YENİ YILA GİRERKEN

 

İyisiyle kötüsüyle, acısıyla tatlısıyla 2012 yılı hatıra defterlerinde kalacak. Aynı zamanda bizim adına amel defteri dediğimiz ahret iddianamesinde de yerini almış olacak. Bu açıdan bakınca o defterde yazılı olanlar bizi rahatsız edecek şeyler ise elde fırsat varken vakit geç olmadan onların telafisini planlamanın tam zamanıdır. 31 Aralık gecesi şayet o defterde yazılı olanlar bizi mutlu kılacak şeyler ise şükretmenin tam zamanıdır 31 Aralık gecesi. Çünkü dünyada cinayetler işlenmiş, soygunlar yapılmış, haksızlıklar yapılmış ama biz onların dışında kalmışız! Bunun şükrünü yapmanın zamanıdır 31 Aralık gecesi. Geride bıraktığımız bir yıl bizi rahatsız edecek, bizi üzecek şeylerden uzak bir yıl oldu ise, temiz geçirdiğimiz bir yılı bir gecede günahla kirletmek de her halde doğru bir şey olmasa gerektir.  Günahsız geçen günler ve geceler ne büyük bir kazançtır. Sadece günahsız geçmiş olması da yeterli olmamalı, sorumluluklarının farkında olan bir kişilik ortaya koyarak geçirilmiş olmalı değil mi?  Gelin görün ki durum hiçte öyle değildir. Zulüm yapanlar, gasp yapanlar, darp yapanlar, can yakanlar aynı zamanda bayram yapıyorlar. İnsan merak ediyor acaba neyin bayramını yapıyorlar? Her halde bu beyler bu dünyada yaşamıyorlar,  çünkü bu dünya bu kadar rahat ve problemsiz bir dünya görüntüsü vermiyor. Aksine yaşananları görenlerin ne iç huzuru kalıyor, ne de eğlenmek için bir arzusu. Fakat gerçek hiç de öyle değil.   Bu tarih herhangi bir ayırım yapmadan herkesin bayram yaptığı bir tarih olmuştur. Sanki bu gece illa bir şey yapmak gerekiyormuş gibi bir kısım insanlar da alternatif yılbaşı adı altında bazı programlar düzenlemektedirler. İçerik bakımdan farklı olması fazla bir şey değiştirmiyor. Çünkü amaç sadece eğlenmek ve kendinden geçmek değil, aynı zamanda o gece herkesin hareket halinde ve ekonomik faaliyette olmasını sağlamaktır. Doğrusu, hiç ilgilenmemek, tarafsız kalmak ve normali değiştirmemektir. Bunun dışındaki bütün faaliyetler aynı amaca hizmet eden değişik bir bayram sayılır.  Hem de ne bayram! Canını yaktığımız, acılar içinde kıvranan insanların ıstırapları, acıları hesap edilmeden mükellef sofralar, süslü sahneler, piyangolar, kadınlı erkekli eğlenceler, israf içinde bir gece. Bir kısmı evine gidemeyecek kadar içki içecek ve kendinden geçecek. Bu dünya bu kadar mı sorunsuz ve sorumsuz günler geçirdi. Bunu söylemek mümkün değil. Matem mi olsun? Diyoruz. Hayır, onu da söylemiyoruz. İyi şeylere sevinelim kötü şeylere de üzülelim. İkisi beraber olsun. Tek taraflı olmasın. Merhum Akif’in dediği gibi: Kanayan bir yara gördüm mü? Yanar ta ciğerim… Bir başka açıdan bakınca; Sanki yanlışı bir başka yanlışla düzeltme çabası gözümüze çarpmaktadır. Şöyle ki: 31 Aralık öncesi ve sonrası günler Hıristiyan dünyasının inançları açısından önemli günlerdir. Hıristiyan Dünyası, Hz. İsa (a.s.)’nın doğumunu kutlamak amacıyla çok tecrübeli ve hazırlıklı faaliyetleri bir öncekinden daha muhteşem bir şekilde sergilemektedirler. İstisnasız hayatın her alanında bu faaliyetler yapılmaktadır. Başta okullar, sokaklar, çarşılar, evler, hava alanları, Tren istasyonları, devlet daireleri bu hazırlıkların yapıldığı yerlerdir. Ama 31 Aralık gecesi öyle değildir. Bu gece dini çizgileri içermeyen tamamen eğlence sektörünün ve o sektörü besleyen diğer sektörlerin kışkırtmaları ve tahrikleri ile dünyanın her yerinde bir eğlence gecesi şekline dönüşmüştür. Çinlisi, Japon’u, Hintlisi, Avrupalısı, Amerikalısı, Arap’ı, Türk’ü bu gece çılgınca eğlenmektedir.  Sanki Gazze’de insanlar aç ve sefalet içinde değil, sanki Suriye’de insanlar ölüm korkusu içinde değil ve sair ve sair gibi. Hayret doğrusu bu kadar çile ve ıstırap varken Müslüman âleme böyle bir eğlence furyasının içinde yer almasını yakıştıramadığımızı da ifade etmek isteriz. Düşünmeye davet etmekte görevimiz elbette. Bir başka yanlışla düzeltme çabası ise bu geceyi Hıristiyan inançlarıyla aynı paralelde kabul edip misyoner faaliyetlerinin çok başarılı oldukları tezini haklı bulmaktır. Bu yaklaşım da gerçeği yansıtmayan bir görüştür. İyi seneler.

Ahmet TOKGÖZ

İl Müftü Yardımcısı  



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir