Tezcan ve Batum, Turan’ı yalnız bırakmadı

Batum, Chp seçim bürosunun açılışında şu sözleri kaydetti:

“Ben buraya destek vermek için gelmedim. Şunu biliyorum, Sungur başkanım da, buradaki başkan adaylarımızın da, Belediye Meclis üyesi adaylarımızın da bizim desteğimize ihtiyacı yok. Onları başkan sizlere emanet etmiş, hepimiz Bilecik halkına onları emanet ettik bu yüzden bizim desteğimize onların ihtiyacı yok. Siz inşallah bu emaneti en güzel şekilde saklayacaksınız. Onları gereken yerlere göndereceksiniz bundan hiç kuşkum yok ama bir şeyi söylemek için özellikle geldim ben. Bir kere Ankara’daki Milletvekili arkadaşlarım, Eskişehir’deki bütün arkadaşlarımızın ve Bilecik’te ortaokul son sınıfı okumuş olan eski Adalet Bakanımız Seyfi Oktay’ın sizlere selamını getirmek için geldim.

Bu bir yerel seçim yönetimi. 30 Mart’ta Allah kısmet ederse başkanımın da söylediği gibi Bilecik‘te siz gerekli olanı 30 Mart’ta yapacaksınız. Layık olanları o koltuğa oturtacaksınız. Bir şeyi özellikle vurgulamak istiyorum, 30 Mart aynı zamanda sadece normal ülkelerde baktığında bir yerel yönetimdir, kuralları farklıdır, Belediye Başkanları’nın yaptıkları önemlidir, yapmadıkları önemlidir. Ama Türkiye’de hepimizin gördüğü bir insafsız, vicdansız bir yalan rüzgârı 11 yıldır uygulamaya konuldu. Bu uygulamanın Allah kısmet ederse 30 Mart sona erdiği tarihin çöplüğüne atıldığı bir dönemin başlangıcı olacağı için sadece bir yerel yönetim değildir. Bir yalan rüzgârını, bir yaşan rüzgârı diye bize uygulanan oyunu vicdansız bir oyunu sona erdirmenin ilk günüdür ve bunu da yapacağız hep beraber inşallah.

7 yıldır gizli telefon dinlemeleriyle sadece gizli tanıklarla, bir de sahteliğini kendi adamlarının bile Tübitak’ın bile söylemek zorunda kaldığı delillerle insanları tutukladılar içeri attılar mahkûm ettiler. Dedik ki bunlar telefon dinlemesi. Balbay’ı düşünün televizyonlarda çarşaf çarşaf yayınlandı. Tuncay’ı, Hilmioğlu’nu düşünün Türk ordusunun yarısını, komutanları, Türk ordusunun yarısını ne vardı? Telefon dinlemeleri. Bir yere kaset koymuşlar, o kasetlerin tapeleri. Bunlarla içeri attılar. 2007, 2008, 2009, 2011, 2013 17 Aralık’a geldi 17 Aralık günü ne var bu telefonlarla dam içeri mi girermiş demeye başladılar.  7 yıldır bu ahlaksız oyunun içerisinde olan sen bu ülkenin başbakanı değildin, Patagonya’nın Başbakanı mıydın?

“Bu büyük projeyi 30 Mart’ta gözden kaçırmadan oy vereceksiniz”

Sen bu ülkenin siyasetçisi değildin Uganda’nın siyasetçisi miydin? Şimdi de çıkmış utanmadan diyor ki ne var kriptolu telefonla beni dinlemişler diyor. Şimdi bir ahlaklı, namuslu, onurlu bir Başbakan olsa ne der? Alın o telefon dinlemelerini gidin ister Amerika’ya, ister Fransa’ya, ister Rusya’ya nereye götürürseniz götürün analizini yapsınlar eğer benimse derhal istifa ederim. Benim değil bunlar der.

Pensilvanya dinledi diyor, o Pensilvanya sizin suç ortağınız. 7 yıldır Türk ordusunun yarısını içeri arttırdınız. Bu bir projeydi. Bu büyük projeyi 30 Mart’ta gözden kaçırmadan oy vereceksiniz. Bu projenin hepsi birbirine bağlıydı.

Tayyip Erdoğan oy alıyor diyoruz. Bir tane Türkiye Cumhuriyetinde kadrolu, geleceğine güvenle bakabilen, benim yarınım var diyen kadrolu bir tek memurumuz, bir tane öğretmenimiz bir tek kamu görevlimiz kaldı mı? Hepsine 4b,4c, taşeron, peki bunlar ne demek güvencesi olmayan bu sistem onu getirdi.  İşte 300 bin çocuğumuz neden atanamıyor?

Tarım kesiminde taban fiyat diye bir şey vardı bu ülkede. Taban fiyat kaldı mı şimdi? Başta tüccarın sonra da Tayyip Erdoğan’ın iki dudağının arasındayız.”