İl Müftüsü Taş: “Hac Nasip İşidir”

 

Kayıtları 4-22 Şubat 2013 tarihleri arasında gerçekleşecek olan hac ibadeti ile ilgili İl Müftüsü Necati Tayyar Taş’tan bilgi aldık. Gazetemize yaptığı açıklamada haccın bir nasip işi, davet işi olduğunu belirten Müftü Taş, Mevla’dan davet gelmezse gidilemeyeceğini söyledi. Ayrıca insanın hacdan önceki ve sonraki hali arasında bir fark olmasını ekledi.

“Hac nasip işidir”

Müftü Taş, hac kayıtlarının İl Müftülüğü’nden ve Yenipazar ile İnhisar hariç olmak üzere ilçe müftülüklerinden yapılabileceğini belirtti. Müftü Taş şöyle devam etti:

“Kayıtlar son senelerde olduğu gibi internet üzerinden de yapılacak. Temel kayıtlar bir hayli kolaylaştı. Hac kayıtlarından sonra daha önce de yapıldığı gibi kura çekilecek. Bir evvelki sene müracat eden iki defa kuraya çekilecek. Daha önce kuraya katılanların kurada çıkma şansı bulundukları senenin çarpımıyla yapılacak.

Mevla kime kısmet ederse, kimi davet ederse onlar bu sene inşallah hacca gidecekler. Çünkü hac bir nasip işidir, davet işidir. Nasip olmaz, Mevla’dan davet gelmezse yani manevi vizeleri olmazsa alınan pasaportla her zaman her yere gidilmez. Hac bunların başında gelen seyahat ibadetlerinden bir tanesi.”

Hac başvurularının her sene artarak devam ettiğini belirten Müftü Taş, hac ibadetinin artık milletimizin hayatında yapılması icap eden ibadetlerin başında geldiğini söyledi ve “Herkes birbirini göre göre böyle bir ibadetle yükümlü olduklarının idrakine müdrik olarak heyecanla hac zamanını iple çekiyorlar. Demek ki bu anlamda manevi bir gelişme, manevi bir temayüz, maneviyata dönme hususunda bir oluşum var ki sevindirici miktarda rağbet oluyor, iştirak oluyor. Müracaatlardan sonra gidinceye kadar ilde ve ilçelerde müftülüklerimiz hacılarımızın eğitilmelerine başladı.

Hacı adaylarına özel Kur’an-ı Kerim eğitimi

Hacca müracaat ettiği halde Kur’an okuyamamış, bu zamana kadar bu fırsatı bulamamış veya bir sebeple Kur’an-ı Kerim okumasını bilmeyen kişilere kurslar açılıyor. Bu çok güzel bir şey. İster hacca niyet etsin, müracaat etsin, isterse etmesin. Etmeyenler için zaten gece-gündüz her zaman görevlilerimiz tarafından bu hizmet yürütülüyor. Özelikle hacca müracaat edip de Kur’an okumamış, okuyamayan kimselerin bu süre içerisinde Kur’an öğrenmelerine görevlilerimiz gayret ediyorlar. Bu seferberlik anlamında böyle bir hizmetten istifade etmelerini ben ilgililere tavsiye ediyorum. Bu hizmet karşılığında kimseden para istemiyoruz. Gündüz öğrenmek istiyorlarsa gündüz, gündüz vaktiniz yoksa gece ne zaman istiyorlarsa, nerede istiyorlarsa, zamanını, mekanını, saatini onlar tespit etsinler. Yeter ki bize desinler ki, ‘Şu yerde, şu zamanda, şu şartlar altında bize bu hizmeti sunun.’, emirlerine amadeyiz.

Hacı adaylarımızı genellikle Kur’an kurslarına davet ediyoruz. Kuran kurslarının açık olduğu zamanlarda denk geliyorsa oralara, camilerimize veya onların tertip edeceği bir mekana gidiyoruz. Mesela hacca müracaat eden 10 tane hanım evlerinden birisini tahsis ederek, ‘Evde biz 10 kişiyiz. Bize Kur’an öğretin.’ derlerse biz onlara Kur’an öğretiriz. Bu büyük bir hizmettir. Bu hizmetlerden ilgi duyanların istifade etmelerini öneririm.” dedi.

“Hac, turistik bir gezi değildir”

Hac ibadetinin bilinçli yapılması gerektiğini belirten Müftü Taş, “Durdum divana, uydum kalabalığa” şeklinde yapılan ibadetin zevki ve şevkinin ayrıca çok sevabının da olmayacağını aktardı. Bu ziyaretin bir turistik gezi olmadığına dikkat çeken Müftü Taş şöyle devam etti:

“Turistik ziyaretlerde, seyahatlerde bile bir hazırlık olur. Çok verimli bir seyahat yapmak isteyen birisi bunlara müracaat eder de hac gibi bir ibadet için hazırlık yapılmadan olur mu? Elini kolunu sallaya sallaya hacca gidilmez ki. Okumalı, yapılan vaazlara gitmeli. Mesela 300-400 kişi müracaat ediyor, yapılan seminerlere 40-50 kişi geliyor, gelmiyorlar. Madem hacca niyet ettin hacca yazıldın, hacca gideceksin bu seminerlerden istifade ediver, bu kurslardan istifade ediver. Evde oku, kitap oku, bilmediğini sor, aydınlan, şuurlu olarak, bilinçli olarak, bilerek, hissederek, yaşayarak, özümseyerek ibadeti yap ki bir şeye benzesin. Yani senin ikliminde müesser olsun, hayatına tesir etsin, seni yenilesin, ruhi ve fikri ihtilaline vesile olsun.

‘Hac bir değişim ve dönüşümdür’

Hac bir değişim ve dönüşümdür. Ruhlarda, fikirlerde değişim ve dönüşüm. Hacdan önceki Ahmet-Fatma, hacdan sonraki Ahmet-Fatma’ya benzememeli. Hac budur. Hac bir miracdır, dönüm noktasıdır, kırılma noktasıdır. İnsan olmamızdan kaynaklanan zafiyetle hepimizin hataları, günahları, kusurları, küsurları olur ama hacda bunu sıfırlamalıyız. Hac öyledir zaten. Onun için Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ‘Kim bu şekilde haccı eda ederse annesinden doğan çocuklar gibi günahlarından arınmış olur.’ Nasıl arınacağız? Durdum divana uydum kalabalığa diye arınma olmaz. Özelikle bunu herkese altını üstünü çizerek tavsiye ediyorum. Belli olmalı hacdan önceki Fatma Hanım hacdan önceki Ahmet Efendi, hacdan sonraki Fatma-Ahmet birbirine benzememeli.” ZEYNEP KILBAHRİ

 

 



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir