2010 yılının sonuna gelmek üzereyiz. Birkaç gün sonra 2011 yılına gireceğiz. Bir ay boyunca eski yılın neler getirip, neler götürdüğünü gazetelerde ve televizyonlarda anlatıp duracağız. Ticari kuruluşlar yeni yılın gelişini gösteren yazılar ve resimlerle işyerlerinin camlarını süslemeye başladılar. Yeni yıl kutlamaları ile ilgili reklamlar veriliyor. Okullarımızda yeni yıl kutlamaları için öğrencilerden para toplanmaya başlandı. Yılbaşı gecesine mahsus olmak üzere içkili araç kullanan kişilere evlerine kazasız belasız gidebilmeleri için yardımcı olunuyor. Maalesef yılbaşı kutlamalarına aklı başında görünen, sağduyulu insanlar da ön ayak oluyorlar.
Yılbaşı bilhassa Noel bizlerin yapısına uymamaktadır. Yılbaşının duvara asılmış veya masaya konulmuş bir takvimin günleri hatırlatmasından başka bir özelliği yoktur. Milletler, dini esaslara bağlılıkla ve milli duyguların korumakla ayakta kalmışlardır. İslami bağları gevşeyen, milli olgularını inkâr eden milletler ise taklitçisi olduğu topluluğun tabisi haline gelirler.
Noel ve Yılbaşı kutlamalarını tasvip ve tasdik etmeyişimizin sebeplerini açıklamaya çalışınca, İslami ölçülere uymak için çaba sarf eden, dinini yaşamaya çalışan insanlarımız yılbaşı gecesini kutlamaktan vazgeçeceklerdir.
Noel ve yılbaşı gayri Müslimlerin küf ve küfre kokan bir adeti olduğu için,
İnsanlığın en azılı düşmanı olan içki ve fuhşu teşvik ettiği için,
Yeşeren fidanların katliamına yol açtığı için,
Müminin imanına zıt, Türk Milletinin töresine aykırı olduğu için,
İnsanı mümtaz vasıflardan soyup, hakkın ve halkın nazarında küçük düşürdüğü için,
İçkinin kontrolü altına giren insana içgüdüsünün kontrolünü kaybettirdiği ve herkesin gözü önünde her çeşit bayağılığı işlettirdiği için karşıyım.
Cenab-ı Hak tüm insanlara inandığı gibi yaşamayı, yaşadığı gibi inanmayı nasip etsin.
