İNCE DESTEK İÇİN BİLECİK’E GELDİ

featured

Cumhuriyet Halk Partisinin Cumhurbaşkan’ı adayı Muharrem İnce Bilecik’e geldi. 31 Mart yerel seçim çalışmaları kapsamında Bilecik’e gelen İnce, Semih Şahin’e destek istedi. CHP ilçe ve belde örgütlerinden yoğun bir katılımla gerçekleştirilen mitinge Muharrem İnce, iktidarı eleştirdi.

Bilecik’i ezbere bildiğini belirten Muharrem İnce; “Bundan yıllar önde Cumhuriyet Halk Partisinin en genç il başkanı Yaşar Tüzün’dü. İkinci en genç il başkanı da Muharrem İnceydi. Bilecik seçimleri iptal olunca ikinciye seçime giderken Yalova il başkanı olarak Bilecik sokaklarında gezip kendimizi gazeteci olarak tanıtıp sonra gelip partiye bak şu lokantacı böyle diyor, bu tekel bayi böyle diyor, bu bilgisayarcı şöyle diyor çalışalım diyip günlerce burada dolaştığım günleri hatırladım. Bugün gördüm ki aynı o günlerdeki gibi Yaşar Tüzün o gün nasıl seçim almışsa Semih hoca bugün sen seçimi almışsın. Canını sıkma. Ama unutma, seçim akşam 5’e kadar devam eder sağlama almak lazım.” İfadelerini kullandı.

Türkiye’de belediyeler cumhuriyetle birlikte kurulmadığını, Osmanlı’da da belediyeler  olduğunu hatırlatan İnce; “Bir Osmanlı şehri olarak Bilecik’te bunu anlatmam lazım. 1850’li yıllardan bu yana bu topraklarda belediye var. 1930’dan itibaren de belediye seçimleri yapıyoruz. Yani rahmetli İsmet Paşa belediye seçimlerini yaptı. Rahmetli Menderes yaptı, rahmetli Özal, Demirel, Ecevit bunların hepsi belediye seçimlerine katıldı. Rahmetli Erdal İnönü, Mesut Yılmaz, Tansu Çiller, rahmetli Erbakan, rahmetli Türkeş. Hepsi belediye seçimlerinde ama yenildi, ama yendi. Yaşadılar bunları. Hiç kimse meydanlara gelip de bu belediye seçimi var olma yok olma seçimidir demedi. Hiç kimse bu bir beka seçimidir demedi. Hiç kimse bu bir gelecek seçimidir, varlık seçimidir demedi. İlk kez Erdoğan ve Bahçeli meydanlara geldiler dediler ki bu bir beka seçimidir. Şimdi ben anlatayım bakayım bu bir beka seçimimidir. Siz bir İngiliz olsanız bir Fransız bir alman olsanız ve büyük paralarınız olsa Türkiye’de Bilecik’e gelip bir mermer fabrikası açmak isteseniz. Ya da hayvancılık yapmak isteseniz, süt fabrikası, et fabrikası yapmak isteseniz. Televizyonu açıyorsunuz Türkiye’yi yöneten Erdoğan diyor ki, Türkiye’nin bir beka problemi vardır. Peki, siz bir yabancı olarak Türkiye’ye gelip bir yatırım yapar mısınız? Yapmazsınız neden korkarsınız. Memleketin geleceği garanti değil diyor. Türkiye’yi yöneten kişi. Peki, siz bir Türk iş adamısınız zenginsiniz bankada 10 milyar dolar paranız var. Bir iş kurmak istiyorsunuz. Türkiye’nin Cumhurbaşkanı diyor ki Türkiye’nin beka problemi var. Siz yatırım yapar mısınız?  Yapmazsınız, korkarsınız. Yani 3 tane oy fazla almak için memleketin beka problemi var demek bu memlekete kötülük yapmaktır. Diyelim ki memleketin beka problemi var. Türkiye’nin gelecek problemi var. Bu ülkeyi yöneten onu seçim meydanlarında konuşmaz. Muhalefet parti başkanlarını çağır. Genelkurmay başkanlarını çağırır ülkenin yetkililerini çağırır onlarla kapalı kapılar arkasında konuşur. Memleketin başı belada der. Mesela Erdoğan’a şunu sormak istiyorum. Madem Türkiye’nin başı belada bu belayla baş edecek bir ordumuz yok mu bizim? Ordumuz zayıf mı, güçsüz mü, görevini yapamıyor mu? eğer öyleyse hepimiz askere gidelim, hep beraber gidelim. İç işleri bakanı diyor ki teröristleri temizledik. 750 terörist kaldı Türkiye içinde diyor. Madem temizlediniz 750 kişi kaldı 750 kişi Türkiye’nin beka problemi olamaz. Hallederiz biz o işi. O zaman ortada bir beka sorunu yok. Yani siz Bilecikliler 31 Mart günü ister AK Partili ister CHP’li kim seçilirse seçilsin, ezanı mı susturacak bayrağı mı indirecek, hayır. Biz bizim adayımıza diyoruz ki bir kere bu işi bilir. Koca İstanbul’da görev yapmış, işin uzmanı. Eğitimini almış, size daha yaşanabilir bir kent yapar diyoruz. İyisini sunuyoruz. İlla beka arıyorsan bu seçimde beka var doğru beka ne biliyor musunuz Bahçeli Erdoğan koltuk aşkı. Meydanlarda komik şeyler de oluyor. Bahçeli bu diyor millet ittifakı diyor. Kemal, Meral ve temel. Bu üçü de 5 harfli diyor. Bahçeli,  Recep’te 5 harfli. Ama diyorsan ki Recep değil Recep Tayyip Erdoğan o da 3 harfli daha tehlikeli.” Diyerek eleştirilerde bulundu.

Muharrem İnce sözlerine şu şekilde devam etti; “Bir de her gittikleri yerde bana sataşıyorlar. Cumhuriyet Halk Partisinin Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce, Selahattin Demirtaş’ı ziyaret etti diyorlar hapishanede. Onu bir anlatayım. Bir, yüksek seçim kurulunu bekledim. Dedim ki yüksek seçim kurulu kimler cumhurbaşkanı adayı olabilir. Siyasi partililerin milletvekillerinin imza vermesi lazım. Cumhuriyet Halk Partisi oy birliği ile imza vermiş Muharrem İnce’yi aday yapmış. 40 yaşını geçmiş olmak lazım. 40 yaşını geçmişim. Bir de üniversite mezunu olmak lazım o da var Allaha şükür. Yüksek seçim kurulu dedi ki Muharrem İnce cumhurbaşkanı adayıdır. Recep Tayyip Erdoğan da cumhurbaşkanı adayıdır, diplomayı görmeden de dediler. Meral Akşener’de cumhurbaşkanı adayıdır. Selahattin Demirtaş da, Temel Karamollaoğulları cumhurbaşkanı adayıdır dedi. Devletin televizyonları adayları açıkladı. Ben de hemen postaneye gittim dedim ki siyaset yumuşasın, kavga gürültü olmasın. Bir jest yapayım. Bütün adayların hesabına 500 lira para yatırdım. Helal ediyorum, helal olsun. Orada da bekledim. Erdoğan’da para çok dedim. Ben ona 500 yatırdım acaba o bana 500 bin yatırır mı diye bekledim. Nerede, cebinde akrep var 1 lira bile yatırmadı. Benim 500 de gitti. Sonra dedim ki bir adım daha atayım. Ne yapayım, ziyaret edeyim dedim. AK Parti genel merkezine gittim, başarılar diledim. İYİ Parti genel merkezine gittim, başarılar diledim. Saadet Partisi genel merkezine gittim başarılar diledim. Selahattin Demirtaş’a da hapishaneye gittim, başarılar diledim. Saklım gizlim yok. Milletin gözünün önünde apaçık ortalık yerde yaptım bu işi. Bahçeli diyor ki Demirtaş’ı ziyarete gitti diyor. Gittim, sadece Demirtaş’a değil bütün adaylara gittim. Bahçeli, sen de Erdoğan’ın koltuğunun altına sığınacağına cesaret edip aday olsaydın seni de ziyaret edecektim ama olamadın. Şimdi bakın seçim döneminde ben meydanlarda ne dedim. Uzay madenciliği dedim, endüstri 4-0 dedim, yazılım dedim, kuantum dedim ve teknoloji dedim. Tarıma dayalı sanayi dedim, üretim dedim, ben bunları söyledim. Çocukları iyi yetiştireceğiz yurt dışına göndereceğiz dedim. Bilime esas alacağız, hukuk devleti dedim. Arkadaş da çıktı meydanlara çay var kek var dedi. Kek kuantumu yendi. Bir seferlik yenmesinde bir şey olmaz ama uzun vadede bedava kek kuantumu yenerse işte o memlekette beka problemi olur. O kampanyada dedim ki Erdoğan kazanırsa kuyruklar olacak dedim. Erdoğan kazanırsa döviz yükselecek dedim. Dediklerimin hepsi oldu.  Yandaş bir gazete manşet atmış Muharrem İnce diyor bunları nereden biliyordu MİT diyor Muharrem İnce’yi sorgulasın. Bende şunu dedim  Allah insana omuzlarının üzerinde bir çıkıntı yapmış bazıları onu içindekini kullanır, bazıları da şapka takmak için kullanır. Sen şapka takmak için kullanıyorsan ben ne yapayım sana. Millete gelmiş diyor ki anlatıyor. Kuyruklar diyor iki çeşittir. Yokluk kuyruğu, varlık kuyruğu. Siz o kuyruklarda zengin bir insanı gördünüz mü? Erdoğan’ın bir arkadaşını gördünüz mü? Fakir fukara orada. Utanmıyorsunuz  soğan kuyruğu soğan. Ey aziz Türk milleti domates kuyruğu domates. Tank fabrikasını özelleştiriyor. Domatesi devletleştiriyor. Kuyruklar 2’ye ayrılırmış. Yalanlar da ikiye ayrılır. Normal yalanlar, kuyruklu yalanlar. Soğana muhtaç bir Türkiye. Soğan depolarını basan bir Türkiye. 1 buçuk liradan aldıkları doları 7 buçuk liraya çıkarıp 5 buçuğa düşürünce bayram yapan bir Türkiye, yazık günah. Soğan’a muhtaç bir Türkiye. Eğer bu seçimi ileride sosyologlar siyaset bilimciler bu toplumun önderleri bilim insanları özetleyelim bu seçimi derlerse 1 cümle yeter. Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana, nasıl oy vereceksin seni soyana. İstanbul’da anlatıyor, İstanbul’a diyor suyu ben getirdim. Yapma ya. Senden önce yalaktan mı içiyorduk. Köprüyü diyor ben getirdim, senden önce salla mı geçiyorduk karşıya. Buzdolabını diyor ben mi getirdim.”

“BOL KESEDEN VAATLER BULUNMAYA GELMEDİM”

Bileciklileri selamlayarak konuşmasına başlayan Bilecik Millet İttifakı Belediye Başkan Adayı Semih Şahin, 25 yıl boyunda kürsüde ders anlattığını fakat hiç böylesine bir meydan böylesine bir kitleye hitap etmediğini belirterek heyecanlı olduğunu söyledi.

14 gün sonra, 15 yıllık bir devrin sona ereceğini ve yeni bir dönemin başlama heyecanını hissettiğini belirten Semih Şahin; “Diğer siyasetçiler gibi bol keseden vaatler bulunmaya gelmedim. Bu kente faydası olup olmayacağı belli olmayan, ölçülüp biçilmemiş bir sürü havadan projeler anlatmaya da gelmedim. Benim vaatlerim havai şeyler değil. Belediyecilik hayatımda gördüğüm iki önemli unsur var. Bir; ben belediye başkanı olduğumda adaletli olacağım. Adaletli olmak demek herkese eşit hizmet sunmak demektir. Herkese eşit mesafede durmak demektir. Şuralı buralı, o partili bu partili demek değil; herkese eşit mesafede durmak demektir. Bunları derken tamamen tarafsız mı duracağım? Yok, tamamen tarafsız olmayacağım. Halktan yana taraflı olacağım.  İkincisi; şeffaf olmak. O koltuğa oturduğum gün itibariyle mal beyanında açıklayacağım. Pek tabi bir şey de yok zaten. Emekli öğretmen çocuğuyum. İşlerimizde genel ya belediye ya üniversitede oldu. Biz belediyeyi halka hizmet belediyeciliği olarak yaptığımız için varlık yok yani. Başkanlığımın son yılında da malım mülküm olmayacak muhtemelen. Aynı şekilde tüm müdürlerimin de mal beyanını alacağım. Rant belediyeciliği değil halk belediyeciliğinin olduğu kanıtıdır. Sadece bu ikisini gerçekleştirdiğimizde belediyenin diğer her türlü sorunun baştan çözmüş oluruz. Uzaya bir şey yollamayacağım, havada uçuşan teleferik falan yok öyle şeyler.” diyerek adeletli ve şeffaf bir belediyecilikten yana olduğunu belirtti.

Seçim çalışmalarına “Bilecik nefes alacak” diye başladığını belirten Şahin; Bilecik’in 15 yılda nefes almaya ihtiyacı olmuş. Üniversite ve askeriyeyi çıkarsanız sivil nüfusu 40 bin olan bir şehirde trafik sorunun yaşanması ayıp bir şey. Bunun sebebi plansız gelişme. Bana hep soruyorlar; O koltuğa oturduğunda ilk ne yapacaksın? Diye. Plan yapacağım diyorum. Bu şehirde hiç plan yapılmamış her şey günü birlik, günlük çözümlerle olmuş. Şehir içi trafik kilitlenmiş. İnsanlar gökyüzünü doğru dürüst göremiyor bile. Yeşil iyice yok olmuş. Bizim doğamız, iklimimiz 81 vilayet içerisinde en güzel iklime sahip ama yeşile, parklara hasret kalmışız. Hepimiz nefes almak istiyoruz bu şehirde. Karı koca bir banka, alışverişe gitse çıktığında oturup bir çay içecek yeri yok. İnsan hiç olmaz bir kaç bank koyar, parkları işler hale getirir. Bu tür olumsuzlukları çoğaltabiliriz. Bu olumsuzlukları bizim belediyecilik anlayışımızla çözeceğimize inanıyorum. En seven çarşısına yapılmaya çalışılan, çoğu insanın ne yapıldığını bilmediği, Bilecik’in gönlüne bir hançer gibi saplanmış. Kent için geliştireceğimiz projeleri halka sunmadan, kimseye sormadan, ben bilirim deyip iki dudağın arasında işler yapmaya kalkarsanız böyle insanların kaynaklarını boşa harcarsınız. Aynı şekilde Kayı Plaza iki dükkan fiyatına birilerine peşkeş çekilmiş, belediye binasız ve sinemasız kalmıştır. Benim çocukluğumda, gençliğimde Birlik Sineması Türkiye’nin sayılı güzel sinemalarından biriydi. Bizler çocukluğumuzda tüm sanatçıları, tiyatroları o sinemada seyrettik. Oraları yıkıp elde ettiğiniz gelirle ancak Hamsu Vadisindeki yürüme yolunu yaparsınız. Bu kadar paraya her şeyimiz harcanmış. O yolda da yürümek tehlikeli ve yasaktır yazıyor. Mühendis olduğum için rakamlarla bakarım. 2014 seçimlerinde de 11 tane vaatte bulunmuş 3,5 tanesi yapılmış. Yani sınıfta kalmış bunlar. Geldiğim günden beri Şampiyonlar Tepesi neden yapıldı diye herkese soruyorum, 7 milyon harcamışlar. Herkese sordum niye yapıldı diye cevap alamadım. Size de soruyorum, ne işe yarar? Eğer halkın ihtiyaçları için projeler üretmezseniz böyle her şeyi çarçur edersiniz. Bu Cuma yeni garaja gittim. En kalabalık saatinde. %10 civarında bir doluluk var. Yazın ısınmıyor, kışında soğumayacak. 24 milyon lira harcanmış. Bu belediye bütçesinin 3’te 1’i kadar. Bu paralar sizlerin, bizlerin cebinden çıkan para. Bunları öğrenince içim sızladı. Kime sordunuz da oraya yapıyorsunuz o garajı. Bu hem günah hem ayıp.

Bilecik’teki alt yapı sorunlarına değinen Şahin; “Bana dediler ki Bilecik’te alt yapı sorunu var. Allah vergisi öyle bir eğim var ki bu kentin, insanlar bu eğimi yaratabilmek için, Eskişehir’de, Konya’da trilyonlar harcıyorlar. Burada her şey hazır. Burada alt yapı sorunu olamaz. Varsa bu para eksikliğinden değil bilgi eksikliğindendir. Buranın tüm alt yapı sorunun çözmek için yapılacak tek şey var; bunun daire çapını doğru hesaplayacaksın, bu kadarını da bilin bari.” Dedi.

Bilecik Belediyesi tarafından yapılan projeleri eleştiren Şahin; “Hamama gideyim dedim. Arıyorum acaba yanlış yere mi geldim diye. Osmanlı Hamamı yapıyorsanız Osmanlı Mimarisi olması lazım. Bir gittim TOKİ binası gibi bir şey var ortada. İçeri girdim, hamamcı dedi ki; biz yedi göbek hamamcıyız, böyle hamam görmedik. Hele bu teleferik projeleri beni öldürüyor. İki önce seçim Edebali’ye teleferik diyorlar. Son seçimde milletvekili adayları Söğüt’e teleferik diyor. Bu dönem aslında Eskişehir’e teleferik bekliyordum ama geri adım atıp Edebali’ye teleferik yapacağız diyorlar. Projeler öncelikleri olarak teleferik öncelikli bir yatırım değil. Çok daha fazla şeylere ihtiyaç var. Bunlara inat Edebali’ye teleferiği ben yapacağım. İçimi acıdan bir şey daha var. Dışarıda siz nerelisiniz denildiğinde, “Bilecik” dediğimiz zaman hala Urfa Birecik’le karıştırılıyor. Bu hepimizi kırıyor. Bunun çözümü nedir? Bilecik şehrini markalaştırmamız lazım. Bizlerde markalarımızı yaratmamız lazım. Bizim kentimiz Osmanlı’nın kurulduğu kenttir. Bu başlı başına bir marka zaten. Ancak bu markayı yaratabilmek başka bir şeydir. Buda bilgi, birikim ve tecrübe ister. İkinci markamız da mermer ve seramik. Bu şehirden çıkmasına rağmen mermerle ilgili hiç bir şey yok. Kentimizi bu iki unsurda markalaştıracağız. Gelen yatırımcılarla şehrimizde hiç bir tane işsiz bırakmayacağız. Ve ben bunun hep peşinde olacağım.” İfadelerini kullandı.

Sözlerinin sonunda belediye başkanlığını kazandığı dairde belediyede asgari ücretin 2.200 TL olacağını vurgulayan Semih Şahin, şehirde düzensiz dağılan göçmenler içinde göç idaresi birimi kuracağını belirtti.



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir