyor. İlçelerimiz ile beraber toplam Kur’an Kursu sınıf sayımız şu anda 250 civarında. Bunu 20 ile çarptığımız zaman ilçelerimizle beraber ortalama 5 bin civarında çocuğumuza Kur’an hizmeti vermiş oluyoruz. Bu da bizi mutlu ediyor.

“İstisnasız bütün camilerimizde mukabele okunuyor”

Bunun yanında içinde bulunduğumuz ay Ramazan ayı olduğu için Kur’an Kursu hocalarımız, cami görevlilerimiz Ramazan ayının başından itibaren camilerde mukabele okuyorlar. Bünyesinde Kur’an Kursu olan camilerimizde ve Kur’an Kurslarımızın tamamında bayanlara yönelik mukabeleyi bayan görevlilerimiz okuyor ama camide eğer Kur’an Kursu yoksa o camilerde bayanlara yönelik mukabeleyi cami görevlilerimiz okuyorlar, müsaade ediyoruz. İstisnasız bütün camilerimizde mukabele okunuyor.

Teravih namazlarında da sizler de farkındasınız camiler akşamları dolup taşıyor. Bu teravih programlarında özellikle Ramazan ayı için Diyanet İşleri Başkanlığı bazı ekstra programlar uyguluyor. Bunlardan bir tanesi geçtiğimiz günlerde İrşat Ekibi adı altında Başkanlıktan, Merkez Teşkilatından görevliler geldiler, değerli hocalarımız geldiler. Bunların bir tanesi Din İşleri Yüksek Kurulunda 2 dönem üyelik yapmış olan Halil Altıntaş hocaydı. O geldi, onu burada, Kayıboyu Camii’sinde Cuma namazında, Şerifpaşa Camii’sinde, Mihalgazi Camii’sinde onunla beraber gelen bir baş vaizimiz vardı, Eskişehir’den görevlendirilmişti o da. Onu da Ertuğrulgazi Camii’nde, Şerifpaşa Camii’nde ve ilçelerimizde, Söğüt’te, Bozüyük’te görevlendirdik. Böylece bir misafir nasihati de dinlemiş oldu ilimiz.

“Dünya birincilerinin oluşturduğu bir Kur’an ziyafeti”

Bunun dışında Diyanet İşleri Başkanlığı yine dünya birincilerinin oluşturduğu bir Kur’an ziyafeti programı düzenledi. Onu da Kayıboyu Camii’nde gerçekleştirdik geçen akşam. Bunlardan bir tanesi Endonezyalıydı bir tanesi Cezayirliydi bir tanesi de Türkiye’mizin yetiştirdiği elemanlarımızdan bir tanesiydi. Kayıboyu Camii’si doldu, taştı. Böyle izdiham şeklinde kalabalık vardı. Böyle bir hizmet oldu. Bunun dışında ayrıca Ramazan ayıyla ilgili itikafa girme talepleri oluyor. Her Ramazan’da oluyor bu. İtikaf denilen olay Ramazan’ın son 10 gününde gönüllü kişiler camiye kapanıyorlar, hiç camiden çıkmıyorlar, yemekleri oraya geliyor. Evlerini terk ediyorlar. 10 gün orada Kur’an okuyorlar, tövbe, dua işte kitap okuyorlar. Böyle bir faaliyetleri var. Bunlardan da 4 tane oldu şu ana kadar. 3 tanesini Kırklar Camii’nde misafir ediyoruz, 1 tanesini İmam Hatip Tatbikat camii’nde misafir ediyoruz. 4 tane itikaf görevlimiz şu anda itikaflarına devam ediyorlar.

“Her camide, her akşam ve gündüzleri vaazı nasihat yapılıyor”

Bunun dışında ramazan ayı için özel vaaz programlar hazırlanıyor. Bu Diyanet İşleri Başkanlığının talimatıdır, biz bunu uyguluyoruz. Bu özel vaaz programında ilçe müftülerimiz görevli, ilçe vaizlerimiz görevli, biz merkezdeki müftüler, müftü yardımcıları, şube müdürleri, imamlarımız hepsi görevliler. Hemen hemen istisnasız her camide her akşam ve gündüzleri vaazı nasihat yapılıyor. Bunun yanında bir de Bilecik FM var. 99.9’dan yayın yapıyor. Orada her gün iftar programımız var. Aşağı yukarı bir saate yakın iftar programı yapılıyor. Hepimiz orada görev aldık. Bazılarımız birer gece, bazılarımız ikişer gece duruma göre görevlendirildik. Orada da dini yayınlarımız devam ediyor.

“Müftülerimiz, vaizlerimiz, imamlarımız hepimiz görevli olacağız”

Ekstradan bir faaliyetimiz yine birkaç seneden beri devam ediyor. İmam hatip Tatbikat camiinde hatimle teravih namazı kılınıyor. Bu dört beş seneden beri devam ediyor. Ona da talep yoğun, orada da beş seneden beri uzun olmasına rağmen, normal camilerden 20 dakika daha geç bırakılmalarına rağmen talep yoğun bir şekilde devam ediyor. Orada da herhangi bir sıkıntı yok. İnşallah önümüzdeki Cuma’yı Cumartesi’ye bağlayan gece Kadir gecesi olacak. Orada da çok yoğun bir cemaat talebi olacağını bekliyoruz, ümit ediyoruz camilerimizde hepimiz görevliyiz. Müftülerimiz, vaizlerimiz, imamlarımız hepimiz görevli olacağız.

“Bu sene fitre miktarı 15 TL olarak belirlendi”

Bayram sabahı inşallah camilerimize cemaatimizin dolacağını bekliyoruz, ümit ediyoruz. Yıllardan beri böyle oluyor. Bu sene zekatlarımız, fitrelerimiz konusunda da vatandaşlarımıza yardımcı olabilmek için hazırlıklar yaptık. Bu sene fitre miktarı 15 lira olarak belirlendi. Herkes için bir fitre veriliyor. Bu fitre Hanefi mezhebinde vaciptir, diğer mezheplerde sünnettir. Hanefi Mezhebindeki şartlar biraz ağırdır. Yani zekat verecek güce sahip olması lazım fitre verenler. Ama diğer mezhepler sünnet olduğu için onlarda vermek isteyen herkes verebilir şeklinde bir hüküm var. Onun için vatandaşlarımız da Hanefi oldukları halde, fakir oldukları halde fitrelerini veriyorlar. Yani fitre alanlarda bizde fitre veriyor. Böyle bir durum var. Onlara da yardımcı oluyoruz. Müftülüğümüz bünyesinde Diyanet İşleri Başkanlığımızın organize ettiği Türkiye Diyanet Vakfı ile müşterek hem ülkemizdeki fakir fukarayı hem  dünyadaki fakir fukarayı düşünerek, onlara bir imdat, yardım eli biz de gitsin düşüncesiyle fitrelerimizi burada verenlerden kabul ediyoruz, zekatları verenlerden kabul ediyoruz. Bir kısmını yurt içindeki fakirlere bir kısmını da yurt dışındaki fakirlere ulaştırmak üzere ciddi bir organizasyon var. Ona yardımcı olmaya, aracılık etmeye çalışıyoruz.

“Bu iftarımızda mültecileri aralıklı olarak davet ettik”

Ayrıca geçtiğimiz Cumartesi akşamı yani 25’ini 26’sına bağlayan gece Müftülük olarak bir iftarımız oldu. Bu iftarımızda mültecileri aralıklı olarak davet ettik. Aşağı yukarı 35-40 civarında mültecimiz vardı. Daha çok huzurevinden misafirleri, engellileri, gazileri, şehit ailelerini davet ettik. 50 civarında da onlar oldu. Diğer misafirlerimiz de oldu. Böyle memleketimizin insanıyla, fakiriyle, zenginiyle, mültecisiyle zor durumdaki insanlarımızla, huzur evi sakinleriyle bir kaynaşma, kucaklaşma planlayarak gerçekleştirmiş olduk. Cenab-ı Allah günlerin uzun olmasına, havaların sıcak olmasına rağmen huzurlu bir Ramazan-ı Şerif nasip etti. Çok şükür şehrimiz de huzur açısından müstesna ender şehirlerden bir tanesi hamdü senalar olsun.

“Bayrama da huzurla kavuşmayı ümit ediyoruz”

Ülkemizin bazı bölgelerinde çok şiddetli çatışmalar devam ederken biz burada huzurlu bir şekilde ibadetlerimizi yapıyor, Ramazanımızı huzur içerisinde geçirmeye çalışıyoruz. Bayrama da huzurla kavuşmayı ümit ediyoruz. Ama ülkemizin tamamında aynı şehrimizde olduğu gibi huzur ortamının hakim olmasını arzu ediyoruz. Bir an önce memleketimizin, milletimizin hakkıdır huzurlu olmak, huzur içerisinde yaşamak, birbirini sevmek, birbirleriyle kaynaşmak hakkıdır. Buna en kısa zamanda Ramazan ayının vesile olmasını, bayramın özellikle bunu sağlamasını ümit ediyoruz. Ve bu şekilde Ramazan ayını tamamlayacağımızı da ümit ediyoruz. Herkes için hayırlı olsun diyorum, teşekkür ediyorum.”


Reklam
Mustafa Cilali


E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir