• İmsak 00:00
  • Güneş 00:00
  • Öğle 00:00
  • İkindi 00:00
  • Akşam 00:00
  • Yatsı 00:00
  • İFTARA KALAN SÜRE 00:00:00
İMSAKİYE 2024 - Bilecik

ÖĞRENCİLERİNDEN REKTÖR HOCAYA VEDA PROGRAMI “ÖYLE BİR GEÇER ZAMAN Kİ”

Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi’nin kurucu rektörü Prof.Dr. Azmi Özcan’a veda etmek amacıyla hazırlanan söyleşide duygusal anlar yaşandı. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesindeki  8 yıllık görevinin son dersinde Öğrencilerine hayat dersi verdi. 

Öğrencilerinin hazırladığı “Bugüne kadar olan anılar” isimli slâyt gösterisinin ardından kürsüde konuşan Rektör Özcan, Bilecik Şeyh Edebali Üniversite’sinde yaşadığı anılarla beraber öğrencilerine asla unutamayacakları bir konuşma yaptı.

Prof.Dr.Azmi Özcan’ın yaptığı konuşma şu şekilde;

Ve bir gün Bilecik'e geldim .

Allah kulunu severse, İnsanları da sevdirir diye söz okumuştum bir yerde. Bizim bütün varlık gayemiz de bu aslında. Bütün yolculuğumuzun gayesi de bu, yapabildiğimiz her şeyin.

Bir hocamdan emanet almıştım iki şeye dikkat edeceksiniz hayatınızda diye, yapabildiğiniz her şey de başkalarının hakkını gasp ediyor musunuz ona bakacaksınız birde yüce yaratıcının rızası var mı ona bakacaksınız yani anı doğru yaşayacaksınız. Ben de pek çoğunuz gibi bu Ülkenin bana verdiği imkânlar ile bu milletin bana verdiği burslar ile okudum. Çok büyük lütuflara mazhar oldum, Dünya'nın her yerini dolaştım. Öğrendim, araştırdım, çalıştım, çabaladım ve bir gün bana Bilecik'te sana böyle bir sorumluluk bekliyor dediler hiç aklımda ve hayalimde yoktu. Sadece 30 senedir buradan sabaha karşı geçer, bu coğrafyada bizim onurumuzun, varlığımızın, haysiyetimizin en büyük hissedarı olan bu topraklar niye böyle mahzun diye o şafak alaca karanlığında içten içe dert ederdim ve bir gün Bilecik'e geldim. 

Etrafımızdaki 2 milyon Suriyeli neyin bedelini ödüyorlar?

Burada bulunduğum an'dan itibaren hem öğrencilerim itibari ile hem Üniversitemiz de çalışanlarımız, her kademedeki arkadaşlarımız itibari ile hem Bilecikliler itibari ile zannediyorum. Ülke tarihinin hiçbir yerinde böyle bir heyecan birleşmesi olmadı. Bir kişi bile eteğimizden çekmedi bizim, herkes destek oldu. Çünkü bizler, Vicdan sahibiyiz. Vicdan iyi ile kötüyü ayırt etme özelliğine sahip, vicdan dürüstlükle samimiyetle hesaplılığı ayırt etme özelliğine sahip. Biz burada hiç hesap yapmadık, dedik ki bir hikâye yazalım bu hikâyenin kahramanları da öğrencilerimiz olsun. Size sizlerin nasıl bir dünyada yaşamanızı arzu ediyorsanız öyle bir Dünya kurmaya çalıştık. Bizim çocuklarımız dünya'nın en güzel mekânlarına layıktır, En güzel kütüphanesine sahiptir dedik. Çünkü biz bu dünyayı sizlere bırakacağız ve çocuklarımızın huzur, sevgi ve barış dolu bir dünyada yaşamasını arzu ediyorsak onu kurmaya çalıştık. Sizde kendi çocuklarınız için aynı sorumluluğu hissedeceksiniz.  Gezdiğim, gördüğüm ve dolaştığım coğrafyalar da etimden kemiğimden dolayı değil sadece beni diğerlerinden farklı kılan değerlerimden dolayı hırpalandığım, örselendiğim sahneler oldu. Mesela bir gümrükten geçiyorsunuz 40 kişi yolcu var içlerinden sadece sizi seçiyorlar saatlerce sorgu odasında sadece Türk ve Müslüman olduğunuz için size işkence ediyorlar, yoksa sizi tanımıyorlar ama değerlerinizden dolayı ve ozaman anlıyorsunuz ki sizinle aynı değerlere sahip insanlar tam 300 yıldır bu dünyada bir zamanlar dünyanın efendisi iken örseleniyor ve hırpalanıyor.  Etrafımızdaki 2 milyon Suriyeli neyin bedelini ödüyorlar? sadece kimliklerinin, sahip oldukları değerlerin. Biz bozgun nesliyiz, bozgun da daha iyi bir dünya kurabilmenin planları ile sorumluyuz, onu yapmak zorundayız. Bizler öğretmenleriz, sizlerin torunlarınızın torunlarına onurla yaşayabilecekleri bir Dünya inşa etmek için bu görevdeyiz ve ben bu görevi bugün itibari ile ya da yarın itibari ile buradaki arkadaşlarıma ve sizlere emanet edeceğim.

Saraylarda yaşasak da kurtulamayız. Çünkü biz birbirimiz ile hesaba çekileceğiz.

Onur, haysiyet, şeref bunların ne olduğunu hocalarım sizlere anlatır, sizde biliyorsunuz zaten. Yaşadığınız çağ dan dan sorumlusunuz, yaşadığınız an'dan sorumlusunuz. Yaşadığınız mekân’dan sorumlusunuz, hepimiz birbirimizden sorumluyuz. -Ben onun için her fırsatta size söylüyorum burada bulunan 18 bin öğrenciden bir tanesi aç uyuyor ise hiçbirimiz bu sorumluluktan kurtulamayız. Bir tanesi ihtiyaç yüzünden ders kitabını alamıyor ise hiçbirimiz bu sorumluluktan kurtulamayız. Saraylarda yaşasak da kurtulamayız. Çünkü biz birbirimiz ile hesaba çekileceğiz. Niye onları arayıp bulmadık diye, Niye onların derdini görmedik diye, Devlet ve millet bize güç vermiyor, Devlet ve millet bize daha iyi şeyler yapalım diye imkân veriyor. Siz bu imkânlar ile insanlara daha iyi şeyler yapmakla görevlisiniz yoksa insanlar bana saygı duysun, selam dursun diye değil. Aranızda müdür olacaklar, Amir olacaklar, Kaymakam olacaklar sakın ha böyle bir ateşe talip olmayın. Bu imkânı gerektiği gibi kullanabildiğinizle hesaba çekileceksiniz sadece yaptıklarınız ile değil imkânınız olduğu halde yapamadıklarınız ile de hesaba çekileceksiniz. Hiç kimse çekmese dahi Tarih sizi hesaba çekecek ve o sizi yargılayacak. Hiç kimse sizi hesaba çekmese bile toplumu paylaştığınız cemaat sizi musalla taşında yargılayacak. İnsanlar var ardından şöyle bir mısra düşünmüş; "Ne kendi etti rahat, ne kimseye verdi huzur, yok oldu gitti dayansın ehli kesik". İnsanlar var ardından hayır duaları okunur. Ben bu duyguyu yaşadım, biliyorum.

Yaşadığım hayattan özetliyorum.

Şunu unutmayın biz bize sağlanan imkânlar ile sizin için en güzelini tasarlamaya, yapmaya gayret ettik. Adımız hıdır elimizden gelen budur ama galiba zamana karşı yarışta çokta gerilerde değiliz. Çok daha ilerilerde olabilirdik. Her şeyimiz, hatamız dahi size olan sevgimiz ile alakalı olan bir şey. Sizlerin her biri bize Allah'ın, Devlet'in ve milletin emanetisiniz ve sizlerin daha iyi yetişmesi bizim için kendi öz biyolojik çocuklarımızın yetişmesinden daha öncelikli. Sizler için bütün imkânları hazırlamak için gayret edeceğiz. Ben burada olayım ya da olmayayım buradaki hukukuma bağlı olarak benden sonra aranızda herhangi birisinin maddi ve manevi bana ihtiyacı olursa benim dostlarım burada doğrudan onlar aracılığı ile benimle iletişim kurun. Biz bir şekilde bunun yolunu, formülünü ve çözümünü buluruz ama sizin onurunuz rencide olmasın. Siz kimseden herhangi bir şey talep etmeyin biz edelim. Sizi güvenli yetiştirelim ve sizden sonra gelen nesille bu değerleri aktaralım. Hayat ancak böyle icra edilebiliyor. Unutmayın, mutlu olmak istiyorsanız her istediğinizi elde etmenize bağlı bir süreç değil, hayatı paylaştığınız arkadaşlarınızın, dostlarınızın ve toplumun gözlerindeki tebessüme bağlı bir süreç. O tebessümü hissederseniz sizde mutlu olursunuz. Onun için paylaşın, hatta o kadar paylaşın ki hayatta neye çok sahip olmak istiyorsanız onu dağıtın. Dağıttıkça daha çok çoğalacağını, verdikçe daha çok geleceğini göreceksiniz, kuyudan daha çok su çektikçe suyun çoğalacağını göreceksiniz. Sevgiyi paylaştıkça, arkadaşım benden daha layık, daha ihtiyaç sahibi, daha öncelikli, dediğiniz zaman bir el ondan önce sizi bulacak ve sizin ihtiyacınızı giderecek. Bütün bunları kitaplardan size okumuyorum, yaşadığım hayattan özetliyorum.

Karanlıkta tutunacak olduğunuz bir dalın olduğunu bilin.

Yunus der ki; Hoca, istersen var bin hacca. Hepsinden iyice, bir gönüle girmektir." Tüm yolculuğun gayesi bir gönülle girmekse, insanları kırarak, dökerek, bağırarak, çağırarak, azarlayarak gönüllere girmek mümkün müdür. İyi bir hedefiniz varsa, tarzınızın da iyi olması lazım. onun için bu tarz, esastan önce gelir. Allah iki cihanda bahtınızı aziz eylesin, dara düştüğünüz her zaman beni ve arkadaşlarımı arayabilirsiniz. Karanlıkta tutunacak olduğunuz bir dalın olduğunu bilin, bataklıkta sizi çekip kurtaracak bir elin olduğunu bilin ki sizde daha sonra o el olun ve biz insanların onurla yaşayabileceği, kimsenin kimliği ve kişiliğinden dolayı, düşünceleri, inançlarından dolayı, tercihlerinden ve hayat tarzlarından dolayı örselenmediği, dışlanmadığı, İnsan olduğu için saygı duyulduğu bir dünyayı hep birlikte inşa edelim. Eğer böyle bir dünya inşa edilecekse, bu dünya bize gökten gelmeyecek, biz yapacağız arkadaşlar ve istersek de yapabileceğimizi bilin. 30 haneli bir köyden çıkmış hocanız olarak Allah, Tarih ve Devlet benim şahsıma böyle bir imkân tanıdıysa sizler hazır olursanız sizlere neler verebileceğini hayal bile edemezsiniz ve belki de içinizden birisi dünyanın kötü gidişine gider, yaşlı gözleri siler, yetimlerin başını okşar ve bu dünya yolculuğunu güzellikle tamamlama fırsatınız olur. Hepiniz ailelerinize selam söyleyin, bana hakkınızı helal edin, Benim hakkım sizlere helal olsun. Kusurlarımız elbette oldu, mesela sarı çizginin içinde sigara içirtmedim size ama bilin ki 7/24 sizi seven ve düşünen bir kadronun içinde ülkemizin en güvenli kampüsünü inşa etmeye çalıştık. Her tarafı açık ama burada güvenle dolaştınız. Hakkınızı helal edin…” 


Reklam
Mustafa Cilali


E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 27 Aralık 2015, 00:00

    Selamlar sevgiler saygılar sunuyorum – Değerli Rektör hocamız sayın profesör D.r azmi Özcan Bilecik Şeyh Edebali Üniversitemiziniz de büyük katkıları oldu sözünde nasıl biri ise Özünde öyle bir insandır. çok bilgili çok düşünceli ve milleti vatani için fedakar azimli gayretli bir bilim adamı Allaha ondan razı olsun hocammızin hakkı bize geçmiştir , ama bizim geçmemistir böyle bir şey olmuşsada helal olsun hürmetle selamliyorun .

    Cevapla