Şenol, veliler ve öğretmenlere verdiği seminerlerin ardından “Zirvedekilerle Buluşma” programında, Milli Eğitim Müdürlerine, il yöneticilerine ve okul müdürlerine eğitim verdi.
“Koltuğu dolduramıyorsanız, lütfen koltuğu boşaltın” cümlesi üzerine kurulu olan seminerde Şenol, “Siz yürürken arkanızdan gelen varsa lidersiniz, yoksa müdürsünüz” dedi.
“Bir insana bir şey yaptırmak istiyorsanız, saygınlığınız olmak zorunda. Eğer saygınlığınız yoksa hiçbir şeyiniz yoktur. Müdürlük, koltuk, diploma, makam itibardır. Saygınlığı kişiliğinizle kazanırsınız.” diyen Şenol, şunları aktardı:
“Eğitimde, hitabette bilmek önemli değil, bildiğini satabilmek önemlidir. O yüzden öğretmenlerime diyorum ki, sen öğrenci psikolojisini bilmezsen, çoklu zekâyı bilmezsen, anlatım hitabeti bilmezsen zaten satamazsın.
TÜİK araştırma yapmış, kendi evlatlarıyla en az ilgilenen iki mesleki zümre var. Bunlardan biri, Allah başımızdan eksik etmesin emniyet mensupları, diğeri sizsiniz, eğitim mensupları. Başkası için yaşarken, kendiniz için ölmeyin. Bin tane fidanı çınar yaparsınız, dönüp kendi arka bahçenizde ot bitmediğini görünce canınız yanar.
Seminerin özeti biraz ağır olacak, tek bir cümle üzerine kurdum. “Koltuğu dolduramıyorsanız, lütfen koltuğu boşaltın.”
'Siz yürürken arkanızdan gelen varsa lidersiniz, yoksa müdürsünüz'
Bir şeyler yapmayı herkes başarabilir, önemli olan yaptırabilen olma kısmıdır. Sadece konuşan değil, aynı zamanda yapan liderdir. Fikir çıkartan değil, fikri çıkartıp da peşinden koşan liderdir. Liderin tek bir tanımı olarak şöyle düşünün, Siz yürüyorken arkanızdan gelen varsa lidersiniz, gelen yoksa müdürsünüz. Aradaki fark bu kadar barizdir. Siz yola çıktığınız zaman arkanızdan gelen yoksa liderlikten bahsetmeyin. En zor kısım yaptırabilen olma meselesi. Astınıza bir görev verdiğiniz zaman olmuyorsa olmuyor. Sizinde hevesiniz kırılır. Atatürk demiş ya, 'Ben size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum.' Günümüzdeki o cümlenin de tekrarı şu olsa gerek: 'Ben size ölmeyi değil çalışmayı, yanmayı emrediyorum.' Bir insana bir şey yaptırmak istiyorsanız, saygınlığınız olmak zorunda. Eğer saygınlığınız yoksa hiçbir şeyiniz yoktur. Müdürlük, diploma, makam, koltuk itibardır. Saygınlığı kişiliğinizle kazanırsınız. Lider değilseniz, insanlara görev veriyorsanız, o görev içerisinde, sizin rütbeniz içerisinde saygınlık yoksa olmayacaktır. Saygınlık otoriteyi doğurur. Liderlik içerisinde otoriteyi sağlamak zorundasınız. Yönetemezsiniz yönetirler.
Eğer saygınlığı kazanmak istiyorsanız 4 tane madde var. Bunlardan bir tanesi, prensip sahibi olacaksınız. Ama ikincisi herkeste yok, o da istikrar. O yüzdendir ki, dünya literatüründe şöyle acı bir söz vardır, 'Türk gibi başlamak, İngiliz gibi devam etmek, Alman gibi bitirmek.' Çünkü biz Türkler çabuk gaza gelen insanlarız. Gazımız da çabuk gidiyor.
İki tane cümle var ki, hayatınızın neresinde olursanız olun birini kendinize söyletin, diğerini asla söyletmeyin. Kendinize söyletmeniz gereken cümle, 'O var ya, tuttuğunu kopartır.' Eğer birileri sizin için tuttuğunu kopartır diyorsa süperdir.
'İstikrarlı olun'
İstikrar şart, prensibinizden asla ödün vermeyin. Eğer eğrilip bükülürsek, kişiye göre şekil alırsak sıkıntımızı kesinlikle yaşarız. Birisine bir şey yaptırabilmek için ikinci özellik istikrar. Üçüncüsü, insanlar karşı taraftakinin dolu olduğunu görmek istiyor ama doluluktan daha ziyade satabildiğini görebilmek istiyor, anlatabildiğini. Yoksa nice profesörler geliyor, derler ya, 'Adam yemiş, yalamış, yutmuş' ama gösteremiyor. O yüzden dönüp baktığınız zaman hitabet burada ortaya çıkıyor. Bildiğinizi hitabetinizi gösterebilirseniz o zaman gerçekten güzel oluyor. Dönüp baktığınız zamanda bilmek önemli değil satabilmek önemli.
'Eğer bir çocuğun başında disiplinine karışan anneanne-babaanne varsa o çocuk şımarık olur'
Neden zamane gençlerinin okul eğitimi hedefleri az? O sizle alakalı, direk sizinle alakalı. Anne-baba anneanne-babaanne ile alakalı. Türkiye'nin aile sorunlarının en başında, anneanne ve babaanne sorunu geliyor. Eğer bir çocuğun başında disiplinine karışan anneanne veya babaannesi varsa, o çocuk şımarık oluyor. Biz bir istatistik yaptık. Hiperaktif çocukları topladık, onlarla ilgili özel bir araştırma yaptık. Hiperaktif dediğimiz çocukların yarıya yakını hiperaktif falan değil, şımarık. Oturmasını, kalkmasını, konuşmasını bilmiyor. Onlara da dikkat ettik, % 80'i ne yazık ki, anneanne ve babaanne elinde büyüyen çocuklar. Ya da zamane çocuklarının hedefi yok, çünkü doyumsuzlar. Neden? Dedesinin elinde büyüyen çocuk %80 oranında doyumsuz oluyor. Çünkü her istediğini alabiliyor. Eskiden bize teşekkür belgesi alırsan sana bisiklet alacağız derlerdi, bisiklet gibi ders çalışırdık. Şimdi ki çocuğa bir şey alacağım dediğinizde dedesi tarafından alınmış oluyor ya da anneanne ve babaannesi tarafından alınacağı söyleniyor. Bu manada gözü tok olunca motive edemiyorsun. Doyumsuz olan çocuğun hedefi olmaz. Sizin işinizde bu, hedef.
Siz işinizden ayrıldığınız zaman, 'İyi ki gitti' derler. Birde derler ki, 'O gittikten sonra birçok şey eksildi.' Karar tamamen sizin, ayakta ölmesini başarın. Ayakta ölmesini başarmak istiyorsanız, ayakta yaşamasını başarın. Prensip sahibi olun. İstikrarlı ve sakin olun. Kendimizi tüketmeyelim.
Kendimize söyletmemiz gereken 'O var ya…' cümlesinin söyletmememiz gerekeni 'İdare et.' Bu cümleyi hayatta kendinize söyletmeyin. Hayatınız boyunca hiç kimseye kendinizi idare ettirmeyin. Biz sinirli insanları idare etmek zorundayız, etmeyelim. Cahilin cehaletine katlanmak, cahilin cehaletini katlamak dışında hiçbir işe yaramaz. Evladınız sizi idare ediyorsa, saygınlığınız biter.
Bazı öğretmenler konuyu anlatmayı başaramayınca, çocuk anlayamayınca veliye, 'Senin çocukta dikkat eksikliği var.' diyor. Bu, herkesin ağzında oyuncak olmuş. Dikkat eksikliği o kadar basit bir şey değil. Veliye böyle söylendiğinde seviniyor, çocuğunun başarısızlığının kendi yüzünden olmadığını düşünüp, dikkat eksikliğinden olduğunu düşünüyor.”
Seminer sonrasında Uzman Psikolog Özkan Şenol ve asistanlarına hediye takdim edildi.
Bilim Sanat Merkezi Toplantı Salonu'nda saat 15.00'de gerçekleşen eğitime, İl Milli Eğitim Müdürü Süleyman Şişman, Yardımcısı Enver Kandil, Şube Müdürleri Mahmut Güven ile Mustafa Karaca, Eğitim Denetmeni Başkanı Saadettin Uğurlu, İlçe Milli Eğitim Müdürleri ve okul müdürleri katıldı. ZEYNEP KILBAHRİ
Kaynak: Haber Merkezi