ŞEKER UZUN BİR ARADAN SONRA SESSİZLİĞİNİ BOZDU

Şeker konuşmasına “MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural’ın eşi Prof. Dr. Tuğba Vural’ın vefatı nedeniyle başsağlığı dileyerek başladı.

 Şeker; yeni atanan İl ve Merkez İlçe Yönetimleri, yakında başlayacak olan kongrelerin takvimi ile ilgili, yapımı yılan hikayesine dönen Bilecik Devlet Hastanesinin belirlenemeyen yeri ile ilgili yapımı devam eden Bilecik YHT gar binası, yine yapımı devam eden otogar, bağlantı yollarının yapımı ayrıca geçtiğimiz günlerde İl Genel Meclisinin Ak Partili üyelerince satışına karar verilen şehir hamamıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Atatürk’ün gençliğe hitabesinden okuyarak da göndermelerde bulunan MHP Bilecik Milletvekili Bahattin Şeker konuşmalarında genel olarak Ak Parti hükümetine ve Ak Parti’nin Bilecik’teki siyasi temsilcilerine eleştirilerde bulunarak, 2015 yılında Türkiye’yi kötü günler beklediğinden bahsederek şunları söyledi:

“Bizle beraber devam eden arkadaşlarımıza, eski arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz”

“Hepinizin bildiği gibi partimizde bir değişim olmuştur. Bugün 17’sini yaptığımız bugün de 26 Şubat’a kadar Türkiye çapında kongrelerimiz başlamıştır. Bizle beraber devam eden arkadaşlarımıza, eski arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz. İl Başkanımıza, İlçe Başkanımıza. Bugüne kadar büyük hizmetlerde bulunmuşlardır. Bugün de çok değerli İl Başkanımız ve İlçe Başkanımızla seçime gidiyoruz. Bizim tahminimiz 3 ay içerisinde kongrelerimizi tamamlayacağız. Bu zaman içerisinde bütün arkadaşlarımızla beraber çok iyi bir çalışma yapacağımız inancındayım. Bunun yanında illerimiz bugün İlçe Başkanlarımızı da sayın İl Başkanımız buraya çağırdı. Biraz sonra onlarla beraber toplantı yapıp hangi günlerde, hangi ilçelerde toplantılarımız yapacağımızı karar verecekler.

“Şu an Bilecik’te bir milletvekili çıkaracağımız gözüküyor”

Milliyetçi Hareket Partisinin oyu günden güne hem Bilecik’te hem Türkiye’de yükselmiştir. Şu an Bilecik’te bir milletvekili çıkaracağımız gözüküyor ama buna güvenip de çalışmamak, bunla ilgili hazır çantada keklik demek mümkün değil. Biz onun için özellikle burada dışarıya da söylüyoruz İl Başkanlığına aday olan arkadaşlarımız, milletvekilliğine aday olan arkadaşlarımız da ilçelerde ve merkez ilçede yaptığımız kongrelerde şimdiden gelip adaylıklarını açıklamalarını istiyoruz. Niye? İlçelerimizde insanları kendilerini tanısın, İl Başkanı adaya olacak, ilçelerde oy verecek, yalnız Bilecik merkezden gelmiyor. Milletvekili adayı olacak arkadaşlarımızda  Milletvekili adayıyız, gelip orada kendilerini tanıtsınlar, fikirlerini söylesinler. Onur kırıcı ve karşılaştırmalı bir şey olmadıktan sonra kendilerine buradaki ilçe yöneticilerimiz, Belediye Başkanlarımızla beraber yürüttüğümüz bu kongre çapında kendilerine sözlerimizi vereceğiz. Herkes aday olabilir. Adalet ve Kalkınma Partisi olan partide görüyorsunuz. Hele dün iki tane vardı, bir tanesi tahminin Aydın’daydı, bir tanesi de İzmit’te galiba. İkinci bir aday çıktığında büyük olaylar oldu. Bizim böyle bir şeyimiz yok. Herkes istediği şekilde gelip aday olabilir, arkadaşlarımızda aday olabilir, konuşmaları da ona göre veririz ama kırıcı ve onur kırıcı olmamak üzere. Burada niye söylüyorum arkadaşlar adaylıklarını göstersinler diye.

Bektaşi’nin güzel bir hikayesi vardır…

Tanısın insanlar yani son anda birisinin çıkıp aday olması, partilerde bir takım tartışmalar sebep oluyor. Bektaşi’nin güzel bir hikayesi vardır. Der ki “Bir aday yürürken ağacın altında birini görüyor otururken. Diyor ki amca ilerideki şu köye ne kadar da varırım? Adamdan ses yok, bir daha soruyor ses yok. Kızıyor devam ediyor, arkadan bağırıyor. İki saatte varısın diyor. Daha demin bağırdım niye söylemedin. Ben senin yürüyüşünü görmedim ki evladım, görmeden nerden bileyim diyor” Arkadaşlarımız aday olacak kişileri bir tanısınlar, bir görsünler, bir karar versinler. Ondan sonra seçimlerimizi yapalım. Çok çalışmamız gerektiğine inanıyorum. Türkiye’nin gelecek günleri karanlık.

“Eğer mücadele etmezseniz hedef gösterdiğiniz bir şeyi kazanmanız mümkün değil”

Çalışmadan son dakikaya kadar bunlar olmuyor. Allah’tan akşam Kazakistan’ı yendikte biraz moral kazandık ama 4-0 yenildiğimiz Brezilya maçında seyredenler bilir, biz biraz spor’u seviyoruz. Adamlar 4 tane gol attı, 90. dakika da bile koşuyorlardı, mücadele ediyorlardı. Evet bu iş hayatında da böyle, siyasi hayatta da böyle, diğer zamanlarda da böyle. Eğer mücadele etmezseniz istediğiniz, sevdiğiniz, saydığınız veya hedef gösterdiğiniz bir şeyi kazanmanız mümkün değil. Burada bir seçim geçirdik. Halkımızın verdiği oylara saygılıyız. Birçok İl Genel Meclisi adayımızı seçtik. Onlar çalışıyorlar, çabalıyorlar. Belediye Başkanlarımız var sağolsunlar, 3’ü de burada yokluk içindeler ama iyi de mücadele ediyorlar. Kendilerine ben buradan teşekkür ediyorum. Başta Söğüt Belediye Başkanımız, İnhisar Belediye Başkanımız ve meşhur İlhan kardeşimiz Yenipazar Belediye Başkanımızla beraber devletten yardım gelmiyor ama Allah’ a şükür kendileri oradan bizim diğer belediyelerden, halktan yaptığı çalışmalardan, diğerlerinin yaptığını birçok alacakları, almamışları yanlışlar var, onların konularına girmek istemiyorum ama hakikaten büyük bir Belediyelerle ilgili mesafe aldık. Bende bu toplantı bahanesiyle kendilerine de teşekkür ediyorum. Kongre tarihi de önümüzdeki günlerde belli olacak.

“Siyasi risk artıyor ve bu karışıklıklar Türkiye’nin huzurunu kaçırıyor”

Zorlu, sancılı ve bunalımlı bir dönem içinde mücadele devam ediyor Türkiye’de. Her hafta bir gündem değişiyor. Ekonomide ve çözüm sürecinde her gün bir takım söylentiler çıkıyor. Ekonomide birçok tutarsızlıklar, bu politikalarla bunalan Türkiye’de hedeflerinden uzaklaştırılıyor ve şu anda yatırımlar hem Türkiye içinden Türkiye dışından Türkiye’ye yatırım yapacaklar, yatırım olaylarını durdurmuş vaziyete gelmiş gözüküyor. Siyasi risk artıyor ve bu karışıklıklar Türkiye’nin huzurunu kaçırıyor. 12 yıllık pozisyonda ekonomide nereye geldiğimizi ufak bir rakamlarla açıklamak istiyorum. Ak Parti’nin geldiği 2002 yılında büyüme oranı 6.6 iken bu senenin ilk ayında %3’lere geldi. 2002’de toplam borcumuz 242.2 milyar iken bu senenin Eylül ayı itibariyle 603 milyara çıktı, toplam borcumuz. İç borcumuz 2012’de 155 milyar iken Eylül ayı itibariyle 408.2 milyara çıktı. 2002 yılında kredi kartı borcu olanlar 4.3 milyar iken bugün yani 2014 yılı itibariyle 74 milyara çıktı. Hesap ettiğinizde 20 kat falan oluyor. 2002’de yılında kredi kartı borcunu ödemeyen kişi 277 bin kişi iken bugün 745 bin kişi kredi karşı borcu var. 2002’de her açılan firmaya karşılık ortalama kapanan firma sayısı 6 iken bugün 35’lere kadar çıktı, esnaf zor durumda.

“Biz halkla beraber olan diyenleri bugün 5 tane uçağı, 3 tane helikopteri, 100’e yakın aracı ve 1 milyar 400 milyonu bulan bin odalı saraylarda oturduğunu hepimiz görüyoruz”

 Önümüzdeki 2015 yılı hakikaten düzgün ekonomi yazarlarına baktığımızda 2015 yılının zor geçeceği tahmin ediliyor. Dar gelirli vatandaşlarımız, işçilerimiz, memurlarımız, esnafımız bu tabloyu görüyorlar ve isyan ediyorlar. Bu tablonun bedelinde bütün millet olarak hepimiz ödüyoruz. Niye? Hep yapılan binalar, her tarafta bina. Televizyonu açtığınız zaman, gazeteleri açtığınız zaman apartmanlar, satılık yerler ama üretimle ilgili hiç bir şey olmuyor. Üretim olmayan bir yerde bir devleti geliştirmeniz mümkün değil. 2002 yılında AKP geldiğinde lüks kamu binalarını yapmayız, savurganlığa son veririz. Bizler fakir fukaranın iktidarı olara diyerek iktidara geldiler. Bizler lojmanda oturmayız, bizler halkın içinde oturacağız. Biz halkla beraber olan diyenleri bugün 5 tane uçağı, 3 tane helikopteri, 100’e yakın aracı ve 1 milyar 400 milyonu bulan bin odalı saraylarda oturduğunu hepimiz görüyoruz.

Bu saraylar yetmiyor, İstanbul’da da Vahdettin sarayı bunlara hazırlanıyor, yani Ak saraylar bunlara kaçak saraylar deniyor. Ankara’daki kaçak bir saray. Cumhurbaşkanı’nın görevi bitiyor. Bu görev daha önceki Cumhurbaşkanlarında da bitmişti. Bakın Süleyman Demirel evinde oturuyor, diğerleri evinde oturuyor, sayın Gül şu an İstanbul’da bir sarayda oturuyor evinin bitmesini bekliyor. Bunu da Türk milletinin görmesi lazım.

“Türkiye’nin en önemli konusu olacak şey Doğu ve Güneydoğu Anadolu meselesi”

İşçi ve çiftçi kan ağlıyor. Maden ocaklarında hepimizin içini burkan olaylar, inşaatlarda ölümler polisimiz, askerimiz can derdinde bunlar sefa sürüyorlar ve saltanatlarını sürüyorlar ama en önemli konu hepimizin de bizleri ilgilendiren ve önümüzdeki günlerde Türkiye’nin en önemli konusu olacak şey Doğu ve Güneydoğu Anadolu meselesi. Birçok Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde akrabanız, arkadaşınız, askeriniz, polisiniz, öğretmeniniz varsa belli bölgeleri bir sorun. Kamu düzeni bitmiş, kamu düzeninin bittiğini ben hacıdaydım ama internet üzerinde de takip ediyorduk. Artık ne Valimiz, ne Kaymakamımız ne polisimiz, ne askerimiz, ne savcımız, ne hakimimiz hiçbirisi görevini yapamıyor. Bugünlerde hükümetin istediği de kamu düzeni kanununu yeniden çıkarmak için uğraşıyorlar ama muhatap aldıkları İmralı buna izin vermediği içinde bir takım sıkıntılar oluyor. Bugün bakıyorsunuz hepiniz bugünkü gazetelerde de var. Yollar kapanıyor, şehrin giriş çıkışlarında pkk kontrol yapıyor ve basiretlik, acizlik hükümet bu işi seyrediyor. 250 tane okul yakıldı, 40’a yakın insan öldürüldü, her taraf yandı İstanbul’da, diğer bölgelerde, birçok saldırılar oldu ama bundan sonra da hiçbir sonuç alınamadı, hiçbir suçlu da yakalanmadı.

“Türkiye üzerinden de büyük bir oyun oynanmakta”

Bu ihale sürecini de sürdürüyorlar. Ulus devlet yapısı gidiyor, federal devlet yapısı olmaya çalışıyorlar. Her gün okuyorsunuz Milletvekillerinin neler söylediklerini ve neler yaptıklarını. Bu iş iç savaşa mı gider, bölünmeye mi gider, federal devlete mi gider? Çünkü artık bunlardan çıkıp emperyalist devletlerin başında Amerika’nın da gelişmesiyle ilgili büyük sıkıntılar var. Hepimizin çoluğu, çocuğu var. Bizlerden geçiyor, genç arkadaşlarımız görevlere gelecekler ama Türkiye’nin. Belki ileride hatırlarsınız bir Bahattin arkadaşımız vardı söyledi dersiniz ama Türkiye’nin en önemli noktası bugün bu arkadaşlar. 29 Ekim gününde pkk’nın beraber hareket ettiği peşmergeleri Türkiye’ye soktular, sevinç gösterileri içerisinde Türk milletinin gözüne sokarcasına getirdiler, baktılar, yedirdiler, içirdiler, mazotlarını doldurdular ve Kobani’ye yolladılar. Kobani’den başka yer yok muydu? Nerede bizim Türkmen kardeşlerimiz, Araplarımız, diğer arkadaşlar, orada yaşayanlar ölürken ama Türkiye üzerinden de büyük bir oyun oynanmakta ve hala da buna devam ediliyor. Buna da diyorlar ki evet AKP büyük bir başarı getirdi, barış süreci devam ediyor, bunu devam ettirmek istiyoruz. Alınan buradaki muhatap hepinizde biliyorsunuz ki İmralı’ya göre artık İmralı muhatap olmuş ve bununla beraber yürüyorlar. Bizlerin söyleyeceği yazıklar olsun diyoruz. Çünkü mecliste, bizde arkadaşlarımız, Genel Başkanımız, MHP ile CHP ile ilgili arkadaşlar, herkes bunları söylüyor ama anlamamazlık devam ediyor. Bunu 87 yıl önce Büyük Atatürk gençliğe hitabesinde söylemiş ve ben bunu okumak istiyorum.” dedi. Atatürk’ün gençliğe hitabesini okuyarak ülkenin şimdi de aynı durumda olduğunu vurgulayan Şeker katılanlardan büyük alkış aldı.

Bilecik’in sorunlarından da bahsetmek gerektiğini ifade eden MHP Bilecik Milletvekili Bahattin Şeker hastane yeri ile ilgili Ak Partililere meşhur sanatçı Hadise’nin “Nerdesin aşkım, buradayım aşkım” şarkısına benzeterek göndermelerde bulundu.Bilecik’in sorunlarıyla ilgili şunları söyledi:

Nerdesin aşkım, buradayım aşkım..

“Bilecik ile de ilgili bir şeyler söylemek lazım. En önemli konumuz hastane. Ben onu şuna benzetiyorum. Hadise’nin bir şarkısı var. Nerdesin aşkım, buradayım aşkım? Nerede hastane, merkezde hastane, Köyhizmetleri’nin orada hastane, yok Bien Seramiğin arkasında hastane. Bugün değiştik, o gün geldi, bugün gidiyor. Şimdi bitmiş iş hala bir şey yok. Yazılar yazıldı, gelecek, gidecek. Eskişehir’i bir görün. Biz sigorta hastanesi deriz, şimdi YunusEmre oldu galiba. Onun yanında bitiyor hastane. Polatlı hastanesi bitti yolu da yaptılar, şimdi hastaneye özel giriş bile oldu. Niye bunlarla ilgilenilmiyor? Hepimizi ilgilendiren bir olay.

Söğüt’te bir kaza oluyor, Eskişehir’e gidecek, Bilecik’e gelecek arkadaş diyorlar, Osmaneli’nde oluyor Bilecik’e gelecek. Buraya geliyor, gece yarısı bizim telefonumuz açık arıyorlar. Eskişehir hastanesi almıyor, Adapazarı hastanesi almıyor. Bazen Afyona, bazen Bursa’ya gidiyor. Biz eğer bulabilirsek gece oradaki rektörü, doktorları rica edebiliyorsak anca böyle aldırabiliyoruz insanları. Bununla ilgili acil bir çözüm bulunması lazım.

“Diğer kangren olayımız Yenişehir yolu, oldu olacak, ihale oldu olacak, geldi gelecek”

Diğer kangren olayımız Yenişehir yolu, oldu olacak, ihale oldu olacak, geldi gelecek. Şimdi yeniden ihale oldu. Kim aldı diyoruz, cevap yok. Kim aldı bir açıklansın, ne zaman yapılacak, ne edecek? Hiçbir bilgi yok.

Garajımız yoktu, sağ olsun Başkan baraj yapıyor. Nereden gelecek garajın? Yol yok. Siz iktidardasınız burada tren yolunun garda bitiyor, geçmesineyse artık bitme noktasına geldi galiba. Yol yok oradan mı dolaşıp gelecekler?, kimseden bir ses seda yok. Ben burada iktidardaki görevlilere sesleniyorum, biz söyleyince kabahat oluyor. Biz söylersek belki hiç durdurmazlar. Onun için onlar söylesin ki trenleri durdursunlar.

Adliye binasına müracaat ettik, soru önergeleri verdik, ettik. Artık Bilecik büyüdü, kendine ait bir adliye binası olması lazım. Her tarafta adliye saraylar, bunlar saraylara çok meraklı oldukları için hepsi adliye sarayı oldu. Bizim daha hala bir sarayımız yok. İnşallah bir adliye sarayımızda bizim olur.

BİR MEMLEKETİN HAMAMI OLMAZ MI?

Son günlerin en önemli olayı hamam meselemiz var. Bir memleketin hamamı olmaz mı? Belediye Başkanımız var, ona da buradan seslenmek istiyorum. Bu hamam eğer satılıyorsa ben baktım satış şeyine hama diye geçmiyor. Adam bakar yarın başka bir şey yapar ama bu memlekette misafir olanlar var, otelde kalanlar, gelip geçenler var. “Bir memleketin en önemli şeyi hamamdır”. Yurtdışına giden arkadaşlarımızda bilir, birçok jetonlu yerler vardır, gidersiniz yıkanırsınız. Buradaki hamamı Belediye alıp, Belediye yenide düzenleyip, tarihi de deniyor, İl Genel Meclisi üyelerimizde karşı çıktı. Ben burayı birinin alınmasına şahsen karşıyım. Bence bunun Belediye’nin yapması lazım.”

 



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir