Geçmişte Bağdat-İstanbul yolunun bir kolu olan Mihalbey Hanı (taşhan), barındırdığı hikayeler ve tarihi ile şehrin ortasında tüm ihtişamıyla duruyor.
Eskiden kervanların konaklayıp istirahat ettikleri yer olarak yapılan Mihal Bey Hanı, Vezirhan, Mahan,Taşhan, Katırhan, Nallıhan, Çayırhan gibi Gölpazarı Ankara istikametindeki han ve kervansaraylar zinciri içinde bulunuyor.
Han iri taş kalıplarla yapılmış, kalın duvarlı dikdörtgen şeklinde üstü yarım silindir (tonoz) örtüsü şeklinde bir yapı. Doğu-Batı doğrultusunda dikdörtgen planlı olan yapı aynı doğrultuda dört bölümden meydana gelmiş.
Girişi batı cepheden olup, girişten sonraki bölümler üzeri beşik tonozlarla örtülü. Bu mekânlar sivri takviye kemerleriyle birbirine bağlanmış. Bu mekânların kuzeyden hiçbir açıklığı olunamamasına karşın her bölümün güney duvarındaki eksende birer dikdörtgen pencere açılarak yapımına ışık olması sağlanmış. (Mazgal tipi pencere).
Beden duvarları bir sıra tuğla, bir sıra kesme taş ve aralardan dikine yerleştirilen birer tuğla ile çerçeveli teknikle örülmüştür. Süsleme özelliği bulunmuyor.
1969 yılında yenileme çalışmaları ile kuzey doğu bölümü yapılmış fakat tamamlanmamış. 2007 yılında vakıflar genel müdürlüğünce yenileme planları yapılmış 2008 yılı programına alınmış. Uzun yıllar “göl” adıyla anılan ilçede bu yapıların oluşması ilçenin Harmankaya’ya bağlı bir nahiye olmasından kaynaklanıyor.
R. Mahmut Gazi Mihal tarafından yayınlanan II.Mehmet dönemine ait bir vakıf defterinde; “Nahiyei Harmankaya, tabi Göl, der tasarruf-u Mehmet Bey, İbn-i Ali Bey, İbn-i Mihal, evvelden tasarruf ide geldüğü üzere ber karar-› sabık olalar deyi mukayyeddür.Defter-i kahnede yine mukayyeddür.”diyerek Göl’ün Mihal oğullarınca yönetildiği belirtilmektedir.Hanın kapı üstündeki kitabesinde şöyle yazmaktadır:
Transkripsiyon:
Bena Bazihil Bina is şerif
Sahibül hayr dafı üd dayr
Adil il ümere Mihal Bey
Fi seneti semana işrin ve semanemie
Ve itmaruhu kane fi seneti ihda ve işrine ve
semanimiyetin
Türkçesi
Bu mübarek binanın yapımı hayır sahibi, sıkıntıları gideren ve yöneticilerin (e-mirlerin) en adaletli olanı Mihal Bey tarafından 818 H./1415 M. Yılında başlanmış olup, 812 H. / 1418 M. Yılında tamamlanmıştır.
Mihal Bey Hamamı
Erken dönem Osmanlı mimarisinde görülen külliye geleneğini ilçe Mihal Bey yapılarında da görmekteyiz. Külliye camii ile birlikte medrese, imaret, türbe, kütüphane,hamam, aşevi, kervansaray gibi binalardan oluşan bir yapı topluluğudur. İlçemizde Taşhan, Cami ve Hamam bir üçgenin köşeleridir. Türklerin temizlik kültüründe hamamın yeri çok önemlidir. Bu bakımdan cami medrese yanında mutlak hamamlarda yapılmıştır. Mihal Bey hamamı yıllar içinde özelliğini kaybetmiş yalnızca kubbeli iç yapımı ve orijinalliğini korumaktadır.
Taşhan'ın çevre düzenlemesiyle yeniden cazibe haline gelmesi beklenirken, gizemli tarihin şahidi bu yapıt ilgi görmeye devam ediyor.