• İmsak 00:00
  • Güneş 00:00
  • Öğle 00:00
  • İkindi 00:00
  • Akşam 00:00
  • Yatsı 00:00
  • İFTARA KALAN SÜRE 00:00:00
İMSAKİYE 2024 - Bilecik

“Okumaya Zamanım Var”

 

Gecede Asım Yıldırım, okuduğu şiir ve hikayelerle katılımcılara güzel bir akşam yaşattı. Öğrencilere yaşam ve eğitim konusunda da tavsiyelerde bulunan Yıldırım gençlere içinde bulundukları zamanın kıymetini bilmeleri gerektiğini söyledi.

                Gecenin açılış konuşmasını yapan Öğrenci Konseyi Başkanı Sezai Büyükkal, “Okumaya Zamanım Var” isimli bir proje gerçekleştirdiklerini söyledi. Bu kapsamda böyle bir organizasyon yapıldığını belirtti. Büyükkal, “Üniversitemiz yeni kurulmuş ve hızla gelişen bir üniversite. İnanıyorum ki kısa bir süre sonra üniversitemiz çevre illerdeki üniversitelerle boy ölçüşebilecek duruma gelecek. Bizler konsey olarak bunun için elimizden geleni yapacağız. Üniversitenin zihindeki algısıyla fiiliyattaki eylemdeki algısını bir tutmak istiyoruz. Yani zihinlerimizdeki üniversiteler neyse eylemlerimizdeki üniversite biçiminin de o tarzda olmasını istiyoruz. Biz üniversite konseyi olarak bundan sonra tüm faaliyetlerimizi okumaya yönelik ve benzeri şekilde yapacağız.” dedi.

                Büyükkal’ın konuşmasının ardından Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Halim Demiryürek, okumanın değeri ve önemi ile ilgili bir konuşma yaptı. Okumanın kişinin kendisini okuyabilmesi olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Demiryürek şöyle konuştu:

“Okumak, her şeyden önce bir başlangıçtır”

“Okumak çok idafi bir kavram, çok geniş bir kavram. Nereden başlayacağınızı kesinlikle bilmeniz mümkün değil. Okumak bir başlangıç her şeyden önce. Bir emir ve bir erdemdir. Okumanın çok farklı alanları bulunmaktadır. Her şeyden önce okumak kişinin kendisini okuyabilmesidir. Var oluşunu, ana rahminden bu dünyaya kadar ki serencamını okuyabilmesidir. Mevlana’nın mesnevisinde dinle ibaresi ile başlayan serencamını anlayabilmektir. Okumak kendini idrak edebilmektir, görebilmektir. Okumak kabiliyetlerini ve zaafını müdrik olabilmektir. Aczinin farkına varabilmektir okumak. Aynı zamanda okumak, kainatı, evreni ve dünyayı okuyabilmektir. Güneşin doğuşunu ve batışını, ayın fevkalade yapısını, kesin dağların müstesna nakışının ifade ettiği anlamı anlayabilmektir okumak.

‘Kitap bilgi demektir, bilgi güç demektir’

Okumak aynı zamanda bir kitabı okuyabilmektir. Kitap demek bilgi demektir. Bilgi güç demektir. Güçse efendilik anlamına gelmektedir. Dünyayı yöneten kalem, mürekkep ve kağıttır aynı zamanda. Dünya kitap üzerine kurulmuştur aynı vakitte.

‘Okumak bir devadır, anlamak ise bir şifadır’

7 iklime, 3 kıtaya, 6 asır adaletle hükmetmiş bir milletin evlatlarıydık. Osmanlı Devleti’nin bu gücü elbette ki bilgisinden ve biliminden kaynaklanmaktaydı. Şimdi ki Amerika Birleşik Devletleri gibi. İlme ve ilmin adamına layıkıyla muamele eden bir devlet tablosu vardı karşımızda ve bu devletin en büyük otoritesi olan padişahlarda aynı zamanda ilmin ve bilginin kıymetini takdir eden insanlardı ve kendileri de son derece donanımlı ve bilgili insanlardı. Bu bağlamda Fatih Sultan Mehmet’ten bir örnek vermek istiyorum.

Fatih der ki; “İnsanlar benim huzuruma çıkarken tir tir titrerler, dünyanın en güçlü hükümdarı olduğum için ama ben de ne zaman ki hocam Akşemseddin’in huzuruna çıkacak olsam ellerim ve ayaklarım tir tir titrer.” Fatih’in titremesi karşısındaki insanın biyolojik ya da fiziki gücüyle alakalı değildi. Fatih’in titremesi ilmin büyüklüğü, izzeti ve şerefi karşısındaydı. Yavuz Sultan Selim’de de aynı şeyi görmemiz mümkündü. Yavuz Sultan Selim günde 8 saat kitap okuyan birisiydi. Mısır’a giderken 3 katır yükü kitapla gitmişti. Gideceği yerin hakkında malumatı hakkında haiz olabilmek için bu kitapları okumaktaydı. Yavuz Sultan Selim hocasının atının ayağından sıçrayan çamur parçacığını hayatının en kutsalları arasına yerleştirmişti. Görüldüğü üzere okumak büyüklük demekti. Okumak güç demekti. Okumak hayatı anlamak demekti. Okumak bir devadır, anlamak ise bir şifadır. Kendimizi, kainatı ve kitapları okuyup anlamak dileğiyle.”

“İdeali eksik olan insanlar gününü hakkını vererek yaşayamaz”

                Konuşmaların ardından okuduğu şiir ve hikayeler ile dinleyicilere keyifli bir gece yaşatan Asım Yıldırım sahne aldı. Yıldırım, gençlere içinde bulundukları zamanın kıymetini bilmeleri gerektiğini söyledi. Gençleri dünyaya bağlayan asıl şeyin idealleri ve hayalleri olduğunu belirten Yıldırım, ideali belli olan insanların atmaları gereken adımları belirlemiş olan insanlar olduğunu söyledi. Yıldırım, genç neslin en büyük eksikliklerinden birinin de ideal eksikliği olduğuna değindi ve ideali eksik olan insanların gününü hakkını vererek yaşayabilmesinin mümkün olmadığını söyledi. Gecenin sonunda Yıldırım, kitaplarını imzaladı. ZEYNEP KILBAHRİ


Reklam
Mustafa Cilali


E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir