NAMAZ

 

Semavi dinler; insanlar içindir. Onun huzuru, mutluluğu, temizlenmesi, korunması, birbirini sevmesi, sulh içinde hayatını idame ettirmesi içindir. Yani Allah için yaptığımız herhangi bir şey yoktur. Yapmış olduğumuz her şey kendimiz içindir.

Bütün dinlerde namaz ilk emir ve dinin emirleri de insanlar için olduğuna göre bizim için anlatılandan, yazılandan, okunandan, tefekkür edebildiğimizden çok daha ödemlidir namaz. Peygamberimiz s.a.v. “Namaz müminin miracıdır.” buyururlar. Namazla mümini Allah huzuruna kabul eder. Büyük makamlara kabul edildiğimiz, önemli devlet adamları ile görüştüğümüz zamanları hep övünerek anlatmışızdır. İşte namaz en yüce makama kabul, kulun miracı ve yaratanı ile görüşmesidir.

Namaz ibadetin özü ve toplamıdır. İnsanı kötülüklerden, hayâsızlıktan alıkoyar. İnsanlar için şahadetten sonra gelen en önemli ibadettir. Huzur ve sükûn kaynağı, sabır eğitimidir. Toplumda birliği, beraberliği, yardımlaşmayı sağlar.

Kur’an’da ve sünnette namazının düzgün olması halinde insanın kurtulacağı müjdesi verilmiştir. Acaba hangimizin namazı düzgün çıkacak ve hangimiz kurtulacağız?

Halife Harun Reşit, kardeşi Behlül Dana’ya cami cemaatini akşam namazından sonra iftara davet etme görevi verir. Behlül saraya iki kişi ile gelince koskoca camide iki kişi mi vardı diye sorar Harun Reşit. Behlül namaz çıkışı cemaate imamın hangi sureleri okuduğunu sordum. Bilen iki kişiyi de ziyafete davet ettim, saraya getirdim cevabını verir.

Hazreti Ali ok ile yaralanır. Günümüzdeki gibi narkoz yoktur. Acıya dayanamaz. Namaz vakti yaklaştı. Ben namaza durayım siz oku çıkarın der. Gerçekten de namaza durduktan sonra Hazreti Ali’nin haberi bile olmadan ok çıkartılır.

Zeynel Abidin Hazretleri abdest için kalktığında sararıp solar, namaza başlayacağı zaman ayakları titrerdi. Sebebini soranlara “Kimin huzuruna çıkacağımdan haberiniz yok mu” diye cevap verirdi. Bir gün namazda iken evinde yangın çıktı da bundan haberi bile olmadı. “Evin yandığı halde sana bunu fark ettirmeyen şey nedir” sorusuna cevabı insanları bekleyen ahiret yangını dünyadaki bu küçük yangını hissettirmedi olmuştur.

Yorgunluk uykusuzluk, meşguliyet, soğuk, nefsin aldatması sebepleri ile namazdan zevk almasa da, her şeyi bırakıp sırf Allah emretti diye kılınan namaz.

Şüphesiz bu namazların hepsi Allah katında değerlidir ve kıymetlidir. Böyle kılınan namazların ücretlerini de hem bu dünyada hem de öbür dünyada verecektir Allah.

Zaman ve mekân kodları vardır. Bunu iyi yapıp uygulamak kurtuluş reçetemizdir. Atalarımız bu kodlamayı iyi yapıp uygulamışlardır. Şöyle ki; ne zaman sorusuna: Öğle namazından önce, ikindi sonu, akşam namazından sonra vb. cevaplar vererek günün yirmi dört saat dilimini namaza göre kodlamışlardır. Mekân olarak adres sorulduğundan caminin iki sokak aşağısında, caminin kıblesinde, sağında, solunda vb. cevaplar vererek yerleşim yerlerinin tamamını camilere göre kodlamışlardır. Aynı şekilde camiye yakın olan evler daha kıymetli olmuş, camiden uzaklaştıkça fiyat düşmüştür. Yine baban nerede vb. soruya: Babam, camiye hazırlanıyor, camiye gidiyor, camide, camiden geliyor, camiden geldi şeklinde cevaplar verilmiş hem zamana hem de mekâna cami ve namaz kodlanmıştır. Bu kodlamalar sayesinde atalarımız namazı, camiyi zamanda ve mekânda hâkim kılmış, bunun için bu dünyada nimetini görmüş öbür âlemde de kat kat görecektir inşallah.

Hülasa namaz Nuh’un gemisi gibidir. Nuh’un gemisi kendisine sığınanları kurtarmış, taşıdığı emaneti sağ salim Cûdî’ye indirmiştir. Kılmış olduğumuz namazlar da bizim gemimiz olacak, hem bu dünyada hem de öbür âlemde kurtuluşumuz olacaktır inşallah. Allah hepimizi namaz kılanlardan ve namazlarıyla kurtulanlardan eylesin.

 

Ali DİMLİOĞLU

İl Müftülüğü Şube Müdürü 



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir