VAY BU GENÇLİĞİN HALİNE

Bilecik Üniversitesi büyük umutlara vesile olmuştu. Bu sayede şehir gençleşecek, büründüğü ağır havayı bir nebze olsun üzerinden silkeleyecekti. Ama sonu hüsran oldu. Hem yerli hem de ile sonradan dahil olan gençlik umduğunu bulamadı.

Artık Bilecik havası soluyan öğrenci kesimi medet ummayı bir tarafa bıraktı, kendi kültürel etkinliğini, kendi eğlencesini kendi üretmeye başladı. Çünkü Bilecik onlara, kafelerde 2,50 TL'den satılan kahve ve köşe başlarında satılan mısırdan fazlasını veremedi.

Üniversitemiz rektörü Sayın Özcan, eğitim öğretim yılı açılışında yaptığı konuşmada, öğrencilerin ilimizde bulamadığı eğlence ve kültürel faaliyetleri, başka illerden takviye etmemesi için girişimlerde bulunulması gerektiğini söylemişti. Bu bağlamda herkesin sorumluluk almasını istemişti. Ama görüyorum ki; hala üniversite gençliği, kendi eğlencesini kendisi organize ediyor.

Kültürel etkinlik isyanındakilere bu güne kadar hep şu cümleyi kurduk: 'Sinema var da kaç kişi gidiyor?' Şimdi bakıyoruz, o da yıkılmanın eşiğine gelmiş. Yani elde var 'sıfır'.

Bilecik'in yerlisi içinde bulunduğu atmosfere ayak uydurmuş durumda. Şehirde gezilebilecek tek yerin caddeler olduğundan, tüm şehrin 15 dakikada gezilebilmesinden memnun ve bu geziler sonrasında cebindeki üç kuruşun harcanmamış olmasından mutlu. Peki ya üniversitemizde okuyan gençler… Onların ne düşündüğünü anlamak çok mu zor?

Üniversitemizde öğrencilere bir anket yapalım ve gençlerimize ilimizden memnun olup olmadıklarını soralım. Aslında çıkacak sonuç belli ama ısrarla birşeyleri görmek istemeyenler için belki hatırlatma niteliği taşır bu anket sonucu.