MERHAMET ETMEYENE MERHAMET OLUNMAZ

 

“KUYRUKLARI KESİLEN KEDİLERİN PEŞİNDEYİZ”
 
Sühendan Ertürk gazetemize yaptığı açıklamada “İnsanların bakış açılarını biraz değiştirmek gerekiyor. Bu kültürlü bir toplumla, saygıyla ve sevgiyle olur. Anne, baba çocuğuna sevgi veremiyorsa işte o çocuk çevresine zararlar veriyor.” dedi.
Ertürk açıklamasına şöyle devam etti:
“Bakın günlerdir kuyrukları kesilen kedilerin peşindeyiz. Ben gidip üç gün zabıtayla birlikte bütün evleri tek tek dolaştım. İnsanlar geceleri kedi sesleri olduğunu ama çıktıklarında hiçbir şey bulamadıklarını söylüyorlar. Biz onlara telefonlarımızı bıraktık. Tabi ben bununla yetinmedim. Emniyete gittim başvuruda bulundum. İki – üç gün bekledim hiçbir haber çıkmayınca bu sefer emniyete mailler attım. Gazetelere taşıdık bu olayı ama hala bir sonuç yok. Yani devreye girmek zorunda kaldım. Hayvanların resimlerini çektik. Ben bunun çocuk işi olduğunu sanmıyorum. Bu olaylar karşısında emniyetin aranması konusunda herkesi uyardım. Ama insanlar nedense emniyet deyince korkuyor. Asla aramak lüksüne katlanmıyorlar.
 
“CANLAR SATIN ALINIP
ÜÇ GÜN SONRA SOKAĞA ATILIYOR”
 
Benim bu işlerden bir çıkarım yok. Veteriner parasını bile cebimizden ödüyoruz.  İnsanlar bizim yaptığımız bu gönüllü işini “bunlar deli, işleri yok, boş ve anlamsız” olarak değerlendiriyor. Bu anlamsız bakmayı aşmak zorundayız. Onun için her yere gidiyoruz. Bu dünyada sadece insanların değil bitkinin, çiçeğin, yılanın yani her canlının yaşama hakkı var. Çünkü doğanın dengesini bozuyoruz. Doğanın dengesi bozulduğu zaman bu bize eksi olarak geri geliyor. Biz petshoplara karşıyız. Hayvan ve can pazarlığı yapılmayacak. Canlar satın alınıp üç gün sonra sıkılıp sokağa atılmayacak. Bizim zaten yeterince bakacak köpeğimiz var. Bir de dışarıdan ithallerle uğraşamayız. Onlar hepten sokağa karşı korumasız ve dışarıda yaşayamıyorlar. Onun için, biraz daha mantıklı bir insan olarak hareket etmek zorundayız. Biraz mantık devreye girdiği zaman, canların yaşam hakları da ellerinde kalıyor.
 
“DÜNE KADAR EVİNİZİN
ALTINDA İNEKLER VARDI”
 
Bilecik’e bakıyorum çoğu köy göçmeni. Ee sizin düne kadar evinizin altında inekleriniz vardı. Bu kadar kendinizi birden soyutlayamazsınız. Çünkü millet olarak bizim genel yapımız köyden geliyor. Orada hayvanlarla doğayı yaşamı paylaşırken, neden bir anda apartmanın içinde oturduğumuzda onları dışlıyoruz. Yani geçmişimiz ne ki bizim. Hepimiz için geçerli bu. Geçmişimizde koyun sağmışız, tavukların yumurtasını almışız. Ama onlara ticaret gözüyle bakıyorlar. Onların üstünden para kazanıyorlar. İneğin sütünü sağıyor satıyor. Tavuğun yumurtasını alıyor satıyor. Kuzuyu besliyor satıyor. Cebine para giriyor. Bunda paralık bir iş yok. Halbuki en çabuk doyan da kedi ve köpek. Köpeğin önüne kuru etmeği atarsın, onu yer. Bir masrafı yok.
 
“BARINAKTAKİ HAYVANLAR KÖPEK MAMA İLE DOYUYOR”
 
Barınağımızdaki hayvanlar iyi bakılıyor. Çünkü başkanımızdan rica ettik. Eskiden ekmek alıyorlardı. Ben nimetin yerlerde sürünmesine karşıyım. Allah’ın vermediği günlerde olur. Nimet pisliklerin arasında olmamalı. Bunu izah ettik ve başkanımız buradaki belediyelere aylık para ödüyormuş bayat ekmek için. Bunun üzerine biz bir firmayla anlaştık. Köpek maması aldık. Oradaki hayvanlar köpek mamasıyla doyuyor. Gidin bakın çuvallarla paket paket geliyor. Bitmeden siparişi veriliyor. O konuda bir kaygımız düşüncemiz yok.
 
“YAŞAM SADECE
İNSANLARA VERİLMEDİ”
 
Biz sokaktaki hayvanlar için geçenlerde kermes yaptık. Oradan topladığımız paralarla mama ve ilaç aldık. Kalanı veteriner masrafına aktardık. Ben çalışıyorum ve para kazanıyorum. Bana bir yaralı getirdikleri zaman benim aklıma hiç gelmiyor gideyim ondan bundan para alayım diye. Cebimdeki parayla gidiyorum ilacı alıyorum, besin kaynağını getiriyorum. Bizim kimseden çok fazla bir beklentimiz yok. Sadece insanların bakış açıları biraz değişmeli. Yani bize garip bakıyorlar. Allah’ın emanet ettiği her türlü yaratığı insanoğlu korumak zorunda. Çünkü yaşam sadece insanlara verilmedi. Denize, doğaya, havaya, şuradaki ağaca, kuşa tırtıla… Herkes yaşama hakkına sahip. Kimse kimsenin yaşam hakkını çiğnememeli.
 
“MERHAMET ETMEYENE
MERHAMET OLUNMAZ”
 
Biliyorsunuz bir zamanlar tavukları öldürdüler sonucunda her yeri kene bastı. İnsanlara zararı dokundu. Doğal dengeyi bozmayacaksın. Dengeyi bozmadan yaşamak için bir yol aramak zorundayız. Bütün insanlar bu hayvanlara bakmakla yükümlü. Merhamet etmeyene merhamet olunmayacak. Bir de bunun öbür tarafı var. Burada paran var, pulun var, geldin, geçtin. Öbür tarafta ne olacak. Hesap gününde önce hayvanlar gelip haklarını alacak. İnsanlar üzerine düşen vazifeyi neden yapmıyor. Sen yemediğin ekmeği çöpe atamazsın. Onu birinin karnını doyurmak için sebeplendireceksin. Sana verilmiş bir görevdir bu. Bu görevi ben vermiyorum. Bunu beni yaratan veriyor. Diyor ki “benim mahlukatlarımı koruyacaksınız. Size yardımcı olsun diye yarattıklarıma dikkat edeceksiniz”. İnsan Allah’ın yarattığı en yüce yaratık. O zaman etrafına gereken ilgiyi göstermeli. 
 
 
“BEN MÜSLÜMANIM
DEMEKLE OLMUYOR”
 
Biz hayvanlara yaşayacak alan bırakmadık. Ormanlara kadar girdik. Nereye gidecek bunlar öldürecek miyiz? Peki öldürünce insanlığın içi rahat mı edecek? Nasıl bir vijdan bu. Ben müslümanım demekle olmuyor. Hepimiz müslümanız. İnsanlara devletimiz yardım ediyor ve her türlü şekilde bakıyor. Çünkü onun dili var. O diyor ki; bana araba çarptı beni götür, ben açım beni doyur. Ama hayvanların dili yok. Aradaki fark bu. Burada ipler kopuyor. Hayvanları ağaç kabuğu gibi, taş, toprak gibi görüyor insan. Hayır onlar canlı. 
 
“NUHUN GEMİSİNİ UNUTMASINLAR”
 
Biz insanları merhamete davet ediyoruz. Çünkü biz özel yaratıklarız. Allah bizi özene bezene yarattı. Önce erkeği sonra kadını. Dedi ki birbirinize eş olun. Nuhun gemisini unutmasınlar. Soyları kaybolmasın diye gemiye her hayvandan bir çift olarak yerleştirildi. Yani büyük ilahi adaletten kaçış yok. Bu ilahi adalete, ruh huzuru için herkes uymak zorundadır. Herkes elinden geleni yapacak. Biri köpeği sevmeye bilir veya korkabilir. Ama eziyet etmeyecek.
Biz milletvekillerinden destek bekliyoruz. İnsanlar 200 – 300 TL ödeyip canlara sahip oluyorlar. Kabahatler kanunu deyip örtbas ediyorlar. Başbakanımız bize söz verdi. Dedi ki, hayvansal suçları kabahatler kanunundan çıkarıp ceza kanununa sokacağım. Bu olduğu zaman insanların hayvanlara yaptığı eziyet son bulacak. Başbakana bütün hayvanseverler olarak güveniyoruz.” HASAN GÜNER


E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

5 Yorum

  1. teşekkürler… – Öncelikle haberi yapan arkadaşı kutluyorum.Bilecik Hayvanları Koruma Derneği Başkanı Sühendan Ertürk e de teşekkür ediyorum..umarım söyledikleriniz duyarsız olan insanlara da ulaşmıştır.insanları anlayamıyorum aç kalındığında hırsızlığı bile hoş görebilen ve sözüm ona bu hoşgörüsüyle övünen ama yazın susuzluktan dili çıkmış hayvana bi yudum su vermek aklına gelmeyen kışın bir bayat ekmeği çok gören sayın ”çokk hoş görülü insanlar”hayvan çalmayı bilmez ama açıkır..hayvanları görüp taş atmak yerine yemek atsanız keşke onların kibiri yoktur tabağa koyup servis etmenizi beklemezler yemek olsun yeter yerler…dilenciye 3 lira verip küfür yiyeceğine 2,5 lira ver mama al üstüne bide sevap al….dernek başkanı sayın sühendan hanımı tekrar kutluyorum herkesi duyarlı olmaya davet ediyorum..

    Cevapla
  2. bravo – tek kelımeyyle harıka…herkes sızı gıbı dusunse keske ama insanlık cıldırmıs artık.

    Cevapla
  3. 4 Temmuz 2011, 00:00

    bie kap su bir kap yemek – bugun yapılyorsunuz o yemekleri yarın çöpe. lütfen br poşete koyun ve sokak hayvanlarına verin onlarda doysun.ve hayvanlara lütfen eziyet etmelim.unutmayalım ki o eziyeti sizde görüceksiniz bir gün.

    Cevapla
  4. 10 Ocak 2012, 00:00

    Bravo.. –

    bravo, yarın bilecikte olacağım ve ziyaret etmeyi planlıyorum. bu insanlar bize lazım vicdanı yok olmuş bir millet olmak en acı sondur

    Cevapla
  5. 23 Ocak 2012, 00:00

    Önce Çocuklar Eğitilmeli – Ağaç yaşken eğilir. İlköğretim öğrencilerine yönelik Haytap’ın başlattığı ve içinde olmaktan onur duyduğum hayvan sevgisi eğitimlerimiz devam edecek. Okul Yetkilileri Haytap Federasyonuna yada bana http://www.citirkopek.com dan eğitim istedikleri için başvurabilirler. Bursa Hasanağa toki sit için beslenme alanı kurulumu projemin tüm şehirlerde başlatılmasını istiyorum. En azından bir tane yoğurt kabı ayırıp içine artık yiyecekler konulup, dışarı çıktığınızda bir kenara koyabilirsiniz. Sürekli aynı yere koyarsanız bir süre sonra sokak hayvanları gün içinde orayı kontrol ederler.

    Cevapla