Zulmün 100’üncü Gününde Toplandılar

Bilecik İlim Yayma Cemiyeti Edebali Erkek Öğrenci Yurdu öğrencilerinin verdiği ezgi konseriyle başlayan etkinlik yapılan basın açıklamasıyla devam etti. Eğitim-Bir-Sen Bilecik Şube Başkan Yardımcısı Ahmet Basatemur tarafından yapılan açıklamada, Mısır’da sadece insanların değil, insanlığın öldürüldüğünü ifade eden Basatemur şunları aktardı:

“Mısır’da halkın oylarıyla seçilmiş hükümete ve cumhurbaşkanına karşı 3 Temmuz 2013 tarihinde gerçekleştirilen askeri darbe, bugün 100’üncü gününü tamamladı. Mısır halkının yılların mücadelesiyle elde ettiği demokrasi, adil seçim ve demokratik oy hakkı, 1 yıl bile dolmadan silah zoruyla rafa kaldırıldı.

Birkaç ülke hariç dünya, demokrasiyi, insan haklarını, insan onurunu hiçe sayan bu silahlı zorbalara sessiz kalmakta ısrar ediyor. Menfaatlerini korumak adına, darbecilere destek verenler, insan onuruna, insan haklarına ihanet ettiklerini dahi fark edemiyor.

 

‘Mısır özgürlük isteyenler için ölüm tarlasına dönüştürülüyor’

 

Darbeciler sözüm ona demokrasi beşiği devletlerin yaşananlara seyirci olmasından aldıkları cesaretle, masum bedenleri ölümle tanıştıran vahşetlerine her gün bir yenisini ekliyor. Mısır, özgürlük isteyenler ve insan onuru mücadelesi verenler için ölüm tarlasına dönüştürülüyor. 3 Temmuz’dan bu yana tanklar, zırhlı araçlar ve ağır silahlar kullanılarak gerçekleştirilen katliamlarda aralarında gençlerin, çocukların ve hamile kadınların da yer aldığı binlerce sivil öldürüldü. Zorba kurşunlarıyla ölenlerin ve yaralananların sayısı tam olarak bilinmiyor ve her geçen gün daha da artıyor.

 

‘Mısır’da sadece insanlar değil, insanlık öldürülüyor’

 

Darbe yönetimi ve tetikçileri, yönetime el koymakla bu duruma karşı çıkanları öldürmekle yetinmiyor. Binlerce insanı, darbeye direndiği ve demokraside ısrar ettiği için hukuka aykırı yollarla tutukluyor, işkenceye tabi tutuyor. Mısır’da sadece insanlar değil, insanlık öldürülüyor. Dünya ses çıkarmaz, insanlık vicdanı harekete geçmezse, darbecilerin kirli elleri ölüm yağdırmaya devam edecek.

Demokrasinin yeniden tesisi, insan haklarının ve insan onurunun hüküm sürmesi ihtimalini ortadan kaldırmak adına hürriyet ve adalet partisi ve Müslüman kardeşlerin teşkilatları kapatıldı, faaliyetleri yasaklandı, liderleri tutuklandı ve mal varlıklarına el konuldu. Bağımsız medyanın oluşturacağı riski bertaraf etmek için, bütün medya kuruluşlarına darbe tetikçisi yöneticiler atandı. Dünya kamuoyunu etkileme gücüne sahip uluslararası yayın yapan televizyonlar, gazeteler, ajanslar kapatıldı, temsilcileri tutuklandı. Basın özgürlüğü, tam anlamıyla yok edildi.

Evet, büyük ve kadim bir medeniyetin beşiği Mısır’da, tam 100 gündür kendi insanına ölüm kusan, işkence yapan cuntacıların darbe iklimi hakimdir. Bugün, sadece Mısır’da kanlı darbenin 100’üncü günü değil, tarihin, insanlığın utanç vesikası olarak kaydedeceği, dünya ülkelerinin sessizliğinin, darbeciler eliyle vahşet ve katliamlara seyirciliğinin de 100’üncü günüdür.

Dünyanın en eski medeniyetlerinden olan Mısır’da, hukuka, insan haklarına, adalete ve vicdanlara aykırı cunta, tam 100 gündür zalimane bir yönetim sürdürüyor. Mısır halkı tam 100 gündür insan olmanın onurunu yaşayamıyor. 3 Temmuz’da mısır halkının iradesine vurulan darbeye sessiz kalanlar, darbecilerin akıttıkları kana, ölümle tanıştırdıkları binlerce masum cana 100 gündür ısrarla gözlerini kapıyor. Dün Irak’ta, Afganistan’da, Libya’da ve birçok ülkede sözüm ona demokrasi vaadiyle kan dökmekten geri durmayan batı, kutsadığı demokrasiyi Mısır’da katleden darbecilere, insani tepkiyi vermekten bile geri duruyor. Demokrasi havariliğini kimseye kaptırmayan batılı ülkeler, hak, özgürlük mücadelesini tekeline alan sözde aydınlar, bağımsız ve tarafsız medya manifestoları kaleme almakta mahir gazeteciler, Mısır’da demokrasinin, sivil halkın katledilmesi karşısında tam 100 gündür ısrarla üç maymunu oynuyorlar.

Bizler darbeye karşı direnen gençler olarak, Mısır’da yaşananları, Mısır halkına yaşatılanları, bütün insanlığa karşı tehdit olarak görüyoruz.

3 Temmuz darbesine sessiz kalanları, insanlığın katlinin iştirakçisi olarak kabul ediyoruz.

Darbecileri cunta yönetimini destekleyenleri, insan onurunun kadim düşmanları olarak kabul ediyoruz.

Mısır halkının iradesinin, Mısır’ın demokratik yollarla seçilmiş sivil idaresinin yanında olmayı, insan olmanın gereği olarak görüyoruz.

Vicdanı olan, insan olan herkesi darbeye, darbecilere, adaletsizliğe, insan hayatına kasteden her türlü eyleme karşı çıkmaya, Mısır halkının direnişine, insanlığın dirilişine katkı sunmaya davet ediyoruz.

Dini, inancı, milleti, mezhebi, ülkesi ve ideolojisi ne olursa olsun milletin iradesine kast edenlere ve eylemlerine her zaman karşı olacağımızı, hiçbir zaman sessiz kalmayacağımızı haykırıyoruz.

Dünya gençilğini darbelere karşı sonuna kadar direnmeye, onurlarına, oylarına ve tercihlerine sahip çıkmaya çağırıyoruz.

Bütün insanlık için adil, özgür, barışçıl ve inançlara saygılı, her türlü ayrımcılığa son verecek yeni bir dünya istiyoruz.

Bu yüzden Rabia-tül Adeviyye meydanında yapılan katliamın sessiz tanıkları olmayacağız.

Bu yüzden Mısır’da darbe son buluncaya, millet iradesi yeniden hakim oluncaya kadar isyanda olacağız.

Bu yüzden darbeye itirazlarında, darbecilere isyanlarında Mısır halkının yanında her alacağız.

Merkezinde insan olan temeli insan onuru olan yeni bir dünya için mısır için direniş, insanlık için diriliş mücadelemizde kararlı olacağız.

İnanıyoruz ki, kendisini insana ve insanlığa hizmet etmeye adamış gençliğin darbelere karşı direnişi insanlığın direnişiyle sonuçlanacak.

İnsana karşı yapılan zulmü sona erdirmeyi amaçladığımız bu kutlu sefer, mısır’da darbeyi sona erdiren soylu bir zaferle taçlanacak.

Mısır’da 100 gündür hüküm süren zulme isyanımızla kendisini Rabia kuşağı olarak adlandıran bizler, Mısır’da darbenin 200’üncü gününe ulaşmasına izin vermeyeceğiz.

Kim olduğuna bakılmaksızın zulmün karşısında duracağız. Adaletin, hürriyetin, meşruiyetin, insan haklarının ve insan onurunun savunucusu olacağız.

İnsanlığın ortak birikiminin eseri, insani değerleri kuşanmış bir gençlik olarak mısır başta olmak üzere dünya üzerinde yaşanan bütün mezalimlere son verecek yeni bir dünyayı mutlaka kuracağız.

İnsanlığın dirilişi için direniyoruz. İnsanca yaşamak için yeni bir dünya istiyoruz.”

Açıklamanın ardından dua yapıldı. Sonrasında kalabalık olaysız bir şekilde dağıldı. ZEYNEP KILBAHRİ



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. a – yine eğitimbirsen. Eğitimbirsen bunları yaparken diğer sendikalar ne yapıyor

    Cevapla