• İmsak 00:00
  • Güneş 00:00
  • Öğle 00:00
  • İkindi 00:00
  • Akşam 00:00
  • Yatsı 00:00
  • İFTARA KALAN SÜRE 00:00:00
İMSAKİYE 2024 - Bilecik

YEŞİLÇAM’IN EMEKTARI BOZÜYÜK’TE

 

1943 yılında Eskişehir'de doğan Nurettin Kaygısız çocukluğundan bu yana hep artist olmak istediğini hayatına hep bu yönde şekil verdiğini anlatıyor. "Askere gittim Manisa Orduevinde askerde komiklikler yaptım askerliği bitirdim. 1965 yılında Yeşilçam'a gittim. Bir kaç gün giyinerek gangster kılıklı fötr şapkalı, pardösülü falan kahvede oturmaya başladım. O çağıracak bu çağıracak derken kimse çağırmadı.

“Baktım Yılmaz Güney bir filme başlayacak ben de merak ediyordum kapısını çaldım”

Astsubaylıktan emekli bir arkadaş çıktı ismi de Bekir. Bekir'in göğsüne vurdum, dedim beni yarın çağırıyorsun, sete gireceğim. Korktu adam. Peki dedi sabahleyin 5'de gel. Bende o zamanlar Şişhane'de oturuyorum. Evliyim. Kalktım gittim karanlıkta sonra sete gittik.  İstanbul köy evleri gibi bir yerde karşı bir ağaç var büyük bir ağaç oturdum yere sırtımı da dayadım. Biraz sonra baktım Yılmaz Güney ve diğer arkadaşlar geldi. Bir  ara bir hareketlilik oldu hani yağcıları vardır ya. "Yılmaz Abi hoşgeldin" gibi. Bana gözünü dikti: Kim bu? dedi. "Figüran abi" dediler. Ne için geldi diye sorduğunda ölecek işte sonunda dediler. İyi tamam dedi. Amerikalı aktör vardı onunla beraber yanıma geldi Yılmaz Güney; sen oyuncu musun? dedi.

“Yılmaz Güney'e ben güçlü bir aktörüm diye cevap verdim”

Bana imkan vereceksiniz dedim. Şaşırdı kaldı, kalkıp gitti. Arkada ünlü yönetmen Şerif Gören vardı. Ona demiş, şurada oturan adamın ölüm sahnesini çekip gönderin. Bana verdiler çok eski bir silah, Yılmaz Güney'in yanına gidip ben senin taşıdığın silahlardan istiyorum dedim. Tamam dedi, elindeki silahlardan birini verip içindeki mermileri boşalttı. İçine fünye koydu, zararsız hale getirdi. Ölüm sahnesi oldu, çok şiddetli düştüğümde beni gerçekten öldüm sanmışlar, herkes yanıma geldi, Yılmaz Güney beni kucakladı. Kurşun çıkarmadık mı yoksa diye endişelilerdi, tabi ben hemen kalktım. Bu durumu beğendi galiba yardımcısı Bekir'e seslendi. Nurettin Kaygısız her gün bu filme gelecek oynasa da oynamasa da burada bulunacak dedi. Böylelikle film hayatım başladı.

“200'e yakın filmde oynadım”

Ben kabiliyetli bir oyuncu oldum, filmlerde oynadım tiyatrolar yaptım. 200'e yakın filmde oynadım. En çok ses getiren filmimiz en son 1975 yılında Kara Çarşaflı Gelin'i Ceylanpınar'da çekmiştik. Suriye Hududunda kaldık 1.5, 2 ay. Hakan Balamir, Aytaç Arman, Semra Özdamar, Aliye Rona ve ben kalmıştık.  O film baya ses getirmişti. Böyle devam ettik. 1976 yılında Anadolu Üniversite'si bizi davet etti Gala'ya. Film izlendi, sahnede konuşmalar yapıldı.  Konuşma yapan Cağaloğlu'nda matbaa sahibi ve senaryo yazarı Bekir Yıldızdı. Solun hızlı gittiği zamanlardı, filmimizde sol görüş içerdiği düşünülüyordu bir yerden bir kurşun gelir diye korkuyordum.  Basın toplantısı ile sinemayı bıraktığımı açıkladım. Sonra yurtdışına gittim, orada 3 yıl çalıştım annem hasta ve yaşlıydı. Atlayıp geldim yine ülkeme, sonrasında tiyatroya yönelip bir tiyatro grubu kurdum.

Adı Tiyatro Oscardı. kira verme gibi bir durumum olmadığımdan insanları bir yerde toplayıp ellerine senaryolarını veriyordum. Hangi karakterler olduklarını söylüyordum.  Derdim ki oyundan bir kaç saat önce kuliste; Bana artistlik yapın.  Sahneye çıkıyorsun, tiyatrocuyum, annem geldi, babam geldi, vali geldi, kesinlikle olmaması lazım. Bir evin salonunun içinde ne geçiyorsa onu yaşayın ve bana yaşatın derdim. Kendi rollerim ise hep doğaçlamaydı. Eskişehir'de 14 yıl doğaçlama tiyatro oynadım.  Şimdi tablolar yapıyorum, vaktimi güzel değerlendirip sergi açıyorum. Şimdi ise beni ufak sinema filmlerine çağırıyorlar figüran olarak onlara diyorum ki ben figüran değilim hakikaten öyle… Sonra geçenlerde Firuz Kanatlı'nın torununun yönetmenliğini yaptığı  Gudubet filminde oynadım. Şimdi ise Vatan Sana Canım Feda filminde bir dede rolünü canlandıracağım."

Filmi gayet başarılı bulduğunu belirten Nurettin Kaygısız ilçelerin böyle etkinliklere ihtiyacı olduğunu, insanların sanata, sinemaya ve tiyatroya yönelmesi gerektiğini vurguladı. 


Reklam
Mustafa Cilali


E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir