ÖĞRETMEN KUTSALLIĞI

Neslin yetişmesinde iki hayati müessese vardır. Önemi itibariyle birbirlerine tercih edilmez. Birinci; temel olan mayanın çalındığı Ailedir. Çocuğun şuuraltı müktesebatının oluştuğu, kişilik karakterinin temel ve modeli olan yuvadan kopyalanmaktadır. İkincisi de marifet yuvalarının mimari irfan ordusu olan fedakâr öğretmenlerle mümkündür.

Öğretmen; geçmişim öğreticisi ve geleceğin kurucusudur. Nereden geldiğini bilmeyen nereye gideceğini de bilemez. Geçmişine saygılı olmayanı Allah(c.c) iflah etmez. Nesle geçmişin zenginliğini aktarma ecdadımıza karşı bir vefa borcu olmakla birlikte tarihimize vakıf olan neslinde ufkunu açacaktır.

Mustafa Kemal Atatürk’ün ifadelerinde “Bir Milletin iki ordusu vardır. İki ordudan birincisine, vatanı çiğnemeye gelen düşman karşısında kan akıtan birinci orduya, bütün dünya bilir ve bütün dünya şahit oldu ki, pek mükemmel olarak sahibiz. İkincisi irfan ordusudur. Bu ikinci ordu olmadan birinci ordunun kazançları ölüdür.

Toplumu da nesli de şekillendiren, eğiten, ıslah eden ,  kendini mesleğine adamış sorumluluğun bilincinde olan heyecan dolu muallimlerdir.

Öğretmenliğin kutsallığı; insanlığın babası Hz. Adem (a.s) dünyaya ayak basarken Peygamberlik mesleği ile yani insanlığa hak ve hakikati duyurma görevi ile teşrif etmiştir.

Bizim baba mesleğimiz olan; Ahlakı, erdemi, fazileti anlatma ve yaşama Öğretmenlerin aslı vazifesi olmuştur.

Öğretmen neslin topluma kazandırılmasında beyin fakültelerini  ilimle, irfanla donatmalıdır. Ayrıca gönül dünyasına istikamet verme ve ruhu hayatında kıyametlerin kopmaması için manevi beslenmeyi de sağlayacaktır.

Herkesin bir hayat öğreticisi vardır. Bizler rengimizi kokumuzu hayata bakışımızı öğretmenlerimizin faziletine göre almışızdır.

Öğretmenler neslin fikir işçileridir. Eşya ve hadisleri doğru okuma, hayatı doğru okuyup yaratılış gayesine uygun doğru yaşamak gerçek derinliğiyle talim ve terbiyede bulunan öğretmenlerimize borçluyuz.

Bizi biz yapan değerlerimiz değerlerine bağlı muallimlerimize emanet. Aksi düşünmek bile insana hafakanlar basıyor. Geleceğimizi karartma neslin hayatlarını karatma herhalde ark niyetin eseri olsa gerek.

Bilginin ilme dönüşü neslin bildiklerini hayatlarına yansıtmakla olacaktır. Yani öğretmen sadece öğreten değil aynı zamanda nesli eğiten hayatına davranışlarına olumlu anlamda katkı sağlayandır.

Toplumun en masum, saf, duru, ön yargısız ve gizli ajandaları olmayan kesimi olan çocuklar öğretmenlerin sermayeleridir. Bu yönüyle en seçkin meslek öğretmenliktir. Çünkü polisler arsız, hırsız, ahlaksız toplumun asalakları ile meşguller. Doktorlar toplumun hasta kısmıyla ilgilenirken eğitimin muhatapları çok özel. Özele özel ilgi özel olmalı.

Türkiye’nin dünya devletleri arasında muvazene unsuru haline gelebilmesi için neslin eğitimi, ilimle irfanla donatılması çağın gereğini öğretmekle olacaktır.

Taşa şekil vermek, metale şekil vermek , ahşaba şekil vermek veya uzaya çıkıp deniz altından yollar yapmak yada dağları hallaç edip değiştirmek kolaydır. Ancak insan öyle değil.Duygusu, düşüncesi, vicdanı, ruhi yapısı dolayısıyla her insan değişik bir âlemdir. İnsana şekil vermek işini ehli, işine sevdalı mahir eller olan öğretmeninin işidir.

Bütün bunlardan dolayı insanlık öğretmenlere çok şey borçludur. Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum diyen Hz. Ali bilerek hissederek söylemiştir. El  hak doğru söylemiş.

Aydın OSMANOĞLU

 



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir