Özlenen İlkbahara Kavuşurken

 

Artık havalar ısınmaya, börtü böcekler canlanmaya, ağaç dalları yeşermeye başladı. Önümüzdeki günlerde ve aylarda meyveye duracaklar. Bu ilkbahar, geçmişte yaşadığımız ilkbaharlardan daha iyi ve daha güzel günler yaşamamıza vesile olacaktır diye düşünüyorum. Çünkü bu ilkbaharla birlikte kardeşliğimizin perçinlenmesi, vatanımızın ve milletimizin huzura kavuşması adına birçok adımlar atılmakta, atılmakta olan bu adımlar Milletçe yeni bir ilkbaharı yaşamaya başladığımızı bize haber vermektedir. Bu ilkbahar otuz yıldan beri canımızı yakan, huzurumuzu bozan, içeride ve dışarıda Türkiye'mize karşı hasmane emeller besleyen, fitne ve çıkar odaklarının besleyip, büyüttüğü terör belasından kurtulmamızın mevsimi olacaktır.
      Uzun yıllardan beri kan ve gözyaşıyla ıslanan bu topraklar, inşallah bundan sonra barışın, kardeşliğin ve huzurun Vatanı olacak, bu Vatanda artık analar, babalar ve bacılar ağıt yakıp ağlamayacak, eşler dul, çocuklar yetim kalmayacaktır. Dahası terörle mücadele için
harcanan Milli servette Milletin hayrına, kalıcı yatırımlara aktarılacaktır. Ülkemizin barış, kardeşlik ve huzur ortamına kavuşmasını, daha özgürlükçü ve daha güçlü olmasını hedefleyen başta Hükümetimizin ve diğer sivil toplum kuruluşlarının yapmakta olduğu bu özverili çalışmalar şüphesiz ki, Edirne'den, Kars'a,  Muğla'dan Hakkari'ye kadar bütün Milletimizin umutlarını yeşertmektedir.
      Ne var ki; ülkemizin kalkınmasından, ilerleyip gelişmesinden, Dünya ölçeğinde güçlü bir Devlet olmasından rahatsızlık duyan karanlık odaklar, uzun yıllardan beri Milletimizin yüreğini yakan ve
bağrını dağlayan bu terör ateşinin  sönmemesi için, ateşe benzin dökmenin yollarını arayacak, fitne-fesat üreterek halkın huzurunu bozabilmek adına bir takım kirli oyunları sahnelemek isteyeceklerdir.
    O nedenle birliğimizi, kardeşliğimizi ve huzura kavuşmamızı hazmedemeyen kötü niyetlilerin ellerine fırsat vermemek için, iki ilkbaharı bir arada yaşamakta olduğumuz bu günlerde Millet olarak
basiretli, dirayetli, metanetli, sağduyulu ve uyanık olmalıyız. Bizleri uzaktan kumanda ile yönlendirmek ve tahrik etmek isteyenlerin çatlak seslerine kulak asmamalı, yıllarca nice ocaklarımızı söndüren, yüreklerimizi yakan, kan ve gözyaşlarımızı oluk oluk akıtan bu terör ateşini el birliği ve Allah'ın yardımıyla söndürmeliyiz.
    Kan ve gözyaşından nemalanan ve belenenler Vatan topraklarımızın huzura  ve güvene kavuşmasından rahatsızlık duyabilir. Fakat bilinmelidir ki Milletimizin kahır ekseriyeti bu illetin bir an önce Vatanımızın bünyesinden sökülüp atılması noktasında hem fikirdir.
    Bizi kardeşlik ve huzur ortamına taşıyacak bu ilkbaharın sağlıklı geçmesi ve dikilmekte olan kardeşlik fidanlarının meyvelerini görüp tadabilmemiz için, elimizle, dilimizle ve gönlümüzle bu sürece
katkı sağlamalı ve destek olmalıyız. Pişirilmekte olan bu kardeşlik çorbasında bir tutam da benim tuzum olsun diyebilmeli, kanayan bu derin yaramızı sarmak için elimizdeki bütün imkanları seferber etmeli, eğer elimizden bir şey gelmiyorsa, o zaman dualarımızla katkıda bulunmalıyız. Şüphesiz ki kandan ve gözyaşından beslenenler kaybetmeye mahkumdur. Çünkü sermayesi zulüm olanların kazancı ancak hüsrandır. İnşallah neticede topyekun Millet kazanacak, Türkiye kazanacaktır. Vatanımızın ve Milletimizin kazanması, halkımızın mutlu ve huzurlu olması aklı başında ki herkesin dileği ve beklentisi olmalıdır.
      Yıllar yılı Vatanımıza ve Milletimize ağır külfetler yaşatan terör belası Türkiyemiz’in kalkınmasını, gelişmesini ve ilerlemesini engelleyen en büyük prangadır. Türkiyemizin ayağına dolanmış olan bu
prangayı el birliği ile söküp atmalıyız.
        Ülkemizin gelişip büyümesi, barış ve huzur ortamına erişmesi elbette ki Milletimizin hayrınadır. Büyüklerimizin söylediği ve kulaklarımıza küpe olması gereken şu güzel sözle nokta koymak
istiyorum.'' Barışın Kaybedeni, Savaşın ise kazananı olmaz.06.04.2013
Seleddin AYDIN
(Aydın Arzuhalci)



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir