ÜLKE VE KENT EKONOMİSİNE KATKI DA SAĞLAYACAKLAR
Şeyh Edebali Üniversitesi’nin tüm yerleşkelerinde ve Gölpark’daki misafirhanede kurulan ”Sıfır Atık Sistemi” sayesinde, şehre kaynak arttırımı hedefleniyor.

Üniversitemizden çıkan bütün ambalaj atıklar toplayarak, belediyemize veriliyor. Bu malzemelerin satışıyla belediyeye kaynak oluşturulurken, aynı zamanda bu kaynakların kent gelişiminde kullanılması amaçlanıyor.
Şeyh Edebali Üniversitesi Sıfır Atık Koordinatörü Doç. Dr. Edip Avşar, kuraklığın sadece ülkemizin değil dünyanın problemi olduğunu söyledi.
Dünyada temiz su kaynaklarına ulaşmanın uzun yıllardır büyük bir problem olduğunun altını çizen Avşar, ”Son yıllarda yaşadığımız iklim değişikliği olgusuyla birlikte bu her gün daha da zorlaşıyor. Üniversite olarak hem kendi üzerimize düşen görevi yapalım hem de eğitim gören öğrencilerin bunun bilincini alarak mezun olsunlar ve bizim gönüllü elçilerimiz olsun diye üniversite de su tasarrufuyla ilgili örnek uygulamalar yapmaya çalışıyoruz.” dedi.

Basit uygulamalarla yani herkesin kendi evinde de yapabileceği uygulamaları hayata geçirdiklerini vurgulayan Avşar, şöyle devam etti:
”Bunun en basiti perlatör sistemi. Lavabolarda kullandığımız musluklarda basınç değişimi olmadan sudaki debiyi yaklaşık yüzde 50 oranında azaltan böylece yüzde 50 oranında su tasarrufu sağlayan basit perlatör sistemlerimiz var. Bunu üniversitemizin genelinde binalarımızdaki musluklara entegre etmeye çalışıyoruz. Bunun dışında tabii ki fotoselli muslukları kullanmaya çalışıyoruz. Bunların tamamıyla su tüketimimizi azaltmaya çalışıyoruz.

Su tüketimini azaldıktan sonra üniversite olarak çevreci uygulamalarla birlikte atık sularımızı da arıtıyoruz. 9 bin kişilik günlük 900 metre küp suyu arıtabilecek biyolojik arıtma sistemlerimiz mevcut. Bu sistemlerden çıkan arıtılmış atık sularında peyzajda, sulamada ve sifonlarda kullanıma yönelik planlamalarımız var. Yapılacak binalarımızla birlikte bunları da devreye alarak hem daha az su tüketmeyi hem de tükettiğimiz suyu geri kazarak tekrar amaçlayan uygulamalarımız var ve bunun dışında da bölgemiz içinde çok önemli olan yağmur suyu hasadı uygulamalarımızı yeni yapılan özellikle yemekhane ve bundan sonra yapılacak binalarımızda uygulamak yönünde planlamalarımızı şu an yapıyoruz.”
Avşar, Bilecik’in yaklaşık ortalama yağış düşüşün 450 milimetre civarlarında olduğunu bildirerek, ”Bin metrelik bir çatı alanında yıllık 459 ton su tutabilme kapasitesine sahibiz. Üniversitemizde yaklaşık 60 bin metre kare çatımız var. Buna baktığımız zaman korkunç bir rakam ve bizim için önemli bir su kaynağı. Bu sadece bizim için değil aynı şekilde şehrimiz, ülkemiz ve dünya içinde önemli bir kaynak. Bunları da planlamalarımıza almış durumdayız.
Yeni yapılan binalarımızda da uygulamaya sokacağız. Yenilikçi ve çevreci uygulamalar daha çok üniversitelerimizden doğru çıkıp sonrasında kullanım imkanı buluyor. Ülkemiz çapında diğer üniversitelerimizde de paralel olarak çalışmalar yürüyor. Zaman zaman farklı üniversitelerde sıfır atık koordinatörlükleri olarak toplanıp, bu tür çalışmaları istişare etme ve birbirimiz arasında da deneyimleri örnekleyip, uygulama şansı buluyoruz.” diye konuştu.
Bu konunun önemine binaen Malta’da Avrupa Birliği projesinin toplantısına katılma fırsatı bulduğunu aktaran Avşar, şu ifadeleri kullandı:
”Proje su kıtlığı ile ilgiliydi. Özellikle denizlerin altında bulunan taze su kütlelerinin kullanılabilmesinin nasıl sağlanabileceği, bunların nasıl tespit edilebileceği, tespit edildikten sonra kalitelerinin nasıl kullanıma uygun hale getirileceğine yönelik bir projeydi. Burada gördüğüm Malta’da da su kıtlığı en önemli problem olduğu için tek kaynakları denizden arıttıkları su. Bu kaynağı farklılaştırmaya ve artırmaya çalışıyorlar.
Su sıkıntısı sadece Türkiye’nin değil dünyanın problemi. Günümüzde gördüğümüz su kıtlığı sadece ülkemizin değil dünyanın da problemi. Dünyada herkes bu problemi gidermek, ülkesinde ve sonrasında dünyada bu problemi nasıl aşabiliriz bunun yolunu bulmak için bilim insanları çalışmalar yapıyor. Bilim insanı bu probleme çözüm aramak için alternatif oluşturmak için çalışıyorlar.”
Evlerimizde alacağımız basit önlemlerle su tüketimimizi neredeyse yarı yarıya azaltabileceğimizi kaydeden Avşar, ”Kaynakları etkin ve verimli şekilde kullanmamız gerekiyor. Dünya bize bir miras bunu sonraki nesillere en az kayıpla aktarmamız lazım. Yani sürdürülebilirliği sağlamalıyız. Bu da sürdürülebilirlik bağlamında yapılabilecek en basit uygulamalardan bir tanesi.
Ülkemizde ambalaj atıklarının geri kazanılmasıyla ilgili olarak sıfır atık uygulaması mevcut ve bu uygulama önemli derecede hız kazanmış durumda. Bizde üniversite olarak sıfır atıkla ilgili bütün çalışmalarımızı tamamlayarak, Şeyh Edebali Üniversitesinin bütün yerleşkelerinde ve Gölpark’taki misafirhanemizde dahil sıfır atık sistemimizi kurduk. Üniversitemizden çıkan bütün ambalaj atıklarımızı toplayarak, belediyemize veriyoruz. Bu tamamıyla bu malzemeler satılabilir malzemeler olduğu için belediyemize de bir kaynak oluşturabilir ve bu kaynak şehrimizin gelişmesi için harcanabilir.” açıklamasında bulundu.
