• İmsak 00:00
  • Güneş 00:00
  • Öğle 00:00
  • İkindi 00:00
  • Akşam 00:00
  • Yatsı 00:00
  • İFTARA KALAN SÜRE 00:00:00
İMSAKİYE 2024 - Bilecik

ZİHİN KİRLİLİĞİNE DÜŞMEMEK İÇİN

Yine Hz. Muhammed Mustafa kendisine sorulan: “En faziletli (insan) kimdir?” sorusuna: “Dilinden ve elinden Müslümanların (ve diğer insanların) emniyette olduğu kimsedir” cevabını vermektedir.

        Yine Hz. Peygamber: “Özür dilemek zorunda kalacağın bir sözü söyleme!” buyurmaktadır.

        Kur’an-ı Kerim ise: “Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakının ve hep doğru söz söyleyin ki Allah da işlerinizi ve hallerinizi düzeltsin, günahlarınızı affetsin. Kim Allah'a ve Resulüne itaat ederse, pek büyük bir mutluluk ve başarıya nail olur” buyurmaktadır.(Ahzab, 33/70-71).

        Görüldüğü üzere kâmil bir mümin her zaman hakkı ve doğruyu söylemek zorundadır. Müslüman olduğunu söyleyenler hayatlarının her anında bu hassasiyeti taşımak zorundadır. Ancak zaman zaman bu duyarlılıkta olmayanlar çıkabilmektedir. Bunlar toplumun karşısına geçip yalan yanlış şeyler konuşabilmekte, masum insanlara iftiralar atabilmekte, kamuoyunu yanıltarak menfaat peşinde koşmaktadırlar. İşte burada da Yüce Allah müminlere şunu emretmekte ve bir takım mazeretlerin arkalarına sığınmamalarını şimdiden tembihlemektedir:

        Cenabı Hak Şöy buyurmaktadır; “Ey inananlar! Eğer bir fâsık/yalan haber taşıyan birisi size bir haber getirirse, onun doğruluğunu araştırınız. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de, sonra yaptıklarınıza pişman olursunuz.” (Hucurât, 49/6).

        Bu ayette Yüce Allah adeta, “Ey iman edenler, doğru ve mantıklı düşünmeyi terk etmiş, hak yoldan çıkmış, günaha dalmış, bir bozguncu, özü sözü bir olmayan kötü niyetli biri size herhangi bir konuda bir haber verirse, bir twett veya mesaj atarsa, kulağınıza bir şey fısıldarsa, siz bu sözün doğru olup olmadığını mutlaka ama mutlaka araştırın. Muhakemenizi kullanın. Delil isteyin. İncelemeden hemen inanmayın! Yok eğer inanır, bu yanlış bilgilendirmeden dolayı yanlış kararlar alırsanız, suçsuz bir insana/cemaate/topluma kötülük yapmış, hoş olmayan bir davranış sergilemiş olursunuz da, sonra yaptıklarınıza pişman olursunuz. Ama iş iten geçer. Ve siz bu yaptığınızdan mutlaka sorumlu olursunuz! Sonra suçu birilerine atmaya da kalkışmayın! ‘Herkes söylüyordu ben de söyledim’, ‘Herkes alkışlıyordu ben de alkışladım’, “Herkes oraya gidiyordu ben de gittim’ demeyin!” demektedir. Zira başka bir ayet-i kerimede Yüce Allah şöyle buyurmaktadır. Birlikte okuyalım.

        “Bilmediğin şeyin ardına düşme. Çünkü işitme duyusu, görme duyusu ve kalp, bunların hepsi [Hesap Günü'nde] bundan sorguya çekilecektir!” (İsrâ, 17/36).

        Yüce Allah bu ayette de adeta şunları söylemektedir: “Ey Mümin! Bilmediğin konuda fikir beyan etme! Bilmediğin şeyin ardında düşme! Menfaatçi, çıkarcı, sahtekâr, düzenbaz, hilebaz, hokkabaz ve güvenilmeyen adamların peşinden gitme! Onları alkışlama! Onlara destek olma! Onlara kanma! Bazı olaylar ya da insanlar hakkında ileri sürdükleri mesnetsiz iddialara, iftiralara inanma! Yalan şahadette bulunan bu tür kişilere itibar etme! Onlara aldanma! Fasıkların doğrulanmayan ve tahmine dayanan beyanlarına sahip çıkma! Elde doğru değerlendirme yapmaya yetecek veriler olmadığı halde birtakım toplumsal olaylara ve oluşumlara karışma! Fitne çıkartanlara alet olma! demek istemektedir. Çünkü bir başka ayette Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

         “Kim haklı bir dâvâ uğrunda üstün çaba gösterirse (destek olursa, aracılık ederse), onun kazandıracağı nimetlerden bir pay alacaktır ve kim de haksız bir dâvâ için koşturursa (aracılık ederse, alkışlarsa, maddî manevî yardım ederse bunun) sorumluluğunun hesabını mutlaka verecektir: Çünkü Allah, her şeyi gözetleyicidir.” (Nisa, 4/85).

         Sonuç olarak, hakiki bir mümin Kur’an ve Sünnet’i kendine referans alır. Nitekim konuyla ilgili ayetler ve hadisler gayet açık ve nettir. Herkes yaptıklarından sorumlu olacak, karşılığını ödül veya ceza olarak mutlaka alacaktır. (Nahl, 16/111; Neml, 27/90; Mümin, 40/17) Araştırmadan kendine söylenen yalanlara, sloganlara ve kara propagandaya hemen inanıp İslam düşmanlarının peşinden gitmek çok büyük bir yanlıştır. Özetle, herkes kendi cennetini ya da cehennemini bu dünyadayken hazırlamakta olduğunu asla aklından çıkarmamalıdır.

Aydın OSMANOĞLU


Reklam
Mustafa Cilali


E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir