METAL İŞÇİLERİ: “HİÇBİR ZAMAN PES ETMEYECEĞİZ!”

 

Yürüyüşün ardından konuşan Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, “İnadına sendika, inadına DİSK diyoruz.  Biz metal işçisiyiz hiçbir zaman pes etmeyiz diyoruz.” dedi.

Bilecik Tugay Komutanlığı önünden başlayan yürüyüş Seven Çarşısı’na kadar devam etti. Katılımcılar yürüyüş esnasında ıslık çalarak ve alkış yaparak, “İş ekmek yoksa barışta yok. İşçilerin birliği sermayeyi yenecek. Zafer direnen emekçinin olacak. Direne direne kazanacağız. İnadına sendika inadına DİSK. Emeğe uzanan eller kırılır.” şeklinde sloganlar attılar.

 

“Türkiye’de sinsi bir plan uygulanıyor”

 

Seven Çarşısı önüne gelindiği zaman Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Serdaroğlu metal işçilerine hitaben bir konuşma yaptı. Konuşmasında hükümete yüklenen Serdaroğlu şöyle konuştu:

“Türkiye’de sinsi bir plan uygulanıyor. Özellikle çalışma hayatını tarumar edecek bu uygulama AKP iktidarıyla birlikte son derece hız kazanmış durumda. Bizde bu sinsi planı bütün Türkiye’de üyelerimize ve halkımıza anlatmak için il il, ilçe ilçe dolaşıyoruz üyelerimize anlatmaya çalışıyoruz.

Çalışma hayatı tamamen sermayenin istediği şekle dönüştürülmeye çalışılıyor. Bugün siyasi iktidarda sermayenin bir dediğini iki etmeyecek şekilde neoliberal politikaların en azgınını uygulayacak şekilde çalışmalarını önüne koymuş durumda. Birkaç gün önce Ankara’da üçlü danışma kurulu yani hükümet, işverenler ve konfederasyonların işveren sendikalarının bir araya geldiği bir toplantı gerçekleştirildi. Bu toplantıda Türkiye’de taşeronlaşmayla ilgili tüm engellerin ortadan kaldırılacağı bir düzeni yaratmak istiyorlar. Yani Türkiye’yi bizim açımızdan taşeron cehennemine, sermaye açısından da taşeron cennetine dönüştürmek istiyorlar. Taşeronlaşma yetmiyor. Onlar için esnek çalışmayı yani liberal politikaların öznesi olan esnek çalışmayı da Türkiye çalışanlarının önüne koymaya çalışıyorlar. Nasıl ki bugün kamu emekçilerine yönelik tamamen güvencesizliği ve taşeronlaşmayı yaratacak planlamayı önlerine koymuşlarsa fabrikalarda da işçi arkadaşlarımızın geleceğini karartacak ve bugün tamamen sermayenin iki dudağı arasında bir yaşama mahkum edecek düzeni yaratmaya çalışıyorlar. Bizler siyasetçi değiliz, bizler emeğin hakkını koruyan insanlarız biz diskiz geleneğimizde hep işçi hakkının alın terini korumak vardır.

 

‘Çürük elmayı şekerle kaplayarak yedirmeye çalışıyorlar’

 

Yasaya uymayan bir şekilde 9 ay bizim toplu sözleşme düzenimizi ortadan kaldırdı bu hükümet. 9 ay boyunca sendikaların yetkilerini göndermedi. Bir yasa çıkartacağız diyerek insanların aylarca süren sözleşme haklarını ellerinden aldılar. Tamamen Türkiye’de sendikalaşmayı engelleyen bir yatırımsal düzenlemeyi çıkartmış durumdalar. Çürük elmayı şekerle kaplayarak da halka yedirmeye çalışıyorlar. Yiyen yesin ama biz yemeyeceğiz. Sizin çürük elmanızın üzerindeki o şekeri atacağız ve o çürük elmayı size göstereceğiz. Türkiye’de sendikalaşmanın Türkiye’de insanların daha iyi bir yaşam standardı elde etmek için mücadelesinin önündeki en büyük güç birliği olan sendikayı yok etmenin hesabını da mutlaka tarihte vereceksiniz. Bizim açımızdan şanslı bir tarafı oldu. Birçok işkolunda ortak mücadele şansı yakalandı.

 

‘Kim yanlış yapıyorsa karşısında oluruz’

 

Biz muhalif bir örgütüz biz DİSK’iz, biz Birleşik Metal-İş Sendikasıyız. Kimseye ağam paşam demeyiz. Kim yanlış yapıyorsa karşısında oluruz. Bugün hükümet tamamen işçiye şaşı gözle bakan bir hükümet durumuna düşmüştür. Biz ülkede insanların, işçilerin oylarıyla gelmiş bir hükümetin sermayeye sürekli göz kırpmasına tahammül edemiyoruz. Bugün toplu sözleşme düzeni içerisinde bir süreç ortaya çıkarılmış durumda. Yani patron sendikası MESS’le Türkiye ekonomisinin bütün yükünü sırtında taşıyan metal işleri bir kavgaya girmiş durumda.

 

‘Grev yapmaya hazırız’

 

Biz bu yolları geçtik. Bizi sınamayın. Biz o yolların neresinde tümsekler olduğunu biliyoruz. Eğer aynı durumu yaşamak istiyorsanız size metal işçileri onları yaşatmaya hazırdır. Metal işçileri 65 yıllık mücadele birikimini bu dönemde kullanmaya hazırdır. Kapitalizmin insanları esir almak için kredi kartlarıyla, başka kartlarla ya da bankaların tezgahlarıyla esir alma yöntemine de hiçbir zaman teslim olmayacaktır. Biz önümüzde prosedür neyi gerektiriyorsa uygularız. Grev gerekiyorsa grevi de yapmaya hazırdır metal işçileri. Çünkü MESS 63 maddelik uyuşmazlık tutanağında bir maddeyle bize geldi ki bizim hayatımızı karartacak maddedir. Diyor ki ‘Esnekleştirmeyi kabul edin.’ Diyor ki ‘Kriz zamanında ücretsiz izinleri kabul edin. İkramiyelerinizi çalıştığınız gün üzerinden alın.’ Yarın da diyecek ki ‘Bu ikramiye size fazla geliyor onu tekrar geri verin.’ Biz böyle sinsice uygulanan ve gelecekte bugün işçilerin birçoğunun elinden alınan hakların alınmasına müsaade etmeyeceğiz.

 

‘İnadına sendika inadına DİSK’

 

Sesimizi duyuracak çalışmayı ortaya koymamız gerekiyor. Herkes her şeye hazır olsun. Biz geçmişimizden ve kısa dönemki geçmişimizden de her olaydaki tecrübelerimizi ortaya koymak durumundayız. Herkese bu mücadelenin başarıyla sonuçlanacağına inandırtmak zorundayız. İnadına sendika inadına DİSK diyoruz.  Biz metal işçisiyiz hiçbir zaman pes etmeyiz diyoruz.”

Gerçekleşen yürüyüşe katılanlar arasında Birleşik Metal-İş Genel Sekreteri Selçuk Göktaş, Mali Daire Sekreteri Erdoğan Özer, Şube Başkanı Bayram Kavak, Demisaş İşyeri Baştemsilcisi Recai Büyükbeyhan da yer alıyor. ZEYNEP KILBAHRİ

 

 Yürüyüşün ardından konuşan Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, “İnadına sendika, inadına DİSK diyoruz.  Biz metal işçisiyiz hiçbir zaman pes etmeyiz diyoruz.” dedi.

Bilecik Tugay Komutanlığı önünden başlayan yürüyüş Seven Çarşısı’na kadar devam etti. Katılımcılar yürüyüş esnasında ıslık çalarak ve alkış yaparak, “İş ekmek yoksa barışta yok. İşçilerin birliği sermayeyi yenecek. Zafer direnen emekçinin olacak. Direne direne kazanacağız. İnadına sendika inadına DİSK. Emeğe uzanan eller kırılır.” şeklinde sloganlar attılar.

 

“Türkiye’de sinsi bir plan uygulanıyor”

 

Seven Çarşısı önüne gelindiği zaman Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Serdaroğlu metal işçilerine hitaben bir konuşma yaptı. Konuşmasında hükümete yüklenen Serdaroğlu şöyle konuştu:

“Türkiye’de sinsi bir plan uygulanıyor. Özellikle çalışma hayatını tarumar edecek bu uygulama AKP iktidarıyla birlikte son derece hız kazanmış durumda. Bizde bu sinsi planı bütün Türkiye’de üyelerimize ve halkımıza anlatmak için il il, ilçe ilçe dolaşıyoruz üyelerimize anlatmaya çalışıyoruz.

Çalışma hayatı tamamen sermayenin istediği şekle dönüştürülmeye çalışılıyor. Bugün siyasi iktidarda sermayenin bir dediğini iki etmeyecek şekilde neoliberal politikaların en azgınını uygulayacak şekilde çalışmalarını önüne koymuş durumda. Birkaç gün önce Ankara’da üçlü danışma kurulu yani hükümet, işverenler ve konfederasyonların işveren sendikalarının bir araya geldiği bir toplantı gerçekleştirildi. Bu toplantıda Türkiye’de taşeronlaşmayla ilgili tüm engellerin ortadan kaldırılacağı bir düzeni yaratmak istiyorlar. Yani Türkiye’yi bizim açımızdan taşeron cehennemine, sermaye açısından da taşeron cennetine dönüştürmek istiyorlar. Taşeronlaşma yetmiyor. Onlar için esnek çalışmayı yani liberal politikaların öznesi olan esnek çalışmayı da Türkiye çalışanlarının önüne koymaya çalışıyorlar. Nasıl ki bugün kamu emekçilerine yönelik tamamen güvencesizliği ve taşeronlaşmayı yaratacak planlamayı önlerine koymuşlarsa fabrikalarda da işçi arkadaşlarımızın geleceğini karartacak ve bugün tamamen sermayenin iki dudağı arasında bir yaşama mahkum edecek düzeni yaratmaya çalışıyorlar. Bizler siyasetçi değiliz, bizler emeğin hakkını koruyan insanlarız biz diskiz geleneğimizde hep işçi hakkının alın terini korumak vardır.

 

‘Çürük elmayı şekerle kaplayarak yedirmeye çalışıyorlar’

 

Yasaya uymayan bir şekilde 9 ay bizim toplu sözleşme düzenimizi ortadan kaldırdı bu hükümet. 9 ay boyunca sendikaların yetkilerini göndermedi. Bir yasa çıkartacağız diyerek insanların aylarca süren sözleşme haklarını ellerinden aldılar. Tamamen Türkiye’de sendikalaşmayı engelleyen bir yatırımsal düzenlemeyi çıkartmış durumdalar. Çürük elmayı şekerle kaplayarak da halka yedirmeye çalışıyorlar. Yiyen yesin ama biz yemeyeceğiz. Sizin çürük elmanızın üzerindeki o şekeri atacağız ve o çürük elmayı size göstereceğiz. Türkiye’de sendikalaşmanın Türkiye’de insanların daha iyi bir yaşam standardı elde etmek için mücadelesinin önündeki en büyük güç birliği olan sendikayı yok etmenin hesabını da mutlaka tarihte vereceksiniz. Bizim açımızdan şanslı bir tarafı oldu. Birçok işkolunda ortak mücadele şansı yakalandı.

 

‘Kim yanlış yapıyorsa karşısında oluruz’

 

Biz muhalif bir örgütüz biz DİSK’iz, biz Birleşik Metal-İş Sendikasıyız. Kimseye ağam paşam demeyiz. Kim yanlış yapıyorsa karşısında oluruz. Bugün hükümet tamamen işçiye şaşı gözle bakan bir hükümet durumuna düşmüştür. Biz ülkede insanların, işçilerin oylarıyla gelmiş bir hükümetin sermayeye sürekli göz kırpmasına tahammül edemiyoruz. Bugün toplu sözleşme düzeni içerisinde bir süreç ortaya çıkarılmış durumda. Yani patron sendikası MESS’le Türkiye ekonomisinin bütün yükünü sırtında taşıyan metal işleri bir kavgaya girmiş durumda.

 

‘Grev yapmaya hazırız’

 

Biz bu yolları geçtik. Bizi sınamayın. Biz o yolların neresinde tümsekler olduğunu biliyoruz. Eğer aynı durumu yaşamak istiyorsanız size metal işçileri onları yaşatmaya hazırdır. Metal işçileri 65 yıllık mücadele birikimini bu dönemde kullanmaya hazırdır. Kapitalizmin insanları esir almak için kredi kartlarıyla, başka kartlarla ya da bankaların tezgahlarıyla esir alma yöntemine de hiçbir zaman teslim olmayacaktır. Biz önümüzde prosedür neyi gerektiriyorsa uygularız. Grev gerekiyorsa grevi de yapmaya hazırdır metal işçileri. Çünkü MESS 63 maddelik uyuşmazlık tutanağında bir maddeyle bize geldi ki bizim hayatımızı karartacak maddedir. Diyor ki ‘Esnekleştirmeyi kabul edin.’ Diyor ki ‘Kriz zamanında ücretsiz izinleri kabul edin. İkramiyelerinizi çalıştığınız gün üzerinden alın.’ Yarın da diyecek ki ‘Bu ikramiye size fazla geliyor onu tekrar geri verin.’ Biz böyle sinsice uygulanan ve gelecekte bugün işçilerin birçoğunun elinden alınan hakların alınmasına müsaade etmeyeceğiz.

 

‘İnadına sendika inadına DİSK’

 

Sesimizi duyuracak çalışmayı ortaya koymamız gerekiyor. Herkes her şeye hazır olsun. Biz geçmişimizden ve kısa dönemki geçmişimizden de her olaydaki tecrübelerimizi ortaya koymak durumundayız. Herkese bu mücadelenin başarıyla sonuçlanacağına inandırtmak zorundayız. İnadına sendika inadına DİSK diyoruz.  Biz metal işçisiyiz hiçbir zaman pes etmeyiz diyoruz.”

Gerçekleşen yürüyüşe katılanlar arasında Birleşik Metal-İş Genel Sekreteri Selçuk Göktaş, Mali Daire Sekreteri Erdoğan Özer, Şube Başkanı Bayram Kavak, Demisaş İşyeri Baştemsilcisi Recai Büyükbeyhan da yer alıyor. ZEYNEP KILBAHRİ

 

 Yürüyüşün ardından konuşan Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, “İnadına sendika, inadına DİSK diyoruz.  Biz metal işçisiyiz hiçbir zaman pes etmeyiz diyoruz.” dedi.

Bilecik Tugay Komutanlığı önünden başlayan yürüyüş Seven Çarşısı’na kadar devam etti. Katılımcılar yürüyüş esnasında ıslık çalarak ve alkış yaparak, “İş ekmek yoksa barışta yok. İşçilerin birliği sermayeyi yenecek. Zafer direnen emekçinin olacak. Direne direne kazanacağız. İnadına sendika inadına DİSK. Emeğe uzanan eller kırılır.” şeklinde sloganlar attılar.

 

“Türkiye’de sinsi bir plan uygulanıyor”

 

Seven Çarşısı önüne gelindiği zaman Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Serdaroğlu metal işçilerine hitaben bir konuşma yaptı. Konuşmasında hükümete yüklenen Serdaroğlu şöyle konuştu:

“Türkiye’de sinsi bir plan uygulanıyor. Özellikle çalışma hayatını tarumar edecek bu uygulama AKP iktidarıyla birlikte son derece hız kazanmış durumda. Bizde bu sinsi planı bütün Türkiye’de üyelerimize ve halkımıza anlatmak için il il, ilçe ilçe dolaşıyoruz üyelerimize anlatmaya çalışıyoruz.

Çalışma hayatı tamamen sermayenin istediği şekle dönüştürülmeye çalışılıyor. Bugün siyasi iktidarda sermayenin bir dediğini iki etmeyecek şekilde neoliberal politikaların en azgınını uygulayacak şekilde çalışmalarını önüne koymuş durumda. Birkaç gün önce Ankara’da üçlü danışma kurulu yani hükümet, işverenler ve konfederasyonların işveren sendikalarının bir araya geldiği bir toplantı gerçekleştirildi. Bu toplantıda Türkiye’de taşeronlaşmayla ilgili tüm engellerin ortadan kaldırılacağı bir düzeni yaratmak istiyorlar. Yani Türkiye’yi bizim açımızdan taşeron cehennemine, sermaye açısından da taşeron cennetine dönüştürmek istiyorlar. Taşeronlaşma yetmiyor. Onlar için esnek çalışmayı yani liberal politikaların öznesi olan esnek çalışmayı da Türkiye çalışanlarının önüne koymaya çalışıyorlar. Nasıl ki bugün kamu emekçilerine yönelik tamamen güvencesizliği ve taşeronlaşmayı yaratacak planlamayı önlerine koymuşlarsa fabrikalarda da işçi arkadaşlarımızın geleceğini karartacak ve bugün tamamen sermayenin iki dudağı arasında bir yaşama mahkum edecek düzeni yaratmaya çalışıyorlar. Bizler siyasetçi değiliz, bizler emeğin hakkını koruyan insanlarız biz diskiz geleneğimizde hep işçi hakkının alın terini korumak vardır.

 

‘Çürük elmayı şekerle kaplayarak yedirmeye çalışıyorlar’

 

Yasaya uymayan bir şekilde 9 ay bizim toplu sözleşme düzenimizi ortadan kaldırdı bu hükümet. 9 ay boyunca sendikaların yetkilerini göndermedi. Bir yasa çıkartacağız diyerek insanların aylarca süren sözleşme haklarını ellerinden aldılar. Tamamen Türkiye’de sendikalaşmayı engelleyen bir yatırımsal düzenlemeyi çıkartmış durumdalar. Çürük elmayı şekerle kaplayarak da halka yedirmeye çalışıyorlar. Yiyen yesin ama biz yemeyeceğiz. Sizin çürük elmanızın üzerindeki o şekeri atacağız ve o çürük elmayı size göstereceğiz. Türkiye’de sendikalaşmanın Türkiye’de insanların daha iyi bir yaşam standardı elde etmek için mücadelesinin önündeki en büyük güç birliği olan sendikayı yok etmenin hesabını da mutlaka tarihte vereceksiniz. Bizim açımızdan şanslı bir tarafı oldu. Birçok işkolunda ortak mücadele şansı yakalandı.

 

‘Kim yanlış yapıyorsa karşısında oluruz’

 

Biz muhalif bir örgütüz biz DİSK’iz, biz Birleşik Metal-İş Sendikasıyız. Kimseye ağam paşam demeyiz. Kim yanlış yapıyorsa karşısında oluruz. Bugün hükümet tamamen işçiye şaşı gözle bakan bir hükümet durumuna düşmüştür. Biz ülkede insanların, işçilerin oylarıyla gelmiş bir hükümetin sermayeye sürekli göz kırpmasına tahammül edemiyoruz. Bugün toplu sözleşme düzeni içerisinde bir süreç ortaya çıkarılmış durumda. Yani patron sendikası MESS’le Türkiye ekonomisinin bütün yükünü sırtında taşıyan metal işleri bir kavgaya girmiş durumda.

 

‘Grev yapmaya hazırız’

 

Biz bu yolları geçtik. Bizi sınamayın. Biz o yolların neresinde tümsekler olduğunu biliyoruz. Eğer aynı durumu yaşamak istiyorsanız size metal işçileri onları yaşatmaya hazırdır. Metal işçileri 65 yıllık mücadele birikimini bu dönemde kullanmaya hazırdır. Kapitalizmin insanları esir almak için kredi kartlarıyla, başka kartlarla ya da bankaların tezgahlarıyla esir alma yöntemine de hiçbir zaman teslim olmayacaktır. Biz önümüzde prosedür neyi gerektiriyorsa uygularız. Grev gerekiyorsa grevi de yapmaya hazırdır metal işçileri. Çünkü MESS 63 maddelik uyuşmazlık tutanağında bir maddeyle bize geldi ki bizim hayatımızı karartacak maddedir. Diyor ki ‘Esnekleştirmeyi kabul edin.’ Diyor ki ‘Kriz zamanında ücretsiz izinleri kabul edin. İkramiyelerinizi çalıştığınız gün üzerinden alın.’ Yarın da diyecek ki ‘Bu ikramiye size fazla geliyor onu tekrar geri verin.’ Biz böyle sinsice uygulanan ve gelecekte bugün işçilerin birçoğunun elinden alınan hakların alınmasına müsaade etmeyeceğiz.

 

‘İnadına sendika inadına DİSK’

 

Sesimizi duyuracak çalışmayı ortaya koymamız gerekiyor. Herkes her şeye hazır olsun. Biz geçmişimizden ve kısa dönemki geçmişimizden de her olaydaki tecrübelerimizi ortaya koymak durumundayız. Herkese bu mücadelenin başarıyla sonuçlanacağına inandırtmak zorundayız. İnadına sendika inadına DİSK diyoruz.  Biz metal işçisiyiz hiçbir zaman pes etmeyiz diyoruz.”

Gerçekleşen yürüyüşe katılanlar arasında Birleşik Metal-İş Genel Sekreteri Selçuk Göktaş, Mali Daire Sekreteri Erdoğan Özer, Şube Başkanı Bayram Kavak, Demisaş İşyeri Baştemsilcisi Recai Büyükbeyhan da yer alıyor. ZEYNEP KILBAHRİ

 

 

Yürüyüşün ardından konuşan Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, “İnadına sendika, inadına DİSK diyoruz.  Biz metal işçisiyiz hiçbir zaman pes etmeyiz diyoruz.” dedi.

Bilecik Tugay Komutanlığı önünden başlayan yürüyüş Seven Çarşısı’na kadar devam etti. Katılımcılar yürüyüş esnasında ıslık çalarak ve alkış yaparak, “İş ekmek yoksa barışta yok. İşçilerin birliği sermayeyi yenecek. Zafer direnen emekçinin olacak. Direne direne kazanacağız. İnadına sendika inadına DİSK. Emeğe uzanan eller kırılır.” şeklinde sloganlar attılar.

 

“Türkiye’de sinsi bir plan uygulanıyor”

 

Seven Çarşısı önüne gelindiği zaman Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Serdaroğlu metal işçilerine hitaben bir konuşma yaptı. Konuşmasında hükümete yüklenen Serdaroğlu şöyle konuştu:

“Türkiye’de sinsi bir plan uygulanıyor. Özellikle çalışma hayatını tarumar edecek bu uygulama AKP iktidarıyla birlikte son derece hız kazanmış durumda. Bizde bu sinsi planı bütün Türkiye’de üyelerimize ve halkımıza anlatmak için il il, ilçe ilçe dolaşıyoruz üyelerimize anlatmaya çalışıyoruz.

Çalışma hayatı tamamen sermayenin istediği şekle dönüştürülmeye çalışılıyor. Bugün siyasi iktidarda sermayenin bir dediğini iki etmeyecek şekilde neoliberal politikaların en azgınını uygulayacak şekilde çalışmalarını önüne koymuş durumda. Birkaç gün önce Ankara’da üçlü danışma kurulu yani hükümet, işverenler ve konfederasyonların işveren sendikalarının bir araya geldiği bir toplantı gerçekleştirildi. Bu toplantıda Türkiye’de taşeronlaşmayla ilgili tüm engellerin ortadan kaldırılacağı bir düzeni yaratmak istiyorlar. Yani Türkiye’yi bizim açımızdan taşeron cehennemine, sermaye açısından da taşeron cennetine dönüştürmek istiyorlar. Taşeronlaşma yetmiyor. Onlar için esnek çalışmayı yani liberal politikaların öznesi olan esnek çalışmayı da Türkiye çalışanlarının önüne koymaya çalışıyorlar. Nasıl ki bugün kamu emekçilerine yönelik tamamen güvencesizliği ve taşeronlaşmayı yaratacak planlamayı önlerine koymuşlarsa fabrikalarda da işçi arkadaşlarımızın geleceğini karartacak ve bugün tamamen sermayenin iki dudağı arasında bir yaşama mahkum edecek düzeni yaratmaya çalışıyorlar. Bizler siyasetçi değiliz, bizler emeğin hakkını koruyan insanlarız biz diskiz geleneğimizde hep işçi hakkının alın terini korumak vardır.

 

‘Çürük elmayı şekerle kaplayarak yedirmeye çalışıyorlar’

 

Yasaya uymayan bir şekilde 9 ay bizim toplu sözleşme düzenimizi ortadan kaldırdı bu hükümet. 9 ay boyunca sendikaların yetkilerini göndermedi. Bir yasa çıkartacağız diyerek insanların aylarca süren sözleşme haklarını ellerinden aldılar. Tamamen Türkiye’de sendikalaşmayı engelleyen bir yatırımsal düzenlemeyi çıkartmış durumdalar. Çürük elmayı şekerle kaplayarak da halka yedirmeye çalışıyorlar. Yiyen yesin ama biz yemeyeceğiz. Sizin çürük elmanızın üzerindeki o şekeri atacağız ve o çürük elmayı size göstereceğiz. Türkiye’de sendikalaşmanın Türkiye’de insanların daha iyi bir yaşam standardı elde etmek için mücadelesinin önündeki en büyük güç birliği olan sendikayı yok etmenin hesabını da mutlaka tarihte vereceksiniz. Bizim açımızdan şanslı bir tarafı oldu. Birçok işkolunda ortak mücadele şansı yakalandı.

 

‘Kim yanlış yapıyorsa karşısında oluruz’

 

Biz muhalif bir örgütüz biz DİSK’iz, biz Birleşik Metal-İş Sendikasıyız. Kimseye ağam paşam demeyiz. Kim yanlış yapıyorsa karşısında oluruz. Bugün hükümet tamamen işçiye şaşı gözle bakan bir hükümet durumuna düşmüştür. Biz ülkede insanların, işçilerin oylarıyla gelmiş bir hükümetin sermayeye sürekli göz kırpmasına tahammül edemiyoruz. Bugün toplu sözleşme düzeni içerisinde bir süreç ortaya çıkarılmış durumda. Yani patron sendikası MESS’le Türkiye ekonomisinin bütün yükünü sırtında taşıyan metal işleri bir kavgaya girmiş durumda.

 

‘Grev yapmaya hazırız’

 

Biz bu yolları geçtik. Bizi sınamayın. Biz o yolların neresinde tümsekler olduğunu biliyoruz. Eğer aynı durumu yaşamak istiyorsanız size metal işçileri onları yaşatmaya hazırdır. Metal işçileri 65 yıllık mücadele birikimini bu dönemde kullanmaya hazırdır. Kapitalizmin insanları esir almak için kredi kartlarıyla, başka kartlarla ya da bankaların tezgahlarıyla esir alma yöntemine de hiçbir zaman teslim olmayacaktır. Biz önümüzde prosedür neyi gerektiriyorsa uygularız. Grev gerekiyorsa grevi de yapmaya hazırdır metal işçileri. Çünkü MESS 63 maddelik uyuşmazlık tutanağında bir maddeyle bize geldi ki bizim hayatımızı karartacak maddedir. Diyor ki ‘Esnekleştirmeyi kabul edin.’ Diyor ki ‘Kriz zamanında ücretsiz izinleri kabul edin. İkramiyelerinizi çalıştığınız gün üzerinden alın.’ Yarın da diyecek ki ‘Bu ikramiye size fazla geliyor onu tekrar geri verin.’ Biz böyle sinsice uygulanan ve gelecekte bugün işçilerin birçoğunun elinden alınan hakların alınmasına müsaade etmeyeceğiz.

 

‘İnadına sendika inadına DİSK’

 

Sesimizi duyuracak çalışmayı ortaya koymamız gerekiyor. Herkes her şeye hazır olsun. Biz geçmişimizden ve kısa dönemki geçmişimizden de her olaydaki tecrübelerimizi ortaya koymak durumundayız. Herkese bu mücadelenin başarıyla sonuçlanacağına inandırtmak zorundayız. İnadına sendika inadına DİSK diyoruz.  Biz metal işçisiyiz hiçbir zaman pes etmeyiz diyoruz.”

Gerçekleşen yürüyüşe katılanlar arasında Birleşik Metal-İş Genel Sekreteri Selçuk Göktaş, Mali Daire Sekreteri Erdoğan Özer, Şube Başkanı Bayram Kavak, Demisaş İşyeri Baştemsilcisi Recai Büyükbeyhan da yer alıyor. ZEYNEP KILBAHRİ

 

 Yürüyüşün ardından konuşan Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, “İnadına sendika, inadına DİSK diyoruz.  Biz metal işçisiyiz hiçbir zaman pes etmeyiz diyoruz.” dedi.

Bilecik Tugay Komutanlığı önünden başlayan yürüyüş Seven Çarşısı’na kadar devam etti. Katılımcılar yürüyüş esnasında ıslık çalarak ve alkış yaparak, “İş ekmek yoksa barışta yok. İşçilerin birliği sermayeyi yenecek. Zafer direnen emekçinin olacak. Direne direne kazanacağız. İnadına sendika inadına DİSK. Emeğe uzanan eller kırılır.” şeklinde sloganlar attılar.

 

“Türkiye’de sinsi bir plan uygulanıyor”

 

Seven Çarşısı önüne gelindiği zaman Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Serdaroğlu metal işçilerine hitaben bir konuşma yaptı. Konuşmasında hükümete yüklenen Serdaroğlu şöyle konuştu:

“Türkiye’de sinsi bir plan uygulanıyor. Özellikle çalışma hayatını tarumar edecek bu uygulama AKP iktidarıyla birlikte son derece hız kazanmış durumda. Bizde bu sinsi planı bütün Türkiye’de üyelerimize ve halkımıza anlatmak için il il, ilçe ilçe dolaşıyoruz üyelerimize anlatmaya çalışıyoruz.

Çalışma hayatı tamamen sermayenin istediği şekle dönüştürülmeye çalışılıyor. Bugün siyasi iktidarda sermayenin bir dediğini iki etmeyecek şekilde neoliberal politikaların en azgınını uygulayacak şekilde çalışmalarını önüne koymuş durumda. Birkaç gün önce Ankara’da üçlü danışma kurulu yani hükümet, işverenler ve konfederasyonların işveren sendikalarının bir araya geldiği bir toplantı gerçekleştirildi. Bu toplantıda Türkiye’de taşeronlaşmayla ilgili tüm engellerin ortadan kaldırılacağı bir düzeni yaratmak istiyorlar. Yani Türkiye’yi bizim açımızdan taşeron cehennemine, sermaye açısından da taşeron cennetine dönüştürmek istiyorlar. Taşeronlaşma yetmiyor. Onlar için esnek çalışmayı yani liberal politikaların öznesi olan esnek çalışmayı da Türkiye çalışanlarının önüne koymaya çalışıyorlar. Nasıl ki bugün kamu emekçilerine yönelik tamamen güvencesizliği ve taşeronlaşmayı yaratacak planlamayı önlerine koymuşlarsa fabrikalarda da işçi arkadaşlarımızın geleceğini karartacak ve bugün tamamen sermayenin iki dudağı arasında bir yaşama mahkum edecek düzeni yaratmaya çalışıyorlar. Bizler siyasetçi değiliz, bizler emeğin hakkını koruyan insanlarız biz diskiz geleneğimizde hep işçi hakkının alın terini korumak vardır.

 

‘Çürük elmayı şekerle kaplayarak yedirmeye çalışıyorlar’

 

Yasaya uymayan bir şekilde 9 ay bizim toplu sözleşme düzenimizi ortadan kaldırdı bu hükümet. 9 ay boyunca sendikaların yetkilerini göndermedi. Bir yasa çıkartacağız diyerek insanların aylarca süren sözleşme haklarını ellerinden aldılar. Tamamen Türkiye’de sendikalaşmayı engelleyen bir yatırımsal düzenlemeyi çıkartmış durumdalar. Çürük elmayı şekerle kaplayarak da halka yedirmeye çalışıyorlar. Yiyen yesin ama biz yemeyeceğiz. Sizin çürük elmanızın üzerindeki o şekeri atacağız ve o çürük elmayı size göstereceğiz. Türkiye’de sendikalaşmanın Türkiye’de insanların daha iyi bir yaşam standardı elde etmek için mücadelesinin önündeki en büyük güç birliği olan sendikayı yok etmenin hesabını da mutlaka tarihte vereceksiniz. Bizim açımızdan şanslı bir tarafı oldu. Birçok işkolunda ortak mücadele şansı yakalandı.

 

‘Kim yanlış yapıyorsa karşısında oluruz’

 

Biz muhalif bir örgütüz biz DİSK’iz, biz Birleşik Metal-İş Sendikasıyız. Kimseye ağam paşam demeyiz. Kim yanlış yapıyorsa karşısında oluruz. Bugün hükümet tamamen işçiye şaşı gözle bakan bir hükümet durumuna düşmüştür. Biz ülkede insanların, işçilerin oylarıyla gelmiş bir hükümetin sermayeye sürekli göz kırpmasına tahammül edemiyoruz. Bugün toplu sözleşme düzeni içerisinde bir süreç ortaya çıkarılmış durumda. Yani patron sendikası MESS’le Türkiye ekonomisinin bütün yükünü sırtında taşıyan metal işleri bir kavgaya girmiş durumda.

 

‘Grev yapmaya hazırız’

 

Biz bu yolları geçtik. Bizi sınamayın. Biz o yolların neresinde tümsekler olduğunu biliyoruz. Eğer aynı durumu yaşamak istiyorsanız size metal işçileri onları yaşatmaya hazırdır. Metal işçileri 65 yıllık mücadele birikimini bu dönemde kullanmaya hazırdır. Kapitalizmin insanları esir almak için kredi kartlarıyla, başka kartlarla ya da bankaların tezgahlarıyla esir alma yöntemine de hiçbir zaman teslim olmayacaktır. Biz önümüzde prosedür neyi gerektiriyorsa uygularız. Grev gerekiyorsa grevi de yapmaya hazırdır metal işçileri. Çünkü MESS 63 maddelik uyuşmazlık tutanağında bir maddeyle bize geldi ki bizim hayatımızı karartacak maddedir. Diyor ki ‘Esnekleştirmeyi kabul edin.’ Diyor ki ‘Kriz zamanında ücretsiz izinleri kabul edin. İkramiyelerinizi çalıştığınız gün üzerinden alın.’ Yarın da diyecek ki ‘Bu ikramiye size fazla geliyor onu tekrar geri verin.’ Biz böyle sinsice uygulanan ve gelecekte bugün işçilerin birçoğunun elinden alınan hakların alınmasına müsaade etmeyeceğiz.

 

‘İnadına sendika inadına DİSK’

 

Sesimizi duyuracak çalışmayı ortaya koymamız gerekiyor. Herkes her şeye hazır olsun. Biz geçmişimizden ve kısa dönemki geçmişimizden de her olaydaki tecrübelerimizi ortaya koymak durumundayız. Herkese bu mücadelenin başarıyla sonuçlanacağına inandırtmak zorundayız. İnadına sendika inadına DİSK diyoruz.  Biz metal işçisiyiz hiçbir zaman pes etmeyiz diyoruz.”

Gerçekleşen yürüyüşe katılanlar arasında Birleşik Metal-İş Genel Sekreteri Selçuk Göktaş, Mali Daire Sekreteri Erdoğan Özer, Şube Başkanı Bayram Kavak, Demisaş İşyeri Baştemsilcisi Recai Büyükbeyhan da yer alıyor. ZEYNEP KILBAHRİ

 

 

Yürüyüşün ardından konuşan Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, “İnadına sendika, inadına DİSK diyoruz.  Biz metal işçisiyiz hiçbir zaman pes etmeyiz diyoruz.” dedi.

Bilecik Tugay Komutanlığı önünden başlayan yürüyüş Seven Çarşısı’na kadar devam etti. Katılımcılar yürüyüş esnasında ıslık çalarak ve alkış yaparak, “İş ekmek yoksa barışta yok. İşçilerin birliği sermayeyi yenecek. Zafer direnen emekçinin olacak. Direne direne kazanacağız. İnadına sendika inadına DİSK. Emeğe uzanan eller kırılır.” şeklinde sloganlar attılar.

 

“Türkiye’de sinsi bir plan uygulanıyor”

 

Seven Çarşısı önüne gelindiği zaman Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Serdaroğlu metal işçilerine hitaben bir konuşma yaptı. Konuşmasında hükümete yüklenen Serdaroğlu şöyle konuştu:

“Türkiye’de sinsi bir plan uygulanıyor. Özellikle çalışma hayatını tarumar edecek bu uygulama AKP iktidarıyla birlikte son derece hız kazanmış durumda. Bizde bu sinsi planı bütün Türkiye’de üyelerimize ve halkımıza anlatmak için il il, ilçe ilçe dolaşıyoruz üyelerimize anlatmaya çalışıyoruz.

Çalışma hayatı tamamen sermayenin istediği şekle dönüştürülmeye çalışılıyor. Bugün siyasi iktidarda sermayenin bir dediğini iki etmeyecek şekilde neoliberal politikaların en azgınını uygulayacak şekilde çalışmalarını önüne koymuş durumda. Birkaç gün önce Ankara’da üçlü danışma kurulu yani hükümet, işverenler ve konfederasyonların işveren sendikalarının bir araya geldiği bir toplantı gerçekleştirildi. Bu toplantıda Türkiye’de taşeronlaşmayla ilgili tüm engellerin ortadan kaldırılacağı bir düzeni yaratmak istiyorlar. Yani Türkiye’yi bizim açımızdan taşeron cehennemine, sermaye açısından da taşeron cennetine dönüştürmek istiyorlar. Taşeronlaşma yetmiyor. Onlar için esnek çalışmayı yani liberal politikaların öznesi olan esnek çalışmayı da Türkiye çalışanlarının önüne koymaya çalışıyorlar. Nasıl ki bugün kamu emekçilerine yönelik tamamen güvencesizliği ve taşeronlaşmayı yaratacak planlamayı önlerine koymuşlarsa fabrikalarda da işçi arkadaşlarımızın geleceğini karartacak ve bugün tamamen sermayenin iki dudağı arasında bir yaşama mahkum edecek düzeni yaratmaya çalışıyorlar. Bizler siyasetçi değiliz, bizler emeğin hakkını koruyan insanlarız biz diskiz geleneğimizde hep işçi hakkının alın terini korumak vardır.

 

‘Çürük elmayı şekerle kaplayarak yedirmeye çalışıyorlar’

 

Yasaya uymayan bir şekilde 9 ay bizim toplu sözleşme düzenimizi ortadan kaldırdı bu hükümet. 9 ay boyunca sendikaların yetkilerini göndermedi. Bir yasa çıkartacağız diyerek insanların aylarca süren sözleşme haklarını ellerinden aldılar. Tamamen Türkiye’de sendikalaşmayı engelleyen bir yatırımsal düzenlemeyi çıkartmış durumdalar. Çürük elmayı şekerle kaplayarak da halka yedirmeye çalışıyorlar. Yiyen yesin ama biz yemeyeceğiz. Sizin çürük elmanızın üzerindeki o şekeri atacağız ve o çürük elmayı size göstereceğiz. Türkiye’de sendikalaşmanın Türkiye’de insanların daha iyi bir yaşam standardı elde etmek için mücadelesinin önündeki en büyük güç birliği olan sendikayı yok etmenin hesabını da mutlaka tarihte vereceksiniz. Bizim açımızdan şanslı bir tarafı oldu. Birçok işkolunda ortak mücadele şansı yakalandı.

 

‘Kim yanlış yapıyorsa karşısında oluruz’

 

Biz muhalif bir örgütüz biz DİSK’iz, biz Birleşik Metal-İş Sendikasıyız. Kimseye ağam paşam demeyiz. Kim yanlış yapıyorsa karşısında oluruz. Bugün hükümet tamamen işçiye şaşı gözle bakan bir hükümet durumuna düşmüştür. Biz ülkede insanların, işçilerin oylarıyla gelmiş bir hükümetin sermayeye sürekli göz kırpmasına tahammül edemiyoruz. Bugün toplu sözleşme düzeni içerisinde bir süreç ortaya çıkarılmış durumda. Yani patron sendikası MESS’le Türkiye ekonomisinin bütün yükünü sırtında taşıyan metal işleri bir kavgaya girmiş durumda.

 

‘Grev yapmaya hazırız’

 

Biz bu yolları geçtik. Bizi sınamayın. Biz o yolların neresinde tümsekler olduğunu biliyoruz. Eğer aynı durumu yaşamak istiyorsanız size metal işçileri onları yaşatmaya hazırdır. Metal işçileri 65 yıllık mücadele birikimini bu dönemde kullanmaya hazırdır. Kapitalizmin insanları esir almak için kredi kartlarıyla, başka kartlarla ya da bankaların tezgahlarıyla esir alma yöntemine de hiçbir zaman teslim olmayacaktır. Biz önümüzde prosedür neyi gerektiriyorsa uygularız. Grev gerekiyorsa grevi de yapmaya hazırdır metal işçileri. Çünkü MESS 63 maddelik uyuşmazlık tutanağında bir maddeyle bize geldi ki bizim hayatımızı karartacak maddedir. Diyor ki ‘Esnekleştirmeyi kabul edin.’ Diyor ki ‘Kriz zamanında ücretsiz izinleri kabul edin. İkramiyelerinizi çalıştığınız gün üzerinden alın.’ Yarın da diyecek ki ‘Bu ikramiye size fazla geliyor onu tekrar geri verin.’ Biz böyle sinsice uygulanan ve gelecekte bugün işçilerin birçoğunun elinden alınan hakların alınmasına müsaade etmeyeceğiz.

 

‘İnadına sendika inadına DİSK’

 

Sesimizi duyuracak çalışmayı ortaya koymamız gerekiyor. Herkes her şeye hazır olsun. Biz geçmişimizden ve kısa dönemki geçmişimizden de her olaydaki tecrübelerimizi ortaya koymak durumundayız. Herkese bu mücadelenin başarıyla sonuçlanacağına inandırtmak zorundayız. İnadına sendika inadına DİSK diyoruz.  Biz metal işçisiyiz hiçbir zaman pes etmeyiz diyoruz.”

Gerçekleşen yürüyüşe katılanlar arasında Birleşik Metal-İş Genel Sekreteri Selçuk Göktaş, Mali Daire Sekreteri Erdoğan Özer, Şube Başkanı Bayram Kavak, Demisaş İşyeri Baştemsilcisi Recai Büyükbeyhan da yer alıyor. ZEYNEP KILBAHRİ

 

 



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir