“YALNIZ DEĞİLSİNİZ”

İl Müftülüğü Aile İrşat ve Rehberlik Bürosu tarafından düzenlenen seminerde kadınlara, aile sorunları ve yapılması gerekenlerle ilgili bilgiler verildi. Huzurlu aileye sahip olmak adına hem kadına hem de erkeğe düşen görevlerin anlatıldığı seminerle ilgili İl Müftü Yardımcısı Ahmet Tokgöz şöyle konuştu:

“Bu aile sorunlarıyla ilgili toplumda yaşadığımız aile sorunlarıyla ilgili müftülüklerimizde başlangıçta Diyanet İşleri Başkanlığımız bir birim oluşturdu. Daha sonra bu birimi Müftülüklere yaydılar. Müftülüklerimiz aile sorunlarıyla ilgilensin, yardımcı olsun, çözümler bulsun, sorunları dinlesin diye başkanlık böyle bir ağ kurmaya gayret etti. O ağ müftülüklerde oluştu.

‘Biz bu işi gönüllü yapıyoruz, sizi aile ve sorunlarınızda başta dini konular olmak üzere diğer konular fazla değil de başta dini konular olmak üzere biz size yardımcı olmaya gönüllüyüz. Şu şu telefonlarımız bu iş için çalışıyor. Şu mail adresimiz şu iş için çalışıyor. Yüz yüze de şu görevlilerimiz sizin için çalışıyor sizin hizmetinizdedir.’ diye bu işi nasıl yapacağımızı söylemek için bu semineri düzenledik.

Seminerimize beldeler ve köylerden gelenler var. Bu soğuk günde erken saatte buraya gelen bayanlara çok teşekkür ediyoruz. Bizleri kırmayıp programımıza katıldılar, mutlu olduk.”

İl Müftülüğü Aile İrşat ve Rehberlik Bürosunda görevli Din Hizmetleri Uzmanı Hatice Geçgelen katılımcılara yönelik yaptığı sunumda, yalnız olmadıklarını söyledi. Aile İrşat ve Rehberlik Bürosu hizmetlerinden de söz eden Geçgelen, ayet ve hadislerle sunumunu zenginleştirdi. Geçgelen şunları aktardı:

“Aile geçim, birlik ve huzur demektir. Uyuşmazlık, çatışma ve sürtüşme değil. Karı-koca arasında varlığının değeri olarak sunacağı kadar kuvvetlidir merhamet ve sevgi. Birbirini hiç tanımayan, adetini, ahlakını, alışkanlığını bilmeyen iki insan belki de. Kenetleniyor fedakarlık yapıyor bir aile olma çabasına giriyor. İşte bu sevgi ve merhameti veren Allah’tır. Tabi ki eş olmak kadın ve erkek için hayatta var oluşun yegane boyutu değildir. Ancak çoğu kez insanın hayata tutunma çabalarında gerçekten bir eşin varlığı her zaman önceliklidir.

İman bakımından olgunluk ahlaki değerle eş değerdir. Kim ailesine daha çok hayırlıysa kadın olsun erkek olsun hayırlı olan odur.

Aile sevgi, ilgi ve gönül birliğidir. Nefret, kin ve ayrımcılık değil. Karı koca birbirine sevgiyle baktığı zaman Allah Teala’da onlara rahmet nazarıyla bakıyor. İkisi de birbirinin elini tuttuğu zaman parmaklar arasından günahlar dökülüyor. Bunlar gerçekten güzel müjdeler bizler için, aileler için eşler için.

 

‘Olaylara dolu tarafından bakmak gerek’

 

Karı koca birbirine elbise olmalı, ayıpları örtmeli. Ayıbını, kusurunu açan, hatanı kusurunu gerek yüzüne gerekse başkalarının yanında arkasından konuşan değil tam tersine onun ayıbını örten konumunda olmalıdır.

Bir insan tamamen kötüdür diyemeyiz. Ama biz genellikle olaylara ne kadar doğru bakıyoruz. Olumlu bakan olumlu düşünür, olumsuz bakan olumsuz düşünür. Bardağın boş tarafından değil de dolu tarafından görüneni bize olayları daha iyi anlayıp daha iyi yorumlamaya hem de dünyadaki sıkıntıları daha hafif bir şekilde atlatmaya yardım edecektir. Bu ister eşiniz olsun ister bir başkası olur. Kim olursa olsun bir insanın sürekli ayıbıyla uğraşırsak hem kendi ayıbımızı görmezden geliriz hem de o kişiye karşı olumsuz bir tavır takındığımız için bir türlü olumlu düşünemeyiz. O yüzden her zaman bardağın dolu tarafını görüp olumlu düşünmeye çalışalım inşallah.

 

‘Herkes sorumluluğunu bilirse şiddet gündeme gelmez’

 

Aile hoşgörü şefkat ve merhamet demektir. Eziyet baskı ve şiddet değil.

Biz eşimize emanetiz eşimiz de bize emanet, çocuklarımız bize emanet. Kadın ve erkek arasında bir ast-üst ilişkisi, bir amir-memur ilişkisi olduğu zaman bu sıkıntılar yaşanabiliyor. Oysa dikey değil yatay bir ilişki olmalı kadınla erkek arasında. Herkes kendi tarafını bilmeli, kendi hakkını, hukukunu, vazifesini, sorumluluğunu bilirse inşallah şiddet hiçbir zaman gündeme gelmeyecektir. Tabi ki şiddet konusu çok farklı sadece fiziksel olarak düşünmemek lazım.

 

‘Yalan olursa aile ayakta kalamaz’

 

Aile dürüstlük, güven ve sadakat demektir. Yalan, hile ve ihanet değil. Bir ailenin ayakta kalabilmesi için kesinlikle yalan olmaması lazım. Tarafların birbirlerine doğru dürüst hem sözde hem davranışta dürüst olmaları lazımdır. Birbirine her hususta güvenmeleri sadakatli olmaları gerekmektedir. Ailenin devamı için bu elzemdir.

Yanlış anlaşılır çoğu zaman. Namus deyince akla kadın gelir. Erkek yapınca elinin kiri, kadın yapınca alnının kiri gibi algılanır. O yüzden günah olan bir şey kadına da günahtır erkeğe de günahtır.

Aile iyilikte yardımlaşma ve adalet demektir. Kötülük ve haksızlık değil. Kadın ve erkek yeryüzü sınavını birlikte omuzlarlar çünkü bu bir sınavdır. İnanç birlikteliğini tadarak birbirlerine dost olup iyiliğe yönlendiren, kötülükten sakındıran konumda olmalıdır. Birbirinin karşısında değil, birbirinin yanı başında olmalıdır.

Bizler hak arayışına girmemeliyiz. Mesuliyet bilinciyle hareket ettiğimiz zaman o haklar zaten kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Benim hakkın şu benim sende şu hakkım vardan ziyade benim ona karşı mesuliyetim var bilinciyle hareket edersek inşallah aileler daha mutlu daha huzurlu olur.

Adalet önce ailede başlıyor. Karı koca arasında ve çocuklar arasında ve sonra topluma yayılır. Kız erkek ayrımı yapmadan çocuklarımıza eşit davranmalı maddi ve manevi her türlü imkanlardan onlara bu eşitliği sağlamalıyız.

Aile imtihandır.”

Aile İrşat ve Rehberlik Büroları hakkında bilgi vererek sunumuna devam eden Geçgelen şöyle konuştu:

“Biz, Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı olarak din görevlilerinden oluşan bir ekiple Müftülük çatısı altında hizmet veren dini danışma birimleriyiz. Kadın-erkek çocuk, genç ve yaşlı fark etmeksizin bütün vatandaşlarımıza aile hakkında doğru dini bilgi sunmayı amaçlıyoruz. Aileyi tehdit eden dolayısıyla toplumun huzurunu zedeleyen problemlerin çözümüne katkıda bulunmak için varız.

Milli ve manevi değerlere bağlı bir aile yapısının korunması bilinciyle aileye ve aile bireylerine yönelik çalışmalar yapıyoruz. Dini danışmanlık görevini yerine getiriyor, gerektiğinde problemin türüne göre bir kurum ve kuruluşlara yönlendirmede bulunuyoruz. Evliliğe hazırlık süreçleri, eşler arası iletişimin dini temelleri, nikah ve boşanma, çocukların dini ve ahlaki eğitimi, anne-baba-çocuk ilişkileri, çevre duyarlılığı, zararlı alışkanlıklar gibi aileyi ilgilendiren pek çok alanda farklı kurum ve kuruluşlarla da işbirliği içerisine girerek konferans, panel, seminer gibi faaliyetler düzenliyoruz.

Yalnız değilsiniz. Siz de aile içi soru ve sorunlarınız hakkında hafta içi her gün dini danışmanlık ve rehberlik hizmeti sunan Aile İrşat ve Rehberlik Bürolarına başvurabilir, telefon ve posta yoluyla bize ulaşabilirsiniz. Bürolarımızın düzenlediği faaliyetlere katılarak aile hayatınızda yeni ufuklara ve yeni umutlara yer açabilirsiniz.

Sadece paylaşmak için de gelebilirsiniz. Konuşmak için de gelebilirsiniz biz aynı zamanda sizler için bir sırdaşız.” Etkinlik ilahi okunması ve pilav ikramıyla devam etti. ZEYNEP KILBAHRİ



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir