1. Haberler
  2. Güncel
  3. BARAJ VE GÖLETLERDE DOLULUK ORANI YÜZDE 90 OLDU İÇME SUYUNA DA BÜYÜK KATKISI VAR 

BARAJ VE GÖLETLERDE DOLULUK ORANI YÜZDE 90 OLDU İÇME SUYUNA DA BÜYÜK KATKISI VAR 

featured

Bilecik'in tarımsal ihtiyacının karşılandığı baraj ve göletlerinde geçen yılın sonunda yüzde 60’lara kadar düşen doluluk oranı son yağışlarla yüzde 90'lara kadar yükseldi.

Yıllık yağış toplamı metrekarede 450 kilogram dolayında olan Bilecik'te, yağış en çok ocak ve mayıs aylarında düşmekte. İklim özelliklerine bağlı olarak Bilecik'te tarım ve hayvancılık önemli bir yere sahip. Başlıca tarım ürünleri arasında buğday, nohut, fasulye, ayçiçeği, soğan, barbunya, domates ve salatalık olmak üzere çeşitli sebze ve meyveler yetiştiriliyor.

Tarım ve Orman Bakanlığı Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğünce Bilecik'te, son yıllarda yapılan baraj ve göletlerle sulama sezonunda toplam 33 bin dekar tarım arazisi sulanmaktadır. Bilecik'te 13 barajın yanı sıra 27 sulama tesisi bulunuyor.

Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Çevre Koruma Teknolojileri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Edip Avşar, Bilecik genelinde tarımsal sulama amaçlı birçok baraj ve gölet inşa edildiğini, son yağışlarla birlikte göletlerdeki doluluk oranının gözle görülür şekilde arttığını belirterek, il bazındaki göletlerin doluluk oranlarının yüzde 90 mertebelerinde olduğunu kaydetti.

Bilecik'te, tarımsal sulamanın su tüketiminde önemli bir kalemi oluşturduğunu aktaran Doç. Dr. Avşar, şöyle konuştu:

''Göletlerdeki su seviyesinin yüksek olması suyumuzla gelişigüzel şekilde sulama yapılabileceği anlamına gelmemektedir. Suyun tasarruflu ve efektif kullanılması gereklidir. Bunun içinde damla sulama gibi modern sulama uygulamalarının yapılması elzemdir. Bugün göletler dolu olsa bile Bilecik'te, uzun yıllar meteorolojik veri ortalamalarına bakıldığında aylık yağış düzeylerinin temmuz ağustos eylül döneminde minimuma indiğini görmekteyiz. Mevsim özelliği olarak ilimizde yaz ayları sıcak ve kurak geçmektedir. Bu aylarda sıcaklık ortalamaları da maksimum düzeye çıkmakta, güneşlenme süresi de artmaktadır. Bu verileri beraber değerlendirdiğimizde göletlerimizdeki suyun bir kısmının da buharlaşma ile kaybolacağı ve su bütçesine azaltıcı etki edeceği unutulmamalıdır.''

Ülkenin ekonomisine önemli bir girdi sağlayan tarımsal faaliyetlerin sürdürülebilirliği açısından su kaynaklarımızın verimli kullanılması gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Avşar, ''Özellikle küresel ısınma ve getirdiği kuraklık tüm dünyayı etkiliyor. Bu bağlamda suya bağlı gıda güvenliği ve arzı da çok daha önemli bir boyuta gelmiş durumdadır. Bizim de bu konuda planlı ve stratejik davranmamız gerekiyor. Yaşamsal öneme sahip olan su kaynaklarımız sadece bugünün değil geleceğin de en önemli meselesidir. Bu nedenle kaynaklarımızı korumalı, geliştirmeli ve tüm canlıların bu kaynaklardan yeterli düzeyde yararlanmasını sağlamalıyız.'' değerlendirmesinde bulundu.

Doç. Dr. Avşar, son günlerde yağan yağışların göletlerdeki su seviyesini yükselttiğini ancak bunun karşılığında şehir yapılarında da sel benzeri afetlerin yaşandığını anımsatarak, ''Bunların en önemli sebeplerinden bir tanesi şehirleri oldukça geçirimsiz yapmamız. Şehirlerde sürekli asfalt ve beton yapılara önem verdiğimiz ve arttırdığımız için yüzeyde geçirimsizlik sağlıyoruz. Bu geçirimsizlikten dolayı da toprak suya doymadığı için su direk yüzeysel akışla gidiyor. Yurt dışında kullanılan asfalt yada beton yapılarda geçirimliliği sağlayacak yapı malzemeleri kullanıyorlar. Böylece suyun tamamının yüzeysel akışa geçmesini önleyerek, yer altına doğru da gitmesini sağlıyorlar. Böylece toprak suya doyduğu zaman zaten yer altı suyu ve yer altı suyuyla dengede olan yüzeysel suya da katkısı oluyor. Aynı zamanda içme suyumuza da katkısı olmuş oluyor.'' diye konuştu.