1. Haberler
  2. Manşet
  3. “Mehmet Akif, doğruyu korkmadan haykırabilmiş bir edebiyatçıdır”

“Mehmet Akif, doğruyu korkmadan haykırabilmiş bir edebiyatçıdır”

featured

 

Programa Vali Yardımcısı Süleyman Deniz, Belediye Başkan Yardımcısı Mustafa Yürükcü, İl Milli Eğitim Müdürü V. Enver Kandil, Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Bilgin Aydın, Bilecik Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürü İlhan Başol, Bilecik Defterdarı Mehmet Koray Alper, Bilecik Sosyal Güvenlik Kurumu Müdürü Niyazi Gökçe, Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürü Ayhan Tozan, Bilecik Kredi ve Yurtlar Kurumu Müdürü Selahattin Bulmuş, okul müdürleri ve öğrenciler ile veliler katıldı.    

                Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan programda İl Milli Eğitim Müdürü V. Enver Kandil tarafından açılış konuşması yapıldı. Kandil konuşmasında, Mehmet Akif’in hayatından ve İstiklal Marşı’nın yazılış sürecinden söz eden Kandil şunları aktardı:

                “Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin İstiklal Marşı’nın yazarı, Mehmet Akif Ersoy, 1873 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Babası Kosova doğumlu Fatih Medresesi hocalarından Mehmet Tahir Efendi, annesi Emine Şerif hanımdır.

                Mehmet Akif Ersoy, eğitimini İstanbul’da tamamlamış Türkçe, Arapça, Farsça ve Fransızca bilgisiyle dikkati çekmiştir. İdadide okurken şiirle uğraşmış, Edebiyat hocası İsmail Safa’nın izinden giderek yazdığı mesnevileri beğenilmiştir.

                Mehmet Akif Ersoy, 1908’de II. Meşrutiyet’in ilanıyla birlikte Eşref Edip’in çıkardığı ‘Sırat’ı Müstakim’ ve sonra ‘Sebilürreşad’ dergilerinde sürekli yazılar yazmaya, şiirler ve çağdaş Mısırlı İslam yazarlarından çeviriler yayımlamaya başlamıştır.

                Mehmet Akif 1911’de 38 yaşında iken ilk kitabı ‘Safahat’ı yayımlamıştır. Safahat bağımsız bir edebi kişiliğin ürünüdür. Mehmet Akif, doğruyu korkmadan haykırabilmiş bir edebiyatçıdır.

“Zulmü alkışlayamam, zalimi asla övmem

Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.

Şudur benim cihanda en beğendiğim meslek

Sözüm odun gibi olsun ama hakikat olsun tek.

…”

diyerek tarihimize ve kültür değerlerimize sahip çıkılmasını dile getirmiştir.

                Türk Kurtuluş Savaşı’nın en çetin döneminde, bir milli marşa duyulan ihtiyacı göz önüne alan Milli Eğitim Bakanlığı, 1921 yılında bunun için bir şiir yarışması düzenlemiştir.

                Akif konulan 500 liralık ödül nedeniyle başlangıçta katılmayı reddetmiştir, yarışmaya, o güne kadar gönderilen şiirlerin hiçbiri yeterli bulunmamıştır.

                Ödülün kendisine verilmeyeceği garantisinden sonra Mehmet Akif yarışmaya katılmayı kabul etmiştir.

                Mehmet Akif Ersoy, Kurtuluş Savaşı günlerini Ankara’da ‘Tacettin Dergâhında’ geçirmiş ve İstiklal Marşı’nı ‘Tacettin Dergahının’ küçük bir odasında yazmıştır.         

                Yarışmaya 724 şiir gönderilmiş, yapılan seçim sonunda, Mehmet Akif’in 20 Şubat 1921’de yazdığı ‘Kahraman Ordumuza’ ismini taşıyan şiiri 12 Mart 1921 günü büyük çoğunlukla TBMM’ce  ‘İstiklal Marşı’ olarak kabul edilmiştir.

                Ayrıca Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşı’nı ’Safahatına’ almamış, daha sonra da Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı’nı yazdırmayı kısmet etmesin diye temennide bulunmuştur.

                Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşı’nı yazmamış, bütün ayrıntıları ile yaşamıştır. Söylediklerini görmüş, gördüklerini yaşamış bütün olayları ruhunda hissetmiştir.

                Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşı’nda, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılacağına olan inancını, Türk askerinin yürekliliğine ve özverisine güvenini, Türk Milletinin bağımsızlığa, hakka, yurduna ve dinine bağlılığını dile getirir.

                Sakarya Zaferi’nden sonra Mehmet Akif, Mısır’da sürekli olarak yaşamaya karar vermiş, daha sonra yurdunda ölmek isteği ile Türkiye’ye dönmüş ve 27 Aralık 1936’da İstanbul’da vefat etmiş, Edirnekapı Şehitliği’ne defnedilmiştir.

                Akif milletin derdi ile dertlenmiş, uykusuz gün ve geceler geçirmiştir. Herkese ümit ve inanç haykırmış, hiçbir zaman ümitsizliğe ve yese kapılmamıştır.

                Fikirleriyle, sanat, edebiyat ve kültür dünyamızı zenginleştiren, bu alanda derin izler bırakan, manevi dünyasıyla, Türk Milleti’ne ve hatta insanlığa örnek olan milli şairimizin hayatını, sanatını, düşüncelerini, ideallerini ve edebiyatımızdaki yerini canlı tutmak ve özellikle genç nesillere tanıtmak gerekmektedir.

                Türkiye Cumhuriyeti’nin ‘İstiklal Marşı’ yazarı, büyük şair ve edebiyatçı Mehmet Akif Ersoy’u saygıyla ve minnetle anıyor, Allah’tan rahmet diliyorum.“

                Kandil’in konuşmasının ardından Atatürk İlköğretim Okulu 6/B sınıfı öğrencisi Betül Şamlı, “Umar Mıydın?” isimli şiiri okudu. Ardından Mehmet Akif Ersoy ve İstiklal Marşı konulu slayt gösterisi gerçekleşti. Slayt gösterisinin bitiminde Atatürk İlköğretim Okulu öğrencileri tarafından İstiklal Marşı okundu.

                Atatürk İlköğretim Okulu 6/A sınıfı öğrencisi İlkim Başdoğan “Bülbül” şiirini okuduktan sonra,  ''İstiklal Marşı ve Mehmet Akif Ersoy'' konulu kompozisyon yarışmasında dereceyegiren öğrencilere Vali Yardımcısı Süleyman Deniz tarafından ödül verildi.

                “İstiklal Marşı ve Mehmet Akif Ersoy” konulu konferans veren Bilecik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Özdemir şunları aktardı:

                “Mehmet Akif, Safahat’in giriş bölümünde okuyucuya şöyle sesleniyor;

‘Şi’r için ‘gözyaşı’ derler; onu bilmem, yalnız,
Aczimin giryesidir bence bütün âsârım!
Ağlarım, ağlatamam; hissederim, söyleyemem;
Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bîzârım!
Oku, şâyed sana bir hisli yürek lâzımsa;
Oku, zîrâ onu yazdım iki söz yazdımsa.’

                Mehmet Akif bunu söylemekle tevazu göstermiştir. Çünkü bu büyük şair ağladık ya ağlattı hissetti ki hissettirdi ve öyle sözler söyledi ki küllerinden doğmuş bir millet şimdi hala haykırıyor bütün dünyaya. ‘Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen alsancak

Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak’

                Mehmet Akif 19. yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın başlarında yaşanan toplumsal değişime ve dönüşüme tanıklık etmiş bir şairdir ve bu tanıklığını ortaya koyduğu eserlerde de yansıtmıştır. Akif paylaştığımız ortak değerlerimizi, ortak ülkümüzü anlatan dizeleriyle Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığının en önemli simgelerindendir. Türk Kurtuluş Savaşı’nın önsözü niteliğinde olan Çanakkale Zaferi’ni Çanakkale Şehitlerine adlı ölümsüz eseriyle belgeleyen Akif, şiirler yazarak, konuşmalar yaparak ve cephe cephe gezerek Kurtuluş Savaşı’nda etkin olarak yer almıştır.

                Sömürgeciliğe karşı yürütülen Milli Mücadele’de ordumuza ve ulusumuza seslenerek umut, cesaret, inanç ve ulusal bilinç aşılayan 41 dizelik ‘İstiklal Marşı’ ile Türk tarihinde silinmez bir sayfa edinmiştir.

                Akif’in Türk Milleti’ne armağan ettiği İstiklal Marşı, dünyadaki en haklı, en kutsal savaşlardan birini, sömürgeciliğe karşı verilmiş ilk kurtuluş savaşını, ulusal haykırışı, direnişi, heyecanı anlatan eşsiz bir eserdir. Mehmet Akif, özlü dizeleriyle milletimizin, ülkesine yönelen tehditlere kararlılıkla direneceğini; bağımsızlığını şartlar ne olursa olsun koruyacağını dünyaya duyurmuştur.”

Konferans sonrası program sona erdi. ZEYNEP KILBAHRİ