Aydın OSMANOĞLU
Bir gurup seçkin ve değerli gönül dostları ile ülkemizin değerlerinden Urfa, Mardin ve Diyarbakır illerine tarihi ve manevi yolculuk için seyahate çıktık.
Âyet ve hadisler seyahate teşvik eder: Yeryüzünün dolaşılıp, geçmiş insanların bıraktıkları eserlere bakılarak ibret alınması, yaratılışın nasıl olduğunun görülmesi vs. pek çok âyet-i kerîmenin emridir. Tevbe 112'de "seyahat edenler, tövbe edenler, ibadet edenler, hamt edenler, rükû edenler, secde edenler ve emr-i bi'lma'rûf nehy-i ani'l münker'de bulunanlarla birlikte müjdelenirler. Hükmü hem bir müjde aynı zamanda Müslüman'ın özelliklerini sıralamaktadır.
Resûlullah da: "Sefere çıkın ki sıhhat bulasınız, rızkınız arta!" buyurmuştur. Sefer'den bir kısım âlimler ve bahusus tasavvuf yönü ağır basan âlimler, fikren, ruhen Allah'a yapılacak manevi seferi anlamışlardır.
Mesela Gazali der ki: "Sefer iki çeşittir: a) Zahirde yapılan sefer, b) Batında Allah'a yapılan sefer. Yani birincisi: içe doğru, kendini keşfe dönük bir yolculuk. İkincisi: dış dünyaya, kişi kendinden başka bütün âlemi doğru okuyabilme ve âlemdeki sorumluluğunu tespit etme yolculuğudur. Her iki yolculukta kutsal ve herkesin aslı vazifesidir.
İlk durağımız; Mekke, Medine, Kudüs, Vatikan ve İstanbul'dan sonra dünyanın sayılı inanç merkezi, medeniyet ve kültür şehri olan Peygamberler ve evliyalar diyarı Urfa oldu.
Urfa ziyareti sadece balıklı gölde balıklara yem atmak, çarşıda isot almak, ciğer yiyip bol hatıra pozlarla Urfa'dan ayrılmak demek değildir. Bunlarla beraber asıl olan Peygamber mekânları ve makamları gezilirken peygamberlerin ortak vasfı olan güzel örnek, model şahsiyetleri dikkate alarak yaşayış tarzımızın bu kutlu insanların yaşam gayeleriyle paralel olmasını sağlamak için dönüm noktası olmasıdır.
Urfa'yı Urfa kılan Musevi, Hıristiyan ve İslâm peygamberlerinin atası olan Hz. İbrahim'dir. Milat'tan önce ikibin yıllarında Urfa da doğan Hz. İbrahim Nemru'dun o yıl doğan erkek çocukları saltanatını tehdit edeceği korkusuyla kesmektedir. Annesi yedi yıl mağarada büyütür. Daha sonra hz.ibrahimin tevhit mücadelesini nemrut ve askerlerine karşı yürüttüğü ve bu uğurda nemrutun ateş tertip ve tehdidine karşı büyük mücadelesinin neticesi olarak ateşe atıldığı ve enbiya suresi 69. ayetin ifadesinde ateşin Hz. İbrahim hakkında esenlikli serinlik olduğu yerdir.
Sabır kahramanı Hz. Eyyup peygamberin yıllar boyu süren müzmin hastalığından yaralar oluşur. Üzerindeki yaralar kutlara dönüşür. Kurtlar bedenini yemeye başlar. Sonunda kutlar dilini ve kalbini yemeye başladığında; Rabbisine: zarar şimdi bana dokundu der. Çünkü lisanımla ve kalbimle seni zikretmeme mani olmaya başladılar. Niyazına; sabır ve duasının mükâfatı olarak enbiya 83.ayette kaybettiği ne varsa misliyle iade edildiği mekân yine Urfa'dır. İç dışa, dış içe çevrildiğinde günahlarımızın, ihmallerimizin, hatalarımızın oluşturduğu manevi hastalıktan dolayı Allah'a sığınmada Eyyup peygamberden çok sabır ve duaya ihtiyacımız olduğunu ifade etmektedir.
Urfa; Hz. Elyasa, Hz. Şuayb, Hz. Nuh, Hz. Musa ve Hz.Yakup Peygamberlerin mücadele ve izlerinin bulunduğu yerdir.
Urfa. Kışta gelen bahar müjdecisi, hür adam, Allah'ın sadık kulu, müceddit Bedi-üz zaman Said Nursi hazretlerinin ilk mezarının ve emanetlerinin bulunduğu yerdir.
Haranda dünyada ilk kurulan üniversitenin yanında Allah dostu Hayat bin Kays el-Harrani Hazretlerini ziyarete ve himmetine muhtaç bizleri bekleyen bulunmaz ayrı bir değerdir.
GAP ; Fırat ve Dicle Nehirleri üzerine sulama ve hidroelektrik enerji üretimine yönelik 13 proje demetinin toplamı olarak planlanan ve kapsamında 22 baraj ve 19 hidroelektrik santralı ile gölgeye sosyal ve ekonomik anlamda çok ciddi bir seviye sağlamıştır.
Urfa; İnsanlarının misafir perverliği ile kendine has yöresel yemekleri ile tarihi ve manevi değerleri ile görülmeye ve gezilmeye değer kıymet hazinesi bir ilimizdir.
