“MEDYADA CİNSİYETÇİ HALLER” KONULU SEMİNER GERÇEKLEŞTİ

 

Avrupa Birliği Bakanlığı, Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı (Türkiye Ulusal Ajansı) ve Avrupa Komisyonu tarafından finanse edilen seminere Bulgaristan, Hırvatistan, Yunanistan, İtalya, Polonya, Romanya, Slovenya, İspanya ve Türkiye’den 22 sivil toplum çalışanı katıldı.

5-12 Mart 2013 tarihleri arasında Bilecik’te gerçekleşen seminer ile ilgili basın toplantısı düzenlendi. Toplantı da Proje Eğitmeni Mustafa Erdoğan ile Nurdan Terzioğlu proje hakkında bilgi verdi. Erdoğan konuyla ilgili yaptığı açıklamada, projelerinin Avrupa Birliği Gençlik Programı kapsamında gerçekleştirilen uluslar arası bir seminer proje olduğunu söyledi. Programın sivil toplum kuruluşlarının, kamu kurumlarının, gençlik gruplarının faydalandığı bir program olduğunu belirtti. Erdoğan konuyla ilgili şunları aktardı:

“Bu gençlik programı özellikle sosyal çatışmalar, sivil toplum çalışmalarını destekliyor. Projenin konusu medyada cinsiyetçilikle ilgili. Bir hafta boyunca kendi ülkelerinde Avrupa’da hem cinsiyet ayrımcılığı veya her türlü ayrımcılık durumlarını ama aynı zaman medyada cinsiyet ayrımcılığı ne durumda bununla ilgili paylaşımlarda bulundular. Çeşitli analizler yaptılar. ‘Biz gençlik çalışanları olarak, sivil toplum çalışanları olarak bu konuda ne yapabiliriz, medyayla nasıl işbirliği yapabiliriz, kendi yerelimize döndüğümüzde kendi şehirlerimizde ne tür çalışmalar yapabiliriz?’ diye de bir eylem planı çıkardılar. Bununla birlikte küçük bir deklerasyon hazırladılar.”

                Proje Eğitmeni Nurdan Terzioğlu da proje konusu hakkında bilgi verdi. Terzioğlu, Türkiye’de kadına karşı bir ayrımcılığın söz konusu olduğunu söyledi ve mevzunun buradan yola çıktığını belirtti. Terzioğlu şöyle devam etti:

“Aslında sadece kadın olarak da almamak lazım. Cinsiyet durumu söz konusu yani sadece kadın yok, erkekte var aynı zamanda. Bu da sadece kadının üstüne düşmek ya da sadece erkeğin üstüne düşmek değil burada bir cinsiyet eşitliği sağlamak gerekiyor.

Medyada cinsiyet, gördüğüm kadarıyla ciddi anlamda sıkıntılı bir konu. Bu yüzden aslında biraz daha üstüne düşmek istedik. Çünkü bu konuda  çalışmalar az. Cinsiyet üzerine çalışılıyor ama medyada cinsiyeti çok fazla gören yok, görüp de tolere ediyoruz. O yüzden bu konunun üzerine düşmekte büyük fayda var.”

Konuşmaların ardından katılımcıları temsilen Yunanistan’dan Despina Kanellopoulou, Hırvatistan’dan Hrvoje Matus, Bulgaristan’dan Emil Markov hazırlanan deklarosyonu katılımcılarla paylaştılar. Hazırlanan deklerasyon şu şekilde:

“AB Bakanlığı,  AB Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı (Türkiye Ulusal Ajansı) ve Avrupa Komisyonu tarafından finanse edilen” Sexist Case in the Media / Medyada Cinsiyetçi Haller” konulu uluslar arası seminer projesi; 05-12 Mart 2013 tarihleri arasında Bilecik’te gerçekleştirilmiştir. Projeye, Bulgaristan, Hırvatistan, Yunanistan, İtalya, Polonya, Romanya, Slovenya, İspanya ve Türkiye’den 22 sivil toplum çalışanı katılmıştır.

Bu seminerin sonucunda 9 ülkeden sivil toplum kuruluşlarının birlikte hazırladığı bir bildiri ortaya çıkmıştır. Bu proje her ne kadar Avrupa Birliği tarafından desteklenmiş olsa da; bu bildiride yer alan görüşler yalnızca söz konusu 9 sivil toplum kuruluşunun görüşleridir ve Ulusal Ajans veya Avrupa Komisyonu bu görüşlerden sorumlu değildir.

Bu seminerde açıkça fark ettik ki, günlük yaşamda erkeğe, kadına, cinsiyete ve cinsel yönelimlere karşı ayrımcılık yapılmakta. Televizyondaki reklamları, video klipleri, sokaktaki posterleri ve filmleri analiz ettik. Ve yine şunu açıkça gördük ki, ayrımcılık insanları ve insanların farklı cinsiyetlere ve cinsel yönelimlere bakışını olumsuz etkiliyor.

Seminerdeki çalışmalarımızda şunu gördük ki, ayrımcılığın birçok temel nedeni var ve bunların en başında farkındalık ve bilinç eksikliği gelmekte. İnsanlar haklarını yeterince bilmemekte bu nedenle ayrımcılığa uğradıklarında yargıya başvurmuyorlar. Dahası, ayrımcılığı yapanlar, insanların farkındalıklarının az olmasını kullanmaktalar. Bu durum yargının zaman zaman doğru işlememesi gerçeği ile birleştiğinde medyada ayrımcılık durmaksızın devam ediyor.

Bizce Örgün eğitim okullarda cinsiyet eşitliğini desteklemeli ve gençlerin toplumsal roller konusunda daha eleştirel düşünmelerini sağlamalıdır.

Ek olarak Avrupa çapındaki medya ve ayrımcılık ile ilgili mevcut yasalar çok genel olup somut ve spesifik olmadıklarından bu yasalar çok farklı şekillerde yorumlanabiliyor.

Nihai olarak medyanın zaman zaman sosyal konulardan ziyade kar odaklı olması nedeniyle medyanın cinsiyeti birmeta olarak kullandığı durumlar ortaya çıkmaktadır.

Yukarıda sözü geçen tüm durumlar sonucunda medyada ayrımcılık devam etmekte ve medya insan hakları ve eşitlik gibi değerlerin yanında olması gereken yerde duramamaktadır.

Tüm bunları dikkate alarak Avrupa’nın 9 ülkesinden sivil toplum kuruluşları olarak bizler bu probleme karşı somut adımlar atma kararlılığındayız. Eşitlik konusunda toplumda farkındalık yükseltici çalışmalar yapmamız gerektiğine inanıyoruz. Bizler ulusal ve uluslar arası ağımız ve ortaklarımız yardımı ile geleceğin medya mensuplarına ulaşabileceğimiz kanaatindeyiz. Yüksek motivasyona sahip gönüllülerimiz, dernek faaliyetlerimiz kapsamında yürüttüğümüz sosyal hizmetlerimiz, eğitimlerimiz ve Avrupa Birliği Programları; cinsiyet ayrımcılığını en aza indirebilmek için elimizde bulunan güçlü araçlardır.

Tüm bunlardan yola çıkarak bu bildiriyi hazırlayan biz sivil toplum kuruluşları, Bilecik’ten ülkemize döner dönmez aşağıdaki eylem planlarını hayata geçirmeye başlayacağız:

-Medya öğrencilerine ve medyada çalışan profesyonellere insan hakları ve eşitlik konularında eğitimler sağlamak

-Yaygın eğitimi kullanarak gençlerin ve yetişkinlerin eleştirel düşünme becerilerini desteklemek

-Medyada cinsiyet ayrımcılığı ile ilgili daha çok araştırmanın yapılmasını sağlamak

-İnsanları cinsiyet ayrımcılığı konusunda bilgilendirmek üzere kampanyalar geliştirmek.”

Program soru-cevaplarla devam etti. ZEYNEP KILBAHRİ



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir