• İmsak 00:00
  • Güneş 00:00
  • Öğle 00:00
  • İkindi 00:00
  • Akşam 00:00
  • Yatsı 00:00
  • İFTARA KALAN SÜRE 00:00:00
İMSAKİYE 2024 - Bilecik

“Toplumsal Duyarlılığımızı Arttırmalıyız”

 

Tanıtım sırasında İl Sosyal Etüt ve Proje Müdürü Gönül Günaydın Çabukoğlu proje hakkında bilgi verdi ve sonrasında İl Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdür Yardımcısı Hatice Çelik Gönül Elçileri hakkında bilgi verdi ve katılımcılara “Koruyucu Aile” anlatıldı.

               

“Kimse benim başıma gelmez diye düşünmesin”

 

Sunum sonrasında konuşan Dr. Akpınar, katılımcılara hitaben “Gönül Elçisi olmanız bizim için çok değerli” dedi ve şöyle devam etti:

“Gönüllülük kavramı sevinç, üzüntü, yardımlaşma, elden tutma, fikir alışverişi, sahip çıkma, paylaşma yani hayırseverlik manasına geliyor. Zaten bunu Bilecik ilinde çoğu insan yapıyor, Türkiye çapında çoğu insan yapıyor. Biz sizlerden etrafınıza bu konuyu duyurmanızı Koruyucu Aile’nin önemini anlatmanızı istiyoruz. Çünkü ailesinin içinde şiddet gören çocuklar oluyor veya ölüm nedeniyle annesinden, babasından birini kaybetmiş olabiliyor. Bir madde bağımlılığı olabiliyor veya ayrılmalar sonucu çocuklar ortada kalabiliyor. Bu tarz çocuklar genelde koruma altına alınıyor. Kimse benim başıma gelmez diye düşünmesin. Biliyorsunuz Sakarya’da, Düzce’de deprem oldu. Çok çok zengin insanlar, bir sürü apartmanı, dükkanı olan insanlar bir sabah kalktılar ki hiçbirşeyleri yok. Annesi, babası, akrabası olan çocuklar bir sabah kalktılar ki akrabalarından bile doğru düzgün kimse kalmamış. Yani yarın öbür gün bizim çocuklarımızın, torunlarımızın veya akrabalarımızdan birinin çocuğunun koruyucu aileye muhtaç duruma gelip gelmeyeceğini bilemeyiz. Onun için biz şimdiden bir takım yardımlaşmaları yapmalıyız. Ki bililyorsunuz dinimizde de zaten sadaka çeşitli belaları önler bu şekilde inanıyoruz. Ama bakıyorsunuz 70 milyonluk ülkeyiz diye övünüyoruz ama 14 bin tane çocuğumuz bakım evlerinde yani bu kadar kalabalık bir ülkede 14 bin çocuğun bakımevinde olması aslında hepimizin ayıbı diyorum.

 

‘Öze inemiyoruz’

 

Yine bakıyoruz yabancı ülkelere belki ahlaki tarzlarını beğenmiyoruz, yaşam tarzlarını beğenmiyoruz o insanların ma kendi çocukları da var ama gidiyor fakir ülkeden renk ayrımı da yapmadan evlat ediniyorlar. Yani biz bu kadar övünüyoruz belli şeyleri yapıyoruz ama uygulamaya geldiğimizde bakıyoruz ki hepsi sözde kalmış. Öze inemiyoruz. Bizim amacımız bir farkındalık yaratmak. Yani amacımız bu, insanları biraz düşünmeye sevk etmek. Sadece şu anda bu altı aylık dönemde Koruyucu Aile hakkında bilgi verip ondan sonra yaşlılığa, yoksulluğa, kadına yönelik de neler yapabiliriz diye düşüneceğiz.

 

 

‘Bilecik için neler yapabiliriz?’

 

Biz Bilecik için neler yapabiliriz? Bilecik’teki hayırsever sayımızı nasıl arttırabiliriz? Sadece sayısal bazda da kalmasın istiyoruz. Aktif çalışmak isteyen arkadaşlar olursa onlarda faaliyete geçsin. Derneklerle faaliyete geçsin. Güzel bir şeyler yapalım Bilecik‘te. Ben kalıcı değilim burada, sonuçta geçici bir süre buradayım ama burada olduğum süre içinde elimden ne geliyorsa yapmak isterim. Ama bunu burada sürdürecek olan esas sizlersiniz, sivil toplum örgütleri.

 

‘Toplumsal duyarlılığımızı arttırmalıyız’

 

Toplumsal duyarlılığımızın artması çok çok önemli. Eskiden biliyorsunuz kalabalık ailelerde yaşardık. Akraba çocukları köyde liseler, okullar olmayan çocuklar şehirlerde akrabalarının yanında çok rahat kalabilirdi. Onların okunması sağlanabilirdi. Ama maalesef çekirdek aileye geçmemizle birlikte biraz daha bencilleştik. Herkes sadece anne-baba-çocuktan oluşmaya başladı. Yaşlılarımızı da bir kenara itmeye başladık. Huzurevleri açtık. Buralardaki yaşlılarımızın sayısı arttı. Etraftaki yoksullara karşı biraz daha duyarsızlaştık.

 

‘Çocuklar kendilerine rol model arıyor’

 

Bu çocukların koruyucu aile yanında yetişmesi neden bu kadar önemli? Çünkü devletimiz gerçekten bir çocuk başına yaklaşık 2 bin TL’ye yakın bir para harcıyor. Ama yine de bu çocukların sevgisiz yetişmesi mümkün olmuyor. Ne kadar harcanırsa harcansın çocuklar 10-20 kişinin anne-baba dediği bir kişi yerine gerçekten sahiplenebildiği bir anne-baba arıyor. Gerçekten kendisine bir rol model görmek istiyor. Bir kız çocuğu önünde güzel bir model görmezse ileride nasıl anne olacağını, nasıl kadın olacağını bilemiyor. Yine aynı şekilde bir erkek çocuğu önünde bir rol model görmezse ileride nasıl babalık yapacak, nasıl erkek olacak bunu yapamıyor. Kişisel gelişimini tamamlayamıyor. Bu sevgi eksikliğini farklı yollarda aramaya başlıyor. Ya mutlu olamıyor ya da mutsuzluk yaşıyor veya madde bağımlılığı gibi çeşitli yollara sevk ediliyor. Üniversite yıllarında da çok rahat kandırılabilen çocuklar olabiliyor. Yani terör örgütüne de katılabiliyor başka şeylere de katılabiliyor. Bunlar ileride evlendikleri zaman da tam istenilen manada bir yuva kuramıyor. Çünkü yuva kurmak için gerekli rol modeli görmemiş. Sevmeyi bile bilemiyor. İşte bunun için bu çocukların aile yanına yerleştirilmesi çok önemli.” ZEYNEP KILBAHRİ


Reklam
Mustafa Cilali


E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir