1. Haberler
  2. Manşet
  3. 47 YIL SONRA ‘ASRIN FELAKETİ’Nİ YAŞADI

47 YIL SONRA ‘ASRIN FELAKETİ’Nİ YAŞADI

featured

İlk depremi 6 yaşında gelini 7 yaşında yaşarken şimdi de “asrın felaketi”ni yaşadı

Van Çaldıran’da 1976’daki yaşayan, iki çocuk babası Muharrem Hergül ile 5 aylık gelini, 6 Şubat’taki Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depreme ise Hatay Antakya’da yakalandı.

Merkez üssü Van’ın Muradiye ilçesinde 24 Kasım 1976’da 6 yaşındayken ailesiyle Çaldıran’da depreme yakalanan 53 yaşındaki Hergül, eşi, çocukları ve geliniyle Hatay’da ikinci büyük afeti yaşadı.

Antakya ilçesinde Emek Sokakta 6 katlı binanın 5 katında oturan ve giriş katında şifalı bitkiler satan Hergül, sarsıntının ardından eşi, çocukları ve geliniyle hızla dışarı çıktı. 4 gün boyunca ailesiyle çadırda kalan Ergül, daha sonra ailesiyle Bilecik’in Bozüyük ilçesine Bozüyüklü iş adamı vasıtasıyla geldi.

İki büyük depremden de kurtulan Hergül, ailesiyle birlikte yaşadıklarını unutmaya çalışıyor.

Muharrem Hergül, deprem sırasında uyuduğunu, sallandı sonrası uyandığını ve eşini deprem oluyor diyerek uyardığını söyledi.

Eşinin korkmaması amacıyla ‘Ben bazayı’ salladım dediğini ancak sallantının devam etmesi üzerine alt katta oturan oğlunu ve 5 aylık hamile gelini ile oğlunu kaldırdığını ve terasa çıktıkları sırada “Kıyamet koptuğunu” zannettiklerini, şiddetli sallandıklarını söyledi.

İlk başta evden çıkamayacaklarını anlatan Hergül, “Bayağı sallandı, dua ettik. Bir şekilde kendimizi dışarı attık. Çok gürültülü bir depremdi. Karanlıkta çevredeki sesleri duyduk, yıkıntıları görüyorduk. Yağmur yağıyordu, o anları unutamıyorum.” dedi.

6 YAŞINDA VAN ÇALDIRAN DEPREMİNİ YAŞADIM

Merkez üssü Van’ın Muradiye ilçesinde 24 Kasım 1976 depremini yaşadığında küçük olduğunu dile getiren Hergül, “Ben 1976 yılındaki Çaldıran depreminde 6 yaşındaydım, enkaz altında kaldım. O dönemde insanların nasıl hareket ettiğini hayal mayel hatırlıyorum. Gelen bir felaketi insan beyninde, hafızanda kaydediyor, unutmaz. Dolayısıyla çocuklarıma nasıl davranmamız gerektiğini anlattım. Orada çevreden topladığımız odunlarla ateş yakarak, ısıtmaya yönlendirdik. İnsanlar, çocuklar korkmuştu, teselli etmeye çalıştık. Benim için 1976 depremi, üstüne bu deprem.” diye konuştu.

Ergül, bölgedeki hava koşulları nedeniyle bazı zorluklar çektiklerini aktararak, “Gün ışıdığında eve tekrar girmek zorunda kaldım. Çünkü gelinim hamile ve eşim şeker hastasıydı. Evden battaniye, kıyafet ve ilaçları aldım. Aynı gün güvenlik güçleri geniş güvenlik koridoru oluşturdu. Soğukta da biraz zorlandık. Depremin 4’üncü gününde 30 kişilik gönüllü ekipler geldi. Çadır ve konteyner kurdular, bayağı bir yardımda bulundular.” ifadesini kullandı.

Bulundukları alandaki gönüllülerin çoğunluğunun Bozüyüklü olduğunu belirten Hergül, Bozüyük’e gelişlerini anlattı:

“Bozüyüklü bir firma burada aşevi açtı, yemek dağıtımında yardımcı olduk. Görevleri bitince döneceklerdi, güzel bir dostluğumuz oldu. Sizi burada bırakamayız, bizimle Bozüyük’e gelir misiniz? diye sordu. Ailemle görüştüm ve kabul ettik. Buraya gelirken Bozüyük Kaymakamlığı, Bozüyük Güneş Spor Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği olmak üzere Bozüyük halkı büyük destekte bulundu. Bir süre sonra Antakya’ya giderek, hasarlı evimizden eşyaları getirdim. Bana verilen tüm eşyaları derneğimize iade ettim, depremzede ailelerin ihtiyaçlarının karşılanması için. Sadece kendimi düşünmem doğru değil. Elbette hasret çekiyoruz. Burası da bizim için Hatay.”

18 yaşındaki Azim Hergül ise uyuduğu sırada babasının kalk deprem oluyor dediğini, geçer diye oturduğunu ancak deprem şiddetini artırınca “Ben geri uzandım ve hikayemiz buraya kadarmış” diyerek uzandığını anlattı.

Sarsıntının devam etmesi üzerine AFAD gönüllüsü olmasından dolayı hazır olan çantasını yanına alarak, dışarıya çıktığını anlatan Hergül, “Boş bir alan vardı oraya geçtik, komşularımıza yardımcı olmak için. Depremden 1 hafta önce akşam depremle alakalı bir film izledim. Rüyamda iki sefer kıyamet koptuğunu gördüm. Şimdi de bu felaketle karşılaştık.” diye aktardı.

Muhammet Can Hergül de sarsıntıyla birlikte eşiyle uyandığını ve ilk aklına eşinin hamile olması geldiğini dile getirerek, “Eşime ve çocuğuma bir şey olacağı, düşük yapabileceği kaygısı yaşadım. Ayrıca eşim 6-7 yaşındayken 2011 yılındaki Van’daki depremi yaşamıştı. İkinci bir depremi de Hatay’ta yaşamış oldu.” ifadesinde bulundu.