Şırnak’ta 35 Sivilin Bombalanması Olayının Sorumlusu Kim?

 

“2010 yılı başında, 5952 Sayılı Yasa ile Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı kuruldu. Amacı; terörle mücadele için politika ve stratejiler belirlemek, ilgili kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyon sağlamak olan kurum; gerekli istihbari bilgileri Dışişleri, İçişleri Bakanlıklarından, Genelkurmay, Jandarma, MİT, Emniyet ve Sahil Güvenlik Komutanlıklarından alacak, değerlendirip ilgili birimlerle paylaşarak terörün önlenmesine katkı sağlayacaktı.
İki yıl geçti, terör sonlanmadığı gibi, aksine artarak devam ediyor.
Terör, yasa çıkartılarak değil, etkili, kararlı ulusal politikalarla önlenir, sonlandırılabilir. Sorumluluk siyasi iktidarındır.
Siz terörle mücadelede istihbarat birimlerinizi Amerika’dan gelecek istihbarata bağlarsanız, “açılım” lardan medet umarsanız terörü asla sonlandıramazsınız.
Şırnak’ta Uludere ilçesinde Irak sınır bölgesinde yanlış istihbarata dayalı bir harekâtta 35 sivilin bombalanarak öldürüldüğünü öğrendik. MİT istihbarat vermediğini belirtirken, Genelkurmay Başkanlığı; çeşitli birimlerden gelen istihbarat ve insansız hava aracının sınır ötesinden görüntülerin değerlendirilerek harekâtın gerçekleştirildiğini açıkladı.
Burada üzerinde durulması gereken konu; terörle mücadelede iktidarın yürüttüğü yanlış politikalar olmalıdır. PKK’nın Kuzey Irak’ta korunan varlığı ABD’nin Ortadoğu politikasının bir parçasıdır. Türkiye’nin bu gerçeği göz ardı ederek terörle mücadelede ABD ile işbirliği yapması (istihbarat paylaşımı) anlaşılabilir bir politika değildir. Ancak BOP eşbaşkanlığı ile açıklanabilir. Bu yanlış politika 2007’den beri sürdürülmekte. ABD’den komuta edilen, İncirlik’ten kalkan insansız hava aracının verdiği istihbarat üzerine TSK’nın sınırötesi harekât yapabilmesi ABD’nin onayına bağlı kılınmıştır. Wikileaks belgelerinde yer alan 12.04.2008 günlü ABD’nin Ankara Büyükelçiliği kriptosu bu işbirliğinden kimin kârlı çıktığını açıkça gösteriyor: Büyükelçi; (bu işbirliği bize, Türkiye’nin sınır ötesi operasyonlarını ŞEKİLLENDİRMEMİZİ sağlıyor) demektedir. (Aydınlık Gazetesi 31.12.2011)
Başka söze gerek var mı? Ulusal yönetim oluşmadan, ulusal politikalar yürütülebilir mi? Demek ki Türkiye’nin sorunu ulusal politikalar yürütecek bir iktidarı iş başına getirememek. Türkiye’nin önündeki en önemli siyasi sorunun bu olduğu görülüyor.”


E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir