MÜFTÜ TAŞ’A DUYGUSAL VEDA

 

Müftü Taş’ın emekliliği dolayısıyla bir veda gecesi düzenlendi. Katılımın yoğun olduğu gecede duygu dolu anlar yaşandı. Düzenlenen geceye Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez de katıldı.

Verilen yemekle başlayan gecede katılımcılar Müftü Taş’ın emekliliği ile ilgili düşüncelerini paylaştılar. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Görmez, “Her birimiz hasbel kader bir vazife yürütüyoruz. Bu vazifeler bir gün bitecek. Makamlar, mevkiler hepsi bir gün bitecek ama mühim olan oradan ayrılırken sıtk üzere ayrılmak, başlarken sahip olduğumuz niyetten, samimiyetten, erdemden, faziletten ayrılmadan bu görevleri bırakmak.” dedi.

 

“Müftümüz, her zaman kalbimizde yaşayacak”

 

Gecede Bilecik’teki din görevlileri adına konuşan Merkez Şerif Paşa Camii İmam Hatibi Mehmet Ali Kaya, “İl Müftülüğü döneminde tecrübelerini bizlere aktaran ve çoğu zaman amir-memur ilişkisinin ötesinde bizleri bir evladı olarak görüp ona göre yaklaşan Müftümüz Necati Tayyar Taş Hocamızın aramızdan ayrılması elbette bizleri hüzünlendirmekte ve de üzmektedir. Şüphesiz devlet memuru olmanın gereği olan bu ayrılık sadece görevden ayrılıktır. Muhterem İl Müftümüz her zaman bizlerin kalplerinde yaşayacak.” dedi.

İlçe Müftüleri adına konuşan Bozüyük İlçe Müftüsü Burhan Çakır da, “Hocamızın bizlere karşı sergilemiş olduğu, sevecen ve babacan tavırları, engin tecrübesi, bilgi birikimi, konulara hakimiyeti, bizlere güven veren yapısı, yönetimdeki ilkeli ve kararlı duruşu, zaman konusunda dikkat ve rikkati, bizlere hep güven vermiş, bizlerin daha azimli, kararlı ve verimli çalışmasına vesile olmuştur. Bu konuda kendilerine müteşekkiriz.” diye konuştu.

 

“Hocamız, örnek şahsiyetiyle gelecek nesillere silinmeyecek bir iz bırakmıştır”

 

Müftü Taş’ı 15 senedir tanıdığını ifade eden Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Azmi Özcan konuşmasında şunları aktardı:

“Sevgili hocamı 15 yıla yakın bir zamandan beri tanımış olmanın bahtiyarlığı içerisinde bu konuşmayı yapıyorum ve 15 yıla yakın bir zamandan beri tanımış olmanın rahatlığı içerisinde de Sevgili Hocamızı en çetin kış şartlarında bile hiçbir kapıdan geçmek için eğilmeyen bir şahsiyet abidesi olarak tanıdım. Bilecik’te bana görev nasip olunca, gönül rahatlığı ile bu topraklara geldiğimde kendimi emin hissettiğim nadide kucaklardan birisi oldu. Şu tablo burada görev yaptığı süre içerisinde Bilecik’te kalpleri teelif ettiğinin bir resmidir. Kalpleri teelif eden Allah’tır ve Allah kulları vasıtasıyla kalpleri birleştirir. Bu ülkenin, bu milletin özlediği tablo da budur. Bu itibarla benim tanıdığım kadarıyla mümtaz hocamız hem mesleğinin vehametini korumuş hem ilminin vakarını muhafaza etmiş kendisinden sonra gelecek nesillere bir örnek şahsiyet kimliğiyle silinmeyecek bir iz bırakmıştır.

Ne mutlu ki onunla beraber hizmet edenlere, hizmet görenlere onun öğrencilerine, bende kendimi onun öğrencilerinden birisi olarak saymasını kendilerinden istirham ediyorum ve ömür boyu yaptığı hizmetler, bu aziz millet için sarf ettiği mesai için teşekkür ediyor, Cenab-ı Hakk’ın iki cihanda aziz etmesini niyaz ediyorum.”

 

“Hocamız, baba şefkatini hissettiren değerli bir insan”

 

Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı, “Bazı anlar vardır hakikaten düşüncelerinizi ifade etmekte zorlanırsınız. Necati Tayyar Taş Hocamız. Tabi ilmi kişiliğini, devlet adamlığını anlatmak bizlere düşmez, haddimiz de değil. Ama insan olarak 9 yıldan bu yana tanıdığım, tanıştığım ve duasıyla bana gerçekten huzur ve rahatlık veren kendisiyle konuştuğumda adeta baba şefkatini hissettiğimiz değerli bir insanı anlatmak oldukça güç. Ama o sert ve disiplinli bakışlarının altındaki nezaket, zerafet, hassasiyet gerçekten her türlü takdirin üzerinde ve duygulanmamak elde değil.

Ben Hocamı hep şununla hatırlayacağım, sağ olsunlar her sohbetimize dualarla başlar bazen der ki ‘Başkanım bu kadar dua size yeter.’ İnşallah bundan sonraki süreç içerisinde de ben kendilerinin o dualarını almayı arzu ediyorum. Bilecik’imize temsil ettiği görev anlamında çok şeyler kazandırdı. Ama bir insan olarak, insan yetiştirme noktasında örnek insan olarak hepimizle çok güzellikler kattı, özellikler kattı. Ben kendilerine sonsuz şükranlarımı arz ediyorum.” şeklinde konuştu.

 

“Müftümüz hepimize örnek olmuştur”

 

Vali Halil İbrahim Akpınar, 3 senedir Müftü Taş’la birlikte görev yaptığını ifade etti ve bir anısıyla konuşmasına devam etti. Vali Akpınar şöyle konuştu:

“Yıllar önce aşağı yukarı 20 yıl önce Urfa’da Balıklı Göl çevre düzenlemesi yapılıyordu. İlk defa barakaları falan temizlendi valilerimizin önderliğinde etrafta çimler yapıldı güller dikildi. Sıcak bir yaz günü bir tane amca elinde bir çubuk gülleri korumaya çalışıyor. Çünkü ilk defa böyle bir gül bahçesi haline dönüştürülmüş vaziyette orası. Ama çok sıcak orası, Urfa’nın sıcağı, 45-50 derece. Ben dedim ki, ‘Amca amma zor bir işin var.’ dedi ki benim çok güzel bir işim var. ben Peygamberin gezdiği bahçede gülleri koruyorum. Bundan daha güzel ne olabilir?’ ben doğrusu Bilecik’e tayin olduğumda bu duygularla gelmiştim. Yani böyle bir Şeyh Edebali diyarında, Ertuğrul Gazi’nin, Osman Gazi’nin diyarında halkımıza hizmet edecektik. Ama burada ben geldim gördüm ki Müftü Bey bizden çok hızlı. Bu duygu ve düşüncelerin daha ötesine geçmiş. Biz böyle bir hocamızla çalıştık. Biz kendisini hayırla yad edeceğiz. Ömrünü ilime, irfana, hayıra, iyiliklere adamış. Hep iyi şeyleri düşünmüş, hepimize örnek oldu. inşallah bundan sonraki hayatında da hep güzelliklerle anılır. Hepimize de aynı duygular nasip olur. Bilecik’i böyle güzel duygularla terk-i diyar eylediği gibi inşallah hep beraber dünyayı da böyle terk-i diyar eyleriz.”

 

 

“Makamlar, mevkiler hepsi bir gün bitecek”

 

Son olarak Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Görmez bir konuşma yaptı. Prof. Dr. Görmez, Bilecik’te bulunmaktan büyük mutluluk duyduğunu ifade etti ve şöyle devam etti:

“Ayrıca Diyanet İşleri Başkanı bugün burada olmasaydı herhalde vefadan söz etmek zor olacaktı. Onun için vefa gereği bugün Diyanet İşleri Başkanı olarak 45 yıl milletimizin dini hayatına, manevi hayatına hizmet eden, Diyanet İşleri Başkanlığımız’ın her kademesinde çok güzel görevler yapan, çok değerli bir meslektaşımızın, bir hocamızın veda gecesinde olmaktan büyük bir mutluluk duyduğumu ifade etmek istiyorum.

 Kur’an-ı Kerim’in bize öğrettiği çok güzel dualar vardır. Bunlardan ikisini bu gece hatırlamak lazım. Çünkü her birimiz yaptığımız işlerin, başladığımız görevlerin bir gün sonuna geleceğiz ve her birimiz bir gün yaptığımız vazifelere veda edeceğiz. Daha sonra her birimiz bir gün gelecek bu fani dünya hayatına veda edeceğiz. İsra Suresi’nde Rabbimiz’in öğrettiği dua, ‘Allah’ım gideceğim bütün yerlere, başlayacağım bütün vazifelere, sıtk ile girmemi, iyilik, erdemle, faziletle girmemi ve oradan çıkarken de sadakatinden, iyiliğinden, güzelliğinden hiçbirşey kaybetmemeyi bana nasip eyle.’ Bu birinci dua, her birimiz bu duayı hatırlamak zorundayız hem dünya hayatına girişimizin sıtk üzere olması hem de dünya hayatımızı terk edişimizin sıtk üzere olması için dua etmemiz gerekiyor. Aynı şekilde her birimiz hasbel kader bir vazife yürütüyoruz. Bu vazifeler bir gün bitecek. Makamlar, mevkiler hepsi bir gün bitecek ama mühim olan oradan ayrılırken sıtk üzere ayrılmak, başlarken sahip olduğumuz niyet, samimiyet, erdem, fazilet; bunlardan hiçbirisinden ayrılmadan bu görevleri bırakmak. İkinci dua ise peygamberlere öğretilen, peygamberlerin yaptığı bir duadır. Aynı şekilde sıtk kelimesi buradada geçer ve Hz. İbrahim’in dualarındandır bu da. ‘Allah’ım benden sonra beni sıtk ile yad eden, beni hayırla yad eden diller olsun.’ İşte sizlerde bugün böyle bir ana şahitlik yapmak için buradasınız ve gerçekten ben Necati Tayyar Taş Hocamızı bugün tanımıyordum, Diyanet İşleri Başkanlığı’nda göreve başladıktan sonra değil, 1979 yılında Gaziantep’in Oğuzeli ilçesinde müftüyken tanıdım. Öğrencilik yıllarımda yazdığı makalelerden istifade ettim. Necip Fazıl’ın nice şiirlerini onun makalelerinden okuduğumu ve öğrendiğimi hatırlıyorum. Bunu burada ifade etmekten büyük mutluluk duyuyorum.”

 

“Hocam unutmuşuz biz seni burada”

 

Görmez konuşmasında, Müftü Taş’ın Diyanet İşleri Başkanlığı’nın başkanlık hariç hemen hemen her kademesinde görevler yaptığını ifade etti. Müftü Taş’ın Bilecik’te 9 yıl 9 gün görev yaptığını söyleyen Prof. Dr. Görmez, bir müftünün bir yerde 7 yıl görev yapabileceğini belirterek, “Necati Tayyar Taş Hocamız, Bilecik’te 9 yıl 9 ay görev yaptı. Biraz bu bizim ihmalimiz mi, Bilecik’in şansı mı bilmiyorum doğrusu. Çünkü normalde benim elimdeki mevzuata göre 7 yıldan fazla bir yerde olmaması gerekiyor bir müftümüzün. Hocam unutmuşuz biz seni burada. Bilecikliler dua etmiş herhalde diyanet unutsun bizim müftümüzü diye.” diyerek espri yaptı.

 

“İnsanın 45 yılını, milletin dini, manevi hayatına hizmetle geçirmesi çok büyük bir şeref”

 

Görmez konuşmasına şu şekilde devam etti:

“‘Allah’ın katında değerinizi öğrenmek istiyorsanız Allah’ın yeryüzünde sizi nerede istihdam ettiğine bakınız.’ Herkes dünyaya bir kez gelir mühim olan o bir kez geldiğimiz hayatı dolu dolu yaşamak hem hayatı hayırla doldurmak, iyilikle doldurmak, insanların hizmetinde olmak yüce dinin, erdemin, hakikatin, faziletin hizmetinde olmak en önemli şey bu. Dolayısıyla bir insanın 45 yıl hayatını din hizmetinde geçirmesi mihrapta, minberde, kürsüde geçirmesi, müftülük hizmetinde geçirmesi, Kur’an hizmetinde geçirmesi, milletin dini hayatına, manevi hayatına hizmetle geçirmesi çok büyük bir şeref çok büyük bir onur ve Allah’a hamd olsun. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bu şerefi, bu payeyi, bu onuru taşıyan binlerce arkadaşımıza, binlerce hocamıza sahip olmaktan bende şahsen Diyanet İşleri Başkanı olarak onur duyduğu ifade etmek istiyorum.

 

‘Eşlerinizi ihmal etmeyeceksiniz’

 

Ama bu gibi veda törenlerinde her birimiz şimdi Necati Hocaya bakıp ona teşekkür ediyoruz. Aslında bu gece teşekkür etmeyi ondan daha fazla hak eden birisi daha var. Bütün erkekler kadınların öğrencisidir. Herkes orada Necati Tayyar Taş Hoca’nın faziletlerine, güzelliklerine işaret etti ama zor yönleri de var. O zor yönleri biraz da ilke ve prensiplere çok bağlılığından kaynaklanır. Dolayısıyla bütün bu 45 yıllık hizmet hayatında daima yanında olan onunla birlikte olan eşi hanımefendiye de teşekkür etmeyi yerine getirilmesi gereken bir vazife olarak görüyorum. Hem bir hoca olarak hem bir kardeşiniz olarak hem de Diyanet İşleri Başkanı olarak herkese tavsiyem öncelikle hayatın bütün çileleri sizlerle birlikte çeken eşlerinizi ihmal etmeyeceksiniz. Onların hakkına, hukukuna çok daha fazla riayet edeceksiniz. Bu yaratıcının emri, bu Sevgili Peygamberimiz (a.s.v.)’nin bütün müminlere tavsiyesi, hayatı boyunca tavsiyesi, Veda Hutbesi’nde de bütün ümmetine en büyük vasiyetleri arasına yerleştirdiği çok önemli bir husustur.

 

‘Bizim hizmetlerimizde emeklilik yok’

 

Bizim hizmetlerimizde emeklilik yok, hatta bizim felsefemizde medeniyetimizde insanların emekli olması diye bir şey yoktur. Sadece resmi bir görevin sona ermesi vardır. Ancak Cenab-ı Hakk’ın verdiği o büyük vazifeleri ne zaman biter, o son nefeste biter. Son nefese kadar her birimiz bu hayatı en güzel şekilde değerlendirip ve hiçbir anını, hiçbir vaktini boş geçirmemek, her bir anını dolu geçirmek, hayırla geçirmek, iyiliklerle geçirmek, güzelliklerle geçirmekle mükellefiz. Yüce Rabbimiz hayatımızı dolu dolu geçiren, her anını iyilikle dolduran kullarından eylesin diyorum.”

 

“Bilecik’i ve Bileciklileri unutamam”

 

Konuşmaların ardından Müftü Taş’a çeşitli hediyeler verdi. Son olarak da Müftü Taş, katılımcılara veda konuşmasını yaptı. Konuşmasında katılımcılardan helallik isteyen Müftü Taş şöyle konuştu:

“İsmine, cismine, maddesine, manasına, mekanına, zamanına, izzetine, hikmetine, şevketine hayran olduğum, meftun  olduğum, sevdalı olduğum, Devlet-i Aliyye-i Osmaniye ocağında, kucağında, vücut bulan bu minyatür şehirde 45 senelik hizmet hayatımın 9 senesini unutamayacağım 9 senesini geçirdim. Bilecikliler bu fakire, bu hakire kucaklarını açtılar, bağırlarına bastılar. Bizi sevdiler saydılar, hürmet ettiler, değer verdiler, kıymet verdiler. Onların bu inceliklerini, zerafetlerini unutamam. Dolayısıyla bizlerde çok hakları var. Adım gibi biliyorum ki sizin üzerinizde benim hiçbir hakkım yok var ise annemin sütü gibi helal olsun. Ama sizin bizim üzerimizde çok hakkınız var. Lütfen haklarınızı helal ediniz. Ben bu güzide hatıranızı ebediyen canlı bir meşale olarak her daim hayatımda kaim eyleyeceğim inşallah.

Cümlenize ferden ferda, teker teker veda ediyorum. Sizleri ömür boyu unutmayacağım, Bilecik’i zaten unutma imkanım yoktur. Geçen sene Bilecik’e, Bilecikliler’e armağan ettiğim acizane mütevazi bir beytimle tekrar veda etmek istiyorum. Demiştim ki ‘Yarab! Bilecik’imize, Bileciklilere kerem badı küşat eyle. Yarab Bilecik’i ve Bileciklileri iki alemde şad eyle.’ Daha anlaşılır ifadeyle Yarab! Bilecik’e Bileciklilere ihsan kapılarını aç, nimetlerini saç. Bilecik’i ve Bileciklileri dünya ve ahrette mesut eyle yarabbi. Cümlenize veda ediyorum, Allah’a ısmarladık diyorum.”

Konuşmanın ardından katılımcılar Müftü Taş’la vedalaştılar. ZEYNEP KILBAHRİ



Bir Cevap Yaz Zengin İptal

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Yorum

  1. Unutulmayacak gece – Müftümüzün gecesi kendisi gibi çaplıydı. Emeği geçenleri kutluyorum

    Cevapla
  2. Unutulmayacak bir veda ve bir ilk. – Müftümüzün unutulmayacak vedası. Bileciğe şeref veren tarihte bir ilk Diyanet Başkanı.Bilecikte sanki Osmanlı ruhu canlandı.

    Cevapla