REFERANDUM ÖNCESİ MİLLİYETÇİ CEPHEDE GERGİNLİK

featured

REFERANDUM ÖNCESİ MİLLİYETÇİ CEPHEDE GERGİNLİK

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Teşkilatlanmadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin’in direktifleri doğrultusunda Bilecik’teki yeniden yapılanmayı sağlayan İl Başkanı Mehmet Karuk, Ülkü Ocakları Bilecik İl Başkanı Av. Mehmet Fazlı Güner’in yeni anayasa değişikliği için “hayır” propagandası yaptığını iddia etti. Güner ise Ülkü Ocakları Genel Merkezi’nin teşkilatlara “evet” veya “hayır” yönünde bir talimatı olmadığını belirtirken yapılacak referandumda, kişilerin tercihini hür iradesiyle, kendi vicdanıyla baş başa kalarak vermesi gerektiğini ifade etti.

KARUK, “GÜNER, ‘HAYIR’ PROPAGANDASI YAPMIŞTIR”

Bilecik’te yapılan il istişare toplantısında Ülkü Ocakları Bilecik İl Başkanı Güner’in açıkça “hayır” propagandası yaptığını savunan Karuk, “Güner, Ak Parti ve MHP tarafından değiştirilmesi teklif edilen anayasa ile ilgili olarak gayriciddi bir biçimde, Türkiye’ye hiçbir yararı olmayacak şeklinde konuştu. Programı sabote etmeye çalışanların Bilge Lider Devlet Bahçeli’nin referandum sürecindeki söylem ve politikalarını seviyesizce eleştirilmeye çalıştıklarına ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik “Hitler” benzetmesi yaptıklarına ve çeşitli hakaretler savurduklarına hepimiz şahit olduk. Nitekim Ülkü Ocakları İl Başkanı konuşma esnasında sorduğu sorularla “Hayır” propagandasını yapmıştır.” ifadelerinde bulundu.

GÜNER “EVET DİYEN DE HAYIR DİYEN DE BENİM KARDEŞİMDİR”

Güner ise yaptığı açıklamada “Ülkü Ocaklarının duruşu Milliyetçi Hareket Partisi’nin yanıdır” dese de referandum için verilecek kararda Ülkü Ocakları’nın herhangi bir talimatının olmadığını, her ülküdaşın vereceği kararı kendisinin belirlemesi gerektiğini söyledi.

Güner şu ifadelerde bulundu:

“Siyasi görüşleri olarak biz kendi mensuplarımıza “Sen evet ver, sen hayır ver.” şeklinde herhangi bir telkinde bulunmuyoruz. Bu hususta evet veren de, hayır veren de bizim kardeşimizdir. Bunların ülkücülüğünü de biz yargılamayız. “Evet” veren arkadaşımızın da sonuç itibariyle anayasal hakkındır. “Hayır” veren arkadaşımızın da sonuç itibariyle anayasal hakkındır. Bu hakkını kullanacaktır.

“ ‘EVET’ VEYA ‘HAYIR’ DEMEYİ HERKES KENDİSİ SEÇMELİDİR”

Devletin bekasıyla ilgili böyle bir referandumda karar verecek olanlar bence kişilerin kendileri olmalıdır. Yani bazı siyasi hareketlerde veya bazı politik konularda siyasi partiler grup kararı alırlar gerçekten ona uymak gerekir kabul ama bu tip referandumlarda bence herkes kendi hür iradesiyle, kendi vicdanıyla baş başa kalarak ‘Evet’ veya ‘Hayır’ demeyi kişiler kendisi seçmelidir. O yüzden biz herhangi birine, herhangi bir oy kullanması yönünde bir telkinde veya bir yönlendirmede bulunmuyoruz.  Ben bulunmamak taraftarıyım.”

Diğer taraftan Milliyetçi Hareket Partisi Bilecik İl Başkanı Mehmet Karuk, il istişare toplantısı hakkında sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Bozüyük Ülkü Ocakları Başkanı tarafından sosyal medya üzerinden Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanlığı, şahsım, teşkilatım, faaliyetlerim ve il istişare toplantısına çağırdığımız akademisyenler hakkında yapılan mesnetsiz ve çirkin açıklamayı şiddetle kınıyorum. İl Başkanı olarak, bu kutlu görevi Milliyetçi Hareket Partisinin üzerinde oyunların oynandığı, Bilge liderimiz Sayın Dr. Devlet Bahçeli’nin “hareketin lideri olma” sıfatının yok edilmeye çalışıldığı, uluslararası sistemin ve onun içerideki taşeronları tarafından partimize ve ülkemize yönelik saldırıların olduğu dönemde icra etmeye başladım. Türk milliyetçisi olmayan, ipleri uluslararası sistemin hâkim aktörlerinin elinde bulunan ve amacı yüce Türk milletini yok etmek olan bu güruh, maalesef Bilecik’te yapmış olduğumuz faaliyetleri karalamak için sosyal medya mecrasını kullanarak algı operasyonuna başladığını görmekteyiz. Bilecik’teki Ülkü Ocaklarına ve ilçe teşkilatlarına destek verilmediğini, maddi yardımların kesildiğini ve faaliyetlerinin kısıtlandığını iddia etmek, akıl tutulmasıyla birlikte, MHP ve ülkücülük düşmanı aklın ürettiği yalanlar olarak izah edilebilir. Bizim, gece gündüz, 7 gün 24 saat boyunca davamız, milletimiz ve ülkemiz uğruna canımızı dişimize takarak çalıştığımızı bilenler bilir. Tabi hareketimiz içinde bunu görmek istemeyen gözlerin olduğunu da gayet iyi bilmekteyiz. Bunun somutlaştığı olay Cumartesi gecesi yapılan İl İstişare toplantısı olmuştur. Ricamız üzere bizi kırmayarak ve bunu vatani bir görev olarak gören akademisyenlerimizin gelip, “neden evet demeliyiz?” sorusunu cevaplandırmak için yaptıkları konuşma, kripto muhaliflerin sabotajı ve provakasyonu nedeniyle sağlıklı geçememiş, akabinde bunların salondan çıkışından sonra iyi bir konuşma gerçekleşmiştir. Öncelikle şunu söylemek gerekir, akademisyenlerimiz, hem Bilecik ahalisi, hem bizim tarafımızdan gerçek ve sağlam ülkücüler olarak bilinmektedir. Tedrisatları, cemaziyel evvelleri ve davranışları bunu kanıtlar niteliktedir. Tabi karşı güruhun bunu anlaması zor zira peşlerinden gittikleri kişilerin FETÖ terör örgütü üyeliği kapsamında açığa alındıkları, ihraç edildikleri ve yargılandıkları bilinmektedir. Bizim ve davamız için gelen akademisyenlerin, milliyetçi duruşları nedeniyle bundan önceki üniversite yönetimi tarafından maruz kaldıkları uygulamaları ve çektikleri sıkıntıları da gayet iyi bilmekteyiz. Bunun dışında bu güruhun hocalarımızın konuşmalarına izin vermemek için provakatif sorular sorduklarına, hareketimizin Bilge lideri Devlet Bahçelinin referandum sürecindeki söylem ve politikalarının seviyesizce eleştirilmeye çalıştıklarına ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik “Hitler” benzetmesi yaptıklarına ve çeşitli hakaretler savurduklarına hepimiz şahit olduk. Bunları hocalarımız ve İl yönetimimiz engellemeye çalıştı. Lider-Teşkilat-Doktrin anlayışına intisap edemeyenler, Bilge Liderimiz Dr. Devlet Bahçeliyi eleştiremez ve bu teşkilat altında “Hayır” propagandası yapamaz. Milliyetçi Hareket Partisinin Adalet ve Kalkınma Partisiyle yan yana olmasını eleştirenlere karşı, Bilge liderimizin sorduğu gibi CHP, Perinçek, PKK ve FETÖ ile mi aynı yerde durulmalı? sorusu yöneltildiğinde gerçek yüzleri görülmüştür. Nitekim Ülkü Ocakları İl Başkanı konuşma esnasında sorduğu sorularla “Hayır” propagandasını yapmıştır. Ayrıca Ocak yönetiminde olan gençlerin sosyal medya paylaşımlarında da aynı şey geçerlidir. Türk Devletinin başında bulunan Sayın Cumhurbaşkanına yönelik çirkin söylemlerde ve hakaretlerde bulunanlar, Türk-İslam Düşünce felsefesini bilmedikleri için (Türk Devleti yöneticilerine saygı esastır ilkesi) hiçbir zaman Türk milliyetçisi olamayacaklarının farkında olmalıdırlar. Amaçları 15 Temmuz Darbe Girişimi ve daha sonraki süreçte Bilge liderimizin politikalarını eleştirmek ve devletin bekası için yapılan MHP-AKP arasındaki işbirliğini bitirmektir. İl İstişare toplantısında yaşananlar herkese gerçek Türk milliyetçileri ile, ipleri İsrail, ABD, Rusya ve FETÖ elinde olanlar arasındaki farkı göstermiştir. Bizimle aynı fikirde olmayanlar, bu teşkilatta yer alamayacaklarını bilmeleri gerekir.”

 



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3 Yorum

  1. Bilge lider mi ha ha haaaa

    Cevapla
  2. 27 Şubat 2017, 19:14

    Dik dur eğilme ülkücüler seninle Başkan

    Cevapla
  3. 27 Şubat 2017, 20:04

    Büyük davanın büyük adamı Ülkü ocakları il başkanım Avukat Mehmet Fazlı GÜNER ‘ in ve Bozüyük Ülkü ocakları ilçe başkanı Mehmet Ali ARISOY’ un Yenipazar ülkü ocakları ilçe başkanı olarak arkasında, yanında olduğumu bildirmek isterim kurucu olarak atanmış kişilerin yıkıcı tutumu kabullenemez bir davranıştır.. Bir önce bu yanlış tutumdan vaz geçilerek asil görevi olan KURUCU luk görevine kişilerin tekrar dönmesi gerekmektedir. Bizim davamız ölümsüzdür. Unutulmaması gereken gerçek şudur seçimler,refaramdumlar geçiçi davamız kalıcıdır. Bakıcağın yüze katülaf söyleme…..

    Cevapla