13 Şubat 2012 tarihinde basında yayınlanan “Geniş Aile Profilini koruduğumuz için ilçemizde ekonomik kriz yaşanması mümkün değil" başlıklı haberde, ilçe nüfusunun çoğalmasını istemiyoruz şeklindeki tarafımdan yapılmış gibi gösterilen açıklamadan sonra bunu siyasi bir malzeme gibi kullanan ve bu malzemeyi gündemden düşürmemek ve şahsımı yıpratmak için 16 Şubat 2012 tarihinde Hikmet Öztürk tarafından “Öyle mi yoksa böyle mi" köşe yazısı ve 23 Şubat 2012 tarihinde “nasihat ister misiniz?" köşe yazısı yazılmıştır.
Benim bu ibareyi kullanmayacağımı tüm Pazaryeri halkı bildiğinden dolayı 13 Şubat'taki yazıyı çok önemsemedim ve bu röportaj 4 Ocak 2012 tarihinde tüm basın mensupları ile yaptığım toplantıdan bir alıntıdır. Bu nedenle Bilecik'in tüm basın camiası bunu söylemediğimi çok iyi bilirler ve aynı zamanda canlı şahididirler. O toplantıdan sonra Anadolu Ajansı muhabiri Ramazan Çay ile hiç görüşmedim ve dolayısı ile ayrıca bir beyanatta bulunmadım. Ramazan Çay'ın da kötü bir niyetinin olmadığını ve yanlış anlaşılmadan kaynaklandığını tüm kalbimle inanıyorum.
Anadolu Ajansı Muhabiri de ilçe nüfusun çoğalmasını istemiyoruz kelimesinin tarafımdan kullanılmadığını basın toplantısında ki ses kaydını da dinleyerek teyit etmiştir. 23 Şubat 2012 tarihindeki “Nasihat İster misiniz?” köşe yazısında Hikmet Öztürk bu ibareyi de yazısının 5. paragrafında parantez içinde kullanmıştır.
Benim o basın toplantısında anlatmak istediğim; Pazaryeri›nin tarım, sanayi, hayvancılık, turizm, yönünden çok büyük bir potansiyele sahip olduğunu, bu güne kadar kullanılmamış olan bu potansiyelleri halkımızla birlikte değerlendirdiğimizde gençlerimiz sanayi kuruluşlarında çalıştığında sosyal güvencesi, sulu tarım yönünden zengin bir ilçe olmamız dolayısıyla tarımdan bir gelir elde edilmesi ve turizm potansiyelinin de harekete geçmesi ile ayrıca hemen hemen her evde bir emeklimiz olduğundan tüm bu gelirlerle haneye 3-4 gelir kaleminden katkı olacağından yaşanabilir bir Pazaryeri hedefimiz olduğunu söyledim.
Belediyecilik hizmetlerinin, halkımızın istekleri doğrultusunda gerçekleşmesi için nüfusumuzun 10.000 nüfusuna çıkmasının gerekliliğini ve hedefimizin bu doğrultuda olduğunu 2009 yerel seçimlerinde ve her ortamda dile getirdim ve dile getirmeye de devam ediyorum. İlçe nüfusunun artmasını istemeyen bir kişinin zeytin burnundaki Afganların ilçemize gelmesini istemesi ve uğraşması nasıl göz ardı edilebilir. Tarla alım girişimlerimizdeki tarla sahipleri ile yapılan toplantıda sayın Hikmet Öztürk 'te bu konuya bizzat şahittir.
Sayın eski Başkan'ın, öyle mi yoksa böyle mi köşe yazısında belirttiği “deveye sormuşlar boynun neden eğri diye o da nerem doğru ki diye cevap vermiş şimdi bu açıklamanın neresini düzelteceğiz başkan topluma sırça köşkten baktığı için ona her yer güllük gülistanlık" sözüne karşı Pazaryeri halkı Muzaffer Yalçın'ın sözünün eri olduğunu doğru, dürüst ve ahlaklı bir hayat sürdüğünü çok iyi bilmektedir ve halkımdan hiçbir zaman gizlim saklım olmamıştır. Başım her zaman diktir ve dik olacaktır. Beni eleştirenlerin bu kriterleri önce kendilerinde sorgulamalarını istememden daha doğal bir şey var mıdır?
Şunu da belirtmek isterim. 2009 senesinde seçildiğim yerel seçimlerde halkımıza seçim beyannamemizdeki hedeflerimizi tutturacağımızı ve 2014 yerel seçimlerinde ben olayım olmayayım; Ak Parti kadroları halkımızın karşısına hesap verebilir ve Ak bir şekilde çıkacağına söz veriyorum. Tüm kamuoyuna saygıyla duyuruyorum.
Kaynak: Haber Merkezi