“Organ naklinin önündeki en büyük engel yanlış inançlar”

Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi ve Bilecik il Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği’nin ortak paylaşımda yapılan, organ bağışının önemi hakkındaki panelde konuşan Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Azmi Özcan, konuyla alakalı olarak işin sağlık boyutundan çok halkın hurafelerle olan yakın ilgisi olduğunu belirterek ifadelerinin devamında şu sözleri kaydetti:

“Bu konuda da kendi kendimizi bir şekilde aydınlatabilirsek, önümüzdeki günlerde kelimenin tam anlamıyla hayati olan bu konuda mesafe alırız. İnsanlığa yapılabilecek en büyük hizmetlerden bir tanesi onun canını, hayatını koruma yönünde atılacak adımlar. Bu projeyi uygulayan, Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği, Sağlık Bakanlığımıza, Sağlık Bakanlığımızın ilimizdeki temsilcilerine şükranlarımızı ifade ediyorum”

“Bilecik’te 141 hasta haftanın 3 günü diyaliz cihazlarına bağlı olarak yaşıyor”

İl Sağlık Müdürü Dr.Yasin Yılmaz da konuşmasında şu ifadelerde bulundu:

“ Organ bağışı naklinin yaygınlaştırılması, bu bilincin yeterince gelişmesini sağlamak, farkındalık yaratmak amacıyla Sağlık Bakanlığımıza bağlı tesisleri çeşitli etkinlikler gerçekleştirmektedir. Tedavisi sadece organ ve doku nakli ile olan hastalarımızın sayısı, dünyada olduğu gibi ülkemizde de her geçen gün artmaktadır. Ancak organ bağışı açısından hem canlı hem de kadavra üzerinde yeterli sayıda bağışçı temin edilememektedir. İlimiz genelinde 141 hasta haftanın 3 günü diyaliz cihazlarına bağlı olarak yaşamlarını devam ettiriyorlar. Bu durum, hem hastalarımız hem de yakınları için son derece zorlu bir yaşam şekli olarak karşımızda durmaktadır.  Sağlıklı insanlar olarak bizler bu durumu göz ardı edemeyiz. Şifa bekleyen bu hastalarımıza empatiyle yaklaştığımızda organ bağışı yapmanın ne kadar ulvi bir duygu olduğunun elbette ki farkında olacağız. Herkese sağlıklı günler dileriz ama unutmayalım ki bizler de bu hastalar ile beraber organ nakli olabilme umudu içerisinde kalan ömrümüzü tamamlayabiliriz. Bir insanı yaşatmak, insanlığı yaşatmakla eş değer olduğunu unutmamamız gerekiyor.”

Konuşmaların ardından Rektör Prof. Dr. Azmi Özcan tarafından Sağlık Bakanlığı i Genel Sekreterliği Genel Müdür Yardımcısı’na bir anı tabağı takdim edildi.

“Nakilden sonra bana 2. Bir hayat sunulmuş oldu”

Panelde, organ nakliyle yaşamlarını devam ettiren Merve Temel ve Berrin Oktay’da organ nakli sürecinin çok zorlu bir süreç halinde ilerlediğini, sosyal ve fiziki açıdan çok zorluk çektiklerini ifade ettiler. Naklin gerçekleşmesinin ardından hayatına geri dönebilme şansı elde ettiğini belirten Merve Temel, “Nakilden sonra bana 2. Bir hayat sunulmuş oldu. Yarım kalan her şeye devam edebilme şansı buldum. Bütün emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum.”dedi.

Bursa Organ Nakli Bölge Koordinasyon Merkezi Hekimi Dr. Yavuz Selim Çınar, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Organ Nakli Merkezi Müdürü Prof.Dr. Ekrem Kaya, Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Uz. Dr. Arif Kapuağası tarafından verilen panelde konuşan Kapuağası ülkemizin organ nakli konusunda şu ifadelerde bulundu:

“ Ülkemiz, organ nakli konusunda gerek mevzuat altyapısı konusunda, gerekse bu alanda koordinasyon ve alanda çalışan hocalarımız, koordinatörlerimiz ve sağlık ekibimiz arasında, yetişmiş sağlık personeli konusunda gerekse çok iyi bir veri sistemimizin ve bilgi iletişim sistemimizin oluşturulması konusunda gerekse uçak, helikopter, ambulans gibi bu koordinasyonun sağlanması konusunda gerçekten Avrupa, Amerika gibi ülkelerle baş edebilecek ve onlarla yarışabilecek bir durumdayız. Birçok konuda da onları geçmiş durumdayız.

Organ naklini en çok böbrek hastaları bekliyor

Bizim şu anda sistemimize kayıtlı toplam 24 bin 168 hasta var. Liste başını böbrek nakli oluşturuyor. 21 bin 300’e yakın böbrek hastamız var. 2.sırada da Karaciğer nakli var. Böbrek icabında diyalize girebiliyor fakat orada da maalesef hayat standardı çok düşüyor vatandaşlarımızın. Karaciğer, kalp gibi organlarda alternatif de yok. Bu hastalarımız ya organ bulacak, ya da maalesef hayatlarını kaybetmek zorunda kalacaklar.

“Dünyadaki organ nakillerinde ilk beş ülkeden biriyiz”

Avrupa, Amerika, Türkiye organ nakli konusunda gelişmiş ülkelerin en önde gelen ülkelerden biri olarak kabul ediliyor. 4 bin 300 tane çok başarılı nakiller yapılmış. Bizim nakillerimizin %75’i canlıdan, canlıyken organımızı veriyoruz ama ölümüzün organını vermiyoruz. Dünyadaki organ nakillerinde ilk beş ülkeden biriyiz.

“Canlıdan en fazla nakil yapan ülke Türkiye”

Karaciğer nakli baktığımızda yine geçen yıl itibariyle bin 200 nakil gerçekleştirildi ki bu gerçekten dünyada bu işi yapan ülkeler içerisinde yine ilk 5 sırada yer alabiliyor. Canlıdan en fazla nakil yapan ülke Türkiye’dir. Bizim aslı sorunumuz kadavradan nakli daha da artırabilirsek biz artık bu işi bitirmiş olacağız.

Kadavradan organ neden reddediliyor?

Sosyo kültürel, dini, vücut bütünlüğü gibi nedenlerin hepsini birleştirdiğiniz zaman yanlış inanışlar çıkıyor. Aile baskısı, toplumsal baskı gibi bir sürü yanlış inanışlar çıkıyor. Onun haricinde beyin ölümüne inanmama gibi nedenler var. Sağlık personeline tepki, organların kullanılamayacağı inancının etkisi gibi nedenler de var.

Listenin başında olan yanlış dini inançlar ile ilgili olarak, Organ bağışı haftasında Diyanet İşleri Başkanı’nın ‘ Organ bağışı candan cana giden en büyük sadakadır’ sözü var. Organ bağışı, diyanetimizin öne sürdüğü bazı kurallar çerçevesinde yapıldığı zaman bir canı kurtarmak bütün insanlığı kurtarmak gibidir diye kendisi de bunu net olarak söyledi. Bizim mevzuatımızdaki bütün kurallar toplumun dini ve sosyal hassasiyetlerini tamamen içeren kurallar, onun dışında hiçbir kural bulunmuyor.” BETÜL SÖNMEZER

 

 

 

 

 



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir