RAMAZAN-I ŞERİF’İN İKİ HEDİYESİ, BİR MÜJDESİ

 

Bu rahmet ve bereketten istifade ise, Ramazan’a verilen kıymet ile doğru orantılıdır.  Ektiğimiz kadar biçer, kıymet verdiğimiz kadar kıymet görürüz. Kur’an-ı Kerim’in Ramazan ayında inmiş olması başta olmak üzere, Ramazan-ı Şerif’i kıymetli hale getiren daha başka sebepler de vardır. Bu sebeplerden biri de, Ramazan-ı Şerif’in bize getirdiği iki hediye ile bir müjdedir. Peygamber Efendimiz s.a.v. hadis-i şerifte: “ Ramazan ayının başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem azabından kurtuluştur” buyurarak bu üç hediyeyi rahmet, mağfiret ve cehennemden kurtuluş olmak üzere sıralamıştır.                  

Ramazan ayının bize ilk hediyesi, ilk on gününün rahmet mevsimi olmasıdır. Hadis-i şerifte, Ramazan ayının ilk on gününün rahmet olarak vasıflandırılmasının işaret ettiği hakikati idrak edebilmek için, Kur’an-ı Kerim’de bahs edilen üç şeyin, yağmurun toprak için, Peygamber Efendimiz s.a.v.’in alemler için,  Kur’an-ı Kerim’in de mü’minler için rahmet olarak vasıflandırılmasına dikkat etmek gerekir.                                                                                                                              

Ramazan-ı Şerif’in ilk on gününün rahmet olması, ilahi rahmet olan Kur’an’ın gönül semamıza kadar geldiğini; bizim de ruhumuzu kuraklıktan, gönlümüzü çoraklıktan kurtarmak için, bütün varlığımızla sinemizi Kur’an’ın rahmetine açmamız gerektiğini bize haber vermek içindir.  Ramazan-ı Şerif bir fırsattır,  fırsatlar da akan çeşmeye benzer. Ramazan-ı Şerif adeta lisan-ı hal ile bize:“Sizi kuşatmış bulunan ilahi füyuzattan gafil olmayın, Kur’an’ın rahmetini vesile ederek, ruhunuz ile Rahman’a yönelin,  gönlünüzü de gülistana çevirin” demek ister. Gönül semamızı kuşatan bu ilahi rahmet, Ramazan-ı Şerif’in bize ilk hediyesidir.                                                                                  Toprağın altına gidip kaybolan bir ayrık otu nasıl çürür yok olursa, her biri birer ayrık otu mesabesinde olan günahlarımız da, Ramazan-ı Şerif’te tevbe ve istiğfarlarımız ile gönül toprağımıza karışır ve çürür. Öyleki toprağa karışan bir ot, toprağa karışıp yok olmakla kalmaz; nasıl ki zaman ile toprak için faydalı birer minerale, besine dönüşürse; tevbe ve istiğfarımız ile gönül toprağının altına giderek örtülen ve çürümeye terk edilen günahlarımız da zaman içinde çürümekle kalmaz, çürüyen otun toprak için minerale, besine dönüşmesi gibi; bizim günahlarımız da, tevbemize sadık kaldığımız takdirde bizim için birer sevaba dönüşürler. İşte Ramazan-ı Şerif’in ortasında bize gelen ikinci hediye de günahlardan kurtulmamıza imkan sağlayan bu ilahi mağfirettir.  Ramazan kelimesinin kök manalarından birinin de “yanmak, kavrulmak” olduğunu dikkate aldığımızda, Ramazan-ı Şerif ile günahlarımızın bağışlanması arasındaki yakın ilgiyi de anlamış oluruz. Sözün kısası, biz günahlarımızdan tevbe ve istiğfar ile feragat edersek, Allah da lütuf ve keremi ile cezadan feragat eder. Bu da Ramazan-ı Şerif’in bize ikinci hediyesidir.                                                                           

Bir gül bahçesinde olması gereken güldür, olmaması gereken de ayrık otu gibi o bahçeye yabancı olan otlardır. İnsan gönlü de bir gül bahçesine benzer. Orada da olması gereken, gül misali Allah’ın razı olduğu salih amellerdir; olmaması gereken de ayrık otu misali Allah’ın razı olmadığı günahlardır. Ramazan-ı Şerif’in rahmet ikliminden istifade ederek salih amellerle gönlünü gülistana çeviren ve yine Ramazan-ı Şerif’in mağfiret iklimini de gönlünü yabani otlar misali sarmış bulunan günahlardan arındırma adına bir fırsat olarak değerlendiren bir insan, netice itibariyle Cenab-ı Hakk’ın affına layık;  rızasına da nail olmaya ehil bir insan haline gelmiş demektir. Bu kıvamı yakalayabilen bir insana da Ramazan-ı Şerif’in getireceği inşallah sadece ve sadece cehennemden azad olup kurtulma müjdesi olacaktır. İşte bu da Ramazan-ı Şerif’in bize getirdiği ilahi müjdedir.            Ramazan-ı Şerif’in hediyeleri olan ilahi rahmet ile gönlü yeşeren, ilahi mağfiret ile günahlarından kurtulan; cehennemden azad olma müjdesi ile emniyete kavuşan kullardan olmanız dileği ile hayırlı cumalar, hayırlı Ramazanlar,  efendim. 

Mevlüt GÜDER

Bilecik İl Vaizi 



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir