Toplantıda kendi dönemiyle günümüzü kıyaslayan Bilecik Eski Belediye Başkanı Mehmet Seven, yaptığı konuşmada şunları aktardı:
Biz o günlerde başlattığımız hareketlerin belirli bir ivme ile yükseldiğini görüyoruz. Bizden sonraki arkadaşlarımızın çalışanı da oldu, çalışmayanı da oldu ama bugün güzel bir ivme ile bütün sorunlar hallolmaya çalışıyor. 83 yılında bizim karşılaştığımız olaylar ve imkansızlıklar şuan aşılmış durumda.
SEVEN: “BİLECİK BELLİ ŞEYLERİ AŞMIŞ DURUMDA”
Sanayicilerle olan diyoloğu güzel bir hale getirmek lazım. İlimizdeki üniversite bu işin daha iyi geliştirilmesi konusunda öncülük yapacaktır. Bence Bilecik’i hem sanayi hem de bir eğitim şehri yapma konusunda nelerin gerektiğinin tartışılması lazım.
Mesela artık yollar konusunda bir problem kalmadı. Bilecik konum itibariyle de çok güzel bir yerde. Büyük ve ciddi illerimizin ortak noktasında.
Sanayimiz buraya geldiğinde buradan 1,5 – 2 saat gibi bir sürede istediği gitmesi mümkün. Alt yapı artık dört dörtlük bir durumda. Demir ve kara yolu taşımacılığı var.
NİYE YABANCI SERMAYE YOK?
Mehmet Seven, kendisine yöneltilen ‘Bilecik’te neden rehau gibi yabancı sermayeli birçok firma barınmıyor’ sorusuna: “Başlatılan güzel çalışmaların belli bir ivmede götürülmesi lazım. Arada kopukluklar oldu” şeklinde yanıt verdi.
BİRÇOK FABRİKANIN SADECE TABELASI KALDI
Seven’den sonra konuşan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ahmet Özünlü şu cümleleri kurdu:
Bilecik’i coğrafi yapılarıyla ele aldığımızda, gelişmiş illerin arasında sıkışmış kalmış bir durumda. Mesafe olarak baktığımızda Bursa, Adapazarı, İstanbul veya Ankara’ya yakın mesafedeyiz. Ancak 1974’lü yıllarda verilen teşvik denetimsizdi. O teşviki alan Ankara’da kağıt üzerinde 90 civarında fabrika görünürken, ilimizde fabrika sayısı çok azdı ve onlar da sadece Bozüyük merkezliydi, orada kaldılar. Öbürleri de aldıkları parayı daha gelişmiş olan İzmit, Gebze, Adapazarı gibi yerlerde sanayiye yönlendirdiler. Burada sadece tabelaları kaldı.
TAM BİR OSB KONUMUNA GELDİK
1992’de muhtar OSB uygulaması başlattık. O yıllarda yapılan çalışmalar neticesinde sadece arıtma sistemimiz eksik kalmıştı. Onu da bu yaz tamamladık. Burası tam bir OSB konumuna geldi. Çalışmalar sürerken 2. OSB talebi doğdu. Özel İdare kendi bütçesinden bu OSB’leri kamulaştırdı. Yani arsaları kendi bütçesiyle aldı sanayiciye kendi sattı. Biz de toplamda 6 OSB’ye kavuştuk.
“SANAYİNİN S’SİNİ, TİCARETİN T’SİNİ BİLMİYORLAR”
Özel İdare kendi bütçesiyle aldığı arsaları sanayiciye kendi sattı ve yönetimi de şuan kendilerinde. Dolayısıyla ne kadar çalışsalar da sanayinin S’si ve ticaretin T’si ile çok ilgisi olmayan bir heyetleri oldu. Sonuç olarak Pazaryeri ve Osmaneli’nde sorun var. Bozüyük’ün çok az bir miktarı faaliyete geçti. Söğüt’te hiçbir hareket yok. 2. bölgemizde çok az bir parsel sayısı kaldı. Anlayacağınız üzere OSB’nin kanununa veya şartlarına uygun olmayan uygulamalar yapıldı.
“SON 5 YILDA SADECE 3 YATIRIMCI GELDİ”
Eskişehir tam düzenli bir OSB olmuş ve gelişme alanları var. Bizim gelişme alanlarımız yok. Burası 1.000.000 m2, 2. OSB 2,500.000 m2. Sonuç olarak bu alana sıkışıp kalıyoruz. Eskişehir sürekli yanlarına uzayarak büyüyor. Biz uzun yıllardır Eskişehir’in gördüğü gibi talep görmedik. Son beş yılda sadece 3 tane yatırımcı geldi.
“BİZE HAKSIZLIK YAPILDI”
Bizim milletvekilimizle bir tartışmamız oldu. Bana ‘çok heyecanlısın’ dedi. Ona dedik ki, “Teşvikler bekliyoruz. En azından Uşak, Afyon ve Kütahya’ya verirseniz bizi de onların arasında düşünmeniz lazım” ama bunları dememize rağmen bizi teşvik kapsamına aldıramadı. Bu bizim sanayicimize karşı bir haksızlık oldu.
Bu kadar ucuz olmamıza rağmen, coğrafi konumumuza rağmen ve şuanda çevre yolları yapılmasına rağmen beklediğimiz talebi daha göremedik. Sayın vekilim ‘Bak biz 6 yüz milyon dolarlık yollar yaptık’ dedi. Ben de ‘teşekkür ederim. Kütahya’ya ulaşım eskiden 1,5 saatti. Şimdi 45 dakikaya düştü. Sanayici de bana öpücük vererek ve el sallayarak Kütahya’ya gidecek. Oradaki desteklerden daha fazla yararlanacak” dedim. HASAN GÜNER
