Yaşadığımız şehrin değerinin farkındamıyız gerçekten? Herkesin bildiği ama nedense bir türlü tam randıman alamadığımız bu muhteşem şehri 6 yılda tanıdığım kadarıyla sizlere anlatayım.
Her şeyden önce Türkiye’nin dört coğrafi bölgesine komşu olan tek şehiriz. Yani ortalama 30-35 milyonluk nüfusa uzaklığımız ortalama 2 saat. İstanbul, Ankara, Konya, Eskişehir, Kütahya, Sakarya, Bolu, Bursa yanı dibimizde. Sakarya nehrinden beslenen 100’ün üzerinde ürünün yetiştiği bölgenin mikroklima özelliği ve toprak yapısından kaynaklanan muhteşem lezzetleriye yurt dışına bile ihraç ettiğimiz inanılmaz ürünlerimiz var.
Basit dille anlatacağım, çok bilimsel terimlere girmeyeceğim…
‘Çukurören biberi’, ‘Osmaneli Ayva lokumu ve karpuzu’, Pazaryeri helvası, Şerbetçi otu”, ”Osmaneli Lefke taşı”, Bozüyük ”Mercimekli mantı” Coğrafi İşaret aldı. Diğerleri ise sırada bekliyor.
Bilecik Balı, Ayva ve Nar Lokumu, Serbetçi Otu Kolonyası, Kızıldamlar Kabağı ve Tatlısı, Lavanta Ürünleri, Söğüt Deri Ürünleri, Alp Kıyafetleri, Kılıç, Balta, Börk, Pazaryeri Boza, Gölpazarı Tarhana, Mantı Çeşitleri, Nar Kolonyası, Nar Sabunu, Turşu ve Reçel Çeşitleri, Kınık Çömlek ürünleri vs…..
Dirilişin, Kuruluşun ve Kurtuluşun şehri Bilecik’in tarihi geçmişini anlatmama gerek var mı? Şeyh Edebali, Ertuğrulgazi,Dursun Fakih, Söğüt, Metristepe, Harmankaya Kanyonu bize yetmez mi? Mermer, maden, sanayideki önemli derecelerimiz ortada. 2024’e girerken sanki yıllardır konuşulan hep kısır döngüleri değişmesi gerekiyor gibi gelmiyormu size de?
Kahvede, kafede, otobüs durağında, çay bahçesinde, iş yerlerinde, kurumlarda, kısacası her ortamda 6 yıldır duyduğum 6 konu anca var. Hep aynı şeyler konuşuluyor. Şu şöyle olsaydı da şu böyle olurdu. Bir elin parmağını geçmeyen insanlar ve yine bir elin parmağını geçmeyen aynı konular. Sürekli ama sürekli hep aynı konular konuşuluyor. Sıkılmadık mı artık?
Bu zamanda alt yapısı, şehir yapılaşması, kent kültürü, ziyaretçi sayısı, yeni yüzler, yeni işler, yeni bir kent için artık bir şeyler gerekmiyor mu? Ben mi farklı düşünüyorum? Ben berberde traş olurken ”şu kurumda ne olmuş şu kişi (hep aynı isimler) şunu yapmış” gibi istihbaratları ama hep aynı kısır konuları duymaktan sıkıldım artık!
Yıllar önce ”Kınalı kar” diye bir dizi çıktı. Bursa’da Cumalıkız köyünde çekiliyordu. Bir süre sonra minibüslerin önünde Cumalıkızık yerine ”Kınalı Kar”a gider yazmaya başladı. Bu kadar basit. Bir mekan seç üzerine yürü, o da seni yürütsün. Vesselam….